Buradasınız

Madde 11 Mal ve Hizmet İhracatı

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

84974990-130[1-2013/56]-439400

08.11.2017

Konu

:

Yurtdışı mukimi kişilere Türkiye?de verilen eğitim hizmeti hk.

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, yurt dışından gelen müşterilerinize Türkiye'de verdiğiniz eğitim hizmetinin hizmet ihracı kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ve Kurumlar Vergisi muafiyetinden yararlanıp yararlanmayacağı ile yurt dışında bulunan müşterilerinize yurt dışında verdiğiniz eğitim hizmetlerinin KDV karşısındaki durumu hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.

 

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

 

3065 sayılı KDV Kanununun;

 

-1/1 maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

 

-11/1-a maddesinde, yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin KDV den istisna olduğu,

 

-12/2 maddesinde, bir hizmetin yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için, hizmetin yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olması ve hizmetten yurt dışında faydalanılması gerektiği,

 

hüküm altına alınmıştır.

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/A-2) bölümünde;

 

''3065 sayılı Kanunun (11/1-a) maddesi kapsamında bir hizmetin KDV'den istisna olabilmesi için, aynı Kanunun (12/2) nci maddesine göre;

 

- Hizmetin yurtdışındaki bir müşteri için yapılması,

 

- Hizmetten yurtdışında faydalanılması,

 

gerekir.

 

Hizmetin yurtdışındaki bir müşteri için yapıldığı, yurtdışındaki müşteri adına düzenlenen fatura ve benzeri belge ile tevsik edilir.

 

Hizmetten yurtdışında faydalanılmasından kasıt, Türkiye'de yurtdışındaki müşteri için yapılan hizmetin, müşterinin yurtdışındaki iş, işlem ve faaliyetleri ile ilgili olması; Türkiye'deki faaliyetleri ile ilgisi bulunmamasıdır.''

 

açıklamalarına yer verilmiştir.

 

Buna göre, şirketiniz tarafından yurtdışından gelen müşterilere Türkiye'de verilen eğitim hizmeti, hizmet Türkiye'de ifa edildiğinden ve hizmetten Türkiye'de faydalanıldığından genel hükümler çerçevesinde KDV ye tabi bulunmakta olup, bu hizmetin hizmet ihracı kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.

 

Diğer taraftan yurt dışında bulunan müşterilerinize yurt dışında verdiğiniz eğitim hizmeti KDV nin konusuna girmemektedir.

 

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

 

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında; Kanunun 1 inci maddesinde sayılan kurumlardan kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunanların, gerek Türkiye içinde gerekse Türkiye dışında elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden vergilendirileceği hükme bağlanmış olup, 6 ıncı maddesinde de kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

 

Aynı Kanunun "Diğer İndirimler" başlıklı 10 uncu maddesine 6322 sayılı Kanunla eklenen (ğ) bendinde, Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilerle, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara Türkiye'de verilen ve münhasıran yurtdışında yararlanılan mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi ve veri saklama hizmeti alanlarında faaliyette bulunan hizmet işletmeleri ile ilgili Bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak eğitim ve sağlık alanında faaliyet gösteren ve Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilere hizmet veren işletmelerin münhasıran bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazancın %50'sinin kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim unsuru olarak dikkate alınabileceği; indirimden yararlanılabilmesi için fatura veya benzeri belgenin yurt dışındaki müşteri adına düzenlenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır.

 

1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "10.5.Türkiye'den yurtdışı mukimi kişi ve kurumlara verilen hizmetler" başlıklı bölümünde gerekli açıklamalar yapılmış olup anılan Tebliğde;

 

"10.5.1. İndirim kapsamındaki hizmetler

 

İlgili şirketler tarafından elde edilen kazancın %50'sinin beyan edilen kurum kazancından indirilebilmesi için bu kazancın aşağıda belirtilen faaliyetlerden elde edilmiş olması gerekmektedir.

 

 

-İlgili Bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak verilen eğitim ve sağlık hizmetleri

 

10.5.2. İndirimin faydalanma şartları

 

10.5.2.1. İndirimden faydalanabilecek şirketlerin ana sözleşmelerinde yazılı esas faaliyet konusu

 

İlgili şirketlerin ana sözleşmelerinde yazılı esas faaliyet konuları arasında, mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, veri saklama, eğitim ve sağlık hizmetleri sunmak olmalıdır. Şirket bünyesinde sözü edilen hizmetlerden sadece birisi verilebileceği gibi ana sözleşmelerinde yer almak şartıyla birden fazlası da verilebilir.

 

 

Eğitim alanında faaliyet gösteren işletmelerin de Milli Eğitim Bakanlığından alınan izin belgesi veya ruhsat çerçevesinde faaliyette bulunmaları gerekmektedir."

 

açıklamalarına yer verilmiştir.         

          

Aynı Tebliğin "10.5.3.3. İlgili bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilere verilen eğitim ve sağlık hizmetlerine ilişkin bildirim ve belgeler" başlıklı bölümünde de Milli Eğitim Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının izni ve denetimine tabi olarak sağlık alanında faaliyet gösteren ve yurt dışı yerleşik kişilere verdikleri hizmetlerden elde ettikleri kazançlarının %50'sini indirim konusu yapan işletmelerin, hizmet verilen yurt dışı yerleşik gerçek kişilere ilişkin ad soyad ya da unvan, hangi ülkenin uyruğunda olduğu, pasaport numarası, düzenlenen faturanın tarih ve sayısı, verilen hizmetin niteliği ve hizmet bedeli gibi bilgileri içeren formun, her bir geçici vergi beyannamesi ile birlikte beyanname eki olarak verilmesi gerektiği, ilgili geçici vergi beyannamesinin ekindeki forma dahil edilememiş bilgilerin bir sonraki geçici vergi beyannamesi ekindeki formla bildirilmesinin mümkün olduğu açıklamalarına yer verilmiştir.

 

Buna göre; şirketinizin Milli Eğitim Bakanlığından alınan izin belgesi veya ruhsat çerçevesinde faaliyet gösteren eğitim işletmesi olması ve yukarıda belirtilen tebliğdeki diğer şartları sağlaması durumunda Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilere sunulan eğitim faaliyetinden elde ettiği kazancın %50'sini, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendine göre, kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapması mümkündür. Belirtilen şartlara uyulmaması durumunda ise söz konusu indirimden yararlanılamayacağı tabiidir.

 

Bilgi edinilmesi rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

84974990-130[1-2013/56]-439400

08.11.2017

Konu

:

Yurtdışı mukimi kişilere Türkiye?de verilen eğitim hizmeti hk.

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, yurt dışından gelen müşterilerinize Türkiye'de verdiğiniz eğitim hizmetinin hizmet ihracı kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ve Kurumlar Vergisi muafiyetinden yararlanıp yararlanmayacağı ile yurt dışında bulunan müşterilerinize yurt dışında verdiğiniz eğitim hizmetlerinin KDV karşısındaki durumu hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.

 

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

 

3065 sayılı KDV Kanununun;

 

-1/1 maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

 

-11/1-a maddesinde, yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin KDV den istisna olduğu,

 

-12/2 maddesinde, bir hizmetin yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için, hizmetin yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olması ve hizmetten yurt dışında faydalanılması gerektiği,

 

hüküm altına alınmıştır.

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/A-2) bölümünde;

 

''3065 sayılı Kanunun (11/1-a) maddesi kapsamında bir hizmetin KDV'den istisna olabilmesi için, aynı Kanunun (12/2) nci maddesine göre;

 

- Hizmetin yurtdışındaki bir müşteri için yapılması,

 

- Hizmetten yurtdışında faydalanılması,

 

gerekir.

 

Hizmetin yurtdışındaki bir müşteri için yapıldığı, yurtdışındaki müşteri adına düzenlenen fatura ve benzeri belge ile tevsik edilir.

 

Hizmetten yurtdışında faydalanılmasından kasıt, Türkiye'de yurtdışındaki müşteri için yapılan hizmetin, müşterinin yurtdışındaki iş, işlem ve faaliyetleri ile ilgili olması; Türkiye'deki faaliyetleri ile ilgisi bulunmamasıdır.''

 

açıklamalarına yer verilmiştir.

 

Buna göre, şirketiniz tarafından yurtdışından gelen müşterilere Türkiye'de verilen eğitim hizmeti, hizmet Türkiye'de ifa edildiğinden ve hizmetten Türkiye'de faydalanıldığından genel hükümler çerçevesinde KDV ye tabi bulunmakta olup, bu hizmetin hizmet ihracı kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.

 

Diğer taraftan yurt dışında bulunan müşterilerinize yurt dışında verdiğiniz eğitim hizmeti KDV nin konusuna girmemektedir.

 

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

 

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında; Kanunun 1 inci maddesinde sayılan kurumlardan kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunanların, gerek Türkiye içinde gerekse Türkiye dışında elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden vergilendirileceği hükme bağlanmış olup, 6 ıncı maddesinde de kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

 

Aynı Kanunun "Diğer İndirimler" başlıklı 10 uncu maddesine 6322 sayılı Kanunla eklenen (ğ) bendinde, Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilerle, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara Türkiye'de verilen ve münhasıran yurtdışında yararlanılan mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi ve veri saklama hizmeti alanlarında faaliyette bulunan hizmet işletmeleri ile ilgili Bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak eğitim ve sağlık alanında faaliyet gösteren ve Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilere hizmet veren işletmelerin münhasıran bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazancın %50'sinin kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim unsuru olarak dikkate alınabileceği; indirimden yararlanılabilmesi için fatura veya benzeri belgenin yurt dışındaki müşteri adına düzenlenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır.

 

1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "10.5.Türkiye'den yurtdışı mukimi kişi ve kurumlara verilen hizmetler" başlıklı bölümünde gerekli açıklamalar yapılmış olup anılan Tebliğde;

 

"10.5.1. İndirim kapsamındaki hizmetler

 

İlgili şirketler tarafından elde edilen kazancın %50'sinin beyan edilen kurum kazancından indirilebilmesi için bu kazancın aşağıda belirtilen faaliyetlerden elde edilmiş olması gerekmektedir.

 

 

-İlgili Bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak verilen eğitim ve sağlık hizmetleri

 

10.5.2. İndirimin faydalanma şartları

 

10.5.2.1. İndirimden faydalanabilecek şirketlerin ana sözleşmelerinde yazılı esas faaliyet konusu

 

İlgili şirketlerin ana sözleşmelerinde yazılı esas faaliyet konuları arasında, mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, veri saklama, eğitim ve sağlık hizmetleri sunmak olmalıdır. Şirket bünyesinde sözü edilen hizmetlerden sadece birisi verilebileceği gibi ana sözleşmelerinde yer almak şartıyla birden fazlası da verilebilir.

