Buradasınız

Madde 61 Ücretin Tarifi

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:


T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir Ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

62030549-120[61-2017/1105]-E.87594

23.01.2020

Konu

:

Geçici süre ile yurtdışındaki grup firmasında görevlendirilen personele Türkiye'de ödenen ücretin vergilendirilmesi.

 

 

  

İlgi

:

24/11/2017 tarih ve 1982287 sayılı özelge talep formu

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda şirketiniz personelini grup şirketinde çalışmak üzere 2017 yılı Mart ayında geçici görevlendirme ile üç yıllığına Fransa'ya gönderdiğiniz, personelinizin söz konusu süre zarfında Fransa'da ikamet edeceği ve Türkiye'de ikametgahı olmayacağı, personelinizin firmanız ile olan kontratının devam edeceği, bu süre zarfında ücretinin bir kısmının firmanız tarafından bordro aracılığı ile ödenmeye devam edeceği kalan kısmının ise Fransa mukimi grup şirketiniz tarafından ödeneceği belirtilerek söz konusu ücret ödemesinin gelir ve damga vergisine tabi olup olmadığı hususunda tereddüt edildiği anlaşılmış olup konu hakkında Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır.

 

I- GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun;

 

1 inci maddesinde, "Gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tabidir. Gelir, bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır."

 

3 üncü maddesinde, "Aşağıda yazılı gerçek kişiler, Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirilirler;

 

1- Türkiye'de yerleşmiş olanlar;

 

2- Resmi daire ve müesseselere veya merkezi Türkiye'de bulanan teşekkül ve teşebbüslere bağlı olup adı geçen daire, müessese, teşekkül ve teşebbüslerin işleri dolayısıyla yabancı memleketlerde oturan Türk vatandaşları (Bu gibilerden, bulundukları memleketlerde elde ettikleri kazanç ve iratları dolayısıyla Gelir Vergisine veya benzeri bir vergiye tabi tutulmuş bulunlar, mezkur kazanç ve iratları üzerinden ayrıca vergilendirilmezler.)"

 

"Ücretin tarifi" başlıklı 61 inci maddesinde, "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

 

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.… "

 

94 üncü maddesinde ise; "Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zırai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.

 

1. Hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre,

 

tevkifatı yapılır."

 

hükümleri yer almaktadır.

 

Bu açıklamalara göre iç mevzuatımıza göre, geçici görevlendirme ile üç yıllığına Fransa'ya gönderdiğiniz personelin tam mükellefiyet esasına göre vergilendirilmesi gerekmektedir.

 

II- ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMALARI YÖNÜNDEN:

 

Türkiye Cumhuriyeti ile Fransa Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının hükümleri 01.01.1990 tarihinden itibaren uygulanmaktadır.

 

Söz konusu Anlaşmanın "Kişilere İlişkin Kapsam" başlıklı 1 numaralı fıkrasında Anlaşmanın Akit Devletlerden birinin veya her ikisinin mukimi olan kişilere uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Bu kişiler tarafından diğer Akit Devletten elde edilen kazançların hangi ülkede vergilendirileceğinin tespit edilebilmesi için öncelikle bu kişilerin hangi ülkede mukim olduklarının bilinmesi gerekmektedir.

 

Anlaşmanın "Mukim" başlıklı 4 üncü maddesinin 1 ve 2 numaralı fıkraları;

 

"1. Bu Anlaşmanın amaçları bakımından, "bir Akit Devletin mukimi" terimi, o Devletin mevzuatı gereğince ikametgah, ev, kanuni merkez, iş merkezi veya benzer yapıda diğer herhangi bir kriter nedeniyle vergi mükellefiyeti altına giren kişi anlamına gelir.

 

2. 1 inci fıkra hükümleri dolayısıyla bir gerçek kişi her iki Akit Devlette de mukim olduğunda, bu kişinin statüsü aşağıdaki kurallara göre belirlenecektir:

 

a) Bu kişi, daimi olarak kalabileceği bir meskenin bulunduğu Devletin mukimi kabul edilecektir. Eğer bu kişinin her iki Devlette de daimi olarak kalabileceği bir meskeni varsa, bu kişi kişisel ve ekonomik ilişkilerinin daha yakın olduğu Devletin mukimi kabul edilecektir (hayati menfaatlerin merkezi);

 

b) Eğer kişinin hayati menfaatlerinin merkezinin yer aldığı Devlet saptanamazsa veya kişinin her iki Devlette de daimi olarak kalabileceği bir meskeni yoksa, bu kişi kalmayı adet edindiği evin bulunduğu Akit Devletin mukimi kabul edilecektir;

 

c) Eğer kişinin her iki Akit Devlette de kalmayı adet edindiği bir ev varsa veya her iki Devlette de böyle bir ev sözkonusu değilse, bu kişi vatandaşı bulunduğu Devletin mukimi kabul edilecektir;

 

d) Eğer kişi her iki Devletin de vatandaşıysa veya aksine her iki Devletin de vatandaşı değilse, Akit Devletlerin yetkili makamları sorunu karşılıklı anlaşmayla çözeceklerdir."

 

hükümlerini, Anlaşmanın "Bağımlı Faaliyetler"i düzenleyen 15 inci maddesinin 1 ve 2 numaralı fıkraları ise;

 

"1. 16, 18, 19, 20  ve 21 inci madde hükümleri saklı kalmak üzere, bir Akit Devlet mukiminin bir hizmet akdi dolayısıyla elde ettiği ücret, maaş ve diğer benzeri menfaatler, bu hizmet diğer Akit Devlette ifa edilmedikçe, yalnız ilk bahsedilen Devlette vergilendirilebilecektir. Eğer hizmet diğer Devlette ifa edilirse, buradan elde edilen gelir diğer Devlette vergilendirilebilir.

 

2. 1 inci fıkra hükümlerine bakılmaksızın, bir Akit Devlet mukiminin diğer Akit Devlette ifa ettiği hizmet dolayısıyla elde ettiği gelir, eğer:

 

a) Gelir elde eden kişi, bu diğer Devlette bir takvim yılı içinde bir veya bir kaç seferde 183 günü aşmamak üzere kalırsa, ve

 

b) Ödeme, bu diğer Akit Devletin mukimi olmayan bir işveren tarafından veya böyle bir işveren adına yapılırsa, ve

 

c) Ödeme, işverenin diğer Devlette sahip olduğu bir işyerinden veya sabit yerden yapılmazsa

 

yalnızca ilk bahsedilen Devlette vergilendirilebilecektir."

 

hükümlerini öngörmektedir.

 

Anlaşmanın 4 üncü maddesi hükümlerine göre, bir Devletin iç mevzuatında düzenlenen ev, ikametgah veya benzer yapıda herhangi bir kriter nedeniyle o Devlette vergi mükellefiyeti altına giren bir gerçek kişi, o Devletin mukimi kabul edilmektedir. Bu çerçevede, anılan personel Gelir Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin 2 numaralı bendine göre tam mükellefiyet kapsamında değerlendirildiğinden, Anlaşmanın 4 üncü maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca Türkiye mukimi  olarak kabul edilecektir. Bununla birlikte, söz konusu personelin Fransa iç mevzuatı gereğince, bu ülkede mukim olduğunun kabul edilmesi ve personelin bu durumu "mukimlik belgesi" ile belgelemesi halinde oluşacak olan çifte mukimlik durumu ise  maddenin 2 nci fıkrasında belirtilen kriterler dikkate alınarak bertaraf edilecektir.

 

Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, anılan personelin Anlaşmanın 4 üncü maddesi gereğince Fransa mukimi olduğu tayin edilmişse, bu kişinin Anlaşmanın 15 inci maddesinin 1 inci fıkrasına göre şirketinizden elde ettiği ücret, maaş ve diğer menfaatlere ilişkin hizmet Türkiye'de ifa edilmedikçe söz konusu ücret geliri üzerinden vergi alma hakkı Fransa'ya ait olacaktır.

 

Anılan personelin Anlaşmanın 4 üncü maddesi çerçevesinde Türkiye mukimi olduğu tayin edilmişse, bu kişinin Fransa'da ifa ettiği hizmetler bakımından 15 inci maddenin 2 nci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan üç koşulun bir arada gerçekleşmesi durumunda vergileme hakkı yalnızca Türkiye'ye ait olacak; birinin ihlal edilmesi halinde ise Fransa'nın da bu ücret gelirlerinden vergi alma hakkı olacaktır. Böyle bir durumda yol açılacak çifte vergilendirme ise, Anlaşmanın "Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi" ne ilişkin 23 üncü maddesi hükümlerince önlenecek olup; anılan maddenin 1 inci fıkrası çerçevesinde ücret gelirleri için Fransa'da ödenen vergi tutarı Türkiye'de bu türden gelirlere ilişkin ödenecek vergiden mahsup edilebilecektir.

 

III- DAMGA VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

 

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu, bu Kanundaki kağıtlar teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade edeceği hüküm altına alınmıştır.

 

Aynı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun "IV. Makbuzlar ve diğer kağıtlar" başlıklı bölümünün 1/b fıkrasında, maaş, ücret, gündelik, huzur hakkı, aidat, ihtisas zammı, ikramiye, yemek ve mesken bedeli, harcırah, tazminat ve benzeri her ne adla olursa olsun hizmet karşılığı alınan paralar (avans olarak ödenenler dahil) için verilen makbuzlar ile bu paraların nakden ödenmeyerek kişiler adına açılmış veya açılacak cari hesaplara nakledildiği veya emir ve havalelerine tediye olunduğu takdirde nakli veya tediyeyi temin eden kağıtların nispi damga vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

 

Buna göre, şirketinizin Fransa'da geçici görevlendirme sonucu çalışacak personele Türkiye'de yapacağı ücret ödemeleri nedeniyle düzenlenen kağıtların, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı tablonun IV/1-b fıkrası uyarınca damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:


T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir Ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

62030549-120[61-2017/1105]-E.87594

23.01.2020

Konu

:

Geçici süre ile yurtdışındaki grup firmasında görevlendirilen personele Türkiye'de ödenen ücretin vergilendirilmesi.

 

 

  

İlgi

:

24/11/2017 tarih ve 1982287 sayılı özelge talep formu

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda şirketiniz personelini grup şirketinde çalışmak üzere 2017 yılı Mart ayında geçici görevlendirme ile üç yıllığına Fransa'ya gönderdiğiniz, personelinizin söz konusu süre zarfında Fransa'da ikamet edeceği ve Türkiye'de ikametgahı olmayacağı, personelinizin firmanız ile olan kontratının devam edeceği, bu süre zarfında ücretinin bir kısmının firmanız tarafından bordro aracılığı ile ödenmeye devam edeceği kalan kısmının ise Fransa mukimi grup şirketiniz tarafından ödeneceği belirtilerek söz konusu ücret ödemesinin gelir ve damga vergisine tabi olup olmadığı hususunda tereddüt edildiği anlaşılmış olup konu hakkında Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır.

 

I- GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun;

 

1 inci maddesinde, "Gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tabidir. Gelir, bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır."

 

3 üncü maddesinde, "Aşağıda yazılı gerçek kişiler, Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirilirler;

 

1- Türkiye'de yerleşmiş olanlar;

 

2- Resmi daire ve müesseselere veya merkezi Türkiye'de bulanan teşekkül ve teşebbüslere bağlı olup adı geçen daire, müessese, teşekkül ve teşebbüslerin işleri dolayısıyla yabancı memleketlerde oturan Türk vatandaşları (Bu gibilerden, bulundukları memleketlerde elde ettikleri kazanç ve iratları dolayısıyla Gelir Vergisine veya benzeri bir vergiye tabi tutulmuş bulunlar, mezkur kazanç ve iratları üzerinden ayrıca vergilendirilmezler.)"

 

"Ücretin tarifi" başlıklı 61 inci maddesinde, "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

 

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.… "

 

94 üncü maddesinde ise; "Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zırai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.

 

1. Hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre,

 

tevkifatı yapılır."

 

hükümleri yer almaktadır.

 

Bu açıklamalara göre iç mevzuatımıza göre, geçici görevlendirme ile üç yıllığına Fransa'ya gönderdiğiniz personelin tam mükellefiyet esasına göre vergilendirilmesi gerekmektedir.

 

II- ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMALARI YÖNÜNDEN:

 

Türkiye Cumhuriyeti ile Fransa Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının hükümleri 01.01.1990 tarihinden itibaren uygulanmaktadır.

 

Söz konusu Anlaşmanın "Kişilere İlişkin Kapsam" başlıklı 1 numaralı fıkrasında Anlaşmanın Akit Devletlerden birinin veya her ikisinin mukimi olan kişilere uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Bu kişiler tarafından diğer Akit Devletten elde edilen kazançların hangi ülkede vergilendirileceğinin tespit edilebilmesi için öncelikle bu kişilerin hangi ülkede mukim olduklarının bilinmesi gerekmektedir.

 

Anlaşmanın "Mukim" başlıklı 4 üncü maddesinin 1 ve 2 numaralı fıkraları;

 

"1. Bu Anlaşmanın amaçları bakımından, "bir Akit Devletin mukimi" terimi, o Devletin mevzuatı gereğince ikametgah, ev, kanuni merkez, iş merkezi veya benzer yapıda diğer herhangi bir kriter nedeniyle vergi mükellefiyeti altına giren kişi anlamına gelir.

 

2. 1 inci fıkra hükümleri dolayısıyla bir gerçek kişi her iki Akit Devlette de mukim olduğunda, bu kişinin statüsü aşağıdaki kurallara göre belirlenecektir:

 

a) Bu kişi, daimi olarak kalabileceği bir meskenin bulunduğu Devletin mukimi kabul edilecektir. Eğer bu kişinin her iki Devlette de daimi olarak kalabileceği bir meskeni varsa, bu kişi kişisel ve ekonomik ilişkilerinin daha yakın olduğu Devletin mukimi kabul edilecektir (hayati menfaatlerin merkezi);

 

b) Eğer kişinin hayati menfaatlerinin merkezinin yer aldığı Devlet saptanamazsa veya kişinin her iki Devlette de daimi olarak kalabileceği bir meskeni yoksa, bu kişi kalmayı adet edindiği evin bulunduğu Akit Devletin mukimi kabul edilecektir;

 

c) Eğer kişinin her iki Akit Devlette de kalmayı adet edindiği bir ev varsa veya her iki Devlette de böyle bir ev sözkonusu değilse, bu kişi vatandaşı bulunduğu Devletin mukimi kabul edilecektir;

 

d) Eğer kişi her iki Devletin de vatandaşıysa veya aksine her iki Devletin de vatandaşı değilse, Akit Devletlerin yetkili makamları sorunu karşılıklı anlaşmayla çözeceklerdir."

 

hükümlerini, Anlaşmanın "Bağımlı Faaliyetler"i düzenleyen 15 inci maddesinin 1 ve 2 numaralı fıkraları ise;

 

"1. 16, 18, 19, 20  ve 21 inci madde hükümleri saklı kalmak üzere, bir Akit Devlet mukiminin bir hizmet akdi dolayısıyla elde ettiği ücret, maaş ve diğer benzeri menfaatler, bu hizmet diğer Akit Devlette ifa edilmedikçe, yalnız ilk bahsedilen Devlette vergilendirilebilecektir. Eğer hizmet diğer Devlette ifa edilirse, buradan elde edilen gelir diğer Devlette vergilendirilebilir.

 

2. 1 inci fıkra hükümlerine bakılmaksızın, bir Akit Devlet mukiminin diğer Akit Devlette ifa ettiği hizmet dolayısıyla elde ettiği gelir, eğer:

 

a) Gelir elde eden kişi, bu diğer Devlette bir takvim yılı içinde bir veya bir kaç seferde 183 günü aşmamak üzere kalırsa, ve

 

b) Ödeme, bu diğer Akit Devletin mukimi olmayan bir işveren tarafından veya böyle bir işveren adına yapılırsa, ve

 

c) Ödeme, işverenin diğer Devlette sahip olduğu bir işyerinden veya sabit yerden yapılmazsa

 

yalnızca ilk bahsedilen Devlette vergilendirilebilecektir."

 

hükümlerini öngörmektedir.

 

Anlaşmanın 4 üncü maddesi hükümlerine göre, bir Devletin iç mevzuatında düzenlenen ev, ikametgah veya benzer yapıda herhangi bir kriter nedeniyle o Devlette vergi mükellefiyeti altına giren bir gerçek kişi, o Devletin mukimi kabul edilmektedir. Bu çerçevede, anılan personel Gelir Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin 2 numaralı bendine göre tam mükellefiyet kapsamında değerlendirildiğinden, Anlaşmanın 4 üncü maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca Türkiye mukimi  olarak kabul edilecektir. Bununla birlikte, söz konusu personelin Fransa iç mevzuatı gereğince, bu ülkede mukim olduğunun kabul edilmesi ve personelin bu durumu "mukimlik belgesi" ile belgelemesi halinde oluşacak olan çifte mukimlik durumu ise  maddenin 2 nci fıkrasında belirtilen kriterler dikkate alınarak bertaraf edilecektir.

 

Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, anılan personelin Anlaşmanın 4 üncü maddesi gereğince Fransa mukimi olduğu tayin edilmişse, bu kişinin Anlaşmanın 15 inci maddesinin 1 inci fıkrasına göre şirketinizden elde ettiği ücret, maaş ve diğer menfaatlere ilişkin hizmet Türkiye'de ifa edilmedikçe söz konusu ücret geliri üzerinden vergi alma hakkı Fransa'ya ait olacaktır.

 

Anılan personelin Anlaşmanın 4 üncü maddesi çerçevesinde Türkiye mukimi olduğu tayin edilmişse, bu kişinin Fransa'da ifa ettiği hizmetler bakımından 15 inci maddenin 2 nci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan üç koşulun bir arada gerçekleşmesi durumunda vergileme hakkı yalnızca Türkiye'ye ait olacak; birinin ihlal edilmesi halinde ise Fransa'nın da bu ücret gelirlerinden vergi alma hakkı olacaktır. Böyle bir durumda yol açılacak çifte vergilendirme ise, Anlaşmanın "Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi" ne ilişkin 23 üncü maddesi hükümlerince önlenecek olup; anılan maddenin 1 inci fıkrası çerçevesinde ücret gelirleri için Fransa'da ödenen vergi tutarı Türkiye'de bu türden gelirlere ilişkin ödenecek vergiden mahsup edilebilecektir.

 

III- DAMGA VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

 

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu, bu Kanundaki kağıtlar teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade edeceği hüküm altına alınmıştır.

 

Aynı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun "IV. Makbuzlar ve diğer kağıtlar" başlıklı bölümünün 1/b fıkrasında, maaş, ücret, gündelik, huzur hakkı, aidat, ihtisas zammı, ikramiye, yemek ve mesken bedeli, harcırah, tazminat ve benzeri her ne adla olursa olsun hizmet karşılığı alınan paralar (avans olarak ödenenler dahil) için verilen makbuzlar ile bu paraların nakden ödenmeyerek kişiler adına açılmış veya açılacak cari hesaplara nakledildiği veya emir ve havalelerine tediye olunduğu takdirde nakli veya tediyeyi temin eden kağıtların nispi damga vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

 

Buna göre, şirketinizin Fransa'da geçici görevlendirme sonucu çalışacak personele Türkiye'de yapacağı ücret ödemeleri nedeniyle düzenlenen kağıtların, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı tablonun IV/1-b fıkrası uyarınca damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:


T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir Ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

62030549-120[61-2017/1105]-E.87594

23.01.2020

Konu

:

Geçici süre ile yurtdışındaki grup firmasında görevlendirilen personele Türkiye'de ödenen ücretin vergilendirilmesi.

 

 

  

İlgi

:

24/11/2017 tarih ve 1982287 sayılı özelge talep formu

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda şirketiniz personelini grup şirketinde çalışmak üzere 2017 yılı Mart ayında geçici görevlendirme ile üç yıllığına Fransa'ya gönderdiğiniz, personelinizin söz konusu süre zarfında Fransa'da ikamet edeceği ve Türkiye'de ikametgahı olmayacağı, personelinizin firmanız ile olan kontratının devam edeceği, bu süre zarfında ücretinin bir kısmının firmanız tarafından bordro aracılığı ile ödenmeye devam edeceği kalan kısmının ise Fransa mukimi grup şirketiniz tarafından ödeneceği belirtilerek söz konusu ücret ödemesinin gelir ve damga vergisine tabi olup olmadığı hususunda tereddüt edildiği anlaşılmış olup konu hakkında Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır.

 

I- GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun;

 

1 inci maddesinde, "Gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tabidir. Gelir, bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır."

 

3 üncü maddesinde, "Aşağıda yazılı gerçek kişiler, Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirilirler;

 

1- Türkiye'de yerleşmiş olanlar;

 

2- Resmi daire ve müesseselere veya merkezi Türkiye'de bulanan teşekkül ve teşebbüslere bağlı olup adı geçen daire, müessese, teşekkül ve teşebbüslerin işleri dolayısıyla yabancı memleketlerde oturan Türk vatandaşları (Bu gibilerden, bulundukları memleketlerde elde ettikleri kazanç ve iratları dolayısıyla Gelir Vergisine veya benzeri bir vergiye tabi tutulmuş bulunlar, mezkur kazanç ve iratları üzerinden ayrıca vergilendirilmezler.)"

 

"Ücretin tarifi" başlıklı 61 inci maddesinde, "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

 

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.… "

 

94 üncü maddesinde ise; "Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zırai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.

 

1. Hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre,

 

tevkifatı yapılır."

 

hükümleri yer almaktadır.

 

Bu açıklamalara göre iç mevzuatımıza göre, geçici görevlendirme ile üç yıllığına Fransa'ya gönderdiğiniz personelin tam mükellefiyet esasına göre vergilendirilmesi gerekmektedir.

 

II- ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMALARI YÖNÜNDEN:

 

Türkiye Cumhuriyeti ile Fransa Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının hükümleri 01.01.1990 tarihinden itibaren uygulanmaktadır.

 

Söz konusu Anlaşmanın "Kişilere İlişkin Kapsam" başlıklı 1 numaralı fıkrasında Anlaşmanın Akit Devletlerden birinin veya her ikisinin mukimi olan kişilere uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Bu kişiler tarafından diğer Akit Devletten elde edilen kazançların hangi ülkede vergilendirileceğinin tespit edilebilmesi için öncelikle bu kişilerin hangi ülkede mukim olduklarının bilinmesi gerekmektedir.

 

Anlaşmanın "Mukim" başlıklı 4 üncü maddesinin 1 ve 2 numaralı fıkraları;

 

"1. Bu Anlaşmanın amaçları bakımından, "bir Akit Devletin mukimi" terimi, o Devletin mevzuatı gereğince ikametgah, ev, kanuni merkez, iş merkezi veya benzer yapıda diğer herhangi bir kriter nedeniyle vergi mükellefiyeti altına giren kişi anlamına gelir.