 

 

Eğitim alanında faaliyet gösteren işletmelerin de Milli Eğitim Bakanlığından alınan izin belgesi veya ruhsat çerçevesinde faaliyette bulunmaları gerekmektedir."

 

açıklamalarına yer verilmiştir.         

          

Aynı Tebliğin "10.5.3.3. İlgili bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilere verilen eğitim ve sağlık hizmetlerine ilişkin bildirim ve belgeler" başlıklı bölümünde de Milli Eğitim Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının izni ve denetimine tabi olarak sağlık alanında faaliyet gösteren ve yurt dışı yerleşik kişilere verdikleri hizmetlerden elde ettikleri kazançlarının %50'sini indirim konusu yapan işletmelerin, hizmet verilen yurt dışı yerleşik gerçek kişilere ilişkin ad soyad ya da unvan, hangi ülkenin uyruğunda olduğu, pasaport numarası, düzenlenen faturanın tarih ve sayısı, verilen hizmetin niteliği ve hizmet bedeli gibi bilgileri içeren formun, her bir geçici vergi beyannamesi ile birlikte beyanname eki olarak verilmesi gerektiği, ilgili geçici vergi beyannamesinin ekindeki forma dahil edilememiş bilgilerin bir sonraki geçici vergi beyannamesi ekindeki formla bildirilmesinin mümkün olduğu açıklamalarına yer verilmiştir.

 

Buna göre; şirketinizin Milli Eğitim Bakanlığından alınan izin belgesi veya ruhsat çerçevesinde faaliyet gösteren eğitim işletmesi olması ve yukarıda belirtilen tebliğdeki diğer şartları sağlaması durumunda Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilere sunulan eğitim faaliyetinden elde ettiği kazancın %50'sini, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendine göre, kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapması mümkündür. Belirtilen şartlara uyulmaması durumunda ise söz konusu indirimden yararlanılamayacağı tabiidir.

 

Bilgi edinilmesi rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

84974990-130[1-2013/56]-439400

08.11.2017

Konu

:

Yurtdışı mukimi kişilere Türkiye?de verilen eğitim hizmeti hk.

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, yurt dışından gelen müşterilerinize Türkiye'de verdiğiniz eğitim hizmetinin hizmet ihracı kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ve Kurumlar Vergisi muafiyetinden yararlanıp yararlanmayacağı ile yurt dışında bulunan müşterilerinize yurt dışında verdiğiniz eğitim hizmetlerinin KDV karşısındaki durumu hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.

 

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

 

3065 sayılı KDV Kanununun;

 

-1/1 maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

 

-11/1-a maddesinde, yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin KDV den istisna olduğu,

 

-12/2 maddesinde, bir hizmetin yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için, hizmetin yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olması ve hizmetten yurt dışında faydalanılması gerektiği,

 

hüküm altına alınmıştır.

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/A-2) bölümünde;

 

''3065 sayılı Kanunun (11/1-a) maddesi kapsamında bir hizmetin KDV'den istisna olabilmesi için, aynı Kanunun (12/2) nci maddesine göre;

 

- Hizmetin yurtdışındaki bir müşteri için yapılması,

 

- Hizmetten yurtdışında faydalanılması,

 

gerekir.

 

Hizmetin yurtdışındaki bir müşteri için yapıldığı, yurtdışındaki müşteri adına düzenlenen fatura ve benzeri belge ile tevsik edilir.

 

Hizmetten yurtdışında faydalanılmasından kasıt, Türkiye'de yurtdışındaki müşteri için yapılan hizmetin, müşterinin yurtdışındaki iş, işlem ve faaliyetleri ile ilgili olması; Türkiye'deki faaliyetleri ile ilgisi bulunmamasıdır.''

 

açıklamalarına yer verilmiştir.

 

Buna göre, şirketiniz tarafından yurtdışından gelen müşterilere Türkiye'de verilen eğitim hizmeti, hizmet Türkiye'de ifa edildiğinden ve hizmetten Türkiye'de faydalanıldığından genel hükümler çerçevesinde KDV ye tabi bulunmakta olup, bu hizmetin hizmet ihracı kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.

 

Diğer taraftan yurt dışında bulunan müşterilerinize yurt dışında verdiğiniz eğitim hizmeti KDV nin konusuna girmemektedir.

 

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

 

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında; Kanunun 1 inci maddesinde sayılan kurumlardan kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunanların, gerek Türkiye içinde gerekse Türkiye dışında elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden vergilendirileceği hükme bağlanmış olup, 6 ıncı maddesinde de kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

 

Aynı Kanunun "Diğer İndirimler" başlıklı 10 uncu maddesine 6322 sayılı Kanunla eklenen (ğ) bendinde, Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilerle, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara Türkiye'de verilen ve münhasıran yurtdışında yararlanılan mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi ve veri saklama hizmeti alanlarında faaliyette bulunan hizmet işletmeleri ile ilgili Bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak eğitim ve sağlık alanında faaliyet gösteren ve Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilere hizmet veren işletmelerin münhasıran bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazancın %50'sinin kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim unsuru olarak dikkate alınabileceği; indirimden yararlanılabilmesi için fatura veya benzeri belgenin yurt dışındaki müşteri adına düzenlenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır.

 

1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "10.5.Türkiye'den yurtdışı mukimi kişi ve kurumlara verilen hizmetler" başlıklı bölümünde gerekli açıklamalar yapılmış olup anılan Tebliğde;

 

"10.5.1. İndirim kapsamındaki hizmetler

 

İlgili şirketler tarafından elde edilen kazancın %50'sinin beyan edilen kurum kazancından indirilebilmesi için bu kazancın aşağıda belirtilen faaliyetlerden elde edilmiş olması gerekmektedir.

 

 

-İlgili Bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak verilen eğitim ve sağlık hizmetleri

 

10.5.2. İndirimin faydalanma şartları

 

10.5.2.1. İndirimden faydalanabilecek şirketlerin ana sözleşmelerinde yazılı esas faaliyet konusu

 

İlgili şirketlerin ana sözleşmelerinde yazılı esas faaliyet konuları arasında, mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, veri saklama, eğitim ve sağlık hizmetleri sunmak olmalıdır. Şirket bünyesinde sözü edilen hizmetlerden sadece birisi verilebileceği gibi ana sözleşmelerinde yer almak şartıyla birden fazlası da verilebilir.

 

 

Eğitim alanında faaliyet gösteren işletmelerin de Milli Eğitim Bakanlığından alınan izin belgesi veya ruhsat çerçevesinde faaliyette bulunmaları gerekmektedir."

 

açıklamalarına yer verilmiştir.         

          

Aynı Tebliğin "10.5.3.3. İlgili bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilere verilen eğitim ve sağlık hizmetlerine ilişkin bildirim ve belgeler" başlıklı bölümünde de Milli Eğitim Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının izni ve denetimine tabi olarak sağlık alanında faaliyet gösteren ve yurt dışı yerleşik kişilere verdikleri hizmetlerden elde ettikleri kazançlarının %50'sini indirim konusu yapan işletmelerin, hizmet verilen yurt dışı yerleşik gerçek kişilere ilişkin ad soyad ya da unvan, hangi ülkenin uyruğunda olduğu, pasaport numarası, düzenlenen faturanın tarih ve sayısı, verilen hizmetin niteliği ve hizmet bedeli gibi bilgileri içeren formun, her bir geçici vergi beyannamesi ile birlikte beyanname eki olarak verilmesi gerektiği, ilgili geçici vergi beyannamesinin ekindeki forma dahil edilememiş bilgilerin bir sonraki geçici vergi beyannamesi ekindeki formla bildirilmesinin mümkün olduğu açıklamalarına yer verilmiştir.

 

Buna göre; şirketinizin Milli Eğitim Bakanlığından alınan izin belgesi veya ruhsat çerçevesinde faaliyet gösteren eğitim işletmesi olması ve yukarıda belirtilen tebliğdeki diğer şartları sağlaması durumunda Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilere sunulan eğitim faaliyetinden elde ettiği kazancın %50'sini, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendine göre, kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapması mümkündür. Belirtilen şartlara uyulmaması durumunda ise söz konusu indirimden yararlanılamayacağı tabiidir.

 

Bilgi edinilmesi rica ederim.

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

84974990-130[KDV.2/İ/13-2016/20]-436366

07.11.2017

Konu

:

Gübre üretiminde kullanılan kireç taşı tesliminde KDV

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, şirketiniz bünyesindeki tesislerde %92 oranında kalsiyum karbonat içeren ve 8,6-10,6 aralığında pH değerlerine sahip olan "mineral toprak düzenleyici" (tarım kireci-kireç taşı) üretimi yapıldığı, bahse konu ürünün Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü nezdinde mineral toprak düzenleyici olarak tescil edildiği belirtilerek, gübre imalatında gübre hammaddesi, çiftçilere toprak dengeleyici gübre, tavuk üreticilerine tavuk yemine karıştırılmak üzere yem, yem imalatında ise yem hammaddesi olarak kullanılabilen bahse konu ürünün gübre ve yem olarak veya bunların üretiminde hammadde olarak kullanılmak üzere teslim edilmesi halinde istisna kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

 

10/02/2016 tarih ve 29620 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6663 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi ile 3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 13 üncü maddesine eklenen (ı) bendi ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından tescil edilen gübreler ve gübre üreticilerine bu ürünlerin içeriğinde bulunan hammaddelerin teslimi ile madde metninde sayılan ve hayvan yemi olarak kullanılan malların teslimi KDV'den istisna edilmiştir.

 

Söz konusu istisnanın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, 04/10/2016 tarihli ve 29847 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile KDV Genel Uygulama Tebliğinin II/B bölümüne eklenen "11. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarafından Tescil Edilen Gübreler ve Gübre Üreticilerine Bu Ürünlerin İçeriğinde Bulunan Hammaddelerin Teslimi ile Yem Teslimlerinde İstisna" başlıklı bölümünde belirlenmiştir.

 

Buna göre, kireç taşı için gübre teslimi kapsamında istisna uygulanabilmesi için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından gübre olarak tescil edilmiş olması gerekmektedir. Kireç taşının gübre imalatçısı firmalara gübre hammaddesi olarak tesliminin istisna kapsamında değerlendirilmesi için ise kireç taşı tesliminin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından tescil edilen gübrelerin imalinde hammadde olarak kullanılmak üzere yine Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından verilen lisans belgesi sahibi gübre üreticilerine yapılmış olması gerekmektedir.