 

2. 1 inci fıkra hükümleri dolayısıyla bir gerçek kişi her iki Akit Devlette de mukim olduğunda, bu kişinin statüsü aşağıdaki kurallara göre belirlenecektir:

 

a) Bu kişi, daimi olarak kalabileceği bir meskenin bulunduğu Devletin mukimi kabul edilecektir. Eğer bu kişinin her iki Devlette de daimi olarak kalabileceği bir meskeni varsa, bu kişi kişisel ve ekonomik ilişkilerinin daha yakın olduğu Devletin mukimi kabul edilecektir (hayati menfaatlerin merkezi);

 

b) Eğer kişinin hayati menfaatlerinin merkezinin yer aldığı Devlet saptanamazsa veya kişinin her iki Devlette de daimi olarak kalabileceği bir meskeni yoksa, bu kişi kalmayı adet edindiği evin bulunduğu Akit Devletin mukimi kabul edilecektir;

 

c) Eğer kişinin her iki Akit Devlette de kalmayı adet edindiği bir ev varsa veya her iki Devlette de böyle bir ev sözkonusu değilse, bu kişi vatandaşı bulunduğu Devletin mukimi kabul edilecektir;

 

d) Eğer kişi her iki Devletin de vatandaşıysa veya aksine her iki Devletin de vatandaşı değilse, Akit Devletlerin yetkili makamları sorunu karşılıklı anlaşmayla çözeceklerdir."

 

hükümlerini, Anlaşmanın "Bağımlı Faaliyetler"i düzenleyen 15 inci maddesinin 1 ve 2 numaralı fıkraları ise;

 

"1. 16, 18, 19, 20  ve 21 inci madde hükümleri saklı kalmak üzere, bir Akit Devlet mukiminin bir hizmet akdi dolayısıyla elde ettiği ücret, maaş ve diğer benzeri menfaatler, bu hizmet diğer Akit Devlette ifa edilmedikçe, yalnız ilk bahsedilen Devlette vergilendirilebilecektir. Eğer hizmet diğer Devlette ifa edilirse, buradan elde edilen gelir diğer Devlette vergilendirilebilir.

 

2. 1 inci fıkra hükümlerine bakılmaksızın, bir Akit Devlet mukiminin diğer Akit Devlette ifa ettiği hizmet dolayısıyla elde ettiği gelir, eğer:

 

a) Gelir elde eden kişi, bu diğer Devlette bir takvim yılı içinde bir veya bir kaç seferde 183 günü aşmamak üzere kalırsa, ve

 

b) Ödeme, bu diğer Akit Devletin mukimi olmayan bir işveren tarafından veya böyle bir işveren adına yapılırsa, ve

 

c) Ödeme, işverenin diğer Devlette sahip olduğu bir işyerinden veya sabit yerden yapılmazsa

 

yalnızca ilk bahsedilen Devlette vergilendirilebilecektir."

 

hükümlerini öngörmektedir.

 

Anlaşmanın 4 üncü maddesi hükümlerine göre, bir Devletin iç mevzuatında düzenlenen ev, ikametgah veya benzer yapıda herhangi bir kriter nedeniyle o Devlette vergi mükellefiyeti altına giren bir gerçek kişi, o Devletin mukimi kabul edilmektedir. Bu çerçevede, anılan personel Gelir Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin 2 numaralı bendine göre tam mükellefiyet kapsamında değerlendirildiğinden, Anlaşmanın 4 üncü maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca Türkiye mukimi  olarak kabul edilecektir. Bununla birlikte, söz konusu personelin Fransa iç mevzuatı gereğince, bu ülkede mukim olduğunun kabul edilmesi ve personelin bu durumu "mukimlik belgesi" ile belgelemesi halinde oluşacak olan çifte mukimlik durumu ise  maddenin 2 nci fıkrasında belirtilen kriterler dikkate alınarak bertaraf edilecektir.

 

Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, anılan personelin Anlaşmanın 4 üncü maddesi gereğince Fransa mukimi olduğu tayin edilmişse, bu kişinin Anlaşmanın 15 inci maddesinin 1 inci fıkrasına göre şirketinizden elde ettiği ücret, maaş ve diğer menfaatlere ilişkin hizmet Türkiye'de ifa edilmedikçe söz konusu ücret geliri üzerinden vergi alma hakkı Fransa'ya ait olacaktır.

 

Anılan personelin Anlaşmanın 4 üncü maddesi çerçevesinde Türkiye mukimi olduğu tayin edilmişse, bu kişinin Fransa'da ifa ettiği hizmetler bakımından 15 inci maddenin 2 nci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan üç koşulun bir arada gerçekleşmesi durumunda vergileme hakkı yalnızca Türkiye'ye ait olacak; birinin ihlal edilmesi halinde ise Fransa'nın da bu ücret gelirlerinden vergi alma hakkı olacaktır. Böyle bir durumda yol açılacak çifte vergilendirme ise, Anlaşmanın "Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi" ne ilişkin 23 üncü maddesi hükümlerince önlenecek olup; anılan maddenin 1 inci fıkrası çerçevesinde ücret gelirleri için Fransa'da ödenen vergi tutarı Türkiye'de bu türden gelirlere ilişkin ödenecek vergiden mahsup edilebilecektir.

 

III- DAMGA VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

 

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu, bu Kanundaki kağıtlar teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade edeceği hüküm altına alınmıştır.

 

Aynı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun "IV. Makbuzlar ve diğer kağıtlar" başlıklı bölümünün 1/b fıkrasında, maaş, ücret, gündelik, huzur hakkı, aidat, ihtisas zammı, ikramiye, yemek ve mesken bedeli, harcırah, tazminat ve benzeri her ne adla olursa olsun hizmet karşılığı alınan paralar (avans olarak ödenenler dahil) için verilen makbuzlar ile bu paraların nakden ödenmeyerek kişiler adına açılmış veya açılacak cari hesaplara nakledildiği veya emir ve havalelerine tediye olunduğu takdirde nakli veya tediyeyi temin eden kağıtların nispi damga vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

 

Buna göre, şirketinizin Fransa'da geçici görevlendirme sonucu çalışacak personele Türkiye'de yapacağı ücret ödemeleri nedeniyle düzenlenen kağıtların, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı tablonun IV/1-b fıkrası uyarınca damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:


T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

62030549-120[61-2019/315]-E.87588

23.01.2020

Konu

:

Bir projede çalışan personelin, kendi işvereninin projeden ayrılması ve aynı projede çalışmak üzere yeni işverenin gelmesi hususunun personel nezdinde işveren değişikliği olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği

 

 

  

İlgi

:

a) 04/03/2019 tarih 731517 sayılı özelge talep formu

b) 13/03/2019 tarih 840457 sayılı özelge talep formu

 

 İlgide kayıtlı özelge talep formları ve eklerinin incelenmesinden, … Müdürlüğü  ile Şirketiniz arasında "2019 yılı Temizlik / Teknik Personel ve Servis / Mutfak Personeli Hizmet Alımı Tip Sözleşmesi" imzalandığı, bu sözleşmeye istinaden 16.01.2019-31.12.2019 tarihleri arasında adı geçen sözleşmede belirtilen işlerin Şirketiniz tarafından yapılacağı, Şirketinizden önceki firmaya bağlı olarak ilgili tesiste çalışan personelin Şirketiniz bünyesinde çalışmaya devam ettiği, Şirketinizin taşeron olmadığı, inşaat projeleri gibi üst işverene bağlı bir sigorta dosyasının bulunmayarak ilgili tesiste bağımsız bir sigorta dosyasının mevcut olduğu belirtilerek, bu projede çalışan personelin Şirketinizle aynı projede çalışmaya devam etmesi nedeniyle kümülatif vergi matrahının sıfırlanıp sıfırlanmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde, "Ücret işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

 

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez..." hükmüne,  62 nci maddesinde ise "İşverenler hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişilerdir."  hükmüne yer verilmiştir.

 

Aynı Kanunun 94 üncü maddesinde tevkifat yapmak zorunda olan mükellefler sayılmış, bu maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde de "Hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre" vergi tevkifatı yapılacağı belirtilmiştir.

 

Öte yandan, Gelir Vergisi Kanununun 104 üncü maddesinde, yıllık gelir vergisinin, vergiye tabi gelirlerin yıllık toplamından 31 inci maddedeki indirimler düşüldükten sonra 103 üncü maddedeki nispetler uygulanmak suretiyle hesaplanacağı hükme bağlanmıştır. Bu hüküm uyarınca, aynı işveren tarafından aynı vergilendirme dönemi içinde yapılan ücret ödemelerinin toplamı, yürürlükte olan gelir vergisi tarifesinin gelir dilimlerine göre vergilendirilmektedir.

 

160 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin "Genel ve Katma Bütçeli İdareler İle Döner Sermayeden Ödenen Ücretlerin Vergilendirilmesi" başlıklı bölümünde konu ile ilgili bazı açıklamalar yer almaktadır.

 

Ayrıca, 4857 sayılı İş Kanununun 2 nci maddesinin  (6) numaralı bendinde, "Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur." hükmü yer almaktadır.

 

27.09.2008 tarihli ve 27010 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Alt İşverenlik  Yönetmeliğinin;

 

3 üncü maddesinde, "(1) Bu Yönetmelikte geçen;

 

a) Alt işveren: Bir işverenden, işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan, bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran gerçek veya tüzel kişiyi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşları,

 

b) Alt işverenlik sözleşmesi: Asıl işveren ile alt işveren arasında yazılı olarak yapılan ve 10 uncu maddede belirtilen hususları ihtiva eden sözleşmeyi,

 

c) Asıl iş: Mal veya hizmet üretiminin esasını oluşturan işi,

 

ç) Asıl işveren: İşyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işleri veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işleri diğer işverene veren, asıl işte kendisi de işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiyi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşları,

 

...

 

ğ) Yardımcı iş: İşyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin olmakla beraber doğrudan üretim organizasyonu içerisinde yer almayan, üretimin zorunlu bir unsuru olmayan ancak asıl iş devam ettikçe devam eden ve asıl işe bağımlı olan işi,

 

ifade eder."

 

9 uncu maddesinde, "(1) Alt işverenlik sözleşmesi asıl işveren ile alt işveren arasında yazılı şekilde yapılır.

 

(2) Asıl işveren ile alt işveren arasında yapılan ve işin üstlenilmesine esas teşkil eden sözleşmede, 10 uncu maddede yer alan hususların bulunması hâlinde söz konusu sözleşme alt işverenlik sözleşmesi olarak kabul edilebilir."

 

10 uncu maddesinde, " (1) Alt işverenlik sözleşmesinde;

 

a) Asıl işveren ile alt işverenin işyeri unvanı ve adresi,

 

b) Asıl işveren ile alt işverenin tüzel kişiliği ya da tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluş olması hâlinde işveren vekillerinin adı soyadı ve adresi,

 

c) İşyerinde yürütülen asıl işin ne olduğu,

 

ç) Alt işverene verilen işin ne olduğu,

 

d) Alt işverene asıl işin bir bölümü veriliyor ise; verilen işin işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektirme koşuluna ilişkin teknik açıklama,

 

e) Taraflarca öngörülmüş ise işin başlama ve bitiş tarihleri,

 

f) Alt işverenin faaliyetlerini işyerinin hangi bölümünde gerçekleştireceği,

 

g) Kanunun 2 nci maddesinde yer alan; asıl işverenin, alt işverenin işçilerine karşı o işyeriyle ilgili olarak Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden, alt işveren ile birlikte sorumlu olacağı,

 

ğ) Alt işverenlik sözleşmesinin yapılmasından önce asıl işveren tarafından çalıştırılan işçilerin alt işveren tarafından işe alınması hâlinde, bu işçilerin haklarının kısıtlanamayacağı,

 

h) Alt işverene verilen işin taraflar açısından yürütülme esasları,

 

ı) Asıl işveren veya vekili ile alt işveren veya vekilinin imzası,

 

hususlarına yer verilir."

 

açıklamaları yer almaktadır.

 

Öte yandan, Şirketiniz ile … Müdürlüğü arasında imzalanan "2019 yılı Temizlik/Teknik Personel ve Servis/Mutfak Personeli Hizmet Alımı Tip Sözleşmesi"nin incelenmesinden, 4857 sayılı Kanun ve Alt İşveren Yönetmeliği çerçevesinde, adı geçen Müdürlük ile Şirketiniz arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır.

 

Bu hüküm ve açıklamalara göre, … tesislerinde alt işveren nezdinde çalışan personelin, yıl içinde aynı işyerinde yeni alt işveren olarak Şirketinizde çalışmasının işveren değişikliği olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmayıp, söz konusu personelin ücretlerine ait gelir vergisi matrahlarının, alt işveren değişmeden önceki ücretlerine ait gelir vergisi matrahları ile birleştirilmesi ve kümülatif matrahları dikkate alınarak Gelir Vergisi Kanununun 61, 94 ve 103 üncü maddelerinde yer alan vergi tarifesinde belirtilen oranlar uygulanmak suretiyle vergilendirilmesi gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:


T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

62030549-120[61-2019/315]-E.87588

23.01.2020

Konu

:

Bir projede çalışan personelin, kendi işvereninin projeden ayrılması ve aynı projede çalışmak üzere yeni işverenin gelmesi hususunun personel nezdinde işveren değişikliği olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği

 

 

  

İlgi

:

a) 04/03/2019 tarih 731517 sayılı özelge talep formu

b) 13/03/2019 tarih 840457 sayılı özelge talep formu

 

 İlgide kayıtlı özelge talep formları ve eklerinin incelenmesinden, … Müdürlüğü  ile Şirketiniz arasında "2019 yılı Temizlik / Teknik Personel ve Servis / Mutfak Personeli Hizmet Alımı Tip Sözleşmesi" imzalandığı, bu sözleşmeye istinaden 16.01.2019-31.12.2019 tarihleri arasında adı geçen sözleşmede belirtilen işlerin Şirketiniz tarafından yapılacağı, Şirketinizden önceki firmaya bağlı olarak ilgili tesiste çalışan personelin Şirketiniz bünyesinde çalışmaya devam ettiği, Şirketinizin taşeron olmadığı, inşaat projeleri gibi üst işverene bağlı bir sigorta dosyasının bulunmayarak ilgili tesiste bağımsız bir sigorta dosyasının mevcut olduğu belirtilerek, bu projede çalışan personelin Şirketinizle aynı projede çalışmaya devam etmesi nedeniyle kümülatif vergi matrahının sıfırlanıp sıfırlanmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde, "Ücret işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

 

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez..." hükmüne,  62 nci maddesinde ise "İşverenler hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişilerdir."  hükmüne yer verilmiştir.

 

Aynı Kanunun 94 üncü maddesinde tevkifat yapmak zorunda olan mükellefler sayılmış, bu maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde de "Hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre" vergi tevkifatı yapılacağı belirtilmiştir.

 

Öte yandan, Gelir Vergisi Kanununun 104 üncü maddesinde, yıllık gelir vergisinin, vergiye tabi gelirlerin yıllık toplamından 31 inci maddedeki indirimler düşüldükten sonra 103 üncü maddedeki nispetler uygulanmak suretiyle hesaplanacağı hükme bağlanmıştır. Bu hüküm uyarınca, aynı işveren tarafından aynı vergilendirme dönemi içinde yapılan ücret ödemelerinin toplamı, yürürlükte olan gelir vergisi tarifesinin gelir dilimlerine göre vergilendirilmektedir.

 

160 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin "Genel ve Katma Bütçeli İdareler İle Döner Sermayeden Ödenen Ücretlerin Vergilendirilmesi" başlıklı bölümünde konu ile ilgili bazı açıklamalar yer almaktadır.

 

Ayrıca, 4857 sayılı İş Kanununun 2 nci maddesinin  (6) numaralı bendinde, "Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur." hükmü yer almaktadır.

 

27.09.2008 tarihli ve 27010 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Alt İşverenlik  Yönetmeliğinin;

 

3 üncü maddesinde, "(1) Bu Yönetmelikte geçen;

 

a) Alt işveren: Bir işverenden, işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan, bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran gerçek veya tüzel kişiyi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşları,

 

b) Alt işverenlik sözleşmesi: Asıl işveren ile alt işveren arasında yazılı olarak yapılan ve 10 uncu maddede belirtilen hususları ihtiva eden sözleşmeyi,

 

c) Asıl iş: Mal veya hizmet üretiminin esasını oluşturan işi,

 

ç) Asıl işveren: İşyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işleri veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işleri diğer işverene veren, asıl işte kendisi de işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiyi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşları,

 

...

 

ğ) Yardımcı iş: İşyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin olmakla beraber doğrudan üretim organizasyonu içerisinde yer almayan, üretimin zorunlu bir unsuru olmayan ancak asıl iş devam ettikçe devam eden ve asıl işe bağımlı olan işi,

 

ifade eder."

 

9 uncu maddesinde, "(1) Alt işverenlik sözleşmesi asıl işveren ile alt işveren arasında yazılı şekilde yapılır.

 

(2) Asıl işveren ile alt işveren arasında yapılan ve işin üstlenilmesine esas teşkil eden sözleşmede, 10 uncu maddede yer alan hususların bulunması hâlinde söz konusu sözleşme alt işverenlik sözleşmesi olarak kabul edilebilir."

 

10 uncu maddesinde, " (1) Alt işverenlik sözleşmesinde;

 

a) Asıl işveren ile alt işverenin işyeri unvanı ve adresi,

 

b) Asıl işveren ile alt işverenin tüzel kişiliği ya da tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluş olması hâlinde işveren vekillerinin adı soyadı ve adresi,

 

c) İşyerinde yürütülen asıl işin ne olduğu,

 

ç) Alt işverene verilen işin ne olduğu,

 

d) Alt işverene asıl işin bir bölümü veriliyor ise; verilen işin işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektirme koşuluna ilişkin teknik açıklama,

 

e) Taraflarca öngörülmüş ise işin başlama ve bitiş tarihleri,

 

f) Alt işverenin faaliyetlerini işyerinin hangi bölümünde gerçekleştireceği,

 

g) Kanunun 2 nci maddesinde yer alan; asıl işverenin, alt işverenin işçilerine karşı o işyeriyle ilgili olarak Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden, alt işveren ile birlikte sorumlu olacağı,

 

ğ) Alt işverenlik sözleşmesinin yapılmasından önce asıl işveren tarafından çalıştırılan işçilerin alt işveren tarafından işe alınması hâlinde, bu işçilerin haklarının kısıtlanamayacağı,

 

h) Alt işverene verilen işin taraflar açısından yürütülme esasları,

 

ı) Asıl işveren veya vekili ile alt işveren veya vekilinin imzası,

 

hususlarına yer verilir."

 

açıklamaları yer almaktadır.

 

Öte yandan, Şirketiniz ile … Müdürlüğü arasında imzalanan "2019 yılı Temizlik/Teknik Personel ve Servis/Mutfak Personeli Hizmet Alımı Tip Sözleşmesi"nin incelenmesinden, 4857 sayılı Kanun ve Alt İşveren Yönetmeliği çerçevesinde, adı geçen Müdürlük ile Şirketiniz arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır.

 

Bu hüküm ve açıklamalara göre, … tesislerinde alt işveren nezdinde çalışan personelin, yıl içinde aynı işyerinde yeni alt işveren olarak Şirketinizde çalışmasının işveren değişikliği olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmayıp, söz konusu personelin ücretlerine ait gelir vergisi matrahlarının, alt işveren değişmeden önceki ücretlerine ait gelir vergisi matrahları ile birleştirilmesi ve kümülatif matrahları dikkate alınarak Gelir Vergisi Kanununun 61, 94 ve 103 üncü maddelerinde yer alan vergi tarifesinde belirtilen oranlar uygulanmak suretiyle vergilendirilmesi gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:


T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

62030549-120[61-2019/315]-E.87588

23.01.2020

Konu

:

Bir projede çalışan personelin, kendi işvereninin projeden ayrılması ve aynı projede çalışmak üzere yeni işverenin gelmesi hususunun personel nezdinde işveren değişikliği olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği

 

 

  

İlgi

:

a) 04/03/2019 tarih 731517 sayılı özelge talep formu

b) 13/03/2019 tarih 840457 sayılı özelge talep formu

 

 İlgide kayıtlı özelge talep formları ve eklerinin incelenmesinden, … Müdürlüğü  ile Şirketiniz arasında "2019 yılı Temizlik / Teknik Personel ve Servis / Mutfak Personeli Hizmet Alımı Tip Sözleşmesi" imzalandığı, bu sözleşmeye istinaden 16.01.2019-31.12.2019 tarihleri arasında adı geçen sözleşmede belirtilen işlerin Şirketiniz tarafından yapılacağı, Şirketinizden önceki firmaya bağlı olarak ilgili tesiste çalışan personelin Şirketiniz bünyesinde çalışmaya devam ettiği, Şirketinizin taşeron olmadığı, inşaat projeleri gibi üst işverene bağlı bir sigorta dosyasının bulunmayarak ilgili tesiste bağımsız bir sigorta dosyasının mevcut olduğu belirtilerek, bu projede çalışan personelin Şirketinizle aynı projede çalışmaya devam etmesi nedeniyle kümülatif vergi matrahının sıfırlanıp sıfırlanmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde, "Ücret işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

 

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez..." hükmüne,  62 nci maddesinde ise "İşverenler hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişilerdir."  hükmüne yer verilmiştir.

 

Aynı Kanunun 94 üncü maddesinde tevkifat yapmak zorunda olan mükellefler sayılmış, bu maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde de "Hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre" vergi tevkifatı yapılacağı belirtilmiştir.

 

Öte yandan, Gelir Vergisi Kanununun 104 üncü maddesinde, yıllık gelir vergisinin, vergiye tabi gelirlerin yıllık toplamından 31 inci maddedeki indirimler düşüldükten sonra 103 üncü maddedeki nispetler uygulanmak suretiyle hesaplanacağı hükme bağlanmıştır. Bu hüküm uyarınca, aynı işveren tarafından aynı vergilendirme dönemi içinde yapılan ücret ödemelerinin toplamı, yürürlükte olan gelir vergisi tarifesinin gelir dilimlerine göre vergilendirilmektedir.

 

160 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin "Genel ve Katma Bütçeli İdareler İle Döner Sermayeden Ödenen Ücretlerin Vergilendirilmesi" başlıklı bölümünde konu ile ilgili bazı açıklamalar yer almaktadır.

 

Ayrıca, 4857 sayılı İş Kanununun 2 nci maddesinin  (6) numaralı bendinde, "Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur." hükmü yer almaktadır.

 

27.09.2008 tarihli ve 27010 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Alt İşverenlik  Yönetmeliğinin;

 

3 üncü maddesinde, "(1) Bu Yönetmelikte geçen;

 

a) Alt işveren: Bir işverenden, işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan, bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran gerçek veya tüzel kişiyi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşları,

 

b) Alt işverenlik sözleşmesi: Asıl işveren ile alt işveren arasında yazılı olarak yapılan ve 10 uncu maddede belirtilen hususları ihtiva eden sözleşmeyi,

 

c) Asıl iş: Mal veya hizmet üretiminin esasını oluşturan işi,

 

ç) Asıl işveren: İşyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işleri veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işleri diğer işverene veren, asıl işte kendisi de işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiyi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşları,

 

...

 

ğ) Yardımcı iş: İşyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin olmakla beraber doğrudan üretim organizasyonu içerisinde yer almayan, üretimin zorunlu bir unsuru olmayan ancak asıl iş devam ettikçe devam eden ve asıl işe bağımlı olan işi,

 

ifade eder."

 

9 uncu maddesinde, "(1) Alt işverenlik sözleşmesi asıl işveren ile alt işveren arasında yazılı şekilde yapılır.

 

(2) Asıl işveren ile alt işveren arasında yapılan ve işin üstlenilmesine esas teşkil eden sözleşmede, 10 uncu maddede yer alan hususların bulunması hâlinde söz konusu sözleşme alt işverenlik sözleşmesi olarak kabul edilebilir."

 

10 uncu maddesinde, " (1) Alt işverenlik sözleşmesinde;

 

a) Asıl işveren ile alt işverenin işyeri unvanı ve adresi,

 

b) Asıl işveren ile alt işverenin tüzel kişiliği ya da tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluş olması hâlinde işveren vekillerinin adı soyadı ve adresi,

 

c) İşyerinde yürütülen asıl işin ne olduğu,

 

ç) Alt işverene verilen işin ne olduğu,

 

d) Alt işverene asıl işin bir bölümü veriliyor ise; verilen işin işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektirme koşuluna ilişkin teknik açıklama,

 

e) Taraflarca öngörülmüş ise işin başlama ve bitiş tarihleri,

 

f) Alt işverenin faaliyetlerini işyerinin hangi bölümünde gerçekleştireceği,

 

g) Kanunun 2 nci maddesinde yer alan; asıl işverenin, alt işverenin işçilerine karşı o işyeriyle ilgili olarak Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden, alt işveren ile birlikte sorumlu olacağı,

 

ğ) Alt işverenlik sözleşmesinin yapılmasından önce asıl işveren tarafından çalıştırılan işçilerin alt işveren tarafından işe alınması hâlinde, bu işçilerin haklarının kısıtlanamayacağı,

 

h) Alt işverene verilen işin taraflar açısından yürütülme esasları,

 

ı) Asıl işveren veya vekili ile alt işveren veya vekilinin imzası,

 

hususlarına yer verilir."

 

açıklamaları yer almaktadır.

 

Öte yandan, Şirketiniz ile … Müdürlüğü arasında imzalanan "2019 yılı Temizlik/Teknik Personel ve Servis/Mutfak Personeli Hizmet Alımı Tip Sözleşmesi"nin incelenmesinden, 4857 sayılı Kanun ve Alt İşveren Yönetmeliği çerçevesinde, adı geçen Müdürlük ile Şirketiniz arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır.

 

Bu hüküm ve açıklamalara göre, … tesislerinde alt işveren nezdinde çalışan personelin, yıl içinde aynı işyerinde yeni alt işveren olarak Şirketinizde çalışmasının işveren değişikliği olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmayıp, söz konusu personelin ücretlerine ait gelir vergisi matrahlarının, alt işveren değişmeden önceki ücretlerine ait gelir vergisi matrahları ile birleştirilmesi ve kümülatif matrahları dikkate alınarak Gelir Vergisi Kanununun 61, 94 ve 103 üncü maddelerinde yer alan vergi tarifesinde belirtilen oranlar uygulanmak suretiyle vergilendirilmesi gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:


T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığı

(Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

50426076-120[61-2019/20-740]-E.6314

23.01.2020

Konu

:

Bilirkişilere yapılan ödemelerin vergilendirilmesi

 

 

  

İlgi

:

12.04.2019 tarih ve 76597 kayıt numaralı özelge talep formunuz

 

İlgide kayıtlı başvurunuzda, avukat olarak serbest meslek faaliyetinden dolayı … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numarasında kayıtlı mükellefi olduğunuz, farklı mahkemelerde bilirkişi olarak görev aldığınız ve bu görevler karşılığında Adalet Bakanlığına bağlı veznelerden tarafınıza ücret ödemesinde bulunulduğu belirtilmiş olup, bu ücret ödemelerinin tek işverenden alınan ücret olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ile beyan edilip edilmeyeceği, ayrıca, bilirkişi olarak elde ettiğiniz gelirlerinizin serbest meslek kazancınız kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususlarında Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun;

 

61 inci maddesinde; "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

 

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.

 

Bu kanunun uygulanmasında, aşağıda yazılı ödemeler de ücret sayılır:

 

...

 

5. Bilirkişilere, resmi arabuluculara, eksperlere, spor hakemlerine ve her türlü yarışma jürisi üyelerine ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler; "hükmüne,

 

86 ncı maddesinde; "Aşağıda belirtilen gelirler için yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirler beyannameye dahil edilmez.

 

1. Tam mükellefiyette;

 

...

 

b) Tek işverenden alınmış ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretler (4962 sayılı Kanunun 17/D maddesiyle değişen ibare Yürürlük; 07.08.2003) (birden fazla işverenden ücret almakla beraber, birden sonraki işverenden aldıkları ücretlerinin toplamı, 103 üncü maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı aşmayan mükelleflerin, tamamı tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretleri dahil)" hükmüne

 

yer verilmiştir.

 

Konuya ilişkin olarak 11.02.2004 tarihinde yayımlanan 16 No.lu Gelir Vergisi Sirkülerinin "3.2" bölümünde, "Tam mükellef gerçek kişiler tevkif yoluyla vergilendirilmiş, tek işverenden alınan ücretleri için yıllık gelir vergisi beyannamesi vermeyeceklerdir. Birden fazla işverenden ücret geliri elde edilmesi durumunda, birden sonraki işverenden alınan ücretlerin toplamının gelir vergisi tarifesinin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı aşması halinde birinci işverenden alınan da dahil olmak üzere ücret gelirlerinin tamamı beyan edilecektir.

 

Birden fazla işverenden ücret alınması halinde, birinci işverenden alınan ücretin hangisi olacağı serbestçe belirlenebilecektir.

 

Tevkifata tabi tutulmamış ücret gelirleri (Gelir Vergisi Kanununun 64 üncü maddesinde yer alan diğer ücretler hariç) için tutarı ne olursa olsun yıllık beyanname verilecektir." şeklinde açıklamalara yer verilmiştir.

 

Bu hüküm ve açıklamalara göre serbest meslek faaliyetinizin dışında mahkemelere yapmış olduğunuz bilirkişilik hizmetinden elde ettiğiniz gelir "ücret" niteliğinde olup, mahkemelerce yapılan söz konusu ödemelerin Adalet Bakanlığı tarafından yapılan ödeme olduğunun kabul edilmesi ve tek işverenden elde edilen ücret geliri olarak değerlendirilerek serbest meslek faaliyetiniz nedeniyle vereceğiniz beyannameye dahil edilmemesi gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:


T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığı

(Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

50426076-120[61-2019/20-740]-E.6314

23.01.2020

Konu

:

Bilirkişilere yapılan ödemelerin vergilendirilmesi

 

 

  

İlgi

:

12.04.2019 tarih ve 76597 kayıt numaralı özelge talep formunuz

 

İlgide kayıtlı başvurunuzda, avukat olarak serbest meslek faaliyetinden dolayı … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numarasında kayıtlı mükellefi olduğunuz, farklı mahkemelerde bilirkişi olarak görev aldığınız ve bu görevler karşılığında Adalet Bakanlığına bağlı veznelerden tarafınıza ücret ödemesinde bulunulduğu belirtilmiş olup, bu ücret ödemelerinin tek işverenden alınan ücret olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ile beyan edilip edilmeyeceği, ayrıca, bilirkişi olarak elde ettiğiniz gelirlerinizin serbest meslek kazancınız kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususlarında Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun;

 

61 inci maddesinde; "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

 

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.

 

Bu kanunun uygulanmasında, aşağıda yazılı ödemeler de ücret sayılır:

 

...

 

5. Bilirkişilere, resmi arabuluculara, eksperlere, spor hakemlerine ve her türlü yarışma jürisi üyelerine ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler; "hükmüne,

 

86 ncı maddesinde; "Aşağıda belirtilen gelirler için yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirler beyannameye dahil edilmez.

 

1. Tam mükellefiyette;

 

...

 

b) Tek işverenden alınmış ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretler (4962 sayılı Kanunun 17/D maddesiyle değişen ibare Yürürlük; 07.08.2003) (birden fazla işverenden ücret almakla beraber, birden sonraki işverenden aldıkları ücretlerinin toplamı, 103 üncü maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı aşmayan mükelleflerin, tamamı tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretleri dahil)" hükmüne

 

yer verilmiştir.

 

Konuya ilişkin olarak 11.02.2004 tarihinde yayımlanan 16 No.lu Gelir Vergisi Sirkülerinin "3.2" bölümünde, "Tam mükellef gerçek kişiler tevkif yoluyla vergilendirilmiş, tek işverenden alınan ücretleri için yıllık gelir vergisi beyannamesi vermeyeceklerdir. Birden fazla işverenden ücret geliri elde edilmesi durumunda, birden sonraki işverenden alınan ücretlerin toplamının gelir vergisi tarifesinin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı aşması halinde birinci işverenden alınan da dahil olmak üzere ücret gelirlerinin tamamı beyan edilecektir.

 

Birden fazla işverenden ücret alınması halinde, birinci işverenden alınan ücretin hangisi olacağı serbestçe belirlenebilecektir.

 

Tevkifata tabi tutulmamış ücret gelirleri (Gelir Vergisi Kanununun 64 üncü maddesinde yer alan diğer ücretler hariç) için tutarı ne olursa olsun yıllık beyanname verilecektir." şeklinde açıklamalara yer verilmiştir.

 

Bu hüküm ve açıklamalara göre serbest meslek faaliyetinizin dışında mahkemelere yapmış olduğunuz bilirkişilik hizmetinden elde ettiğiniz gelir "ücret" niteliğinde olup, mahkemelerce yapılan söz konusu ödemelerin Adalet Bakanlığı tarafından yapılan ödeme olduğunun kabul edilmesi ve tek işverenden elde edilen ücret geliri olarak değerlendirilerek serbest meslek faaliyetiniz nedeniyle vereceğiniz beyannameye dahil edilmemesi gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:


T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığı

(Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

50426076-120[61-2019/20-740]-E.6314

23.01.2020

Konu

:

Bilirkişilere yapılan ödemelerin vergilendirilmesi

 

 

  

İlgi

:

12.04.2019 tarih ve 76597 kayıt numaralı özelge talep formunuz

 

İlgide kayıtlı başvurunuzda, avukat olarak serbest meslek faaliyetinden dolayı … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numarasında kayıtlı mükellefi olduğunuz, farklı mahkemelerde bilirkişi olarak görev aldığınız ve bu görevler karşılığında Adalet Bakanlığına bağlı veznelerden tarafınıza ücret ödemesinde bulunulduğu belirtilmiş olup, bu ücret ödemelerinin tek işverenden alınan ücret olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ile beyan edilip edilmeyeceği, ayrıca, bilirkişi olarak elde ettiğiniz gelirlerinizin serbest meslek kazancınız kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususlarında Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun;

 

61 inci maddesinde; "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

 

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.

 

Bu kanunun uygulanmasında, aşağıda yazılı ödemeler de ücret sayılır:

 

...

 

5. Bilirkişilere, resmi arabuluculara, eksperlere, spor hakemlerine ve her türlü yarışma jürisi üyelerine ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler; "hükmüne,

 

86 ncı maddesinde; "Aşağıda belirtilen gelirler için yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirler beyannameye dahil edilmez.

 

1. Tam mükellefiyette;

 

...

 

b) Tek işverenden alınmış ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretler (4962 sayılı Kanunun 17/D maddesiyle değişen ibare Yürürlük; 07.08.2003) (birden fazla işverenden ücret almakla beraber, birden sonraki işverenden aldıkları ücretlerinin toplamı, 103 üncü maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı aşmayan mükelleflerin, tamamı tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretleri dahil)" hükmüne

 

yer verilmiştir.

 

Konuya ilişkin olarak 11.02.2004 tarihinde yayımlanan 16 No.lu Gelir Vergisi Sirkülerinin "3.2" bölümünde, "Tam mükellef gerçek kişiler tevkif yoluyla vergilendirilmiş, tek işverenden alınan ücretleri için yıllık gelir vergisi beyannamesi vermeyeceklerdir. Birden fazla işverenden ücret geliri elde edilmesi durumunda, birden sonraki işverenden alınan ücretlerin toplamının gelir vergisi tarifesinin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı aşması halinde birinci işverenden alınan da dahil olmak üzere ücret gelirlerinin tamamı beyan edilecektir.

 

Birden fazla işverenden ücret alınması halinde, birinci işverenden alınan ücretin hangisi olacağı serbestçe belirlenebilecektir.

 

Tevkifata tabi tutulmamış ücret gelirleri (Gelir Vergisi Kanununun 64 üncü maddesinde yer alan diğer ücretler hariç) için tutarı ne olursa olsun yıllık beyanname verilecektir." şeklinde açıklamalara yer verilmiştir.

 

Bu hüküm ve açıklamalara göre serbest meslek faaliyetinizin dışında mahkemelere yapmış olduğunuz bilirkişilik hizmetinden elde ettiğiniz gelir "ücret" niteliğinde olup, mahkemelerce yapılan söz konusu ödemelerin Adalet Bakanlığı tarafından yapılan ödeme olduğunun kabul edilmesi ve tek işverenden elde edilen ücret geliri olarak değerlendirilerek serbest meslek faaliyetiniz nedeniyle vereceğiniz beyannameye dahil edilmemesi gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:


T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

84098128-120.03.05.06[61-2019/8]-E.31457

21.01.2020

Konu

:

AB çerçeve programları kapsamında finanse edilen projeye ilişkin ödemelerin vergilendirilmesi.

 

 

  

İlgi

:

23/05/2019 tarihli özelge talep formunuz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eki dilekçenizde, … Merkezinde araştırma grup lideri olarak görev yaptığınızı, … programı altında nitelik ve nicelik olarak araştırma ve teknoloji alanındaki insan potansiyelini güçlendirmeyi, araştırmacıların kariyer gelişimini desteklemeyi, uluslararası ve sektörler arası araştırmacı dolaşımını teşvik etmeyi ve böylece Avrupa'yı ve Türkiye'yi araştırmacılar için bir cazibe merkezi haline getirmeyi hedefleyen … kapsamında Eylül/2018'de yaptığınız bireysel burs (…) başvurunuzun kabul edildiğini ve Avrupa Komisyonu ile proje anlaşması imzalandığını, … sözleşme numaralı "…" isimli projenizin TÜBİTAK tarafından Ar-Ge ve yenilik projesi olarak kabul edildiğini, proje bütçesinin Araştırmacı Maliyetleri (122.555,52.-Euro) ve Kurumsal Maliyetler (34.800.-Euro) olarak iki ana hibe kaleminden; Araştırmacı Maliyetlerinin de Yaşam Yardımı (96.155,52.-Euro), Ulaşım Yardımı (14.400.-Euro) ve Aile Yardımı (12.000.-Euro) olmak üzere üç alt hibe kaleminden oluştuğunu belirterek, resmi olarak 2019 yılı Nisan ayında başlanan ve iki yıl süreli proje dolayısıyla Avrupa komisyonu tarafından şahsınıza verilen hibe bursunun tarafınıza ödenmesinde herhangi bir muafiyet veya istisnanın bulunup bulunmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde,

 

"Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

 

Ücretin, ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez." hükmüne,

 

62 inci maddesinde;

 

"İş verenler, hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişilerdir.

 

61 inci maddenin 1 ila 6 numaralı bentlerinde yazılı ödemeleri yapanlar bu kanunda yazılı ödevleri yerine getirmek bakımından işveren hükmündedir" hükmüne,

 

94 üncü maddesinde;

 

"Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zırai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar." hükmüne yer verilmiş ve aynı maddenin bir numaralı bendinde hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç) 103 ve 104 üncü maddelere göre tevkifat yapılacağı belirlenmiştir.

 

Diğer taraftan, Türkiye ile Avrupa Birliği arasında 11.02.2015 tarihinde imzalanan ve 6647 sayılı Kanun ile onaylanması uygun bulunan Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA II) Çerçeve Anlaşması'nın vergi istisnalarına ilişkin usul ve esaslar, 13.02.2016 tarih ve 29623 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1 Sıra No'lu Türkiye-Avrupa Birliği IPA II Genel Tebliği'nde belirlenmiştir.

 

Adı geçen Tebliğin "Tanımlar" başlıklı 3 üncü maddesinin; "3.4. Birlik Yüklenicisi" başlıklı bölümünde;

 

"Birlik sözleşmesi kapsamında hizmet veren ve/veya mal tedarik eden ve/veya iş yapan ve/veya bir işi yöneten gerçek ve tüzel kişiler olarak anlaşılır. "Birlik yüklenicisi" terimi ayrıca, hibe yararlanıcıları (ortaklar, Birlik sözleşmesinde belirtilen iştirakler [ilişkili kişiler] ve alt hibe yararlanıcıları ve eşleştirme yüklenicileri dâhil) konsorsiyum veya ortak girişim [adi ortaklık] ortaklarını, eşleştirme kapsamında yüklenici ve daimi [Yerleşik] eşleştirme danışmanlarının (RTA) yanı sıra Teknik Yardım ve Bilgi Değişimi Aracı (TAIEX) kapsamındaki yüklenicileri işaret eder." açıklamasına,

 

Aynı tebliğin, "4.5.3. İstisnanın Uygulanması" başlıklı bölümünde;

 

"IPA II Çerçeve Anlaşmasının 28(2)(d) maddesi uyarınca, Birlik Sözleşmelerinden doğan kâr veya gelir Türk vergi sistemine göre Türkiye Cumhuriyeti'nde vergiye tabidir.

 

Ancak, AB veya AB ve Türkiye ortak katkısı ile finanse edilen Birlik Sözleşmelerini yürüten gerçek ve tüzel kişi Birlik Yüklenicilerinden,

 

-AB ülkeleri ile Türkiye dışındaki IPA II yararlanıcısı diğer ülkelerde mukim veya kurulu olan ve

 

-Uygulanabilir bir çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması hükümlerine göre, Birlik Sözleşmesinin yürütülmesinden elde ettikleri kazancı Türkiye'de bir işyerine atfedilemeyen veya Türkiye'de mukim statüsünde bulunmayanların

 

Birlik Sözleşmesinin yürütülmesinden elde ettikleri gelir veya kazanç, gelir ve kurumlar vergisinden istisnadır. Bu istisna, söz konusu kişilerin elde ettikleri gelir veya kazanca ilişkin olarak yapılan gelir ve kurumlar vergisi tevkifatlarını da kapsar.

 

Aynı zamanda bu sözleşmeler kapsamında bir Birlik Yüklenicisine bağlı olarak hizmet ifa eden ve ücreti Birlik Sözleşmesi bütçesinden ödenen ve AB ülkeleri ile Türkiye dışındaki IPA II yararlanıcısı diğer ülkelerde mukim olan gerçek kişilerin elde ettikleri gelirler de gelir vergisine tabi değildir.

 

…" açıklamasına

 

yer verilmiştir.

 

Bu hüküm ve açıklamalara göre, Avrupa Komisyonu ile Hibe Sözleşmesi imzalayan … Merkezinin hibe sözleşmesinin yüklenicisi olduğu ve "…" isimli projede şahsınızın bu Merkez tarafından görevlendirildiği anlaşıldığından, söz konusu proje kapsamında tarafınıza yapılan ödemelerin ücret geliri kapsamında değerlendirilerek Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddelerine göre gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:


T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

84098128-120.03.05.06[61-2019/8]-E.31457

21.01.2020

Konu

:

AB çerçeve programları kapsamında finanse edilen projeye ilişkin ödemelerin vergilendirilmesi.

 

 

  

İlgi

:

23/05/2019 tarihli özelge talep formunuz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eki dilekçenizde, … Merkezinde araştırma grup lideri olarak görev yaptığınızı, … programı altında nitelik ve nicelik olarak araştırma ve teknoloji alanındaki insan potansiyelini güçlendirmeyi, araştırmacıların kariyer gelişimini desteklemeyi, uluslararası ve sektörler arası araştırmacı dolaşımını teşvik etmeyi ve böylece Avrupa'yı ve Türkiye'yi araştırmacılar için bir cazibe merkezi haline getirmeyi hedefleyen … kapsamında Eylül/2018'de yaptığınız bireysel burs (…) başvurunuzun kabul edildiğini ve Avrupa Komisyonu ile proje anlaşması imzalandığını, … sözleşme numaralı "…" isimli projenizin TÜBİTAK tarafından Ar-Ge ve yenilik projesi olarak kabul edildiğini, proje bütçesinin Araştırmacı Maliyetleri (122.555,52.-Euro) ve Kurumsal Maliyetler (34.800.-Euro) olarak iki ana hibe kaleminden; Araştırmacı Maliyetlerinin de Yaşam Yardımı (96.155,52.-Euro), Ulaşım Yardımı (14.400.-Euro) ve Aile Yardımı (12.000.-Euro) olmak üzere üç alt hibe kaleminden oluştuğunu belirterek, resmi olarak 2019 yılı Nisan ayında başlanan ve iki yıl süreli proje dolayısıyla Avrupa komisyonu tarafından şahsınıza verilen hibe bursunun tarafınıza ödenmesinde herhangi bir muafiyet veya istisnanın bulunup bulunmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde,

 

"Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

 

Ücretin, ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez." hükmüne,

 

62 inci maddesinde;

 

"İş verenler, hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişilerdir.

 

61 inci maddenin 1 ila 6 numaralı bentlerinde yazılı ödemeleri yapanlar bu kanunda yazılı ödevleri yerine getirmek bakımından işveren hükmündedir" hükmüne,

 

94 üncü maddesinde;

 

"Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zırai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar." hükmüne yer verilmiş ve aynı maddenin bir numaralı bendinde hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç) 103 ve 104 üncü maddelere göre tevkifat yapılacağı belirlenmiştir.

 

Diğer taraftan, Türkiye ile Avrupa Birliği arasında 11.02.2015 tarihinde imzalanan ve 6647 sayılı Kanun ile onaylanması uygun bulunan Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA II) Çerçeve Anlaşması'nın vergi istisnalarına ilişkin usul ve esaslar, 13.02.2016 tarih ve 29623 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1 Sıra No'lu Türkiye-Avrupa Birliği IPA II Genel Tebliği'nde belirlenmiştir.

 

Adı geçen Tebliğin "Tanımlar" başlıklı 3 üncü maddesinin; "3.4. Birlik Yüklenicisi" başlıklı bölümünde;

 

"Birlik sözleşmesi kapsamında hizmet veren ve/veya mal tedarik eden ve/veya iş yapan ve/veya bir işi yöneten gerçek ve tüzel kişiler olarak anlaşılır. "Birlik yüklenicisi" terimi ayrıca, hibe yararlanıcıları (ortaklar, Birlik sözleşmesinde belirtilen iştirakler [ilişkili kişiler] ve alt hibe yararlanıcıları ve eşleştirme yüklenicileri dâhil) konsorsiyum veya ortak girişim [adi ortaklık] ortaklarını, eşleştirme kapsamında yüklenici ve daimi [Yerleşik] eşleştirme danışmanlarının (RTA) yanı sıra Teknik Yardım ve Bilgi Değişimi Aracı (TAIEX) kapsamındaki yüklenicileri işaret eder." açıklamasına,

 

Aynı tebliğin, "4.5.3. İstisnanın Uygulanması" başlıklı bölümünde;

 

"IPA II Çerçeve Anlaşmasının 28(2)(d) maddesi uyarınca, Birlik Sözleşmelerinden doğan kâr veya gelir Türk vergi sistemine göre Türkiye Cumhuriyeti'nde vergiye tabidir.