 

Diğer taraftan, kireç taşı 3065 sayılı KDV Kanununun 13/ı maddesinde sayılan yemler arasında yer almadığından yem üretiminde kullanılmak üzere yem fabrikalarına veya tavuk yemine karıştırılmak üzere tavuk üreticilerine kireç taşı tesliminde istisna uygulanması mümkün bulunmamaktadır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

84974990-130[KDV.2/İ/13-2016/20]-436366

07.11.2017

Konu

:

Gübre üretiminde kullanılan kireç taşı tesliminde KDV

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, şirketiniz bünyesindeki tesislerde %92 oranında kalsiyum karbonat içeren ve 8,6-10,6 aralığında pH değerlerine sahip olan "mineral toprak düzenleyici" (tarım kireci-kireç taşı) üretimi yapıldığı, bahse konu ürünün Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü nezdinde mineral toprak düzenleyici olarak tescil edildiği belirtilerek, gübre imalatında gübre hammaddesi, çiftçilere toprak dengeleyici gübre, tavuk üreticilerine tavuk yemine karıştırılmak üzere yem, yem imalatında ise yem hammaddesi olarak kullanılabilen bahse konu ürünün gübre ve yem olarak veya bunların üretiminde hammadde olarak kullanılmak üzere teslim edilmesi halinde istisna kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

 

10/02/2016 tarih ve 29620 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6663 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi ile 3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 13 üncü maddesine eklenen (ı) bendi ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından tescil edilen gübreler ve gübre üreticilerine bu ürünlerin içeriğinde bulunan hammaddelerin teslimi ile madde metninde sayılan ve hayvan yemi olarak kullanılan malların teslimi KDV'den istisna edilmiştir.

 

Söz konusu istisnanın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, 04/10/2016 tarihli ve 29847 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile KDV Genel Uygulama Tebliğinin II/B bölümüne eklenen "11. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarafından Tescil Edilen Gübreler ve Gübre Üreticilerine Bu Ürünlerin İçeriğinde Bulunan Hammaddelerin Teslimi ile Yem Teslimlerinde İstisna" başlıklı bölümünde belirlenmiştir.

 

Buna göre, kireç taşı için gübre teslimi kapsamında istisna uygulanabilmesi için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından gübre olarak tescil edilmiş olması gerekmektedir. Kireç taşının gübre imalatçısı firmalara gübre hammaddesi olarak tesliminin istisna kapsamında değerlendirilmesi için ise kireç taşı tesliminin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından tescil edilen gübrelerin imalinde hammadde olarak kullanılmak üzere yine Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından verilen lisans belgesi sahibi gübre üreticilerine yapılmış olması gerekmektedir.

 

Diğer taraftan, kireç taşı 3065 sayılı KDV Kanununun 13/ı maddesinde sayılan yemler arasında yer almadığından yem üretiminde kullanılmak üzere yem fabrikalarına veya tavuk yemine karıştırılmak üzere tavuk üreticilerine kireç taşı tesliminde istisna uygulanması mümkün bulunmamaktadır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

84974990-130[KDV.2/İ/13-2016/20]-436366

07.11.2017

Konu

:

Gübre üretiminde kullanılan kireç taşı tesliminde KDV

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, şirketiniz bünyesindeki tesislerde %92 oranında kalsiyum karbonat içeren ve 8,6-10,6 aralığında pH değerlerine sahip olan "mineral toprak düzenleyici" (tarım kireci-kireç taşı) üretimi yapıldığı, bahse konu ürünün Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü nezdinde mineral toprak düzenleyici olarak tescil edildiği belirtilerek, gübre imalatında gübre hammaddesi, çiftçilere toprak dengeleyici gübre, tavuk üreticilerine tavuk yemine karıştırılmak üzere yem, yem imalatında ise yem hammaddesi olarak kullanılabilen bahse konu ürünün gübre ve yem olarak veya bunların üretiminde hammadde olarak kullanılmak üzere teslim edilmesi halinde istisna kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

 

10/02/2016 tarih ve 29620 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6663 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi ile 3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 13 üncü maddesine eklenen (ı) bendi ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından tescil edilen gübreler ve gübre üreticilerine bu ürünlerin içeriğinde bulunan hammaddelerin teslimi ile madde metninde sayılan ve hayvan yemi olarak kullanılan malların teslimi KDV'den istisna edilmiştir.

 

Söz konusu istisnanın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, 04/10/2016 tarihli ve 29847 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile KDV Genel Uygulama Tebliğinin II/B bölümüne eklenen "11. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarafından Tescil Edilen Gübreler ve Gübre Üreticilerine Bu Ürünlerin İçeriğinde Bulunan Hammaddelerin Teslimi ile Yem Teslimlerinde İstisna" başlıklı bölümünde belirlenmiştir.

 

Buna göre, kireç taşı için gübre teslimi kapsamında istisna uygulanabilmesi için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından gübre olarak tescil edilmiş olması gerekmektedir. Kireç taşının gübre imalatçısı firmalara gübre hammaddesi olarak tesliminin istisna kapsamında değerlendirilmesi için ise kireç taşı tesliminin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından tescil edilen gübrelerin imalinde hammadde olarak kullanılmak üzere yine Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından verilen lisans belgesi sahibi gübre üreticilerine yapılmış olması gerekmektedir.

 

Diğer taraftan, kireç taşı 3065 sayılı KDV Kanununun 13/ı maddesinde sayılan yemler arasında yer almadığından yem üretiminde kullanılmak üzere yem fabrikalarına veya tavuk yemine karıştırılmak üzere tavuk üreticilerine kireç taşı tesliminde istisna uygulanması mümkün bulunmamaktadır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

SAKARYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

41931384-130[32-2016-3]-15

24.03.2017

Konu

:

2008 yılında ithalat yolu ile alınan bir sabit kıymetin 2016 yılında ihraç edilmesi durumunda kdv iadesi alınıp alınmayacağı hakkında

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden, 2008 yılında ithal edilen sabit kıymetlerinizin (üretim fikstürleri) 2016 yılında ihraç edildiği, alış tarihlerindeki değerlerinin 1.330.281,78-TL olduğu, 10 yıllık faydalı ömür ile hesaplara kaydedildiği, ihraç edildikleri Ocak 2016 tarihinde net defter değerlerinin 434.855,21-TL olduğu ve 232.842,59 € bedelle ihraç edildiği, fikstürlerin ithalatı sırasında teşvik belgesi kullanılmadığı, KDV ödemesi yapıldığı, devreden KDV'nin devamlı arttığı ve sabit kıymetlerin alımında oluşan KDV'nin indirime girmediği belirtilerek ilgili gümrük vergi tahsil alındısı, gümrük beyannamesi ve fatura eklenmek suretiyle söz konusu sabit kıymetlerin ithalinde ödenen KDV'yi iade alıp alamayacağınız hakkında Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

 

            3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun,

 

            - 11/1-a maddesinde, ihracat teslimlerinin ve bu teslimlere ilişkin hizmetlerin KDV'den istisna olduğu,

 

            - 12/1 inci maddesinde, bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için, teslimin yurt dışındaki bir müşteriye yapılması ve teslim konusu malın Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye vasıl olması gerektiği,

 

            - 12/2 nci maddesinde, yurt dışındaki müşteri tabirinin; ikametgahı, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında olan alıcılar ile yurt içinde bulunan bir firmanın yurt dışında kendi adına müstakilen faaliyet gösteren şubelerini ifade edeceği, bir hizmetin yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için; hizmetlerin yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olması ve hizmetten yurt dışında faydalanılması gerektiği,

 

            - 29/1 inci maddesinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV'den, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV ile ithal olunan mal ve hizmetler dolayısıyla ödenen KDV'yi indirim konusu yapabilecekleri; 29/3 üncü maddesinde ise, indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği,

 

          

            - 32/1 maddesinde, bu Kanunun 11, 13, 14, 15 inci maddeleri ile 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının (s) bendi uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV'nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak KDV'den indirileceği, vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen KDV'nin, Bakanlığımızca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağı;

 

           - 34/1 inci maddesinde ise; yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait KDV'nin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği

 

            hüküm altına alınmıştır.

 

            KDV Genel Uygulama Tebliğinin, (IV/A) bölümünde;

 

            "İşlemin bünyesine giren KDV, teslim işlemlerinde malın üretimi, iktisabı, muhafazası ve teslimi… nedeniyle yüklenilen KDV'den oluşur.

 

            KDV'nin, iade hakkı doğuran işlemlerin gerçekleştiği dönemde ortaya çıkmış olması şart değildir. İade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği dönemden önce yukarıda belirtilen alımlar-giderler nedeniyle ödenen/borçlanılan KDV de bu tutara dâhildir.

 

            İade hakkı doğuran işlemler için yüklenilen KDV, öncelikle indirim konusu yapılır. İndirimle giderilemeyen bir miktarın kalması halinde, kalan tutar iade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği dönemde iade edilecek KDV olarak dikkate alınabilir.

 

            …

 

            Yüklenilen KDV, iade hakkı doğuran işlemle ilişkilendirilebilen alış ve giderler, genel imal ve genel idare giderleri ile amortismana tabi iktisadi kıymetler (ATİK) için yapılan harcamalara ilişkin KDV'den oluşur.

 

            …"

 

            açıklamalarına yer verilmiştir.

 

            Buna göre, vergiden istisna edilmiş olan işlemlerle ilgili olarak, istisna edilmiş işlemin bünyesine giren ve işlemin gerçekleştiği dönemde indirim yoluyla giderilemeyen verginin iadeye esas alınması gerekmektedir.

 

            Bu çerçevede, söz konusu sabit kıymetlerin ithalinde ödenen KDV'nin alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilerek bu vesikaların kanuni defterlere kaydedilmiş olması, sabit kıymetlerin mezkur Kanunun 11 inci maddesi kapsamında ihraç edilmiş olması ve iadeyi yapacak olan idarenin talep etmesi halinde defter ve belgelerin ibraz edilmesi halinde, ilgili sabit kıymetlerin ihraç bedeline genel KDV oranının uygulanması sonucu bulunacak tutarı aşmamak kaydıyla sabit kıymetlerin ithalinde ödenen KDV'nin iade konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

 

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

SAKARYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

41931384-130[32-2016-3]-15

24.03.2017

Konu

:

2008 yılında ithalat yolu ile alınan bir sabit kıymetin 2016 yılında ihraç edilmesi durumunda kdv iadesi alınıp alınmayacağı hakkında

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden, 2008 yılında ithal edilen sabit kıymetlerinizin (üretim fikstürleri) 2016 yılında ihraç edildiği, alış tarihlerindeki değerlerinin 1.330.281,78-TL olduğu, 10 yıllık faydalı ömür ile hesaplara kaydedildiği, ihraç edildikleri Ocak 2016 tarihinde net defter değerlerinin 434.855,21-TL olduğu ve 232.842,59 € bedelle ihraç edildiği, fikstürlerin ithalatı sırasında teşvik belgesi kullanılmadığı, KDV ödemesi yapıldığı, devreden KDV'nin devamlı arttığı ve sabit kıymetlerin alımında oluşan KDV'nin indirime girmediği belirtilerek ilgili gümrük vergi tahsil alındısı, gümrük beyannamesi ve fatura eklenmek suretiyle söz konusu sabit kıymetlerin ithalinde ödenen KDV'yi iade alıp alamayacağınız hakkında Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

 

            3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun,

 

            - 11/1-a maddesinde, ihracat teslimlerinin ve bu teslimlere ilişkin hizmetlerin KDV'den istisna olduğu,

 

            - 12/1 inci maddesinde, bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için, teslimin yurt dışındaki bir müşteriye yapılması ve teslim konusu malın Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye vasıl olması gerektiği,

 

            - 12/2 nci maddesinde, yurt dışındaki müşteri tabirinin; ikametgahı, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında olan alıcılar ile yurt içinde bulunan bir firmanın yurt dışında kendi adına müstakilen faaliyet gösteren şubelerini ifade edeceği, bir hizmetin yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için; hizmetlerin yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olması ve hizmetten yurt dışında faydalanılması gerektiği,

 

            - 29/1 inci maddesinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV'den, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV ile ithal olunan mal ve hizmetler dolayısıyla ödenen KDV'yi indirim konusu yapabilecekleri; 29/3 üncü maddesinde ise, indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği,

 

          

            - 32/1 maddesinde, bu Kanunun 11, 13, 14, 15 inci maddeleri ile 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının (s) bendi uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV'nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak KDV'den indirileceği, vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen KDV'nin, Bakanlığımızca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağı;

 

           - 34/1 inci maddesinde ise; yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait KDV'nin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği

 

            hüküm altına alınmıştır.

 

            KDV Genel Uygulama Tebliğinin, (IV/A) bölümünde;

 

            "İşlemin bünyesine giren KDV, teslim işlemlerinde malın üretimi, iktisabı, muhafazası ve teslimi… nedeniyle yüklenilen KDV'den oluşur.

 

            KDV'nin, iade hakkı doğuran işlemlerin gerçekleştiği dönemde ortaya çıkmış olması şart değildir. İade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği dönemden önce yukarıda belirtilen alımlar-giderler nedeniyle ödenen/borçlanılan KDV de bu tutara dâhildir.

 

            İade hakkı doğuran işlemler için yüklenilen KDV, öncelikle indirim konusu yapılır. İndirimle giderilemeyen bir miktarın kalması halinde, kalan tutar iade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği dönemde iade edilecek KDV olarak dikkate alınabilir.

 

            …

 

            Yüklenilen KDV, iade hakkı doğuran işlemle ilişkilendirilebilen alış ve giderler, genel imal ve genel idare giderleri ile amortismana tabi iktisadi kıymetler (ATİK) için yapılan harcamalara ilişkin KDV'den oluşur.

 

            …"

 

            açıklamalarına yer verilmiştir.

 

            Buna göre, vergiden istisna edilmiş olan işlemlerle ilgili olarak, istisna edilmiş işlemin bünyesine giren ve işlemin gerçekleştiği dönemde indirim yoluyla giderilemeyen verginin iadeye esas alınması gerekmektedir.

 

            Bu çerçevede, söz konusu sabit kıymetlerin ithalinde ödenen KDV'nin alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilerek bu vesikaların kanuni defterlere kaydedilmiş olması, sabit kıymetlerin mezkur Kanunun 11 inci maddesi kapsamında ihraç edilmiş olması ve iadeyi yapacak olan idarenin talep etmesi halinde defter ve belgelerin ibraz edilmesi halinde, ilgili sabit kıymetlerin ihraç bedeline genel KDV oranının uygulanması sonucu bulunacak tutarı aşmamak kaydıyla sabit kıymetlerin ithalinde ödenen KDV'nin iade konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

 

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

SAKARYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

41931384-130[32-2016-3]-15

24.03.2017

Konu

:

2008 yılında ithalat yolu ile alınan bir sabit kıymetin 2016 yılında ihraç edilmesi durumunda kdv iadesi alınıp alınmayacağı hakkında

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden, 2008 yılında ithal edilen sabit kıymetlerinizin (üretim fikstürleri) 2016 yılında ihraç edildiği, alış tarihlerindeki değerlerinin 1.330.281,78-TL olduğu, 10 yıllık faydalı ömür ile hesaplara kaydedildiği, ihraç edildikleri Ocak 2016 tarihinde net defter değerlerinin 434.855,21-TL olduğu ve 232.842,59 € bedelle ihraç edildiği, fikstürlerin ithalatı sırasında teşvik belgesi kullanılmadığı, KDV ödemesi yapıldığı, devreden KDV'nin devamlı arttığı ve sabit kıymetlerin alımında oluşan KDV'nin indirime girmediği belirtilerek ilgili gümrük vergi tahsil alındısı, gümrük beyannamesi ve fatura eklenmek suretiyle söz konusu sabit kıymetlerin ithalinde ödenen KDV'yi iade alıp alamayacağınız hakkında Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

 

            3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun,

 

            - 11/1-a maddesinde, ihracat teslimlerinin ve bu teslimlere ilişkin hizmetlerin KDV'den istisna olduğu,

 

            - 12/1 inci maddesinde, bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için, teslimin yurt dışındaki bir müşteriye yapılması ve teslim konusu malın Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye vasıl olması gerektiği,

 

            - 12/2 nci maddesinde, yurt dışındaki müşteri tabirinin; ikametgahı, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında olan alıcılar ile yurt içinde bulunan bir firmanın yurt dışında kendi adına müstakilen faaliyet gösteren şubelerini ifade edeceği, bir hizmetin yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için; hizmetlerin yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olması ve hizmetten yurt dışında faydalanılması gerektiği,

 

            - 29/1 inci maddesinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV'den, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV ile ithal olunan mal ve hizmetler dolayısıyla ödenen KDV'yi indirim konusu yapabilecekleri; 29/3 üncü maddesinde ise, indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği,

 

          

            - 32/1 maddesinde, bu Kanunun 11, 13, 14, 15 inci maddeleri ile 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının (s) bendi uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV'nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak KDV'den indirileceği, vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen KDV'nin, Bakanlığımızca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağı;

 

           - 34/1 inci maddesinde ise; yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait KDV'nin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği

 

            hüküm altına alınmıştır.

 

            KDV Genel Uygulama Tebliğinin, (IV/A) bölümünde;

 

            "İşlemin bünyesine giren KDV, teslim işlemlerinde malın üretimi, iktisabı, muhafazası ve teslimi… nedeniyle yüklenilen KDV'den oluşur.

 

            KDV'nin, iade hakkı doğuran işlemlerin gerçekleştiği dönemde ortaya çıkmış olması şart değildir. İade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği dönemden önce yukarıda belirtilen alımlar-giderler nedeniyle ödenen/borçlanılan KDV de bu tutara dâhildir.

 

            İade hakkı doğuran işlemler için yüklenilen KDV, öncelikle indirim konusu yapılır. İndirimle giderilemeyen bir miktarın kalması halinde, kalan tutar iade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği dönemde iade edilecek KDV olarak dikkate alınabilir.

 

            …

 

            Yüklenilen KDV, iade hakkı doğuran işlemle ilişkilendirilebilen alış ve giderler, genel imal ve genel idare giderleri ile amortismana tabi iktisadi kıymetler (ATİK) için yapılan harcamalara ilişkin KDV'den oluşur.

 

            …"

 

            açıklamalarına yer verilmiştir.

 

            Buna göre, vergiden istisna edilmiş olan işlemlerle ilgili olarak, istisna edilmiş işlemin bünyesine giren ve işlemin gerçekleştiği dönemde indirim yoluyla giderilemeyen verginin iadeye esas alınması gerekmektedir.

 

            Bu çerçevede, söz konusu sabit kıymetlerin ithalinde ödenen KDV'nin alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilerek bu vesikaların kanuni defterlere kaydedilmiş olması, sabit kıymetlerin mezkur Kanunun 11 inci maddesi kapsamında ihraç edilmiş olması ve iadeyi yapacak olan idarenin talep etmesi halinde defter ve belgelerin ibraz edilmesi halinde, ilgili sabit kıymetlerin ihraç bedeline genel KDV oranının uygulanması sonucu bulunacak tutarı aşmamak kaydıyla sabit kıymetlerin ithalinde ödenen KDV'nin iade konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

 

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

39044742-KDV.11-23374

24.01.2017

Konu

:

Serbest dolaşımda bulunan yakıt ve yağlar ile kumanyaların dış sefere çıkan gemilere tesliminde ihracat istisnasının beyanı

 

 

İlgide (a)'da kayıtlı özelge talep formunda, Şirketinizin yabancı bayraklı gemilere kumanya teslimi yaptığı, teslime ait gümrük beyannamesinin 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 2013/28 sayılı Genelgesine göre teslimin yapıldığı ayı takip eden ayın ilk yedi iş günü içinde tamamlayıcı beyan şeklinde verilmesinden kaynaklı olarak teslim tarihi ile beyannamenin kapanma tarihinin farklı olduğu belirtilerek, ihracat istisnasının hangi vergilendirme döneminde uygulanacağı hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edilmesi üzerine, ilgi (b) de kayıtlı Başkanlığımız görüşü tarafınıza verilmiş olup, ilgi (c) de kayıtlı özelge talep formunuzun tetkikinden, konunun Başkanlığımız tarafından yeniden değerlendirilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.

 

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

 

1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

 

11/1-a maddesinde ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler ile yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin KDV den istisna olduğu,

 

12/1 maddesinin (a) bendinde, bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için, teslimin yurt dışındaki bir müşteriye veya bir serbest bölgedeki alıcıya ya da yetkili gümrük antreposu işleticisine yapılması veya malların yetkili gümrük antreposu işleticisine tevdi edilmesi gerektiği, (b) bendinde, teslim konusu malın Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye veya bir serbest bölgeye vasıl olması ya da yetkili gümrük antreposuna konulması gerektiği, teslim konusu malın ihraç edilmeden önce yurt dışındaki alıcı adına hareket eden yurt içindeki firmalar veya bizzat alıcı tarafından işlenmesi veya herhangi bir şekilde değerlendirilmesinin durumu değiştirmeyeceği,

 

hükümlerine yer verilmiştir.