 

Ancak, AB veya AB ve Türkiye ortak katkısı ile finanse edilen Birlik Sözleşmelerini yürüten gerçek ve tüzel kişi Birlik Yüklenicilerinden,

 

-AB ülkeleri ile Türkiye dışındaki IPA II yararlanıcısı diğer ülkelerde mukim veya kurulu olan ve

 

-Uygulanabilir bir çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması hükümlerine göre, Birlik Sözleşmesinin yürütülmesinden elde ettikleri kazancı Türkiye'de bir işyerine atfedilemeyen veya Türkiye'de mukim statüsünde bulunmayanların

 

Birlik Sözleşmesinin yürütülmesinden elde ettikleri gelir veya kazanç, gelir ve kurumlar vergisinden istisnadır. Bu istisna, söz konusu kişilerin elde ettikleri gelir veya kazanca ilişkin olarak yapılan gelir ve kurumlar vergisi tevkifatlarını da kapsar.

 

Aynı zamanda bu sözleşmeler kapsamında bir Birlik Yüklenicisine bağlı olarak hizmet ifa eden ve ücreti Birlik Sözleşmesi bütçesinden ödenen ve AB ülkeleri ile Türkiye dışındaki IPA II yararlanıcısı diğer ülkelerde mukim olan gerçek kişilerin elde ettikleri gelirler de gelir vergisine tabi değildir.

 

…" açıklamasına

 

yer verilmiştir.

 

Bu hüküm ve açıklamalara göre, Avrupa Komisyonu ile Hibe Sözleşmesi imzalayan … Merkezinin hibe sözleşmesinin yüklenicisi olduğu ve "…" isimli projede şahsınızın bu Merkez tarafından görevlendirildiği anlaşıldığından, söz konusu proje kapsamında tarafınıza yapılan ödemelerin ücret geliri kapsamında değerlendirilerek Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddelerine göre gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:


T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

84098128-120.03.05.06[61-2019/8]-E.31457

21.01.2020

Konu

:

AB çerçeve programları kapsamında finanse edilen projeye ilişkin ödemelerin vergilendirilmesi.

 

 

  

İlgi

:

23/05/2019 tarihli özelge talep formunuz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eki dilekçenizde, … Merkezinde araştırma grup lideri olarak görev yaptığınızı, … programı altında nitelik ve nicelik olarak araştırma ve teknoloji alanındaki insan potansiyelini güçlendirmeyi, araştırmacıların kariyer gelişimini desteklemeyi, uluslararası ve sektörler arası araştırmacı dolaşımını teşvik etmeyi ve böylece Avrupa'yı ve Türkiye'yi araştırmacılar için bir cazibe merkezi haline getirmeyi hedefleyen … kapsamında Eylül/2018'de yaptığınız bireysel burs (…) başvurunuzun kabul edildiğini ve Avrupa Komisyonu ile proje anlaşması imzalandığını, … sözleşme numaralı "…" isimli projenizin TÜBİTAK tarafından Ar-Ge ve yenilik projesi olarak kabul edildiğini, proje bütçesinin Araştırmacı Maliyetleri (122.555,52.-Euro) ve Kurumsal Maliyetler (34.800.-Euro) olarak iki ana hibe kaleminden; Araştırmacı Maliyetlerinin de Yaşam Yardımı (96.155,52.-Euro), Ulaşım Yardımı (14.400.-Euro) ve Aile Yardımı (12.000.-Euro) olmak üzere üç alt hibe kaleminden oluştuğunu belirterek, resmi olarak 2019 yılı Nisan ayında başlanan ve iki yıl süreli proje dolayısıyla Avrupa komisyonu tarafından şahsınıza verilen hibe bursunun tarafınıza ödenmesinde herhangi bir muafiyet veya istisnanın bulunup bulunmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde,

 

"Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

 

Ücretin, ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez." hükmüne,

 

62 inci maddesinde;

 

"İş verenler, hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişilerdir.

 

61 inci maddenin 1 ila 6 numaralı bentlerinde yazılı ödemeleri yapanlar bu kanunda yazılı ödevleri yerine getirmek bakımından işveren hükmündedir" hükmüne,

 

94 üncü maddesinde;

 

"Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zırai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar." hükmüne yer verilmiş ve aynı maddenin bir numaralı bendinde hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç) 103 ve 104 üncü maddelere göre tevkifat yapılacağı belirlenmiştir.

 

Diğer taraftan, Türkiye ile Avrupa Birliği arasında 11.02.2015 tarihinde imzalanan ve 6647 sayılı Kanun ile onaylanması uygun bulunan Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA II) Çerçeve Anlaşması'nın vergi istisnalarına ilişkin usul ve esaslar, 13.02.2016 tarih ve 29623 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1 Sıra No'lu Türkiye-Avrupa Birliği IPA II Genel Tebliği'nde belirlenmiştir.

 

Adı geçen Tebliğin "Tanımlar" başlıklı 3 üncü maddesinin; "3.4. Birlik Yüklenicisi" başlıklı bölümünde;

 

"Birlik sözleşmesi kapsamında hizmet veren ve/veya mal tedarik eden ve/veya iş yapan ve/veya bir işi yöneten gerçek ve tüzel kişiler olarak anlaşılır. "Birlik yüklenicisi" terimi ayrıca, hibe yararlanıcıları (ortaklar, Birlik sözleşmesinde belirtilen iştirakler [ilişkili kişiler] ve alt hibe yararlanıcıları ve eşleştirme yüklenicileri dâhil) konsorsiyum veya ortak girişim [adi ortaklık] ortaklarını, eşleştirme kapsamında yüklenici ve daimi [Yerleşik] eşleştirme danışmanlarının (RTA) yanı sıra Teknik Yardım ve Bilgi Değişimi Aracı (TAIEX) kapsamındaki yüklenicileri işaret eder." açıklamasına,

 

Aynı tebliğin, "4.5.3. İstisnanın Uygulanması" başlıklı bölümünde;

 

"IPA II Çerçeve Anlaşmasının 28(2)(d) maddesi uyarınca, Birlik Sözleşmelerinden doğan kâr veya gelir Türk vergi sistemine göre Türkiye Cumhuriyeti'nde vergiye tabidir.

 

Ancak, AB veya AB ve Türkiye ortak katkısı ile finanse edilen Birlik Sözleşmelerini yürüten gerçek ve tüzel kişi Birlik Yüklenicilerinden,

 

-AB ülkeleri ile Türkiye dışındaki IPA II yararlanıcısı diğer ülkelerde mukim veya kurulu olan ve

 

-Uygulanabilir bir çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması hükümlerine göre, Birlik Sözleşmesinin yürütülmesinden elde ettikleri kazancı Türkiye'de bir işyerine atfedilemeyen veya Türkiye'de mukim statüsünde bulunmayanların

 

Birlik Sözleşmesinin yürütülmesinden elde ettikleri gelir veya kazanç, gelir ve kurumlar vergisinden istisnadır. Bu istisna, söz konusu kişilerin elde ettikleri gelir veya kazanca ilişkin olarak yapılan gelir ve kurumlar vergisi tevkifatlarını da kapsar.

 

Aynı zamanda bu sözleşmeler kapsamında bir Birlik Yüklenicisine bağlı olarak hizmet ifa eden ve ücreti Birlik Sözleşmesi bütçesinden ödenen ve AB ülkeleri ile Türkiye dışındaki IPA II yararlanıcısı diğer ülkelerde mukim olan gerçek kişilerin elde ettikleri gelirler de gelir vergisine tabi değildir.

 

…" açıklamasına

 

yer verilmiştir.

 

Bu hüküm ve açıklamalara göre, Avrupa Komisyonu ile Hibe Sözleşmesi imzalayan … Merkezinin hibe sözleşmesinin yüklenicisi olduğu ve "…" isimli projede şahsınızın bu Merkez tarafından görevlendirildiği anlaşıldığından, söz konusu proje kapsamında tarafınıza yapılan ödemelerin ücret geliri kapsamında değerlendirilerek Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddelerine göre gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:


T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

17192610-120[GV-19-78]-E.13275

20.01.2020

Konu

:

Kısmi bölünme nedeniyle yeni kurulan şirkette çalışmaya devam eden personelin kümülatif vergi matrahlarına önceki şirkette hesaplanan vergi matrahının dahil edilip edilmeyeceği

 

 

  

İlgi

:

10/07/2019 tarihli özelge talep formunuz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, … Tekstil San. Tic. A.Ş. Bursa Şubesi olarak faaliyet göstermekteyken, 01/07/2019 tarihi itibariyle kısmi bölünme neticesinde … Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş. olarak kurulan yeni şirketinizin  faaliyetine aynı adreste aynı çalışanlarla devam ettiği belirtilerek, çalışanlara ait kümülatif vergi matrahları hesaplanırken daha önceki şirkette hesaplanan kümülatif vergi matrahının dahil edilip edilmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde, "Ücret işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

 

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez..." hükmüne,  62 nci maddesinde, "İşverenler hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişilerdir."  hükmüne yer verilmiştir.

 

Aynı Kanunun 86 ncı maddesinde ise "Aşağıda belirtilen gelirler için yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirler beyannameye dahil edilmez.

 

1- Tam mükellefiyette

 

...

 

b) Tek işverenden alınmış ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretler (birden fazla işverenden ücret almakla beraber, birden sonraki işverenden aldıkları ücretlerinin toplam 103'üncü maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı aşmayan mükelleflerin, tamamı tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretleri dahil)..." hükmü yer almıştır.

 

Anılan Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında ise tevkifat yapmakla sorumlu olanlar sayılmış ve aynı fıkranın (1) numaralı bendinde, hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre tevkifat yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

 

Bu hüküm ve açıklamalara göre, ..  Tekstil San. Tic. A.Ş.nin görevli personelin adı geçen şirketin kısmi bölünmesi sonucunda kurulan şirketinizde çalışmaya devam etmesi nedeniyle, personel açısından söz konusu bölünme işlemi işveren değişikliği olarak değerlendirilmeyecek olup, personelin eski şirketinden elde ettiği ücret gelirleri ile şirketinizden elde ettiği ücret gelirlerinin toplamının aynı işverenden elde edilen ücretler olarak Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yer alan vergi tarifesinde belirtilen oranlar uygulanmak suretiyle vergilendirilmesi gerekmektedir.

 

Öte yandan, tek işverenden elde edilen ve tevkifata tabi tutulmuş ücret geliri için yıllık beyanname verilmeyeceği tabidir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:


T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

17192610-120[GV-19-78]-E.13275

20.01.2020

Konu

:

Kısmi bölünme nedeniyle yeni kurulan şirkette çalışmaya devam eden personelin kümülatif vergi matrahlarına önceki şirkette hesaplanan vergi matrahının dahil edilip edilmeyeceği

 

 

  

İlgi

:

10/07/2019 tarihli özelge talep formunuz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, … Tekstil San. Tic. A.Ş. Bursa Şubesi olarak faaliyet göstermekteyken, 01/07/2019 tarihi itibariyle kısmi bölünme neticesinde … Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş. olarak kurulan yeni şirketinizin  faaliyetine aynı adreste aynı çalışanlarla devam ettiği belirtilerek, çalışanlara ait kümülatif vergi matrahları hesaplanırken daha önceki şirkette hesaplanan kümülatif vergi matrahının dahil edilip edilmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde, "Ücret işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

 

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez..." hükmüne,  62 nci maddesinde, "İşverenler hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişilerdir."  hükmüne yer verilmiştir.

 

Aynı Kanunun 86 ncı maddesinde ise "Aşağıda belirtilen gelirler için yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirler beyannameye dahil edilmez.

 

1- Tam mükellefiyette

 

...

 

b) Tek işverenden alınmış ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretler (birden fazla işverenden ücret almakla beraber, birden sonraki işverenden aldıkları ücretlerinin toplam 103'üncü maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı aşmayan mükelleflerin, tamamı tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretleri dahil)..." hükmü yer almıştır.

 

Anılan Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında ise tevkifat yapmakla sorumlu olanlar sayılmış ve aynı fıkranın (1) numaralı bendinde, hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre tevkifat yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

 

Bu hüküm ve açıklamalara göre, ..  Tekstil San. Tic. A.Ş.nin görevli personelin adı geçen şirketin kısmi bölünmesi sonucunda kurulan şirketinizde çalışmaya devam etmesi nedeniyle, personel açısından söz konusu bölünme işlemi işveren değişikliği olarak değerlendirilmeyecek olup, personelin eski şirketinden elde ettiği ücret gelirleri ile şirketinizden elde ettiği ücret gelirlerinin toplamının aynı işverenden elde edilen ücretler olarak Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yer alan vergi tarifesinde belirtilen oranlar uygulanmak suretiyle vergilendirilmesi gerekmektedir.

 

Öte yandan, tek işverenden elde edilen ve tevkifata tabi tutulmuş ücret geliri için yıllık beyanname verilmeyeceği tabidir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:


T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

17192610-120[GV-19-78]-E.13275

20.01.2020

Konu

:

Kısmi bölünme nedeniyle yeni kurulan şirkette çalışmaya devam eden personelin kümülatif vergi matrahlarına önceki şirkette hesaplanan vergi matrahının dahil edilip edilmeyeceği

 

 

  

İlgi

:

10/07/2019 tarihli özelge talep formunuz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, … Tekstil San. Tic. A.Ş. Bursa Şubesi olarak faaliyet göstermekteyken, 01/07/2019 tarihi itibariyle kısmi bölünme neticesinde … Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş. olarak kurulan yeni şirketinizin  faaliyetine aynı adreste aynı çalışanlarla devam ettiği belirtilerek, çalışanlara ait kümülatif vergi matrahları hesaplanırken daha önceki şirkette hesaplanan kümülatif vergi matrahının dahil edilip edilmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde, "Ücret işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

 

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez..." hükmüne,  62 nci maddesinde, "İşverenler hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişilerdir."  hükmüne yer verilmiştir.

 

Aynı Kanunun 86 ncı maddesinde ise "Aşağıda belirtilen gelirler için yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirler beyannameye dahil edilmez.

 

1- Tam mükellefiyette

 

...

 

b) Tek işverenden alınmış ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretler (birden fazla işverenden ücret almakla beraber, birden sonraki işverenden aldıkları ücretlerinin toplam 103'üncü maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı aşmayan mükelleflerin, tamamı tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretleri dahil)..." hükmü yer almıştır.

 

Anılan Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında ise tevkifat yapmakla sorumlu olanlar sayılmış ve aynı fıkranın (1) numaralı bendinde, hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre tevkifat yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

 

Bu hüküm ve açıklamalara göre, ..  Tekstil San. Tic. A.Ş.nin görevli personelin adı geçen şirketin kısmi bölünmesi sonucunda kurulan şirketinizde çalışmaya devam etmesi nedeniyle, personel açısından söz konusu bölünme işlemi işveren değişikliği olarak değerlendirilmeyecek olup, personelin eski şirketinden elde ettiği ücret gelirleri ile şirketinizden elde ettiği ücret gelirlerinin toplamının aynı işverenden elde edilen ücretler olarak Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yer alan vergi tarifesinde belirtilen oranlar uygulanmak suretiyle vergilendirilmesi gerekmektedir.

 

Öte yandan, tek işverenden elde edilen ve tevkifata tabi tutulmuş ücret geliri için yıllık beyanname verilmeyeceği tabidir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:


T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

62030549-120[94-2018/1222]-E.62356

17.01.2020

Konu

:

İş akdi feshedilen işçiye arabuluculuk müessesesinden yararlanılması sonucunda ödenen tutarlardan gelir vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı.

 

 

  

İlgi

:

a) 02/11/2018 tarihli ve 5377882 sayılı özelge talep formunuz.

b) 20/11/2018 tarihli ve 5577690 sayılı ek dilekçeniz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eki dilekçenin incelenmesinden, iş akdi feshedilen çalışanınız ile arabuluculuk müessesesi kullanılarak anlaşıldığı, buna göre çalışana; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, yıllık izin ücreti, prim alacağı, AGİ, ulusal ve genel bayram tatili alacağı ve hafta tatili ücretleri için toplam 45.000,00 TL ödeme yapılması hususunda uzlaşıldığı, uzlaşma kapsamında çalışana yapılan ödeme tutarları üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde, "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.

..." hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, "Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar." hükmü yer almakta olup, aynı fıkranın (1) numaralı bendinde, hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Anılan Kanunun 25 nci maddesinde,  "Aşağıda yazılı tazminat ve yardımlar gelir vergisinden müstesnadır.

1. (7162 sayılı Kanunun 2 inci maddesiyle değişen bent Yürürlük; 30.01.2019) Ölüm, engellilik ve hastalık sebebiyle verilen tazminat ve yardımlar ile 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu uyarınca ödenen işsizlik ödeneği ve 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa göre ödenen işe başlatmama tazminatı;

 ...

 

 7. a) (7103 Sayılı Kanunun 5 inci maddesiyle değişen bent; Yürürlük: 27.03.2018) 25/8/1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanunu ve 20/4/1967 tarihli ve 854 sayılı Deniz İş Kanununa göre ödenmesi gereken kıdem tazminatlarının tamamı ile 13/6/1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanuna göre ödenen kıdem tazminatlarının hizmet erbabının 24 aylığını aşmayan miktarları;

 

 b) Hizmet erbabının tabi olduğu mevzuata göre bu bendin (a) alt bendinde belirtilen istisna tutarının hesabında dikkate alınmak şartıyla, hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra; karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve yardımlar (Bu bendin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.);"  hükmü yer almaktadır.

 

 Öte yandan, 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesinde, kıdem tazminatına ilişkin düzenlemelere yer verilmiş olup, hizmet erbabına ödenebilecek kıdem tazminatı, en yüksek devlet memuruna ödenen azami emekli ikramiyesi tutarı ile sınırlandırılmış bulunmaktadır.

 

 Diğer taraftan, 303 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin "Kıdem tazminatlarında istisna uygulaması" başlıklı 10 uncu maddesinde ise,

 

 "(1) 7103 sayılı Kanunla 193 sayılı Kanunun 25 inci maddesinin birinci fıkrasının yeniden düzenlenen (7) numaralı bendinin (a) alt bendi ile 1475, 854 ve 5953 sayılı Kanunlara göre ödenen kıdem tazminatlarına uygulanacak istisnaya ilişkin düzenleme aynen korunmuştur.

 

 (2) Bu çerçevede ücret kapsamında değerlendirilen;

 

 a) 1475 ve 854 sayılı Kanunlar uyarınca ödenmesi gereken kıdem tazminatları,

 

 b) 5953 sayılı Kanun uyarınca yapılan ve çalışanın son brüt ücreti üzerinden hesaplanan ve ödenen 24 aylık tutarı aşmayan kıdem tazminatları

 

 gelir vergisinden istisna edilecektir.

 

 (3) 1475 ve 854 sayılı Kanunlar uyarınca, hizmet erbabının çalıştığı süre ve kıdem tazminatına esas ücreti dikkate alınarak hesaplanan ve ödenen kıdem tazminatları istisna kapsamına girmekte olup hesaplanan bu tutarları aşan ilave ödemeler ise ücret kapsamında değerlendirilmek suretiyle vergilendirilecektir. Dolayısıyla, hizmet erbabının kıdem tazminatına esas ücretine göre hesaplanan ve en yüksek Devlet memuruna bir hizmet yılı için ödenen azami emekli ikramiyesi tutarını aşan ödemelerde ise en yüksek Devlet memuruna ödenen azami emekli ikramiyesi kadarlık kısmı istisnaya konu edilecek, aşan kısmı ise ücret olarak vergilendirilecektir.

 

 (4) Kıdem tazminatının yıllık miktarı 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi en yüksek Devlet memuruna 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emekli ikramiyesini geçemez. Bu tutar, 2/1/2018 tarihi itibariyle 5.001,76 TL'dir." açıklamasına yer verilmiştir.

 

 Buna göre, hizmet erbabına ödenen kıdem tazminatı tutarının, hizmet erbabının çalıştığı süre dikkate alınarak en yüksek Devlet memuruna ödenen azami emekli ikramiyesini aşmayan kısmının gelir vergisinden istisna edilmesi gerekmektedir. İstisnayı aşan kısmın ise ücret olarak vergiye tabi tutulması gerektiği açıktır.

 

 Öte yandan, 193 sayılı Kanunda herhangi bir istisna hükmü bulanmayan ihbar tazminatı, ihbar sürelerine uyulmadan işverenin iş akdini feshetmesi halinde, 4857 sayılı İş Kanununda belirtilen sürelerle ilgili olarak tazminat adı altında işçiye yapılan bir ödeme olup anılan Yasanın 17 ve devamı maddelerinde belirtildiği şekilde, peşin olarak yapılan bir ücret ödemesidir. Başka bir ifadeyle; işçi ile işveren arasındaki özel hukuk sözleşmesine dayalı olarak yani hizmet akdine göre çalışması gereken ancak yasa hükmü uyarınca hizmet ifa edilmeksizin yapılan bu ödeme, işsizlik sebebiyle ve sosyal güvenlik kapsamında yapılan bir ödeme olmayıp 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesi uyarınca ücret niteliğinde bir ödeme olduğundan ücret hükümlerine göre vergiye tabi tutulması gerekmektedir.

 

 Ayrıca, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 1 inci maddesinde; bu Kanunun amacının, hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yoluyla çözümlenmesinde uygulanacak usul ve esasları düzenlemek olduğu, 2 nci maddesinde arabuluculuğun sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması hâlinde çözüm önerisi de getirebilen, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyarî olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemi olduğu hüküm altına alınmıştır.

 

Diğer taraftan, iş akdi feshedilen çalışan ile arabuluculuk müessesesi kullanılarak anlaşılması neticesinde düzenlenen arabuluculuk tutanağının incelenmesinden, çalışana 193 sayılı Kanunun 25 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi kapsamında işe başlatmama tazminatı ödenmediği anlaşılmıştır.

 

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde hizmet erbabına ödenecek;

 

- Kıdem tazminatı tutarının, hizmet erbabının çalıştığı süre dikkate alınarak en yüksek Devlet memuruna ödenen azami emekli ikramiyesini aşmayan kısmının gelir vergisinden istisna edilmesi, istisnayı aşan kısmın ise gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması,

 

- İhbar tazminatı ile fazla mesai, yıllık izin ücreti, prim alacağı, ulusal ve genel bayram tatili alacağı ve hafta tatili ücretleri; 193 sayılı Kanunun 61 inci maddesi uyarınca ücret niteliğinde bir ödeme olduğundan gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması,

 

gerekmektedir.

 

 Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:


T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

62030549-120[94-2018/1222]-E.62356

17.01.2020

Konu

:

İş akdi feshedilen işçiye arabuluculuk müessesesinden yararlanılması sonucunda ödenen tutarlardan gelir vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı.

 

 

  

İlgi

:

a) 02/11/2018 tarihli ve 5377882 sayılı özelge talep formunuz.

b) 20/11/2018 tarihli ve 5577690 sayılı ek dilekçeniz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eki dilekçenin incelenmesinden, iş akdi feshedilen çalışanınız ile arabuluculuk müessesesi kullanılarak anlaşıldığı, buna göre çalışana; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, yıllık izin ücreti, prim alacağı, AGİ, ulusal ve genel bayram tatili alacağı ve hafta tatili ücretleri için toplam 45.000,00 TL ödeme yapılması hususunda uzlaşıldığı, uzlaşma kapsamında çalışana yapılan ödeme tutarları üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde, "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.

..." hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, "Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar." hükmü yer almakta olup, aynı fıkranın (1) numaralı bendinde, hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Anılan Kanunun 25 nci maddesinde,  "Aşağıda yazılı tazminat ve yardımlar gelir vergisinden müstesnadır.

1. (7162 sayılı Kanunun 2 inci maddesiyle değişen bent Yürürlük; 30.01.2019) Ölüm, engellilik ve hastalık sebebiyle verilen tazminat ve yardımlar ile 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu uyarınca ödenen işsizlik ödeneği ve 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa göre ödenen işe başlatmama tazminatı;

 ...

 

 7. a) (7103 Sayılı Kanunun 5 inci maddesiyle değişen bent; Yürürlük: 27.03.2018) 25/8/1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanunu ve 20/4/1967 tarihli ve 854 sayılı Deniz İş Kanununa göre ödenmesi gereken kıdem tazminatlarının tamamı ile 13/6/1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanuna göre ödenen kıdem tazminatlarının hizmet erbabının 24 aylığını aşmayan miktarları;

 

 b) Hizmet erbabının tabi olduğu mevzuata göre bu bendin (a) alt bendinde belirtilen istisna tutarının hesabında dikkate alınmak şartıyla, hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra; karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve yardımlar (Bu bendin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.);"  hükmü yer almaktadır.

 

 Öte yandan, 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesinde, kıdem tazminatına ilişkin düzenlemelere yer verilmiş olup, hizmet erbabına ödenebilecek kıdem tazminatı, en yüksek devlet memuruna ödenen azami emekli ikramiyesi tutarı ile sınırlandırılmış bulunmaktadır.

 

 Diğer taraftan, 303 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin "Kıdem tazminatlarında istisna uygulaması" başlıklı 10 uncu maddesinde ise,

 

 "(1) 7103 sayılı Kanunla 193 sayılı Kanunun 25 inci maddesinin birinci fıkrasının yeniden düzenlenen (7) numaralı bendinin (a) alt bendi ile 1475, 854 ve 5953 sayılı Kanunlara göre ödenen kıdem tazminatlarına uygulanacak istisnaya ilişkin düzenleme aynen korunmuştur.

 

 (2) Bu çerçevede ücret kapsamında değerlendirilen;

 

 a) 1475 ve 854 sayılı Kanunlar uyarınca ödenmesi gereken kıdem tazminatları,

 

 b) 5953 sayılı Kanun uyarınca yapılan ve çalışanın son brüt ücreti üzerinden hesaplanan ve ödenen 24 aylık tutarı aşmayan kıdem tazminatları

 

 gelir vergisinden istisna edilecektir.

 

 (3) 1475 ve 854 sayılı Kanunlar uyarınca, hizmet erbabının çalıştığı süre ve kıdem tazminatına esas ücreti dikkate alınarak hesaplanan ve ödenen kıdem tazminatları istisna kapsamına girmekte olup hesaplanan bu tutarları aşan ilave ödemeler ise ücret kapsamında değerlendirilmek suretiyle vergilendirilecektir. Dolayısıyla, hizmet erbabının kıdem tazminatına esas ücretine göre hesaplanan ve en yüksek Devlet memuruna bir hizmet yılı için ödenen azami emekli ikramiyesi tutarını aşan ödemelerde ise en yüksek Devlet memuruna ödenen azami emekli ikramiyesi kadarlık kısmı istisnaya konu edilecek, aşan kısmı ise ücret olarak vergilendirilecektir.

 

 (4) Kıdem tazminatının yıllık miktarı 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi en yüksek Devlet memuruna 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emekli ikramiyesini geçemez. Bu tutar, 2/1/2018 tarihi itibariyle 5.001,76 TL'dir." açıklamasına yer verilmiştir.

 

 Buna göre, hizmet erbabına ödenen kıdem tazminatı tutarının, hizmet erbabının çalıştığı süre dikkate alınarak en yüksek Devlet memuruna ödenen azami emekli ikramiyesini aşmayan kısmının gelir vergisinden istisna edilmesi gerekmektedir. İstisnayı aşan kısmın ise ücret olarak vergiye tabi tutulması gerektiği açıktır.

 

 Öte yandan, 193 sayılı Kanunda herhangi bir istisna hükmü bulanmayan ihbar tazminatı, ihbar sürelerine uyulmadan işverenin iş akdini feshetmesi halinde, 4857 sayılı İş Kanununda belirtilen sürelerle ilgili olarak tazminat adı altında işçiye yapılan bir ödeme olup anılan Yasanın 17 ve devamı maddelerinde belirtildiği şekilde, peşin olarak yapılan bir ücret ödemesidir. Başka bir ifadeyle; işçi ile işveren arasındaki özel hukuk sözleşmesine dayalı olarak yani hizmet akdine göre çalışması gereken ancak yasa hükmü uyarınca hizmet ifa edilmeksizin yapılan bu ödeme, işsizlik sebebiyle ve sosyal güvenlik kapsamında yapılan bir ödeme olmayıp 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesi uyarınca ücret niteliğinde bir ödeme olduğundan ücret hükümlerine göre vergiye tabi tutulması gerekmektedir.

 

 Ayrıca, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 1 inci maddesinde; bu Kanunun amacının, hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yoluyla çözümlenmesinde uygulanacak usul ve esasları düzenlemek olduğu, 2 nci maddesinde arabuluculuğun sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması hâlinde çözüm önerisi de getirebilen, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyarî olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemi olduğu hüküm altına alınmıştır.

 

Diğer taraftan, iş akdi feshedilen çalışan ile arabuluculuk müessesesi kullanılarak anlaşılması neticesinde düzenlenen arabuluculuk tutanağının incelenmesinden, çalışana 193 sayılı Kanunun 25 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi kapsamında işe başlatmama tazminatı ödenmediği anlaşılmıştır.

 

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde hizmet erbabına ödenecek;

 

- Kıdem tazminatı tutarının, hizmet erbabının çalıştığı süre dikkate alınarak en yüksek Devlet memuruna ödenen azami emekli ikramiyesini aşmayan kısmının gelir vergisinden istisna edilmesi, istisnayı aşan kısmın ise gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması,

 

- İhbar tazminatı ile fazla mesai, yıllık izin ücreti, prim alacağı, ulusal ve genel bayram tatili alacağı ve hafta tatili ücretleri; 193 sayılı Kanunun 61 inci maddesi uyarınca ücret niteliğinde bir ödeme olduğundan gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması,

 

gerekmektedir.

 

 Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:


T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

62030549-120[94-2018/1222]-E.62356

17.01.2020

Konu

:

İş akdi feshedilen işçiye arabuluculuk müessesesinden yararlanılması sonucunda ödenen tutarlardan gelir vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı.

 

 

  

İlgi

:

a) 02/11/2018 tarihli ve 5377882 sayılı özelge talep formunuz.

b) 20/11/2018 tarihli ve 5577690 sayılı ek dilekçeniz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eki dilekçenin incelenmesinden, iş akdi feshedilen çalışanınız ile arabuluculuk müessesesi kullanılarak anlaşıldığı, buna göre çalışana; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, yıllık izin ücreti, prim alacağı, AGİ, ulusal ve genel bayram tatili alacağı ve hafta tatili ücretleri için toplam 45.000,00 TL ödeme yapılması hususunda uzlaşıldığı, uzlaşma kapsamında çalışana yapılan ödeme tutarları üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde, "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.

..." hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, "Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar." hükmü yer almakta olup, aynı fıkranın (1) numaralı bendinde, hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Anılan Kanunun 25 nci maddesinde,  "Aşağıda yazılı tazminat ve yardımlar gelir vergisinden müstesnadır.

1. (7162 sayılı Kanunun 2 inci maddesiyle değişen bent Yürürlük; 30.01.2019) Ölüm, engellilik ve hastalık sebebiyle verilen tazminat ve yardımlar ile 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu uyarınca ödenen işsizlik ödeneği ve 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa göre ödenen işe başlatmama tazminatı;

 ...

 

 7. a) (7103 Sayılı Kanunun 5 inci maddesiyle değişen bent; Yürürlük: 27.03.2018) 25/8/1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanunu ve 20/4/1967 tarihli ve 854 sayılı Deniz İş Kanununa göre ödenmesi gereken kıdem tazminatlarının tamamı ile 13/6/1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanuna göre ödenen kıdem tazminatlarının hizmet erbabının 24 aylığını aşmayan miktarları;

 

 b) Hizmet erbabının tabi olduğu mevzuata göre bu bendin (a) alt bendinde belirtilen istisna tutarının hesabında dikkate alınmak şartıyla, hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra; karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve yardımlar (Bu bendin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.);"  hükmü yer almaktadır.

 

 Öte yandan, 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesinde, kıdem tazminatına ilişkin düzenlemelere yer verilmiş olup, hizmet erbabına ödenebilecek kıdem tazminatı, en yüksek devlet memuruna ödenen azami emekli ikramiyesi tutarı ile sınırlandırılmış bulunmaktadır.

 

 Diğer taraftan, 303 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin "Kıdem tazminatlarında istisna uygulaması" başlıklı 10 uncu maddesinde ise,

 

 "(1) 7103 sayılı Kanunla 193 sayılı Kanunun 25 inci maddesinin birinci fıkrasının yeniden düzenlenen (7) numaralı bendinin (a) alt bendi ile 1475, 854 ve 5953 sayılı Kanunlara göre ödenen kıdem tazminatlarına uygulanacak istisnaya ilişkin düzenleme aynen korunmuştur.

 

 (2) Bu çerçevede ücret kapsamında değerlendirilen;

 

 a) 1475 ve 854 sayılı Kanunlar uyarınca ödenmesi gereken kıdem tazminatları,

 

 b) 5953 sayılı Kanun uyarınca yapılan ve çalışanın son brüt ücreti üzerinden hesaplanan ve ödenen 24 aylık tutarı aşmayan kıdem tazminatları

 

 gelir vergisinden istisna edilecektir.

 

 (3) 1475 ve 854 sayılı Kanunlar uyarınca, hizmet erbabının çalıştığı süre ve kıdem tazminatına esas ücreti dikkate alınarak hesaplanan ve ödenen kıdem tazminatları istisna kapsamına girmekte olup hesaplanan bu tutarları aşan ilave ödemeler ise ücret kapsamında değerlendirilmek suretiyle vergilendirilecektir. Dolayısıyla, hizmet erbabının kıdem tazminatına esas ücretine göre hesaplanan ve en yüksek Devlet memuruna bir hizmet yılı için ödenen azami emekli ikramiyesi tutarını aşan ödemelerde ise en yüksek Devlet memuruna ödenen azami emekli ikramiyesi kadarlık kısmı istisnaya konu edilecek, aşan kısmı ise ücret olarak vergilendirilecektir.

 

 (4) Kıdem tazminatının yıllık miktarı 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi en yüksek Devlet memuruna 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emekli ikramiyesini geçemez. Bu tutar, 2/1/2018 tarihi itibariyle 5.001,76 TL'dir." açıklamasına yer verilmiştir.

 

 Buna göre, hizmet erbabına ödenen kıdem tazminatı tutarının, hizmet erbabının çalıştığı süre dikkate alınarak en yüksek Devlet memuruna ödenen azami emekli ikramiyesini aşmayan kısmının gelir vergisinden istisna edilmesi gerekmektedir. İstisnayı aşan kısmın ise ücret olarak vergiye tabi tutulması gerektiği açıktır.

 

 Öte yandan, 193 sayılı Kanunda herhangi bir istisna hükmü bulanmayan ihbar tazminatı, ihbar sürelerine uyulmadan işverenin iş akdini feshetmesi halinde, 4857 sayılı İş Kanununda belirtilen sürelerle ilgili olarak tazminat adı altında işçiye yapılan bir ödeme olup anılan Yasanın 17 ve devamı maddelerinde belirtildiği şekilde, peşin olarak yapılan bir ücret ödemesidir. Başka bir ifadeyle; işçi ile işveren arasındaki özel hukuk sözleşmesine dayalı olarak yani hizmet akdine göre çalışması gereken ancak yasa hükmü uyarınca hizmet ifa edilmeksizin yapılan bu ödeme, işsizlik sebebiyle ve sosyal güvenlik kapsamında yapılan bir ödeme olmayıp 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesi uyarınca ücret niteliğinde bir ödeme olduğundan ücret hükümlerine göre vergiye tabi tutulması gerekmektedir.

 

 Ayrıca, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 1 inci maddesinde; bu Kanunun amacının, hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yoluyla çözümlenmesinde uygulanacak usul ve esasları düzenlemek olduğu, 2 nci maddesinde arabuluculuğun sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması hâlinde çözüm önerisi de getirebilen, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyarî olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemi olduğu hüküm altına alınmıştır.

 

Diğer taraftan, iş akdi feshedilen çalışan ile arabuluculuk müessesesi kullanılarak anlaşılması neticesinde düzenlenen arabuluculuk tutanağının incelenmesinden, çalışana 193 sayılı Kanunun 25 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi kapsamında işe başlatmama tazminatı ödenmediği anlaşılmıştır.

 

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde hizmet erbabına ödenecek;

 

- Kıdem tazminatı tutarının, hizmet erbabının çalıştığı süre dikkate alınarak en yüksek Devlet memuruna ödenen azami emekli ikramiyesini aşmayan kısmının gelir vergisinden istisna edilmesi, istisnayı aşan kısmın ise gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması,

 

- İhbar tazminatı ile fazla mesai, yıllık izin ücreti, prim alacağı, ulusal ve genel bayram tatili alacağı ve hafta tatili ücretleri; 193 sayılı Kanunun 61 inci maddesi uyarınca ücret niteliğinde bir ödeme olduğundan gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması,

 

gerekmektedir.

 

 Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü

 

 

Sayı     :49327596-120.03[GVK.ÖZ.2017.61] - 283385                                                                                                                    23/12/2019

Konu   : Site yönetimi tarafından yapılan ücret ödemelerinde gelir vergisi, damga vergisi ve belge düzeni.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden; … Site Yönetimi olarak, … blok ve … bağımsız bölümden oluşan site bünyesinde çalıştırılan, site müdürü, büro personeli, teknik personel vb. görevlilerin ücretleri ile mali müşavir, avukat, mühendis vb. serbest meslek sahibi gerçek/tüzel kişilerden alınan hizmetler karşılığında yapılan ödemelerin gelir vergisi tevkifatına tabi olup olmadığı, tevkifata dayalı işlemler için muhtasar beyannamelerin elektronik ortamda verilip verilmeyeceği, asansör bakım sözleşmesi, kömür alımına ilişkin sözleşme vb. ile serbest meslek ödemeleri dolayısıyla düzenlenen kağıtların damga vergisine tabi olup olmayacağı hususlarında Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

 

GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun;

 

            - 23 üncü maddesinde,

"Aşağıda yazılı ücretler Gelir Vergisinden istisna edilmiştir:

6. Hizmetçilerin ücretleri (Hizmetçiler özel fertler tarafından evlerde, bahçelerde, apartmanlarda ve ticaret mahalli olmayan sair yerlerde orta hizmetçiliği, süt ninelik, dadılık, bahçıvanlık, kapıcılık gibi özel hizmetlerde çalıştırılanlardır.) (Mürebbiyelere ödenen ücretler istisna kapsamına dahil değildir.)",

 

-   61 inci maddesinde,

"Ücret işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

 

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş
olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.",

 

-  65 inci maddesinde,

"Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.

Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır."

 

hükümleri yer almaktadır.

 

Anılan Kanunun 94 üncü maddesinde ise "Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar." hükmü yer almakta olup, aynı fıkranın (1) inci bendinde, hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre, aynı fıkranın nci bendinin (b) alt bendinde ise serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemeler üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

 

Mezkur Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendine göre, ücretleri vergiden istisna edilmesi öngürülen hizmetçiler; özel fertler tarafından evlerde, bahçelerde, apartmanlarda ve ticaret mahalli olmayan sair yerlerde çalıştırılan orta hizmetçisi, bahçıvan, kapıcı, kaloriferci gibi hizmet erbabıdır.

 

Öte yandan, site yönetici ve denetçisinin kat malikleri dışından seçilmesi halinde, bu kişilere yapılan ödemelerden, Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddelerine göre gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

 

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, sitenizde çalıştırılan site müdürü, büro personeli, teknik personel ve blok bakım görevlilerinin hizmetçi kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmadığından, bu kişilere yapılan ücret ödemelerinden, Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddelerine göre vergi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

 

Diğer taraftan, hizmet almış olduğunuz mali müşavir, avukat, mühendis vb. serbest meslek erbabına yapılan ödemeler üzerinden, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinin (b) alt bendi kapsamında %20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacağı tabiidir.

 

DAMGA VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

 

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 3 üncü maddesinde, damga vergisi mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu; 9 uncu maddesinde, bu Kanuna ekli (2) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisinden müstesna olduğu hükmüne yer verilmiştir.

 

Mezkur Kanuna ekli (1) sayılı tablonun "I.Akitlerle ilgili kağıtlar" başlıklı bölümünün A/l fıkrasında, belli parayı ihtiva eden mukavelenamelerin; "Makbuzlar ve diğer kağıtlar" başlıklı bölümünün 1/b fıkrasında, maaş, ücret, gündelik, huzur hakkı, aidat, ihtisas zammı, ikramiye, yemek ve mesken bedeli, harcırah, tazminat ve benzeri her ne adla olursa olsun hizmet karşılığı alınan paralar (avans olarak ödenenler dahil) için verilen makbuzlar ile bu paraların nakden ödenmeyerek kişiler adına açılmış veya açılacak cari hesaplara nakledildiği veya emir ve havalelerine tediye olunduğu takdirde nakli veya tediyeyi temin eden kağıtların nispi damga vergisine tabi tutulacağı; Kanuna ekli (2) sayılı tablonun "IV.Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar" başlıklı bölümünün (34) numaralı fıkrasında ise, Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinde belirtilen ücretlere ilişkin kağıtların damga vergisinden istisna olduğu hükme bağlanmıştır.

 

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde,

 

-    Site Yönetiminizin mal ve hizmet alımlarına ilişkin olarak firmalarla veya şahıslar ile yaptığı sözleşmeler özelge talep formunuz ekinde yer almamakla birlikte, söz konusu sözleşmelerden belli para ihtiva edenlerin 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun I/A-1 fıkrası uyarınca,

 

-      Sitenizde çalıştırılan site müdürü, büro personeli, teknik personel ve blok bakım görevlilerinin Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendine göre hizmetçi kapsamında değerlendirilmesinin mümkün bulunmadığı dikkate alındığında, söz konusu personele yapılan ödemeler nedeniyle düzenlenen kağıtların brüt ücret tutarı üzerinden 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun IV/1-b fıkrası uyarınca nispi damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

 

Diğer taraftan, kişiler tarafından serbest meslek erbabına yapılan ödemeler nedeniyle düzenlenen kağıtlar Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtlar arasında yer almadığından, hizmet almış olduğunuz mali müşavir, avukat, mühendis vb. serbest meslek erbabına yapılan ödemeler nedeniyle düzenlenen kağıtlardan damga vergisi aranılmaması gerekmektedir.

 

VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:

 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendinde yer alan düzenleme ile Hazine ve Maliye Bakanlığı vergi beyannameleri ve bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları konulmak suretiyle internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye yetkili kılınmıştır.

 

Beyannamelerin elektronik ortamda gönderilmesine ilişkin olarak 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile usul ve esaslar belirlenmiş, 367 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile Kurumlar Vergisi mükelleflerine hiçbir hadle sınırlı olmaksızın Kurumlar Vergisi Beyannamesini ve Geçici Vergi Beyannamelerini elektronik ortamda gönderme zorunluluğu, 376 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile de;

 

Ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden dolayı gerçek usulde vergilendirilen Gelir Vergisi mükelleflerine hiçbir hadle sınırlı olmaksızın,

 

-Yıllık Gelir Vergisi Beyannamelerini,

-Geçici Vergi Beyannamelerini,

 

Ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden dolayı gerçek usulde vergilendirilen Gelir Vergisi mükellefleri ile Kurumlar Vergisi mükelleflerine hiçbir hadle sınırlı olmaksızın,

 

-Muhtasar Beyannamelerini,

-Katma Değer Vergisi Beyannamelerini (1 ve 2 no.lu)

 

elektronik ortamda gönderme zorunluluğu getirilmiştir.

 

340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 3568 sayılı Kanun uyarınca çıkarılan tebliğler gereğince aktif büyüklüklerinin veya net satış hasılatlarının (01/01/2019 tarihi itibariyle aktif toplamı 9.913.000,00 TL veya net satışlar toplamı 19.820.000,00 TL) belli bir tutarın üzerinde olması nedeniyle beyannamelerini meslek mensuplarına imzalatma zorunluluğu bulunmayan mükelleflerin istemeleri halinde kendi beyannamelerini kullanıcı kodu, parola ve şifre almak suretiyle elektronik ortamda göndermeleri uygun görülmüştür.

 

15 Seri No.lu Vergi Usul Kanunu Sirküleri ile de, 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirlenen esaslar çerçevesinde beyannamelerini elektronik ortamda doğrudan kendileri gönderebilecek mükelleflere ilave olarak, 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu uyarınca çıkarılan tebliğlere göre belirlenen aktif büyüklük ile net satış tutarı ölçüleri şartı aranılmaksızın; muhasebeye ilişkin işlemleri, işletmede bağımlı olarak çalışan ve 3568 sayılı Kanuna göre ruhsat almış bulunan meslek mensupları tarafından yerine getirilenler ile herhangi bir hadde ve sınırlamaya tabi olmaksızın, yeminli mali müşavirlerle tam tasdik sözleşmesi imzalamış olan mükelleflerin bağlı bulundukları vergi dairesinden kullanıcı kodu, parola ve şifre alarak beyannamelerini elektronik ortamda kendilerinin gönderebilecekleri açıklanmıştır.

 

Yukarıda belirtilen şartları taşıyan mükelleflerin, 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ekinde (Ek:1) yer alan "Elektronik Beyanname Gönderme Talep Formu"nu doldurarak bağlı oldukları vergi dairesine müracaat etmeleri durumunda, kendilerine beyannamelerini elektronik ortamda göndermek üzere kullanıcı kodu, parola ve şifre verilecektir.

 

Yukarıda belirtilen şartları taşımayan mükelleflerin ise elektronik ortamda göndermek zorunda oldukları beyannamelerini, elektronik beyanname gönderme aracılık yetkisi almış gerçek veya tüzel kişiler vasıtasıyla elektronik ortamda göndermeleri gerekmektedir.

 

Diğer taraftan, 18/2/2017 tarihli ve 29983 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1 Sıra No.lu Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Genel Tebliğinin;

 

"Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi" başlıklı 4 üncü maddesinde, "4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 100 üncü maddesinin verdiği yetkilere dayanılarak, kesilen vergilerin matrahlarıyla birlikte, sigortalının sigorta primleri ve kazançları toplamı, meslek adları ve kodları ile prim ödeme gün sayılarının Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi ile elektronik ortamda beyan edilmesi zorunluluğu getirilmiştir.

 

Bu kapsamda;

 

a)   Vergi kanunlarına göre vergi kesintisi yapmak zorunda olanlar, bir ay içinde yaptıkları ödemeleri veya tahakkuk ettirdikleri kârlar ve iratlar ile bunlardan kestikleri vergileri,

b)      5510 sayılı Kanuna göre sigortalıların prime esas kazanç ve hizmet bilgilerini bildirmekle yükümlü olanlar/işverenler, sigortalıların cari aya ait prime esas kazanç ve hizmet bilgilerini, içeren Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesini elektronik ortamda göndermek zorundadırlar."