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin "II/A-1.1.Gümrük Beyannameli Mal İhracı" başlıklı bölümünün "1.1.1. İstisnanın Kapsamı ve Beyanı" ayrımında;

          

"…

 

Uluslararası taşımacılığa ilişkin olarak deniz ve hava taşıma araçlarına yapılan akaryakıt, kumanya, teknik ve diğer malzeme şeklindeki teslimler aşağıdaki açıklamalar çerçevesinde vergiden istisnadır:

 

a) Türkiye içinde taşıma hakkı bulunmayan yabancı bayraklı gemilere ve uçaklara yapılan akaryakıt, kumanya, teknik ve diğer malzeme şeklindeki teslimler ihracat teslimi kapsamında KDV'den istisnadır.

 

b) Uluslararası taşımacılık yapan yerli gemi ve uçaklar ise "yurtiçinde bulunan bir firmanın yurtdışında kendi adına müstakilen faaliyet gösteren şubesi" niteliği taşıdığından bu araçlara yapılan söz konusu teslimler ihracat istisnası kapsamına girer.

 

c) Yukarıda açıklanan ve istisna kapsamına giren teslimlere ilişkin işlem veya ödemelerin acenteler tarafından yapılması istisnanın uygulanmasına engel değildir.

 

ç) Söz konusu teslimlerin ihracat istisnası kapsamında değerlendirilebilmesi için gümrük çıkış beyannamesi ile tevsik edilmesi gerektiği tabiidir.

 

Mal ihracına ilişkin istisna, ihracatın gerçekleştiği tarih olan gümrük beyannamesinin "kapanma tarihi"ni içine alan vergilendirme dönemine ait KDV beyannamesi ile beyan edilir. İhracat işlemleri iç gümrüklerde yapılan ihracat teslimlerinde, gümrük beyannamesinin sınır gümrüklerince kapatıldığı tarih, ihracatın gerçekleştiği tarih olarak kabul edilir.

 

 

İhracat faturası malın yurtdışı edildiği dönemden önce düzenlenmiş olsa dahi, istisna ihracatın yapıldığı dönem KDV beyannamesi ile beyan edilir.

 

…"

 

 denilmektedir.

 

Buna göre; yabancı bayraklı gemilere yapılan akaryakıt ve kumanya şeklindeki teslimler 3065 sayılı KDV Kanununun 12 nci maddesinde belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde yürürlükteki ihracat mevzuatına uygun olarak ihraç edilmek kaydıyla 3065 sayılı KDV Kanununun 11/1-a maddesine göre KDV den istisna tutulacaktır.

    

Diğer taraftan, yabancı bayraklı gemilere ve dış sefere çıkan gemilere yapılan ve 3065 sayılı KDV Kanununun 11/1-a maddesindeki ihracat istisnası kapsamındaki kumanya ve yakıt teslimlerinde fiili ihraç tarihi olarak gümrük beyannamesinin kapanma tarihinin esas alınması gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

39044742-KDV.11-23374

24.01.2017

Konu

:

Serbest dolaşımda bulunan yakıt ve yağlar ile kumanyaların dış sefere çıkan gemilere tesliminde ihracat istisnasının beyanı

 

 

İlgide (a)'da kayıtlı özelge talep formunda, Şirketinizin yabancı bayraklı gemilere kumanya teslimi yaptığı, teslime ait gümrük beyannamesinin 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 2013/28 sayılı Genelgesine göre teslimin yapıldığı ayı takip eden ayın ilk yedi iş günü içinde tamamlayıcı beyan şeklinde verilmesinden kaynaklı olarak teslim tarihi ile beyannamenin kapanma tarihinin farklı olduğu belirtilerek, ihracat istisnasının hangi vergilendirme döneminde uygulanacağı hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edilmesi üzerine, ilgi (b) de kayıtlı Başkanlığımız görüşü tarafınıza verilmiş olup, ilgi (c) de kayıtlı özelge talep formunuzun tetkikinden, konunun Başkanlığımız tarafından yeniden değerlendirilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.

 

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

 

1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

 

11/1-a maddesinde ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler ile yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin KDV den istisna olduğu,

 

12/1 maddesinin (a) bendinde, bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için, teslimin yurt dışındaki bir müşteriye veya bir serbest bölgedeki alıcıya ya da yetkili gümrük antreposu işleticisine yapılması veya malların yetkili gümrük antreposu işleticisine tevdi edilmesi gerektiği, (b) bendinde, teslim konusu malın Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye veya bir serbest bölgeye vasıl olması ya da yetkili gümrük antreposuna konulması gerektiği, teslim konusu malın ihraç edilmeden önce yurt dışındaki alıcı adına hareket eden yurt içindeki firmalar veya bizzat alıcı tarafından işlenmesi veya herhangi bir şekilde değerlendirilmesinin durumu değiştirmeyeceği,

 

hükümlerine yer verilmiştir.

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin "II/A-1.1.Gümrük Beyannameli Mal İhracı" başlıklı bölümünün "1.1.1. İstisnanın Kapsamı ve Beyanı" ayrımında;

          

"…

 

Uluslararası taşımacılığa ilişkin olarak deniz ve hava taşıma araçlarına yapılan akaryakıt, kumanya, teknik ve diğer malzeme şeklindeki teslimler aşağıdaki açıklamalar çerçevesinde vergiden istisnadır:

 

a) Türkiye içinde taşıma hakkı bulunmayan yabancı bayraklı gemilere ve uçaklara yapılan akaryakıt, kumanya, teknik ve diğer malzeme şeklindeki teslimler ihracat teslimi kapsamında KDV'den istisnadır.

 

b) Uluslararası taşımacılık yapan yerli gemi ve uçaklar ise "yurtiçinde bulunan bir firmanın yurtdışında kendi adına müstakilen faaliyet gösteren şubesi" niteliği taşıdığından bu araçlara yapılan söz konusu teslimler ihracat istisnası kapsamına girer.

 

c) Yukarıda açıklanan ve istisna kapsamına giren teslimlere ilişkin işlem veya ödemelerin acenteler tarafından yapılması istisnanın uygulanmasına engel değildir.

 

ç) Söz konusu teslimlerin ihracat istisnası kapsamında değerlendirilebilmesi için gümrük çıkış beyannamesi ile tevsik edilmesi gerektiği tabiidir.

 

Mal ihracına ilişkin istisna, ihracatın gerçekleştiği tarih olan gümrük beyannamesinin "kapanma tarihi"ni içine alan vergilendirme dönemine ait KDV beyannamesi ile beyan edilir. İhracat işlemleri iç gümrüklerde yapılan ihracat teslimlerinde, gümrük beyannamesinin sınır gümrüklerince kapatıldığı tarih, ihracatın gerçekleştiği tarih olarak kabul edilir.

 

 

İhracat faturası malın yurtdışı edildiği dönemden önce düzenlenmiş olsa dahi, istisna ihracatın yapıldığı dönem KDV beyannamesi ile beyan edilir.

 

…"

 

 denilmektedir.

 

Buna göre; yabancı bayraklı gemilere yapılan akaryakıt ve kumanya şeklindeki teslimler 3065 sayılı KDV Kanununun 12 nci maddesinde belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde yürürlükteki ihracat mevzuatına uygun olarak ihraç edilmek kaydıyla 3065 sayılı KDV Kanununun 11/1-a maddesine göre KDV den istisna tutulacaktır.

    

Diğer taraftan, yabancı bayraklı gemilere ve dış sefere çıkan gemilere yapılan ve 3065 sayılı KDV Kanununun 11/1-a maddesindeki ihracat istisnası kapsamındaki kumanya ve yakıt teslimlerinde fiili ihraç tarihi olarak gümrük beyannamesinin kapanma tarihinin esas alınması gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

39044742-KDV.11-23374

24.01.2017

Konu

:

Serbest dolaşımda bulunan yakıt ve yağlar ile kumanyaların dış sefere çıkan gemilere tesliminde ihracat istisnasının beyanı

 

 

İlgide (a)'da kayıtlı özelge talep formunda, Şirketinizin yabancı bayraklı gemilere kumanya teslimi yaptığı, teslime ait gümrük beyannamesinin 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 2013/28 sayılı Genelgesine göre teslimin yapıldığı ayı takip eden ayın ilk yedi iş günü içinde tamamlayıcı beyan şeklinde verilmesinden kaynaklı olarak teslim tarihi ile beyannamenin kapanma tarihinin farklı olduğu belirtilerek, ihracat istisnasının hangi vergilendirme döneminde uygulanacağı hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edilmesi üzerine, ilgi (b) de kayıtlı Başkanlığımız görüşü tarafınıza verilmiş olup, ilgi (c) de kayıtlı özelge talep formunuzun tetkikinden, konunun Başkanlığımız tarafından yeniden değerlendirilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.

 

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

 

1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

 

11/1-a maddesinde ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler ile yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin KDV den istisna olduğu,

 

12/1 maddesinin (a) bendinde, bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için, teslimin yurt dışındaki bir müşteriye veya bir serbest bölgedeki alıcıya ya da yetkili gümrük antreposu işleticisine yapılması veya malların yetkili gümrük antreposu işleticisine tevdi edilmesi gerektiği, (b) bendinde, teslim konusu malın Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye veya bir serbest bölgeye vasıl olması ya da yetkili gümrük antreposuna konulması gerektiği, teslim konusu malın ihraç edilmeden önce yurt dışındaki alıcı adına hareket eden yurt içindeki firmalar veya bizzat alıcı tarafından işlenmesi veya herhangi bir şekilde değerlendirilmesinin durumu değiştirmeyeceği,

 

hükümlerine yer verilmiştir.

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin "II/A-1.1.Gümrük Beyannameli Mal İhracı" başlıklı bölümünün "1.1.1. İstisnanın Kapsamı ve Beyanı" ayrımında;

          

"…

 

Uluslararası taşımacılığa ilişkin olarak deniz ve hava taşıma araçlarına yapılan akaryakıt, kumanya, teknik ve diğer malzeme şeklindeki teslimler aşağıdaki açıklamalar çerçevesinde vergiden istisnadır:

 

a) Türkiye içinde taşıma hakkı bulunmayan yabancı bayraklı gemilere ve uçaklara yapılan akaryakıt, kumanya, teknik ve diğer malzeme şeklindeki teslimler ihracat teslimi kapsamında KDV'den istisnadır.

 

b) Uluslararası taşımacılık yapan yerli gemi ve uçaklar ise "yurtiçinde bulunan bir firmanın yurtdışında kendi adına müstakilen faaliyet gösteren şubesi" niteliği taşıdığından bu araçlara yapılan söz konusu teslimler ihracat istisnası kapsamına girer.