 

hükmü yer almaktadır.

 

Ayrıca "Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamelerinin elektronik ortamda bizzat mükelleflerce/işverenlerce gönderilmesi" başlıklı 7 nci maddesinde ise,

 

"Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesini;

 

a)    30/9/2004 tarihli ve 25599 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ve Maliye Bakanlığınca yapılan diğer düzenlemelere göre beyannamelerini elektronik ortamda kendileri gönderme şartlarını taşıyan mükellefler/işverenler,

b)       Kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmamakla birlikte vergi kesintisi yapma zorunluluğu bulunanlar/işverenler,

c)    Vergi kesintisi yapma zorunluluğu olmamakla birlikte 5510 sayılı Kanun uyarınca çalıştırdıkları sigortalıların prime esas kazanç ve hizmet bilgilerini beyan etme zorunluluğu bulunan işverenler, elektronik ortamda kendileri gönderebileceklerdir."

 

hükmü yer almaktadır.

 

Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesinin elektronik ortamda gönderilebilmesi için (a) ve (b) bentlerinde belirtilenlerin 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ekindeki "Elektronik Beyanname Gönderme Talep Formu"nu, (c) bendinde belirtilenlerin ise 1 Sıra No.lu Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Genel Tebliği ekindeki "Elektronik Ortamda Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Gönderme Talep Formu"nu (Ek-1) doldurarak yetkili vergi dairesine müracaat etmeleri gerekmektedir. Beyannamelerini elektronik ortamda kendileri göndermek için talepte bulunanlara, 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen usul ve esaslara göre yetkili vergi dairesince kullanıcı kodu, parola ve şifre verilecek, Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesini elektronik ortamda kendileri gönderme şartlarını taşımayan mükellefler/işverenler, Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesini sözleşme düzenlemek suretiyle aracılık yetkisi verilmiş gerçek veya tüzel kişiler vasıtasıyla elektronik ortamda gönderebileceklerdir.

 

Öte yandan Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Genel Tebliğine göre, uygulamaya Kırşehir ili merkez ve ilçelerindeki mükellefler/işverenler için 1/6/2017, Amasya, Bartın ve Çankırı illeri merkez ve ilçelerindeki mükellefler/işverenler için 1/1/2018 tarihinden itibaren başlanılmış olup, diğer illerde ise 1/1/2020 tarihinden itibaren başlanılacaktır.

 

Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere Site Yönetiminizin tevkifata tabi iş ve işlemlerine ilişkin olarak verilecek muhtasar beyannamelerini elektronik ortamda gönderme zorunluluğu bulunmamakla birlikte, istemeniz halinde muhtasar beyannamelerinizin sözleşme düzenlemek suretiyle elektronik ortamda beyanname gönderme yetkisi almış meslek mensubu aracılığıyla elektronik ortamda gönderilmesi mümkündür.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

İçerik 1:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü

 

 

Sayı     :49327596-120.03[GVK.ÖZ.2017.61] - 283385                                                                                                                    23/12/2019

Konu   : Site yönetimi tarafından yapılan ücret ödemelerinde gelir vergisi, damga vergisi ve belge düzeni.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden; … Site Yönetimi olarak, … blok ve … bağımsız bölümden oluşan site bünyesinde çalıştırılan, site müdürü, büro personeli, teknik personel vb. görevlilerin ücretleri ile mali müşavir, avukat, mühendis vb. serbest meslek sahibi gerçek/tüzel kişilerden alınan hizmetler karşılığında yapılan ödemelerin gelir vergisi tevkifatına tabi olup olmadığı, tevkifata dayalı işlemler için muhtasar beyannamelerin elektronik ortamda verilip verilmeyeceği, asansör bakım sözleşmesi, kömür alımına ilişkin sözleşme vb. ile serbest meslek ödemeleri dolayısıyla düzenlenen kağıtların damga vergisine tabi olup olmayacağı hususlarında Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

 

GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun;

 

            - 23 üncü maddesinde,

"Aşağıda yazılı ücretler Gelir Vergisinden istisna edilmiştir:

6. Hizmetçilerin ücretleri (Hizmetçiler özel fertler tarafından evlerde, bahçelerde, apartmanlarda ve ticaret mahalli olmayan sair yerlerde orta hizmetçiliği, süt ninelik, dadılık, bahçıvanlık, kapıcılık gibi özel hizmetlerde çalıştırılanlardır.) (Mürebbiyelere ödenen ücretler istisna kapsamına dahil değildir.)",

 

-   61 inci maddesinde,

"Ücret işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

 

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş
olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.",

 

-  65 inci maddesinde,

"Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.

Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır."

 

hükümleri yer almaktadır.

 

Anılan Kanunun 94 üncü maddesinde ise "Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar." hükmü yer almakta olup, aynı fıkranın (1) inci bendinde, hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre, aynı fıkranın nci bendinin (b) alt bendinde ise serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemeler üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

 

Mezkur Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendine göre, ücretleri vergiden istisna edilmesi öngürülen hizmetçiler; özel fertler tarafından evlerde, bahçelerde, apartmanlarda ve ticaret mahalli olmayan sair yerlerde çalıştırılan orta hizmetçisi, bahçıvan, kapıcı, kaloriferci gibi hizmet erbabıdır.

 

Öte yandan, site yönetici ve denetçisinin kat malikleri dışından seçilmesi halinde, bu kişilere yapılan ödemelerden, Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddelerine göre gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

 

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, sitenizde çalıştırılan site müdürü, büro personeli, teknik personel ve blok bakım görevlilerinin hizmetçi kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmadığından, bu kişilere yapılan ücret ödemelerinden, Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddelerine göre vergi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

 

Diğer taraftan, hizmet almış olduğunuz mali müşavir, avukat, mühendis vb. serbest meslek erbabına yapılan ödemeler üzerinden, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinin (b) alt bendi kapsamında %20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacağı tabiidir.

 

DAMGA VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

 

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 3 üncü maddesinde, damga vergisi mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu; 9 uncu maddesinde, bu Kanuna ekli (2) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisinden müstesna olduğu hükmüne yer verilmiştir.

 

Mezkur Kanuna ekli (1) sayılı tablonun "I.Akitlerle ilgili kağıtlar" başlıklı bölümünün A/l fıkrasında, belli parayı ihtiva eden mukavelenamelerin; "Makbuzlar ve diğer kağıtlar" başlıklı bölümünün 1/b fıkrasında, maaş, ücret, gündelik, huzur hakkı, aidat, ihtisas zammı, ikramiye, yemek ve mesken bedeli, harcırah, tazminat ve benzeri her ne adla olursa olsun hizmet karşılığı alınan paralar (avans olarak ödenenler dahil) için verilen makbuzlar ile bu paraların nakden ödenmeyerek kişiler adına açılmış veya açılacak cari hesaplara nakledildiği veya emir ve havalelerine tediye olunduğu takdirde nakli veya tediyeyi temin eden kağıtların nispi damga vergisine tabi tutulacağı; Kanuna ekli (2) sayılı tablonun "IV.Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar" başlıklı bölümünün (34) numaralı fıkrasında ise, Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinde belirtilen ücretlere ilişkin kağıtların damga vergisinden istisna olduğu hükme bağlanmıştır.

 

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde,

 

-    Site Yönetiminizin mal ve hizmet alımlarına ilişkin olarak firmalarla veya şahıslar ile yaptığı sözleşmeler özelge talep formunuz ekinde yer almamakla birlikte, söz konusu sözleşmelerden belli para ihtiva edenlerin 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun I/A-1 fıkrası uyarınca,

 

-      Sitenizde çalıştırılan site müdürü, büro personeli, teknik personel ve blok bakım görevlilerinin Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendine göre hizmetçi kapsamında değerlendirilmesinin mümkün bulunmadığı dikkate alındığında, söz konusu personele yapılan ödemeler nedeniyle düzenlenen kağıtların brüt ücret tutarı üzerinden 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun IV/1-b fıkrası uyarınca nispi damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

 

Diğer taraftan, kişiler tarafından serbest meslek erbabına yapılan ödemeler nedeniyle düzenlenen kağıtlar Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtlar arasında yer almadığından, hizmet almış olduğunuz mali müşavir, avukat, mühendis vb. serbest meslek erbabına yapılan ödemeler nedeniyle düzenlenen kağıtlardan damga vergisi aranılmaması gerekmektedir.

 

VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:

 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendinde yer alan düzenleme ile Hazine ve Maliye Bakanlığı vergi beyannameleri ve bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları konulmak suretiyle internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye yetkili kılınmıştır.

 

Beyannamelerin elektronik ortamda gönderilmesine ilişkin olarak 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile usul ve esaslar belirlenmiş, 367 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile Kurumlar Vergisi mükelleflerine hiçbir hadle sınırlı olmaksızın Kurumlar Vergisi Beyannamesini ve Geçici Vergi Beyannamelerini elektronik ortamda gönderme zorunluluğu, 376 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile de;

 

Ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden dolayı gerçek usulde vergilendirilen Gelir Vergisi mükelleflerine hiçbir hadle sınırlı olmaksızın,

 

-Yıllık Gelir Vergisi Beyannamelerini,

-Geçici Vergi Beyannamelerini,

 

Ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden dolayı gerçek usulde vergilendirilen Gelir Vergisi mükellefleri ile Kurumlar Vergisi mükelleflerine hiçbir hadle sınırlı olmaksızın,

 

-Muhtasar Beyannamelerini,

-Katma Değer Vergisi Beyannamelerini (1 ve 2 no.lu)

 

elektronik ortamda gönderme zorunluluğu getirilmiştir.

 

340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 3568 sayılı Kanun uyarınca çıkarılan tebliğler gereğince aktif büyüklüklerinin veya net satış hasılatlarının (01/01/2019 tarihi itibariyle aktif toplamı 9.913.000,00 TL veya net satışlar toplamı 19.820.000,00 TL) belli bir tutarın üzerinde olması nedeniyle beyannamelerini meslek mensuplarına imzalatma zorunluluğu bulunmayan mükelleflerin istemeleri halinde kendi beyannamelerini kullanıcı kodu, parola ve şifre almak suretiyle elektronik ortamda göndermeleri uygun görülmüştür.

 

15 Seri No.lu Vergi Usul Kanunu Sirküleri ile de, 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirlenen esaslar çerçevesinde beyannamelerini elektronik ortamda doğrudan kendileri gönderebilecek mükelleflere ilave olarak, 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu uyarınca çıkarılan tebliğlere göre belirlenen aktif büyüklük ile net satış tutarı ölçüleri şartı aranılmaksızın; muhasebeye ilişkin işlemleri, işletmede bağımlı olarak çalışan ve 3568 sayılı Kanuna göre ruhsat almış bulunan meslek mensupları tarafından yerine getirilenler ile herhangi bir hadde ve sınırlamaya tabi olmaksızın, yeminli mali müşavirlerle tam tasdik sözleşmesi imzalamış olan mükelleflerin bağlı bulundukları vergi dairesinden kullanıcı kodu, parola ve şifre alarak beyannamelerini elektronik ortamda kendilerinin gönderebilecekleri açıklanmıştır.

 

Yukarıda belirtilen şartları taşıyan mükelleflerin, 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ekinde (Ek:1) yer alan "Elektronik Beyanname Gönderme Talep Formu"nu doldurarak bağlı oldukları vergi dairesine müracaat etmeleri durumunda, kendilerine beyannamelerini elektronik ortamda göndermek üzere kullanıcı kodu, parola ve şifre verilecektir.

 

Yukarıda belirtilen şartları taşımayan mükelleflerin ise elektronik ortamda göndermek zorunda oldukları beyannamelerini, elektronik beyanname gönderme aracılık yetkisi almış gerçek veya tüzel kişiler vasıtasıyla elektronik ortamda göndermeleri gerekmektedir.

 

Diğer taraftan, 18/2/2017 tarihli ve 29983 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1 Sıra No.lu Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Genel Tebliğinin;

 

"Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi" başlıklı 4 üncü maddesinde, "4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 100 üncü maddesinin verdiği yetkilere dayanılarak, kesilen vergilerin matrahlarıyla birlikte, sigortalının sigorta primleri ve kazançları toplamı, meslek adları ve kodları ile prim ödeme gün sayılarının Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi ile elektronik ortamda beyan edilmesi zorunluluğu getirilmiştir.

 

Bu kapsamda;

 

a)   Vergi kanunlarına göre vergi kesintisi yapmak zorunda olanlar, bir ay içinde yaptıkları ödemeleri veya tahakkuk ettirdikleri kârlar ve iratlar ile bunlardan kestikleri vergileri,

b)      5510 sayılı Kanuna göre sigortalıların prime esas kazanç ve hizmet bilgilerini bildirmekle yükümlü olanlar/işverenler, sigortalıların cari aya ait prime esas kazanç ve hizmet bilgilerini, içeren Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesini elektronik ortamda göndermek zorundadırlar."

 

hükmü yer almaktadır.

 

Ayrıca "Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamelerinin elektronik ortamda bizzat mükelleflerce/işverenlerce gönderilmesi" başlıklı 7 nci maddesinde ise,

 

"Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesini;

 

a)    30/9/2004 tarihli ve 25599 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ve Maliye Bakanlığınca yapılan diğer düzenlemelere göre beyannamelerini elektronik ortamda kendileri gönderme şartlarını taşıyan mükellefler/işverenler,

b)       Kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmamakla birlikte vergi kesintisi yapma zorunluluğu bulunanlar/işverenler,

c)    Vergi kesintisi yapma zorunluluğu olmamakla birlikte 5510 sayılı Kanun uyarınca çalıştırdıkları sigortalıların prime esas kazanç ve hizmet bilgilerini beyan etme zorunluluğu bulunan işverenler, elektronik ortamda kendileri gönderebileceklerdir."

 

hükmü yer almaktadır.

 

Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesinin elektronik ortamda gönderilebilmesi için (a) ve (b) bentlerinde belirtilenlerin 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ekindeki "Elektronik Beyanname Gönderme Talep Formu"nu, (c) bendinde belirtilenlerin ise 1 Sıra No.lu Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Genel Tebliği ekindeki "Elektronik Ortamda Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Gönderme Talep Formu"nu (Ek-1) doldurarak yetkili vergi dairesine müracaat etmeleri gerekmektedir. Beyannamelerini elektronik ortamda kendileri göndermek için talepte bulunanlara, 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen usul ve esaslara göre yetkili vergi dairesince kullanıcı kodu, parola ve şifre verilecek, Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesini elektronik ortamda kendileri gönderme şartlarını taşımayan mükellefler/işverenler, Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesini sözleşme düzenlemek suretiyle aracılık yetkisi verilmiş gerçek veya tüzel kişiler vasıtasıyla elektronik ortamda gönderebileceklerdir.

 

Öte yandan Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Genel Tebliğine göre, uygulamaya Kırşehir ili merkez ve ilçelerindeki mükellefler/işverenler için 1/6/2017, Amasya, Bartın ve Çankırı illeri merkez ve ilçelerindeki mükellefler/işverenler için 1/1/2018 tarihinden itibaren başlanılmış olup, diğer illerde ise 1/1/2020 tarihinden itibaren başlanılacaktır.

 

Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere Site Yönetiminizin tevkifata tabi iş ve işlemlerine ilişkin olarak verilecek muhtasar beyannamelerini elektronik ortamda gönderme zorunluluğu bulunmamakla birlikte, istemeniz halinde muhtasar beyannamelerinizin sözleşme düzenlemek suretiyle elektronik ortamda beyanname gönderme yetkisi almış meslek mensubu aracılığıyla elektronik ortamda gönderilmesi mümkündür.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

İçerik 2:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü

 

 

Sayı     :49327596-120.03[GVK.ÖZ.2017.61] - 283385                                                                                                                    23/12/2019

Konu   : Site yönetimi tarafından yapılan ücret ödemelerinde gelir vergisi, damga vergisi ve belge düzeni.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden; … Site Yönetimi olarak, … blok ve … bağımsız bölümden oluşan site bünyesinde çalıştırılan, site müdürü, büro personeli, teknik personel vb. görevlilerin ücretleri ile mali müşavir, avukat, mühendis vb. serbest meslek sahibi gerçek/tüzel kişilerden alınan hizmetler karşılığında yapılan ödemelerin gelir vergisi tevkifatına tabi olup olmadığı, tevkifata dayalı işlemler için muhtasar beyannamelerin elektronik ortamda verilip verilmeyeceği, asansör bakım sözleşmesi, kömür alımına ilişkin sözleşme vb. ile serbest meslek ödemeleri dolayısıyla düzenlenen kağıtların damga vergisine tabi olup olmayacağı hususlarında Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

 

GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun;

 

            - 23 üncü maddesinde,

"Aşağıda yazılı ücretler Gelir Vergisinden istisna edilmiştir:

6. Hizmetçilerin ücretleri (Hizmetçiler özel fertler tarafından evlerde, bahçelerde, apartmanlarda ve ticaret mahalli olmayan sair yerlerde orta hizmetçiliği, süt ninelik, dadılık, bahçıvanlık, kapıcılık gibi özel hizmetlerde çalıştırılanlardır.) (Mürebbiyelere ödenen ücretler istisna kapsamına dahil değildir.)",

 

-   61 inci maddesinde,

"Ücret işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

 

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş
olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.",

 

-  65 inci maddesinde,

"Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.

Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır."

 

hükümleri yer almaktadır.

 

Anılan Kanunun 94 üncü maddesinde ise "Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar." hükmü yer almakta olup, aynı fıkranın (1) inci bendinde, hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre, aynı fıkranın nci bendinin (b) alt bendinde ise serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemeler üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

 

Mezkur Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendine göre, ücretleri vergiden istisna edilmesi öngürülen hizmetçiler; özel fertler tarafından evlerde, bahçelerde, apartmanlarda ve ticaret mahalli olmayan sair yerlerde çalıştırılan orta hizmetçisi, bahçıvan, kapıcı, kaloriferci gibi hizmet erbabıdır.

 

Öte yandan, site yönetici ve denetçisinin kat malikleri dışından seçilmesi halinde, bu kişilere yapılan ödemelerden, Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddelerine göre gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

 

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, sitenizde çalıştırılan site müdürü, büro personeli, teknik personel ve blok bakım görevlilerinin hizmetçi kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmadığından, bu kişilere yapılan ücret ödemelerinden, Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddelerine göre vergi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

 

Diğer taraftan, hizmet almış olduğunuz mali müşavir, avukat, mühendis vb. serbest meslek erbabına yapılan ödemeler üzerinden, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinin (b) alt bendi kapsamında %20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacağı tabiidir.

 

DAMGA VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

 

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 3 üncü maddesinde, damga vergisi mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu; 9 uncu maddesinde, bu Kanuna ekli (2) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisinden müstesna olduğu hükmüne yer verilmiştir.

 

Mezkur Kanuna ekli (1) sayılı tablonun "I.Akitlerle ilgili kağıtlar" başlıklı bölümünün A/l fıkrasında, belli parayı ihtiva eden mukavelenamelerin; "Makbuzlar ve diğer kağıtlar" başlıklı bölümünün 1/b fıkrasında, maaş, ücret, gündelik, huzur hakkı, aidat, ihtisas zammı, ikramiye, yemek ve mesken bedeli, harcırah, tazminat ve benzeri her ne adla olursa olsun hizmet karşılığı alınan paralar (avans olarak ödenenler dahil) için verilen makbuzlar ile bu paraların nakden ödenmeyerek kişiler adına açılmış veya açılacak cari hesaplara nakledildiği veya emir ve havalelerine tediye olunduğu takdirde nakli veya tediyeyi temin eden kağıtların nispi damga vergisine tabi tutulacağı; Kanuna ekli (2) sayılı tablonun "IV.Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar" başlıklı bölümünün (34) numaralı fıkrasında ise, Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinde belirtilen ücretlere ilişkin kağıtların damga vergisinden istisna olduğu hükme bağlanmıştır.

 

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde,

 

-    Site Yönetiminizin mal ve hizmet alımlarına ilişkin olarak firmalarla veya şahıslar ile yaptığı sözleşmeler özelge talep formunuz ekinde yer almamakla birlikte, söz konusu sözleşmelerden belli para ihtiva edenlerin 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun I/A-1 fıkrası uyarınca,

 

-      Sitenizde çalıştırılan site müdürü, büro personeli, teknik personel ve blok bakım görevlilerinin Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendine göre hizmetçi kapsamında değerlendirilmesinin mümkün bulunmadığı dikkate alındığında, söz konusu personele yapılan ödemeler nedeniyle düzenlenen kağıtların brüt ücret tutarı üzerinden 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun IV/1-b fıkrası uyarınca nispi damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

 

Diğer taraftan, kişiler tarafından serbest meslek erbabına yapılan ödemeler nedeniyle düzenlenen kağıtlar Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtlar arasında yer almadığından, hizmet almış olduğunuz mali müşavir, avukat, mühendis vb. serbest meslek erbabına yapılan ödemeler nedeniyle düzenlenen kağıtlardan damga vergisi aranılmaması gerekmektedir.

 

VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:

 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendinde yer alan düzenleme ile Hazine ve Maliye Bakanlığı vergi beyannameleri ve bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları konulmak suretiyle internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye yetkili kılınmıştır.

 

Beyannamelerin elektronik ortamda gönderilmesine ilişkin olarak 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile usul ve esaslar belirlenmiş, 367 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile Kurumlar Vergisi mükelleflerine hiçbir hadle sınırlı olmaksızın Kurumlar Vergisi Beyannamesini ve Geçici Vergi Beyannamelerini elektronik ortamda gönderme zorunluluğu, 376 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile de;

 

Ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden dolayı gerçek usulde vergilendirilen Gelir Vergisi mükelleflerine hiçbir hadle sınırlı olmaksızın,

 

-Yıllık Gelir Vergisi Beyannamelerini,

-Geçici Vergi Beyannamelerini,

 

Ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden dolayı gerçek usulde vergilendirilen Gelir Vergisi mükellefleri ile Kurumlar Vergisi mükelleflerine hiçbir hadle sınırlı olmaksızın,

 

-Muhtasar Beyannamelerini,

-Katma Değer Vergisi Beyannamelerini (1 ve 2 no.lu)

 

elektronik ortamda gönderme zorunluluğu getirilmiştir.

 

340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 3568 sayılı Kanun uyarınca çıkarılan tebliğler gereğince aktif büyüklüklerinin veya net satış hasılatlarının (01/01/2019 tarihi itibariyle aktif toplamı 9.913.000,00 TL veya net satışlar toplamı 19.820.000,00 TL) belli bir tutarın üzerinde olması nedeniyle beyannamelerini meslek mensuplarına imzalatma zorunluluğu bulunmayan mükelleflerin istemeleri halinde kendi beyannamelerini kullanıcı kodu, parola ve şifre almak suretiyle elektronik ortamda göndermeleri uygun görülmüştür.

 

15 Seri No.lu Vergi Usul Kanunu Sirküleri ile de, 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirlenen esaslar çerçevesinde beyannamelerini elektronik ortamda doğrudan kendileri gönderebilecek mükelleflere ilave olarak, 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu uyarınca çıkarılan tebliğlere göre belirlenen aktif büyüklük ile net satış tutarı ölçüleri şartı aranılmaksızın; muhasebeye ilişkin işlemleri, işletmede bağımlı olarak çalışan ve 3568 sayılı Kanuna göre ruhsat almış bulunan meslek mensupları tarafından yerine getirilenler ile herhangi bir hadde ve sınırlamaya tabi olmaksızın, yeminli mali müşavirlerle tam tasdik sözleşmesi imzalamış olan mükelleflerin bağlı bulundukları vergi dairesinden kullanıcı kodu, parola ve şifre alarak beyannamelerini elektronik ortamda kendilerinin gönderebilecekleri açıklanmıştır.