 

c) Yukarıda açıklanan ve istisna kapsamına giren teslimlere ilişkin işlem veya ödemelerin acenteler tarafından yapılması istisnanın uygulanmasına engel değildir.

 

ç) Söz konusu teslimlerin ihracat istisnası kapsamında değerlendirilebilmesi için gümrük çıkış beyannamesi ile tevsik edilmesi gerektiği tabiidir.

 

Mal ihracına ilişkin istisna, ihracatın gerçekleştiği tarih olan gümrük beyannamesinin "kapanma tarihi"ni içine alan vergilendirme dönemine ait KDV beyannamesi ile beyan edilir. İhracat işlemleri iç gümrüklerde yapılan ihracat teslimlerinde, gümrük beyannamesinin sınır gümrüklerince kapatıldığı tarih, ihracatın gerçekleştiği tarih olarak kabul edilir.

 

 

İhracat faturası malın yurtdışı edildiği dönemden önce düzenlenmiş olsa dahi, istisna ihracatın yapıldığı dönem KDV beyannamesi ile beyan edilir.

 

…"

 

 denilmektedir.

 

Buna göre; yabancı bayraklı gemilere yapılan akaryakıt ve kumanya şeklindeki teslimler 3065 sayılı KDV Kanununun 12 nci maddesinde belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde yürürlükteki ihracat mevzuatına uygun olarak ihraç edilmek kaydıyla 3065 sayılı KDV Kanununun 11/1-a maddesine göre KDV den istisna tutulacaktır.

    

Diğer taraftan, yabancı bayraklı gemilere ve dış sefere çıkan gemilere yapılan ve 3065 sayılı KDV Kanununun 11/1-a maddesindeki ihracat istisnası kapsamındaki kumanya ve yakıt teslimlerinde fiili ihraç tarihi olarak gümrük beyannamesinin kapanma tarihinin esas alınması gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

39044742-KDV.11-5875

06.01.2017

Konu

:

İmalatçılar tarafından ihraç kaydıyla teslim edilen mallara ait KDV'nin terkin ve iadesi için ihracatçıdan alınacak belge.

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, ihraç kayıtlı satışlardan doğan katma değer vergisi (KDV) iade/mahsup işlemlerinin gerçekleştirilmesi için gümrük beyannamesinde imalatçı bilgilerinin yer alması durumunda ihraç kaydıyla teslim edilen malın ihraç edildiğine dair ihracatçı firmadan alınan onaylı yazının vergi dairesine ibraz edilmesine gerek bulunup bulunmadığı hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

3065 sayılı KDV Kanununun 11/1-c maddesinde, ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait katma değer vergisinin ihracatçılar tarafından ödenmeyeceği, mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu verginin, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı hükme bağlanmıştır.

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/A-8.5.) bölümünde;

 

"…

 

İhraç kaydıyla mal teslimlerine ait beyan edilen ve tecil edilen KDV, ihracata konu malın süresi içinde ihraç edildiğinin tevsik edilmesi kaydıyla terkin edilir.

    

Terkin işleminin yapılabilmesi için, ihraç kaydıyla teslim edilen malın ihraç edildiğini gösteren gümrük beyannamesi veya listesinin ihraç kaydıyla satış faturaları ile birlikte vergi dairesine ibraz edilmesi gerekir.

 

Gümrük beyannamesi üzerinde imalatçı firma bilgilerine ilişkin kayıt bulunmaması halinde, imalatçılar ihraç kaydıyla teslim ettikleri malların ihraç edildiğine dair ihracatçı firmadan bir yazı alarak gümrük beyannamesi veya listesine eklerler. Bu yazıda;

 

- İhracata ilişkin gümrük beyannamesinin tarihi ve sayısı,

 

- Belgeyi talep eden imalatçının; adı-soyadı veya unvanı, bağlı olduğu vergi dairesi ve vergi kimlik numarası,

 

- İhraç kayıtlı teslim edilen mala ilişkin fatura tarihi, numarası, malın cinsi, miktarı, bedeli, KDV oranı ve hesaplanan KDV tutarı,

 

gösterilir.

 

İmalatçılara ihraç kaydıyla teslim ettikleri malların ihraç edildiğine ilişkin yazı veren ihracatçılar, bir ay içerisinde bu yazıyı verdikleri imalatçılara ait bir listeyi (Bu listede en az, yazı verilen imalatçıların adı-soyadı, unvanı, bağlı bulunduğu vergi dairesi ve vergi kimlik numarası ile adres bilgilerine yer verilir.), izleyen ayın 15 inci günü akşamına kadar kendilerinin bağlı bulunduğu vergi dairelerine verirler.

 

Vergi daireleri, imalatçı tarafından verilen gümrük beyannamesi listesi ve ihracatçının yazısına istinaden terkin işlemini yapar.

 

 …"

 

açıklamaları yer almaktadır.

 

Buna göre, 3065 sayılı KDV Kanununun 11/1-c maddesi kapsamında ihraç kaydıyla teslimde bulunan imalatçı vasfına haiz mükelleflerin terkin ve iade işlemleri yapılması için ibraz edilen gümrük beyannamesinde imalatçı bilgilerinin yer alması  ve söz konusu bilgilerin yeterli olması ile başkaca bir tereddüt bulunmaması şartıyla ihraç kayıtlı teslim edilen malların ihraç edildiğine dair ihracatçı firmadan bir yazı alınarak vergi dairesine ibraz edilmesine gerek bulunmamaktadır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

39044742-KDV.11-5875

06.01.2017

Konu

:

İmalatçılar tarafından ihraç kaydıyla teslim edilen mallara ait KDV'nin terkin ve iadesi için ihracatçıdan alınacak belge.

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, ihraç kayıtlı satışlardan doğan katma değer vergisi (KDV) iade/mahsup işlemlerinin gerçekleştirilmesi için gümrük beyannamesinde imalatçı bilgilerinin yer alması durumunda ihraç kaydıyla teslim edilen malın ihraç edildiğine dair ihracatçı firmadan alınan onaylı yazının vergi dairesine ibraz edilmesine gerek bulunup bulunmadığı hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

3065 sayılı KDV Kanununun 11/1-c maddesinde, ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait katma değer vergisinin ihracatçılar tarafından ödenmeyeceği, mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu verginin, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı hükme bağlanmıştır.

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/A-8.5.) bölümünde;

 

"…

 

İhraç kaydıyla mal teslimlerine ait beyan edilen ve tecil edilen KDV, ihracata konu malın süresi içinde ihraç edildiğinin tevsik edilmesi kaydıyla terkin edilir.

    

Terkin işleminin yapılabilmesi için, ihraç kaydıyla teslim edilen malın ihraç edildiğini gösteren gümrük beyannamesi veya listesinin ihraç kaydıyla satış faturaları ile birlikte vergi dairesine ibraz edilmesi gerekir.

 

Gümrük beyannamesi üzerinde imalatçı firma bilgilerine ilişkin kayıt bulunmaması halinde, imalatçılar ihraç kaydıyla teslim ettikleri malların ihraç edildiğine dair ihracatçı firmadan bir yazı alarak gümrük beyannamesi veya listesine eklerler. Bu yazıda;

 

- İhracata ilişkin gümrük beyannamesinin tarihi ve sayısı,

 

- Belgeyi talep eden imalatçının; adı-soyadı veya unvanı, bağlı olduğu vergi dairesi ve vergi kimlik numarası,

 

- İhraç kayıtlı teslim edilen mala ilişkin fatura tarihi, numarası, malın cinsi, miktarı, bedeli, KDV oranı ve hesaplanan KDV tutarı,

 

gösterilir.

 

İmalatçılara ihraç kaydıyla teslim ettikleri malların ihraç edildiğine ilişkin yazı veren ihracatçılar, bir ay içerisinde bu yazıyı verdikleri imalatçılara ait bir listeyi (Bu listede en az, yazı verilen imalatçıların adı-soyadı, unvanı, bağlı bulunduğu vergi dairesi ve vergi kimlik numarası ile adres bilgilerine yer verilir.), izleyen ayın 15 inci günü akşamına kadar kendilerinin bağlı bulunduğu vergi dairelerine verirler.

 

Vergi daireleri, imalatçı tarafından verilen gümrük beyannamesi listesi ve ihracatçının yazısına istinaden terkin işlemini yapar.

 

 …"

 

açıklamaları yer almaktadır.

 

Buna göre, 3065 sayılı KDV Kanununun 11/1-c maddesi kapsamında ihraç kaydıyla teslimde bulunan imalatçı vasfına haiz mükelleflerin terkin ve iade işlemleri yapılması için ibraz edilen gümrük beyannamesinde imalatçı bilgilerinin yer alması  ve söz konusu bilgilerin yeterli olması ile başkaca bir tereddüt bulunmaması şartıyla ihraç kayıtlı teslim edilen malların ihraç edildiğine dair ihracatçı firmadan bir yazı alınarak vergi dairesine ibraz edilmesine gerek bulunmamaktadır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

39044742-KDV.11-5875

06.01.2017

Konu

:

İmalatçılar tarafından ihraç kaydıyla teslim edilen mallara ait KDV'nin terkin ve iadesi için ihracatçıdan alınacak belge.

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, ihraç kayıtlı satışlardan doğan katma değer vergisi (KDV) iade/mahsup işlemlerinin gerçekleştirilmesi için gümrük beyannamesinde imalatçı bilgilerinin yer alması durumunda ihraç kaydıyla teslim edilen malın ihraç edildiğine dair ihracatçı firmadan alınan onaylı yazının vergi dairesine ibraz edilmesine gerek bulunup bulunmadığı hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

3065 sayılı KDV Kanununun 11/1-c maddesinde, ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait katma değer vergisinin ihracatçılar tarafından ödenmeyeceği, mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu verginin, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı hükme bağlanmıştır.

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/A-8.5.) bölümünde;

 

"…

 

İhraç kaydıyla mal teslimlerine ait beyan edilen ve tecil edilen KDV, ihracata konu malın süresi içinde ihraç edildiğinin tevsik edilmesi kaydıyla terkin edilir.

    

Terkin işleminin yapılabilmesi için, ihraç kaydıyla teslim edilen malın ihraç edildiğini gösteren gümrük beyannamesi veya listesinin ihraç kaydıyla satış faturaları ile birlikte vergi dairesine ibraz edilmesi gerekir.