 

Yukarıda belirtilen şartları taşıyan mükelleflerin, 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ekinde (Ek:1) yer alan "Elektronik Beyanname Gönderme Talep Formu"nu doldurarak bağlı oldukları vergi dairesine müracaat etmeleri durumunda, kendilerine beyannamelerini elektronik ortamda göndermek üzere kullanıcı kodu, parola ve şifre verilecektir.

 

Yukarıda belirtilen şartları taşımayan mükelleflerin ise elektronik ortamda göndermek zorunda oldukları beyannamelerini, elektronik beyanname gönderme aracılık yetkisi almış gerçek veya tüzel kişiler vasıtasıyla elektronik ortamda göndermeleri gerekmektedir.

 

Diğer taraftan, 18/2/2017 tarihli ve 29983 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1 Sıra No.lu Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Genel Tebliğinin;

 

"Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi" başlıklı 4 üncü maddesinde, "4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 100 üncü maddesinin verdiği yetkilere dayanılarak, kesilen vergilerin matrahlarıyla birlikte, sigortalının sigorta primleri ve kazançları toplamı, meslek adları ve kodları ile prim ödeme gün sayılarının Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi ile elektronik ortamda beyan edilmesi zorunluluğu getirilmiştir.

 

Bu kapsamda;

 

a)   Vergi kanunlarına göre vergi kesintisi yapmak zorunda olanlar, bir ay içinde yaptıkları ödemeleri veya tahakkuk ettirdikleri kârlar ve iratlar ile bunlardan kestikleri vergileri,

b)      5510 sayılı Kanuna göre sigortalıların prime esas kazanç ve hizmet bilgilerini bildirmekle yükümlü olanlar/işverenler, sigortalıların cari aya ait prime esas kazanç ve hizmet bilgilerini, içeren Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesini elektronik ortamda göndermek zorundadırlar."

 

hükmü yer almaktadır.

 

Ayrıca "Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamelerinin elektronik ortamda bizzat mükelleflerce/işverenlerce gönderilmesi" başlıklı 7 nci maddesinde ise,

 

"Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesini;

 

a)    30/9/2004 tarihli ve 25599 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ve Maliye Bakanlığınca yapılan diğer düzenlemelere göre beyannamelerini elektronik ortamda kendileri gönderme şartlarını taşıyan mükellefler/işverenler,

b)       Kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmamakla birlikte vergi kesintisi yapma zorunluluğu bulunanlar/işverenler,

c)    Vergi kesintisi yapma zorunluluğu olmamakla birlikte 5510 sayılı Kanun uyarınca çalıştırdıkları sigortalıların prime esas kazanç ve hizmet bilgilerini beyan etme zorunluluğu bulunan işverenler, elektronik ortamda kendileri gönderebileceklerdir."

 

hükmü yer almaktadır.

 

Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesinin elektronik ortamda gönderilebilmesi için (a) ve (b) bentlerinde belirtilenlerin 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ekindeki "Elektronik Beyanname Gönderme Talep Formu"nu, (c) bendinde belirtilenlerin ise 1 Sıra No.lu Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Genel Tebliği ekindeki "Elektronik Ortamda Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Gönderme Talep Formu"nu (Ek-1) doldurarak yetkili vergi dairesine müracaat etmeleri gerekmektedir. Beyannamelerini elektronik ortamda kendileri göndermek için talepte bulunanlara, 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen usul ve esaslara göre yetkili vergi dairesince kullanıcı kodu, parola ve şifre verilecek, Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesini elektronik ortamda kendileri gönderme şartlarını taşımayan mükellefler/işverenler, Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesini sözleşme düzenlemek suretiyle aracılık yetkisi verilmiş gerçek veya tüzel kişiler vasıtasıyla elektronik ortamda gönderebileceklerdir.

 

Öte yandan Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi Genel Tebliğine göre, uygulamaya Kırşehir ili merkez ve ilçelerindeki mükellefler/işverenler için 1/6/2017, Amasya, Bartın ve Çankırı illeri merkez ve ilçelerindeki mükellefler/işverenler için 1/1/2018 tarihinden itibaren başlanılmış olup, diğer illerde ise 1/1/2020 tarihinden itibaren başlanılacaktır.

 

Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere Site Yönetiminizin tevkifata tabi iş ve işlemlerine ilişkin olarak verilecek muhtasar beyannamelerini elektronik ortamda gönderme zorunluluğu bulunmamakla birlikte, istemeniz halinde muhtasar beyannamelerinizin sözleşme düzenlemek suretiyle elektronik ortamda beyanname gönderme yetkisi almış meslek mensubu aracılığıyla elektronik ortamda gönderilmesi mümkündür.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:


T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

62030549-120[18-2018/1517]-E.996744

19.11.2019

Konu

:

Yönetmenlik faaliyetinden elde edilen kazanç dolayısıyla Gelir Vergisi Kanunu'nun 18'inci maddesinde yer alan istisna hükmünden yararlanılıp yararlanılmayacağı

 

 

 

 

 

 

İlgi

:

31/12/2018 tarih ve 6093415 evrak kayıt numaralı özelge talep formunuz

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, "…" adlı eserin yönetmenliğini yaptığınızı belirterek, yapmış olduğunuz faaliyetten dolayı Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesi kapsamında istisna hükümlerinden yararlanıp yararlanamayacağınız hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65 ve 66 ncı maddelerine göre, her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazanç serbest meslek kazancı ve serbest meslek faaliyetini mutad meslek halinde ifa edenler de serbest meslek erbabıdır.

 

Aynı Kanunun 18 inci maddesinde ise, "Müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekâr, bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının şiir, hikaye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlanmak veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hasılat Gelir Vergisinden müstesnadır.

 

Eserlerin neşir, temsil, icra ve teşhir gibi suretlerle değerlendirilmesi karşılığında alınan bedel ve ücretler istisnaya dahildir.

 

Yukarıda yazılı kazançların arızî olarak elde edilmesi istisna hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmez.

 

Serbest meslek kazançları istisnasının, bu Kanunun 94'üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenecek vergiye şümulü yoktur." hükmü yer almaktadır.

 

Yine aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, "Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar" hükmüne yer verilmiş ve aynı maddenin (2-a) bendinde de, 18 inci madde kapsamına giren serbest meslek işleri dolayısıyla yapılan ödemelerden (2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı gereğince) % 17 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması öngörülmüştür.

 

Diğer taraftan, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 1/B maddesinde, eserin sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsullerini ifade ettiği, eser sahibinin, eseri meydana getiren kişiyi ifade ettiği hükmüne yer verilmiş olup, aynı Kanunun 8 inci maddesinde, bir eserin sahibinin, onu meydana getiren olduğu, sinema eserlerinde ise; yönetmen, özgün müzik bestecisi, senaryo yazarı ve diyalog yazarının, eserin birlikte sahibi oldukları hükmüne yer verilmiştir.

 

Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesi kapsamında serbest meslek kazanç istisnasından yararlanmak üzere Vergi Dairesi Başkanlığına/Defterdarlığa başvuruda bulunan mükelleflerin, eserlerini 5846 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi çerçevesinde kayıt ve tescil ettirdiklerine ilişkin belgeyi ibraz etmeleri üzerine, söz konusu eserin üretildiği tarihten itibaren elde edilen gelirin istisna edilmesi mümkün bulunmaktadır.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formu ekinde yer alan Kültür ve Turizm Bakanlığının 09/10/2018 tarih ve 2018/832 numaralı Sinema Eserlerine İlişkin Kayıt-Tescil Belgesine göre, söz konusu çalışmanızın 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümlerine göre eser olarak kayıt ve tescil edildiği anlaşılmıştır.

 

Bu hüküm ve açıklamalara göre, "…" adlı çalışmanız dolayısıyla elde edeceğiniz hasılata münhasır olmak üzere, Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde yer alan istisnadan, söz konusu eserin üretildiği tarihten itibaren yararlanmanız mümkün bulunmaktadır. Ayrıca, söz konusu istisna kapsamında bulunan çalışmaların tevkifat yapmak mecburiyetinde olanlarca satın alınması halinde, tarafınıza yapılacak ödemelerden anılan maddenin (2-a) bendi kapsamında gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmekte olup, tevkifat uygulaması gelir vergisi mükellefiyetine tesir etmeyeceği gibi söz konusu faaliyete ilişkin nihai vergileme olacaktır.

 

Yine aynı Kanunun 86 ncı maddesinin birinci fıkrasının (1-a) bendine göre tam mükellefiyette kazanç ve iratların istisna hadleri içinde kalan kısımları için yıllık beyanname verilmeyeceği ve diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde de bu gelirlerin beyannameye dahil edilmeyeceği hüküm altına alındığından anılan Kanunun 18 inci maddesi kapsamında elde edilecek hasılattan dolayı yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmeyecektir.

 

Öte yandan serbest meslek erbabının, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 153 üncü maddesi uyarınca işe başlamayı vergi dairesine bildirme, 172 ve 210 uncu maddeleri uyarınca serbest meslek kazanç defteri tutma, 236 ncı maddesi uyarınca da mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilâtları için serbest meslek makbuzu düzenleme mecburiyeti bulunmaktadır.

 

Buna göre, serbest meslek faaliyetini mutad meslek halinde ifa edenlerin, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun yukarıda belirtilen hükümlerinde yer alan yükümlülükleri yerine getirmesi gerekmektedir. Ancak, konuya ilişkin olarak 224 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde, münhasıran Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde belirtilen türden faaliyetlerde bulunan ve eserlerini sadece aynı Kanunun 94 üncü maddesinde belirtilen kişi veya kurumlara teslim eden serbest meslek erbabından isteyenlerin, defter tasdik ettirme ve tutma ile belge düzenleme zorunluluklarının kaldırıldığı açıklanmıştır.

 

Diğer taraftan, söz konusu faaliyetinizi mutad meslek halinde ifa etmeniz ve istisna kapsamındaki eserlerinizi Gelir Vergisi Kanununun 94'üncü maddesinde sayılanlar dışındakilere de satmanız halinde, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 153, 172, 210 ve 236 ncı maddeleri uyarınca işe başlama bildiriminde bulunma, serbest meslek kazanç defteri tutma ve serbest meslek makbuzu düzenleme mecburiyetiniz bulunmaktadır.

 

Ayrıca, yönetmenlik çalışmalarını bir firma ile sözleşme akdedilerek ve sözleşme dahilinde firmanın emir ve talimatları doğrultusunda devamlılık ve bağlılık arz edecek şekilde gerçekleştirmeniz durumunda, tarafınıza yapılan ödemeler ücret olarak değerlendirilecek olup, ücrete ilişkin genel hükümler çerçevesinde vergilendirileceği tabiidir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

İmza                           

    

 

 

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:


T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

62030549-120[18-2018/1517]-E.996744

19.11.2019

Konu

:

Yönetmenlik faaliyetinden elde edilen kazanç dolayısıyla Gelir Vergisi Kanunu'nun 18'inci maddesinde yer alan istisna hükmünden yararlanılıp yararlanılmayacağı

 

 

 

 

 

 

İlgi

:

31/12/2018 tarih ve 6093415 evrak kayıt numaralı özelge talep formunuz

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, "…" adlı eserin yönetmenliğini yaptığınızı belirterek, yapmış olduğunuz faaliyetten dolayı Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesi kapsamında istisna hükümlerinden yararlanıp yararlanamayacağınız hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65 ve 66 ncı maddelerine göre, her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazanç serbest meslek kazancı ve serbest meslek faaliyetini mutad meslek halinde ifa edenler de serbest meslek erbabıdır.

 

Aynı Kanunun 18 inci maddesinde ise, "Müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekâr, bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının şiir, hikaye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlanmak veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hasılat Gelir Vergisinden müstesnadır.

 

Eserlerin neşir, temsil, icra ve teşhir gibi suretlerle değerlendirilmesi karşılığında alınan bedel ve ücretler istisnaya dahildir.

 

Yukarıda yazılı kazançların arızî olarak elde edilmesi istisna hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmez.

 

Serbest meslek kazançları istisnasının, bu Kanunun 94'üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenecek vergiye şümulü yoktur." hükmü yer almaktadır.

 

Yine aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, "Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar" hükmüne yer verilmiş ve aynı maddenin (2-a) bendinde de, 18 inci madde kapsamına giren serbest meslek işleri dolayısıyla yapılan ödemelerden (2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı gereğince) % 17 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması öngörülmüştür.

 

Diğer taraftan, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 1/B maddesinde, eserin sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsullerini ifade ettiği, eser sahibinin, eseri meydana getiren kişiyi ifade ettiği hükmüne yer verilmiş olup, aynı Kanunun 8 inci maddesinde, bir eserin sahibinin, onu meydana getiren olduğu, sinema eserlerinde ise; yönetmen, özgün müzik bestecisi, senaryo yazarı ve diyalog yazarının, eserin birlikte sahibi oldukları hükmüne yer verilmiştir.

 

Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesi kapsamında serbest meslek kazanç istisnasından yararlanmak üzere Vergi Dairesi Başkanlığına/Defterdarlığa başvuruda bulunan mükelleflerin, eserlerini 5846 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi çerçevesinde kayıt ve tescil ettirdiklerine ilişkin belgeyi ibraz etmeleri üzerine, söz konusu eserin üretildiği tarihten itibaren elde edilen gelirin istisna edilmesi mümkün bulunmaktadır.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formu ekinde yer alan Kültür ve Turizm Bakanlığının 09/10/2018 tarih ve 2018/832 numaralı Sinema Eserlerine İlişkin Kayıt-Tescil Belgesine göre, söz konusu çalışmanızın 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümlerine göre eser olarak kayıt ve tescil edildiği anlaşılmıştır.

 

Bu hüküm ve açıklamalara göre, "…" adlı çalışmanız dolayısıyla elde edeceğiniz hasılata münhasır olmak üzere, Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde yer alan istisnadan, söz konusu eserin üretildiği tarihten itibaren yararlanmanız mümkün bulunmaktadır. Ayrıca, söz konusu istisna kapsamında bulunan çalışmaların tevkifat yapmak mecburiyetinde olanlarca satın alınması halinde, tarafınıza yapılacak ödemelerden anılan maddenin (2-a) bendi kapsamında gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmekte olup, tevkifat uygulaması gelir vergisi mükellefiyetine tesir etmeyeceği gibi söz konusu faaliyete ilişkin nihai vergileme olacaktır.

 

Yine aynı Kanunun 86 ncı maddesinin birinci fıkrasının (1-a) bendine göre tam mükellefiyette kazanç ve iratların istisna hadleri içinde kalan kısımları için yıllık beyanname verilmeyeceği ve diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde de bu gelirlerin beyannameye dahil edilmeyeceği hüküm altına alındığından anılan Kanunun 18 inci maddesi kapsamında elde edilecek hasılattan dolayı yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmeyecektir.

 

Öte yandan serbest meslek erbabının, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 153 üncü maddesi uyarınca işe başlamayı vergi dairesine bildirme, 172 ve 210 uncu maddeleri uyarınca serbest meslek kazanç defteri tutma, 236 ncı maddesi uyarınca da mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilâtları için serbest meslek makbuzu düzenleme mecburiyeti bulunmaktadır.

 

Buna göre, serbest meslek faaliyetini mutad meslek halinde ifa edenlerin, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun yukarıda belirtilen hükümlerinde yer alan yükümlülükleri yerine getirmesi gerekmektedir. Ancak, konuya ilişkin olarak 224 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde, münhasıran Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde belirtilen türden faaliyetlerde bulunan ve eserlerini sadece aynı Kanunun 94 üncü maddesinde belirtilen kişi veya kurumlara teslim eden serbest meslek erbabından isteyenlerin, defter tasdik ettirme ve tutma ile belge düzenleme zorunluluklarının kaldırıldığı açıklanmıştır.

 

Diğer taraftan, söz konusu faaliyetinizi mutad meslek halinde ifa etmeniz ve istisna kapsamındaki eserlerinizi Gelir Vergisi Kanununun 94'üncü maddesinde sayılanlar dışındakilere de satmanız halinde, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 153, 172, 210 ve 236 ncı maddeleri uyarınca işe başlama bildiriminde bulunma, serbest meslek kazanç defteri tutma ve serbest meslek makbuzu düzenleme mecburiyetiniz bulunmaktadır.

 

Ayrıca, yönetmenlik çalışmalarını bir firma ile sözleşme akdedilerek ve sözleşme dahilinde firmanın emir ve talimatları doğrultusunda devamlılık ve bağlılık arz edecek şekilde gerçekleştirmeniz durumunda, tarafınıza yapılan ödemeler ücret olarak değerlendirilecek olup, ücrete ilişkin genel hükümler çerçevesinde vergilendirileceği tabiidir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

İmza                           

    

 

 

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:


T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

62030549-120[18-2018/1517]-E.996744

19.11.2019

Konu

:

Yönetmenlik faaliyetinden elde edilen kazanç dolayısıyla Gelir Vergisi Kanunu'nun 18'inci maddesinde yer alan istisna hükmünden yararlanılıp yararlanılmayacağı

 

 

 

 

 

 

İlgi

:

31/12/2018 tarih ve 6093415 evrak kayıt numaralı özelge talep formunuz

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, "…" adlı eserin yönetmenliğini yaptığınızı belirterek, yapmış olduğunuz faaliyetten dolayı Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesi kapsamında istisna hükümlerinden yararlanıp yararlanamayacağınız hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65 ve 66 ncı maddelerine göre, her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazanç serbest meslek kazancı ve serbest meslek faaliyetini mutad meslek halinde ifa edenler de serbest meslek erbabıdır.

 

Aynı Kanunun 18 inci maddesinde ise, "Müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekâr, bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının şiir, hikaye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlanmak veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hasılat Gelir Vergisinden müstesnadır.

 

Eserlerin neşir, temsil, icra ve teşhir gibi suretlerle değerlendirilmesi karşılığında alınan bedel ve ücretler istisnaya dahildir.

 

Yukarıda yazılı kazançların arızî olarak elde edilmesi istisna hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmez.

 

Serbest meslek kazançları istisnasının, bu Kanunun 94'üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenecek vergiye şümulü yoktur." hükmü yer almaktadır.

 

Yine aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, "Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar" hükmüne yer verilmiş ve aynı maddenin (2-a) bendinde de, 18 inci madde kapsamına giren serbest meslek işleri dolayısıyla yapılan ödemelerden (2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı gereğince) % 17 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması öngörülmüştür.

 

Diğer taraftan, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 1/B maddesinde, eserin sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsullerini ifade ettiği, eser sahibinin, eseri meydana getiren kişiyi ifade ettiği hükmüne yer verilmiş olup, aynı Kanunun 8 inci maddesinde, bir eserin sahibinin, onu meydana getiren olduğu, sinema eserlerinde ise; yönetmen, özgün müzik bestecisi, senaryo yazarı ve diyalog yazarının, eserin birlikte sahibi oldukları hükmüne yer verilmiştir.

 

Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesi kapsamında serbest meslek kazanç istisnasından yararlanmak üzere Vergi Dairesi Başkanlığına/Defterdarlığa başvuruda bulunan mükelleflerin, eserlerini 5846 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi çerçevesinde kayıt ve tescil ettirdiklerine ilişkin belgeyi ibraz etmeleri üzerine, söz konusu eserin üretildiği tarihten itibaren elde edilen gelirin istisna edilmesi mümkün bulunmaktadır.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formu ekinde yer alan Kültür ve Turizm Bakanlığının 09/10/2018 tarih ve 2018/832 numaralı Sinema Eserlerine İlişkin Kayıt-Tescil Belgesine göre, söz konusu çalışmanızın 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hükümlerine göre eser olarak kayıt ve tescil edildiği anlaşılmıştır.

 

Bu hüküm ve açıklamalara göre, "…" adlı çalışmanız dolayısıyla elde edeceğiniz hasılata münhasır olmak üzere, Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde yer alan istisnadan, söz konusu eserin üretildiği tarihten itibaren yararlanmanız mümkün bulunmaktadır. Ayrıca, söz konusu istisna kapsamında bulunan çalışmaların tevkifat yapmak mecburiyetinde olanlarca satın alınması halinde, tarafınıza yapılacak ödemelerden anılan maddenin (2-a) bendi kapsamında gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmekte olup, tevkifat uygulaması gelir vergisi mükellefiyetine tesir etmeyeceği gibi söz konusu faaliyete ilişkin nihai vergileme olacaktır.

 

Yine aynı Kanunun 86 ncı maddesinin birinci fıkrasının (1-a) bendine göre tam mükellefiyette kazanç ve iratların istisna hadleri içinde kalan kısımları için yıllık beyanname verilmeyeceği ve diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde de bu gelirlerin beyannameye dahil edilmeyeceği hüküm altına alındığından anılan Kanunun 18 inci maddesi kapsamında elde edilecek hasılattan dolayı yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmeyecektir.

 

Öte yandan serbest meslek erbabının, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 153 üncü maddesi uyarınca işe başlamayı vergi dairesine bildirme, 172 ve 210 uncu maddeleri uyarınca serbest meslek kazanç defteri tutma, 236 ncı maddesi uyarınca da mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilâtları için serbest meslek makbuzu düzenleme mecburiyeti bulunmaktadır.

 

Buna göre, serbest meslek faaliyetini mutad meslek halinde ifa edenlerin, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun yukarıda belirtilen hükümlerinde yer alan yükümlülükleri yerine getirmesi gerekmektedir. Ancak, konuya ilişkin olarak 224 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde, münhasıran Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde belirtilen türden faaliyetlerde bulunan ve eserlerini sadece aynı Kanunun 94 üncü maddesinde belirtilen kişi veya kurumlara teslim eden serbest meslek erbabından isteyenlerin, defter tasdik ettirme ve tutma ile belge düzenleme zorunluluklarının kaldırıldığı açıklanmıştır.

 

Diğer taraftan, söz konusu faaliyetinizi mutad meslek halinde ifa etmeniz ve istisna kapsamındaki eserlerinizi Gelir Vergisi Kanununun 94'üncü maddesinde sayılanlar dışındakilere de satmanız halinde, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 153, 172, 210 ve 236 ncı maddeleri uyarınca işe başlama bildiriminde bulunma, serbest meslek kazanç defteri tutma ve serbest meslek makbuzu düzenleme mecburiyetiniz bulunmaktadır.