 

Gümrük beyannamesi üzerinde imalatçı firma bilgilerine ilişkin kayıt bulunmaması halinde, imalatçılar ihraç kaydıyla teslim ettikleri malların ihraç edildiğine dair ihracatçı firmadan bir yazı alarak gümrük beyannamesi veya listesine eklerler. Bu yazıda;

 

- İhracata ilişkin gümrük beyannamesinin tarihi ve sayısı,

 

- Belgeyi talep eden imalatçının; adı-soyadı veya unvanı, bağlı olduğu vergi dairesi ve vergi kimlik numarası,

 

- İhraç kayıtlı teslim edilen mala ilişkin fatura tarihi, numarası, malın cinsi, miktarı, bedeli, KDV oranı ve hesaplanan KDV tutarı,

 

gösterilir.

 

İmalatçılara ihraç kaydıyla teslim ettikleri malların ihraç edildiğine ilişkin yazı veren ihracatçılar, bir ay içerisinde bu yazıyı verdikleri imalatçılara ait bir listeyi (Bu listede en az, yazı verilen imalatçıların adı-soyadı, unvanı, bağlı bulunduğu vergi dairesi ve vergi kimlik numarası ile adres bilgilerine yer verilir.), izleyen ayın 15 inci günü akşamına kadar kendilerinin bağlı bulunduğu vergi dairelerine verirler.

 

Vergi daireleri, imalatçı tarafından verilen gümrük beyannamesi listesi ve ihracatçının yazısına istinaden terkin işlemini yapar.

 

 …"

 

açıklamaları yer almaktadır.

 

Buna göre, 3065 sayılı KDV Kanununun 11/1-c maddesi kapsamında ihraç kaydıyla teslimde bulunan imalatçı vasfına haiz mükelleflerin terkin ve iade işlemleri yapılması için ibraz edilen gümrük beyannamesinde imalatçı bilgilerinin yer alması  ve söz konusu bilgilerin yeterli olması ile başkaca bir tereddüt bulunmaması şartıyla ihraç kayıtlı teslim edilen malların ihraç edildiğine dair ihracatçı firmadan bir yazı alınarak vergi dairesine ibraz edilmesine gerek bulunmamaktadır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

39044742-KDV.11-2517

03.01.2017

Konu

:

Türkiye'de ikamet etmeyenlere yapılan satışlara ilişkin yüklenilen vergilere ait iade işlemlerinin Kanunun 29/2 nci maddesi kapsamında gerçekleştirilmesi.

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; ev tekstili, aksesuar ve dekorasyon sektöründe faaliyette bulunduğunuz ve 2014/01-12 döneminde 3065 sayılı KDV Kanununun (11/1-b) ve (29/2) nci maddeleri kapsamındaki teslimleriniz nedeniyle YMM raporu ile iade talebinde bulunduğunuz belirtilerek, yolcu beraberi eşya satışlarına ilişkin yüklenilen ve indirim yolu ile giderilemeyen KDV nin indirimli orana tabi iade hesaplamasına dahil edilip edilemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

            3065 Sayılı KDV Kanununun;

 

            -(1/1) inci maddesinde; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

 

            -(11/1-b) maddesinde; Türkiye'de ikamet etmeyen yolcuların satın alarak Türkiye dışına götürdükleri malların teslimi anında KDV tahsil edileceği; ancak gümrükten malın çıkışı anında fatura veya belgenin ibrazında tahsil edilen KDV nin iade edileceği,

 

            -(29/2) nci maddesinde; bir vergilendirme döneminde indirilecek KDV toplamının, mükellefin vergiye tâbi işlemleri dolayısıyla hesaplanan KDV toplamından fazla olması halinde, aradaki farkın sonraki dönemlere devrolunacağı ve iade edilmeyeceği, ancak 28 inci madde uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup teslim ve hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan verginin, bu mükelleflerin vergi ve sosyal sigorta prim borçları ile maddede belirtilen diğer borçlarına mahsuben ödeneceği, yılı içinde mahsuben iade edilemeyen verginin izleyen yıl içinde talep edilmesi şartıyla nakden veya mahsuben iade edileceği,

 

            -32 nci maddesinde; bu Kanunun 11, 13, 14, 15 inci maddeleri ile (17/4-s) maddesi uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak KDV den indirileceği, vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen KDV nin, Maliye Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağı,

 

hüküm altına alınmıştır. 

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/A.5.9.) bölümünde; "3065 sayılı Kanunun (11/1-b) maddesi kapsamında Türkiye'de ikamet etmeyen yolculara satış yapan mükelleflerce bu işlemler, teslimin yapıldığı dönem 1 No.lu KDV Beyannamesinin "Matrah" kulakçığında "Diğer İşlemler" tablosunda 501 kod numaralı satır aracılığıyla beyan edilir. Bu satırın, "Matrah" sütununa aynı veya farklı vergi oranlarına tabi teslim bedellerinin KDV hariç toplamı, "Vergi" sütununa ise bu teslimler üzerinden hesaplanan KDV toplamı yazılır.

 

Satış sırasında tahsil edilmiş olan verginin alıcıya iade edildiği dönemde ise alıcıya iade edilen vergi tutarı, 1 No.lu KDV Beyannamesinin "İndirimler" kulakçığında "İndirimler" tablosunda 104 kod numaralı satır aracılığıyla indirim konusu yapılır.

 

Mükelleflerin bu işlemle ilgili olarak iade almak istemeleri halinde "Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler" tablosunun 408 kod numaralı satırına kayıt yapılır. Satırın "Teslim ve Hizmet Tutarı" sütununa istisna kapsamındaki teslimin KDV hariç bedeli girilir. "İadeye Konu Olan KDV" sütununa ise 104 kod numaralı satıra kaydedilen tutar aynen aktarılır.

 

Teslim ve KDV'nin alıcıya iadesi, aynı dönemde gerçekleşirse, 501, 104 ve 408 kod numaralı satırlar aynı dönemde doldurulur. KDV'nin alıcıya iadesi, teslimden sonraki bir dönemde gerçekleşirse, 104 ve 408 kod numaralı satırlara kayıt KDV'nin iade edildiği dönemde yapılır.

 

Bu teslimlerle ilgili olarak iade almak istemeyen mükelleflerce "Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler" tablosuna herhangi bir kayıt yapılmaz."

 

açıklaması yer almaktadır.

 

Tebliğin (III/B-3.) bölümünde ise, indirimli orana tabi işlemlerde iade uygulamasına ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.

 

Buna göre, 3065 sayılı KDV Kanununun (11/1-b) maddesi kapsamında indirimli oranda KDV hesaplanarak yapılan satışlara ilişkin yüklenilen KDV nin, bu işleme ilişkin hesaplanan KDV yi aşan kısmının, 3065 sayılı KDV Kanununun (29/2) nci maddesi çerçevesinde iadesi mümkündür.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

39044742-KDV.11-2517

03.01.2017

Konu

:

Türkiye'de ikamet etmeyenlere yapılan satışlara ilişkin yüklenilen vergilere ait iade işlemlerinin Kanunun 29/2 nci maddesi kapsamında gerçekleştirilmesi.

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; ev tekstili, aksesuar ve dekorasyon sektöründe faaliyette bulunduğunuz ve 2014/01-12 döneminde 3065 sayılı KDV Kanununun (11/1-b) ve (29/2) nci maddeleri kapsamındaki teslimleriniz nedeniyle YMM raporu ile iade talebinde bulunduğunuz belirtilerek, yolcu beraberi eşya satışlarına ilişkin yüklenilen ve indirim yolu ile giderilemeyen KDV nin indirimli orana tabi iade hesaplamasına dahil edilip edilemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

            3065 Sayılı KDV Kanununun;

 

            -(1/1) inci maddesinde; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

 

            -(11/1-b) maddesinde; Türkiye'de ikamet etmeyen yolcuların satın alarak Türkiye dışına götürdükleri malların teslimi anında KDV tahsil edileceği; ancak gümrükten malın çıkışı anında fatura veya belgenin ibrazında tahsil edilen KDV nin iade edileceği,

 

            -(29/2) nci maddesinde; bir vergilendirme döneminde indirilecek KDV toplamının, mükellefin vergiye tâbi işlemleri dolayısıyla hesaplanan KDV toplamından fazla olması halinde, aradaki farkın sonraki dönemlere devrolunacağı ve iade edilmeyeceği, ancak 28 inci madde uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup teslim ve hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan verginin, bu mükelleflerin vergi ve sosyal sigorta prim borçları ile maddede belirtilen diğer borçlarına mahsuben ödeneceği, yılı içinde mahsuben iade edilemeyen verginin izleyen yıl içinde talep edilmesi şartıyla nakden veya mahsuben iade edileceği,

 

            -32 nci maddesinde; bu Kanunun 11, 13, 14, 15 inci maddeleri ile (17/4-s) maddesi uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak KDV den indirileceği, vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen KDV nin, Maliye Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağı,

 

hüküm altına alınmıştır. 

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/A.5.9.) bölümünde; "3065 sayılı Kanunun (11/1-b) maddesi kapsamında Türkiye'de ikamet etmeyen yolculara satış yapan mükelleflerce bu işlemler, teslimin yapıldığı dönem 1 No.lu KDV Beyannamesinin "Matrah" kulakçığında "Diğer İşlemler" tablosunda 501 kod numaralı satır aracılığıyla beyan edilir. Bu satırın, "Matrah" sütununa aynı veya farklı vergi oranlarına tabi teslim bedellerinin KDV hariç toplamı, "Vergi" sütununa ise bu teslimler üzerinden hesaplanan KDV toplamı yazılır.

 

Satış sırasında tahsil edilmiş olan verginin alıcıya iade edildiği dönemde ise alıcıya iade edilen vergi tutarı, 1 No.lu KDV Beyannamesinin "İndirimler" kulakçığında "İndirimler" tablosunda 104 kod numaralı satır aracılığıyla indirim konusu yapılır.

 

Mükelleflerin bu işlemle ilgili olarak iade almak istemeleri halinde "Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler" tablosunun 408 kod numaralı satırına kayıt yapılır. Satırın "Teslim ve Hizmet Tutarı" sütununa istisna kapsamındaki teslimin KDV hariç bedeli girilir. "İadeye Konu Olan KDV" sütununa ise 104 kod numaralı satıra kaydedilen tutar aynen aktarılır.

 

Teslim ve KDV'nin alıcıya iadesi, aynı dönemde gerçekleşirse, 501, 104 ve 408 kod numaralı satırlar aynı dönemde doldurulur. KDV'nin alıcıya iadesi, teslimden sonraki bir dönemde gerçekleşirse, 104 ve 408 kod numaralı satırlara kayıt KDV'nin iade edildiği dönemde yapılır.

 

Bu teslimlerle ilgili olarak iade almak istemeyen mükelleflerce "Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler" tablosuna herhangi bir kayıt yapılmaz."

 

açıklaması yer almaktadır.

 

Tebliğin (III/B-3.) bölümünde ise, indirimli orana tabi işlemlerde iade uygulamasına ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.