 

Ayrıca, yönetmenlik çalışmalarını bir firma ile sözleşme akdedilerek ve sözleşme dahilinde firmanın emir ve talimatları doğrultusunda devamlılık ve bağlılık arz edecek şekilde gerçekleştirmeniz durumunda, tarafınıza yapılan ödemeler ücret olarak değerlendirilecek olup, ücrete ilişkin genel hükümler çerçevesinde vergilendirileceği tabiidir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

İmza                           

    

 

 

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

62030549-120[94-2017/626]-996248

19.11.2019

Konu

:

Sosyal medya platformu üzerinden yayınlanan reklamların izlenmesi karşılığı ödenen bedellerden vergi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı

 

 

 

 

 

İlgi

:

01.08.2017 tarihli ve 1116687 evrak kayıt numaralı özelge talep formunuz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; Şirketinizin reklam hizmetlerine aracılık etmek amacı ile soysal medya platformu üzerinden reklam verenler ile reklam izleyenleri bir araya getireceği, reklam verenlerin reklamlarının yayınlayacağı, platforma üye olan izleyicilerin ise izledikleri reklamların tipine göre her bir işlemde farklı miktarda puan kazanacağı, üyelerin platformdaki kazanımlarının belirli bir puana ulaştığında bu puanlarını paraya çevirebileceği veya platform üzerinde tanımlanmış farklı ödeme yöntemleri ile talep edebileceği, üyelerin 18 yaşın altında veya yurt dışında mukim kişiler de olabileceği belirtilerek, Şirketinizce söz konusu kişilere ödenecek bedeller üzerinden vergi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

Gelir Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinde vergiden muaf esnafa ilişkin düzenlemelere yer verilmiş olup, kimlerin esnaf muaflığından faydalanacakları da maddede bentler halinde sayılmıştır.

 

Ayrıca, anılan Kanunun;

 

61 inci maddesinde, "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

 

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez,"

 

94 üncü maddesinde, "Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.

 

1. Hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre,

 

...

 

13. Esnaf muaflığından yararlananlara mal ve hizmet alımları karşılığında yapılan ödemelerden (2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca),

 

...

 

d) Diğer hizmet alımları ("a", "b" ve "c" alt bentleri hariç olmak üzere mal ve hizmet bedelinin ayrılamaması hali de bu kapsamdadır) için %10"

 

hükümlerine yer verilmiştir.

 

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar uyarınca; şirketiniz tarafından geliştirilen soysal medya platformu üzerinden reklam verenler ile reklam izleyenleri bir araya getirilerek yayınlanan reklamları izleyen ve belli şartları yerine getiren üyelerin;

 

- Hizmet akdi ile Şirketinize tabi ve bağlı olarak çalışmaları halinde, adı geçenlere hizmet karşılığı ödenen tutarın "ücret" olarak değerlendirilmesi, anılan Kanunun 61, 94, 96, 103 ve 104 üncü madde hükümleri dikkate alınmak suretiyle gelir vergisi tevkifatı yapılması,

 

- Faaliyetin, işyeri açılmadan sürekli olarak ve herhangi bir organizasyona bağlı olmadan yapılması halinde esnaf muaflığı kapsamında verilen bir hizmet olarak değerlendirilmesi ve yapılan ödemeler üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin (13-d) bendi uyarınca %10 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması,

 

gerekmektedir.

 

Diğer taraftan, hizmet alınan kişilerin 18 yaşından küçük olmalarının vergi tevkifatının yapılıp yapılmamasında herhangi bir etkisi bulunmamaktadır.

 

Ayrıca, yurt dışındaki kişilerin mukimi olduğu ülke ile ülkemiz arasında çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasının bulunması ve bu anlaşmalarda söz konusu ödemelere ilişkin bir hükmün bulunması durumunda, öncelikle bu hükümlerin dikkate alınacağı tabiidir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

62030549-120[94-2017/626]-996248

19.11.2019

Konu

:

Sosyal medya platformu üzerinden yayınlanan reklamların izlenmesi karşılığı ödenen bedellerden vergi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı

 

 

 

 

 

İlgi

:

01.08.2017 tarihli ve 1116687 evrak kayıt numaralı özelge talep formunuz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; Şirketinizin reklam hizmetlerine aracılık etmek amacı ile soysal medya platformu üzerinden reklam verenler ile reklam izleyenleri bir araya getireceği, reklam verenlerin reklamlarının yayınlayacağı, platforma üye olan izleyicilerin ise izledikleri reklamların tipine göre her bir işlemde farklı miktarda puan kazanacağı, üyelerin platformdaki kazanımlarının belirli bir puana ulaştığında bu puanlarını paraya çevirebileceği veya platform üzerinde tanımlanmış farklı ödeme yöntemleri ile talep edebileceği, üyelerin 18 yaşın altında veya yurt dışında mukim kişiler de olabileceği belirtilerek, Şirketinizce söz konusu kişilere ödenecek bedeller üzerinden vergi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

Gelir Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinde vergiden muaf esnafa ilişkin düzenlemelere yer verilmiş olup, kimlerin esnaf muaflığından faydalanacakları da maddede bentler halinde sayılmıştır.

 

Ayrıca, anılan Kanunun;

 

61 inci maddesinde, "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

 

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez,"

 

94 üncü maddesinde, "Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.

 

1. Hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre,

 

...

 

13. Esnaf muaflığından yararlananlara mal ve hizmet alımları karşılığında yapılan ödemelerden (2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca),

 

...

 

d) Diğer hizmet alımları ("a", "b" ve "c" alt bentleri hariç olmak üzere mal ve hizmet bedelinin ayrılamaması hali de bu kapsamdadır) için %10"

 

hükümlerine yer verilmiştir.

 

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar uyarınca; şirketiniz tarafından geliştirilen soysal medya platformu üzerinden reklam verenler ile reklam izleyenleri bir araya getirilerek yayınlanan reklamları izleyen ve belli şartları yerine getiren üyelerin;

 

- Hizmet akdi ile Şirketinize tabi ve bağlı olarak çalışmaları halinde, adı geçenlere hizmet karşılığı ödenen tutarın "ücret" olarak değerlendirilmesi, anılan Kanunun 61, 94, 96, 103 ve 104 üncü madde hükümleri dikkate alınmak suretiyle gelir vergisi tevkifatı yapılması,

 

- Faaliyetin, işyeri açılmadan sürekli olarak ve herhangi bir organizasyona bağlı olmadan yapılması halinde esnaf muaflığı kapsamında verilen bir hizmet olarak değerlendirilmesi ve yapılan ödemeler üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin (13-d) bendi uyarınca %10 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması,

 

gerekmektedir.

 

Diğer taraftan, hizmet alınan kişilerin 18 yaşından küçük olmalarının vergi tevkifatının yapılıp yapılmamasında herhangi bir etkisi bulunmamaktadır.

 

Ayrıca, yurt dışındaki kişilerin mukimi olduğu ülke ile ülkemiz arasında çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasının bulunması ve bu anlaşmalarda söz konusu ödemelere ilişkin bir hükmün bulunması durumunda, öncelikle bu hükümlerin dikkate alınacağı tabiidir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

62030549-120[94-2017/626]-996248

19.11.2019

Konu

:

Sosyal medya platformu üzerinden yayınlanan reklamların izlenmesi karşılığı ödenen bedellerden vergi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı

 

 

 

 

 

İlgi

:

01.08.2017 tarihli ve 1116687 evrak kayıt numaralı özelge talep formunuz.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; Şirketinizin reklam hizmetlerine aracılık etmek amacı ile soysal medya platformu üzerinden reklam verenler ile reklam izleyenleri bir araya getireceği, reklam verenlerin reklamlarının yayınlayacağı, platforma üye olan izleyicilerin ise izledikleri reklamların tipine göre her bir işlemde farklı miktarda puan kazanacağı, üyelerin platformdaki kazanımlarının belirli bir puana ulaştığında bu puanlarını paraya çevirebileceği veya platform üzerinde tanımlanmış farklı ödeme yöntemleri ile talep edebileceği, üyelerin 18 yaşın altında veya yurt dışında mukim kişiler de olabileceği belirtilerek, Şirketinizce söz konusu kişilere ödenecek bedeller üzerinden vergi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

Gelir Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinde vergiden muaf esnafa ilişkin düzenlemelere yer verilmiş olup, kimlerin esnaf muaflığından faydalanacakları da maddede bentler halinde sayılmıştır.

 

Ayrıca, anılan Kanunun;

 

61 inci maddesinde, "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

 

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez,"

 

94 üncü maddesinde, "Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.

 

1. Hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre,

 

...

 

13. Esnaf muaflığından yararlananlara mal ve hizmet alımları karşılığında yapılan ödemelerden (2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca),

 

...

 

d) Diğer hizmet alımları ("a", "b" ve "c" alt bentleri hariç olmak üzere mal ve hizmet bedelinin ayrılamaması hali de bu kapsamdadır) için %10"

 

hükümlerine yer verilmiştir.

 

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar uyarınca; şirketiniz tarafından geliştirilen soysal medya platformu üzerinden reklam verenler ile reklam izleyenleri bir araya getirilerek yayınlanan reklamları izleyen ve belli şartları yerine getiren üyelerin;

 

- Hizmet akdi ile Şirketinize tabi ve bağlı olarak çalışmaları halinde, adı geçenlere hizmet karşılığı ödenen tutarın "ücret" olarak değerlendirilmesi, anılan Kanunun 61, 94, 96, 103 ve 104 üncü madde hükümleri dikkate alınmak suretiyle gelir vergisi tevkifatı yapılması,

 

- Faaliyetin, işyeri açılmadan sürekli olarak ve herhangi bir organizasyona bağlı olmadan yapılması halinde esnaf muaflığı kapsamında verilen bir hizmet olarak değerlendirilmesi ve yapılan ödemeler üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin (13-d) bendi uyarınca %10 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması,

 

gerekmektedir.

 

Diğer taraftan, hizmet alınan kişilerin 18 yaşından küçük olmalarının vergi tevkifatının yapılıp yapılmamasında herhangi bir etkisi bulunmamaktadır.

 

Ayrıca, yurt dışındaki kişilerin mukimi olduğu ülke ile ülkemiz arasında çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasının bulunması ve bu anlaşmalarda söz konusu ödemelere ilişkin bir hükmün bulunması durumunda, öncelikle bu hükümlerin dikkate alınacağı tabiidir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:


T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir Ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

62030549-120[67-2019/293]-E.996093

19.11.2019

Konu

:

Serbest meslek erbabına ödenen tazminatın vergilendirilmesi

 

 

 

 

 

 

İlgi

:

İnteraktif Vergi Dairesi Sistemi aracılığıyla verilen 01/03/2019 tarih ve 716144 sayılı özelge talep formu.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, avukatlık faaliyeti ile iştigal etmekte iken söz konusu faaliyetinize 28/02/2018 tarihinde son verdiğinizi, ancak bir şirket ile  01/02/2001 tarihinde yaptığınız Avukatlık/Müşavirlik Sözleşmesinin 8 inci maddesinde; Avukatın herhangi bir nedenle görevinden ayrılması halinde göreve ilk başladığı 01/12/1995 tarihinden ayrıldığı tarihe kadar ve çalıştığı yılın tamamlanmış olup olmadığına bakılmaksızın görevde bulunduğu her takvim yılı için son almakta olduğu ücret üzerinden bir maaş nispetinde tazminat verilecek ve bu tazminatın stopaj, fon ve KDV'si de şirket tarafından karşılanacaktır." hükmüne göre tarafınıza 23 yıllık çalışmanız karşılığı en son aldığınız ücret olan 5.000 Amerikan Doları karşılığı tazminat ödendiği, tarafınızdan da 31/01/2018 tarihinde serbest meslek makbuzu düzenlenerek %20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapıldığı ve %18 oranında katma değer vergisi hesaplandığı belirtilerek, elde edilen tazminat tutarının verilecek olan yıllık gelir vergisi beyannamenize dahil edilip edilmeyeceği hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmış olup konu ile ilgili Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır.

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun;

 

61 inci maddesinde; "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

 

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez...." hükmü,

 

62 inci maddesinde; " İşverenler, hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişilerdir…" hükmü,

 

65 inci maddesinde; "Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.

 

Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır..." hükmü,

 

66 ıncı maddesinde; "Serbest meslek faaliyetini mutad meslek halinde ifa edenler serbest meslek erbabıdır. Serbest meslek faaliyetinin yanında meslekten başka bir iş veya görev ile devamlı olarak uğraşılması bu vasfı değiştirmez..." hükmü,

 

67 inci maddesinde;  "Serbest meslek kazancı bir hesap dönemi içinde serbest meslek faaliyeti karşılığı olarak tahsil edilen para ve ayınlar ve diğer suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerden bu faaliyet dolayısıyle yapılan giderler indirildikten sonra kalan farktır.

 

…" hükmü

 

yer almaktadır.

 

Aynı Kanunun "Vergi Tevkifatı" başlıklı 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında; "Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar." hükmü yer almakta olup, aynı fıkranın (1) numaralı bendinde; hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre, 2/b bendinde ise serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemeler üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

 

Diğer taraftan, 01/12/2001 tarihinde … ile imzalanan Avukatlık/Müşavirlik Sözleşmesinin 1 inci maddesinde, … Şirketler Grubuna, … Şirketler Grubuna ve … Holding'e dahil bulunan tüm şirket ve kuruluşların istenilen konularda müşavirliğini yapıp görüşün iletişim araçları vasıtasıyla bildirileceği ve karşılıklı görüşmeye ihtiyaç duyulduğu zamanlarda ilgili şirketin merkezinde veya çağrıldığı yerde veya kendi bürosunda hazır bulunulacağı, tarafınızdan bu sözleşme ile yüklenilen görevin, talepte bulunan şirketlere Ulusal ve Uluslararası hukuki konularda mütalaa vermek ve bu konulardaki her türlü sözleşmeler tanzim etmek, gerekli yorumları yapmak tavsiyelerde bulunmak olduğu, bu işlerin takip ve intacı için herhangi bir şirket merkezinde muayyen bir gün veya mesai saati içinde bulunma zorunluluğunun olmadığı, ancak tatil veya mesai saatine bakılmaksızın şirketin ihtiyacı olduğu an çağrıldığında çağrıldığı yerde hazır olacağı açıklamalarına yer verilmiştir.

 

Bu hükümlere göre, anılan Şirketler Grubu ile yapmış olduğunuz 01/12/2001 tarihli Avukatlık/Müşavirlik Sözleşmesinin incelenmesinden, elde ettiğiniz gelirin serbest meslek kazancı olduğu anlaşılmıştır.

 

Bu nedenle, söz konusu sözleşmenin 8 inci maddesi gereği tarafınıza ödenen tazminat tutarının, serbest meslek kazancı kapsamında değerlendirilmesi ve söz konusu kazancın elde edilen dönemin geliri olarak 2018 yılı gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

İmza                           

    

 

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:


T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir Ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

62030549-120[67-2019/293]-E.996093

19.11.2019

Konu

:

Serbest meslek erbabına ödenen tazminatın vergilendirilmesi

 

 

 

 

 

 

İlgi

:

İnteraktif Vergi Dairesi Sistemi aracılığıyla verilen 01/03/2019 tarih ve 716144 sayılı özelge talep formu.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, avukatlık faaliyeti ile iştigal etmekte iken söz konusu faaliyetinize 28/02/2018 tarihinde son verdiğinizi, ancak bir şirket ile  01/02/2001 tarihinde yaptığınız Avukatlık/Müşavirlik Sözleşmesinin 8 inci maddesinde; Avukatın herhangi bir nedenle görevinden ayrılması halinde göreve ilk başladığı 01/12/1995 tarihinden ayrıldığı tarihe kadar ve çalıştığı yılın tamamlanmış olup olmadığına bakılmaksızın görevde bulunduğu her takvim yılı için son almakta olduğu ücret üzerinden bir maaş nispetinde tazminat verilecek ve bu tazminatın stopaj, fon ve KDV'si de şirket tarafından karşılanacaktır." hükmüne göre tarafınıza 23 yıllık çalışmanız karşılığı en son aldığınız ücret olan 5.000 Amerikan Doları karşılığı tazminat ödendiği, tarafınızdan da 31/01/2018 tarihinde serbest meslek makbuzu düzenlenerek %20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapıldığı ve %18 oranında katma değer vergisi hesaplandığı belirtilerek, elde edilen tazminat tutarının verilecek olan yıllık gelir vergisi beyannamenize dahil edilip edilmeyeceği hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmış olup konu ile ilgili Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır.

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun;

 

61 inci maddesinde; "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

 

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez...." hükmü,

 

62 inci maddesinde; " İşverenler, hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişilerdir…" hükmü,

 

65 inci maddesinde; "Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.

 

Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır..." hükmü,

 

66 ıncı maddesinde; "Serbest meslek faaliyetini mutad meslek halinde ifa edenler serbest meslek erbabıdır. Serbest meslek faaliyetinin yanında meslekten başka bir iş veya görev ile devamlı olarak uğraşılması bu vasfı değiştirmez..." hükmü,

 

67 inci maddesinde;  "Serbest meslek kazancı bir hesap dönemi içinde serbest meslek faaliyeti karşılığı olarak tahsil edilen para ve ayınlar ve diğer suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerden bu faaliyet dolayısıyle yapılan giderler indirildikten sonra kalan farktır.

 

…" hükmü

 

yer almaktadır.

 

Aynı Kanunun "Vergi Tevkifatı" başlıklı 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında; "Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar." hükmü yer almakta olup, aynı fıkranın (1) numaralı bendinde; hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre, 2/b bendinde ise serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemeler üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

 

Diğer taraftan, 01/12/2001 tarihinde … ile imzalanan Avukatlık/Müşavirlik Sözleşmesinin 1 inci maddesinde, … Şirketler Grubuna, … Şirketler Grubuna ve … Holding'e dahil bulunan tüm şirket ve kuruluşların istenilen konularda müşavirliğini yapıp görüşün iletişim araçları vasıtasıyla bildirileceği ve karşılıklı görüşmeye ihtiyaç duyulduğu zamanlarda ilgili şirketin merkezinde veya çağrıldığı yerde veya kendi bürosunda hazır bulunulacağı, tarafınızdan bu sözleşme ile yüklenilen görevin, talepte bulunan şirketlere Ulusal ve Uluslararası hukuki konularda mütalaa vermek ve bu konulardaki her türlü sözleşmeler tanzim etmek, gerekli yorumları yapmak tavsiyelerde bulunmak olduğu, bu işlerin takip ve intacı için herhangi bir şirket merkezinde muayyen bir gün veya mesai saati içinde bulunma zorunluluğunun olmadığı, ancak tatil veya mesai saatine bakılmaksızın şirketin ihtiyacı olduğu an çağrıldığında çağrıldığı yerde hazır olacağı açıklamalarına yer verilmiştir.

 

Bu hükümlere göre, anılan Şirketler Grubu ile yapmış olduğunuz 01/12/2001 tarihli Avukatlık/Müşavirlik Sözleşmesinin incelenmesinden, elde ettiğiniz gelirin serbest meslek kazancı olduğu anlaşılmıştır.

 

Bu nedenle, söz konusu sözleşmenin 8 inci maddesi gereği tarafınıza ödenen tazminat tutarının, serbest meslek kazancı kapsamında değerlendirilmesi ve söz konusu kazancın elde edilen dönemin geliri olarak 2018 yılı gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

İmza                           

    

 

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:


T.C. 

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

Gelir Kanunları Gelir Ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

62030549-120[67-2019/293]-E.996093

19.11.2019

Konu

:

Serbest meslek erbabına ödenen tazminatın vergilendirilmesi

 

 

 

 

 

 

İlgi

:

İnteraktif Vergi Dairesi Sistemi aracılığıyla verilen 01/03/2019 tarih ve 716144 sayılı özelge talep formu.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, avukatlık faaliyeti ile iştigal etmekte iken söz konusu faaliyetinize 28/02/2018 tarihinde son verdiğinizi, ancak bir şirket ile  01/02/2001 tarihinde yaptığınız Avukatlık/Müşavirlik Sözleşmesinin 8 inci maddesinde; Avukatın herhangi bir nedenle görevinden ayrılması halinde göreve ilk başladığı 01/12/1995 tarihinden ayrıldığı tarihe kadar ve çalıştığı yılın tamamlanmış olup olmadığına bakılmaksızın görevde bulunduğu her takvim yılı için son almakta olduğu ücret üzerinden bir maaş nispetinde tazminat verilecek ve bu tazminatın stopaj, fon ve KDV'si de şirket tarafından karşılanacaktır." hükmüne göre tarafınıza 23 yıllık çalışmanız karşılığı en son aldığınız ücret olan 5.000 Amerikan Doları karşılığı tazminat ödendiği, tarafınızdan da 31/01/2018 tarihinde serbest meslek makbuzu düzenlenerek %20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapıldığı ve %18 oranında katma değer vergisi hesaplandığı belirtilerek, elde edilen tazminat tutarının verilecek olan yıllık gelir vergisi beyannamenize dahil edilip edilmeyeceği hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmış olup konu ile ilgili Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır.

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun;

 

61 inci maddesinde; "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

 

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez...." hükmü,

 

62 inci maddesinde; " İşverenler, hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişilerdir…" hükmü,

 

65 inci maddesinde; "Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.

 

Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır..." hükmü,

 

66 ıncı maddesinde; "Serbest meslek faaliyetini mutad meslek halinde ifa edenler serbest meslek erbabıdır. Serbest meslek faaliyetinin yanında meslekten başka bir iş veya görev ile devamlı olarak uğraşılması bu vasfı değiştirmez..." hükmü,

 

67 inci maddesinde;  "Serbest meslek kazancı bir hesap dönemi içinde serbest meslek faaliyeti karşılığı olarak tahsil edilen para ve ayınlar ve diğer suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerden bu faaliyet dolayısıyle yapılan giderler indirildikten sonra kalan farktır.

 

…" hükmü

 

yer almaktadır.

 

Aynı Kanunun "Vergi Tevkifatı" başlıklı 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında; "Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar." hükmü yer almakta olup, aynı fıkranın (1) numaralı bendinde; hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre, 2/b bendinde ise serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere yapılan ödemeler üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

 

Diğer taraftan, 01/12/2001 tarihinde … ile imzalanan Avukatlık/Müşavirlik Sözleşmesinin 1 inci maddesinde, … Şirketler Grubuna, … Şirketler Grubuna ve … Holding'e dahil bulunan tüm şirket ve kuruluşların istenilen konularda müşavirliğini yapıp görüşün iletişim araçları vasıtasıyla bildirileceği ve karşılıklı görüşmeye ihtiyaç duyulduğu zamanlarda ilgili şirketin merkezinde veya çağrıldığı yerde veya kendi bürosunda hazır bulunulacağı, tarafınızdan bu sözleşme ile yüklenilen görevin, talepte bulunan şirketlere Ulusal ve Uluslararası hukuki konularda mütalaa vermek ve bu konulardaki her türlü sözleşmeler tanzim etmek, gerekli yorumları yapmak tavsiyelerde bulunmak olduğu, bu işlerin takip ve intacı için herhangi bir şirket merkezinde muayyen bir gün veya mesai saati içinde bulunma zorunluluğunun olmadığı, ancak tatil veya mesai saatine bakılmaksızın şirketin ihtiyacı olduğu an çağrıldığında çağrıldığı yerde hazır olacağı açıklamalarına yer verilmiştir.

 

Bu hükümlere göre, anılan Şirketler Grubu ile yapmış olduğunuz 01/12/2001 tarihli Avukatlık/Müşavirlik Sözleşmesinin incelenmesinden, elde ettiğiniz gelirin serbest meslek kazancı olduğu anlaşılmıştır.

 

Bu nedenle, söz konusu sözleşmenin 8 inci maddesi gereği tarafınıza ödenen tazminat tutarının, serbest meslek kazancı kapsamında değerlendirilmesi ve söz konusu kazancın elde edilen dönemin geliri olarak 2018 yılı gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

İmza                           

    

 

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Sayfalar