 

Buna göre, 3065 sayılı KDV Kanununun (11/1-b) maddesi kapsamında indirimli oranda KDV hesaplanarak yapılan satışlara ilişkin yüklenilen KDV nin, bu işleme ilişkin hesaplanan KDV yi aşan kısmının, 3065 sayılı KDV Kanununun (29/2) nci maddesi çerçevesinde iadesi mümkündür.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

39044742-KDV.11-2517

03.01.2017

Konu

:

Türkiye'de ikamet etmeyenlere yapılan satışlara ilişkin yüklenilen vergilere ait iade işlemlerinin Kanunun 29/2 nci maddesi kapsamında gerçekleştirilmesi.

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; ev tekstili, aksesuar ve dekorasyon sektöründe faaliyette bulunduğunuz ve 2014/01-12 döneminde 3065 sayılı KDV Kanununun (11/1-b) ve (29/2) nci maddeleri kapsamındaki teslimleriniz nedeniyle YMM raporu ile iade talebinde bulunduğunuz belirtilerek, yolcu beraberi eşya satışlarına ilişkin yüklenilen ve indirim yolu ile giderilemeyen KDV nin indirimli orana tabi iade hesaplamasına dahil edilip edilemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

            3065 Sayılı KDV Kanununun;

 

            -(1/1) inci maddesinde; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

 

            -(11/1-b) maddesinde; Türkiye'de ikamet etmeyen yolcuların satın alarak Türkiye dışına götürdükleri malların teslimi anında KDV tahsil edileceği; ancak gümrükten malın çıkışı anında fatura veya belgenin ibrazında tahsil edilen KDV nin iade edileceği,

 

            -(29/2) nci maddesinde; bir vergilendirme döneminde indirilecek KDV toplamının, mükellefin vergiye tâbi işlemleri dolayısıyla hesaplanan KDV toplamından fazla olması halinde, aradaki farkın sonraki dönemlere devrolunacağı ve iade edilmeyeceği, ancak 28 inci madde uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup teslim ve hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan verginin, bu mükelleflerin vergi ve sosyal sigorta prim borçları ile maddede belirtilen diğer borçlarına mahsuben ödeneceği, yılı içinde mahsuben iade edilemeyen verginin izleyen yıl içinde talep edilmesi şartıyla nakden veya mahsuben iade edileceği,

 

            -32 nci maddesinde; bu Kanunun 11, 13, 14, 15 inci maddeleri ile (17/4-s) maddesi uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak KDV den indirileceği, vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen KDV nin, Maliye Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağı,

 

hüküm altına alınmıştır. 

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/A.5.9.) bölümünde; "3065 sayılı Kanunun (11/1-b) maddesi kapsamında Türkiye'de ikamet etmeyen yolculara satış yapan mükelleflerce bu işlemler, teslimin yapıldığı dönem 1 No.lu KDV Beyannamesinin "Matrah" kulakçığında "Diğer İşlemler" tablosunda 501 kod numaralı satır aracılığıyla beyan edilir. Bu satırın, "Matrah" sütununa aynı veya farklı vergi oranlarına tabi teslim bedellerinin KDV hariç toplamı, "Vergi" sütununa ise bu teslimler üzerinden hesaplanan KDV toplamı yazılır.

 

Satış sırasında tahsil edilmiş olan verginin alıcıya iade edildiği dönemde ise alıcıya iade edilen vergi tutarı, 1 No.lu KDV Beyannamesinin "İndirimler" kulakçığında "İndirimler" tablosunda 104 kod numaralı satır aracılığıyla indirim konusu yapılır.

 

Mükelleflerin bu işlemle ilgili olarak iade almak istemeleri halinde "Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler" tablosunun 408 kod numaralı satırına kayıt yapılır. Satırın "Teslim ve Hizmet Tutarı" sütununa istisna kapsamındaki teslimin KDV hariç bedeli girilir. "İadeye Konu Olan KDV" sütununa ise 104 kod numaralı satıra kaydedilen tutar aynen aktarılır.

 

Teslim ve KDV'nin alıcıya iadesi, aynı dönemde gerçekleşirse, 501, 104 ve 408 kod numaralı satırlar aynı dönemde doldurulur. KDV'nin alıcıya iadesi, teslimden sonraki bir dönemde gerçekleşirse, 104 ve 408 kod numaralı satırlara kayıt KDV'nin iade edildiği dönemde yapılır.

 

Bu teslimlerle ilgili olarak iade almak istemeyen mükelleflerce "Diğer İade Hakkı Doğuran İşlemler" tablosuna herhangi bir kayıt yapılmaz."

 

açıklaması yer almaktadır.

 

Tebliğin (III/B-3.) bölümünde ise, indirimli orana tabi işlemlerde iade uygulamasına ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.

 

Buna göre, 3065 sayılı KDV Kanununun (11/1-b) maddesi kapsamında indirimli oranda KDV hesaplanarak yapılan satışlara ilişkin yüklenilen KDV nin, bu işleme ilişkin hesaplanan KDV yi aşan kısmının, 3065 sayılı KDV Kanununun (29/2) nci maddesi çerçevesinde iadesi mümkündür.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

KONYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

MÜKELLEF HİZMETLERİ GELİR GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

 

 

 

Sayı

:

37009108-130[11/1-C-2015/2575]-102012

31.12.2016

Konu

:

Bilgisayar yazılımlarının 11/1-c maddesi kapsamında değerlendirilemeyeği hk.

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; bilgisayar programlama faaliyeti ile iştigal ettiğiniz ve bu kapsamda bilgisayar yazılımları üretip satışını gerçekleştirdiğiz, ülke genelinde satışların bayiler tarafından gerçekleştirildiği, bazı bayi ve satış noktalarınızın sizin üretiminiz olan bilgisayar yazılımlarını yurt dışına ihraç ettiği ve sizden ihraç kayıtlı satış faturası talep ettiği belirtilerek ihraç kayıtlı fatura düzenleyip düzenleyemeyeceğinize ilişkin Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

            3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 11/1-c maddesinde; ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait KDV nin ihracatçılar tarafından ödenmeyeceği, mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak, ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu verginin, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı hüküm altına alınmıştır.

 

            KDV Genel Uygulama Tebliğinin;

 

             (II-A/8.3.) "Tecil-Terkin Uygulamasından Yararlanacak Satıcılar" başlıklı bölümünde,

 

            "Tecil-terkin uygulamasından "imalatçı" vasfını haiz satıcılar yararlanabilir.

 

            İmalatçının;

 

            -  Sanayi siciline kayıtlı ve sanayi sicil belgesini haiz olması veya Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından alınmış çiftçi kayıt belgesi, gıda işletmesi kayıt belgesi ve işletme onay belgelerinden (üretici belgesi) herhangi birine sahip olması, (Bu belgeler sonraki bölümlerde "imalatçı belgesi" olarak anılacaktır.)

 

            - İlgili meslek odasına kayıtlı bulunması,

 

            -  Üretimin yapıldığı dönemde yürürlükte bulunan Sanayi Sicil Tebliğlerinde öngörülen sayıda işçi çalıştırması ve  gerekli araç parkına sahip olması veya kapasite raporundaki üretim altyapısına sahip olması,

 

            gerekmektedir.

 

            ... "

 

            (II-A/8.4.) "Uygulama Kapsamına Giren Mallar" başlıklı bölümünde,

 

            "Tecil-terkin işlemleri imalatçıların ihraç kaydıyla satışını yaptıkları mal teslimlerine uygulanır. Satıcının ihraç kaydıyla satışını yaptığı malın, ihraç edilen nihai mamul olması gerekir. Bu şartı taşımayan teslimlerde tecil-terkin işleminin uygulanmaz"

 

            açıklamalarına yer verilmiştir.

             

            Buna göre, firmanız tarafından üretilerek internet üzerinden "download" edilmek suretiyle müşteriye sunulan bilgisayar yazılımlarının, hizmet niteliği taşıması nedeniyle ihraç kaydıyla teslime konu edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

 

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

KONYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

MÜKELLEF HİZMETLERİ GELİR GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

 

 

 

Sayı

:

37009108-130[11/1-C-2015/2575]-102012

31.12.2016

Konu

:

Bilgisayar yazılımlarının 11/1-c maddesi kapsamında değerlendirilemeyeği hk.

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; bilgisayar programlama faaliyeti ile iştigal ettiğiniz ve bu kapsamda bilgisayar yazılımları üretip satışını gerçekleştirdiğiz, ülke genelinde satışların bayiler tarafından gerçekleştirildiği, bazı bayi ve satış noktalarınızın sizin üretiminiz olan bilgisayar yazılımlarını yurt dışına ihraç ettiği ve sizden ihraç kayıtlı satış faturası talep ettiği belirtilerek ihraç kayıtlı fatura düzenleyip düzenleyemeyeceğinize ilişkin Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

            3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 11/1-c maddesinde; ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait KDV nin ihracatçılar tarafından ödenmeyeceği, mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak, ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu verginin, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı hüküm altına alınmıştır.

 

            KDV Genel Uygulama Tebliğinin;

 

             (II-A/8.3.) "Tecil-Terkin Uygulamasından Yararlanacak Satıcılar" başlıklı bölümünde,

 

            "Tecil-terkin uygulamasından "imalatçı" vasfını haiz satıcılar yararlanabilir.

 

            İmalatçının;

 

            -  Sanayi siciline kayıtlı ve sanayi sicil belgesini haiz olması veya Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından alınmış çiftçi kayıt belgesi, gıda işletmesi kayıt belgesi ve işletme onay belgelerinden (üretici belgesi) herhangi birine sahip olması, (Bu belgeler sonraki bölümlerde "imalatçı belgesi" olarak anılacaktır.)

 

            - İlgili meslek odasına kayıtlı bulunması,

 

            -  Üretimin yapıldığı dönemde yürürlükte bulunan Sanayi Sicil Tebliğlerinde öngörülen sayıda işçi çalıştırması ve  gerekli araç parkına sahip olması veya kapasite raporundaki üretim altyapısına sahip olması,

 

            gerekmektedir.

 

            ... "

 

            (II-A/8.4.) "Uygulama Kapsamına Giren Mallar" başlıklı bölümünde,

 

            "Tecil-terkin işlemleri imalatçıların ihraç kaydıyla satışını yaptıkları mal teslimlerine uygulanır. Satıcının ihraç kaydıyla satışını yaptığı malın, ihraç edilen nihai mamul olması gerekir. Bu şartı taşımayan teslimlerde tecil-terkin işleminin uygulanmaz"

 

            açıklamalarına yer verilmiştir.

             

            Buna göre, firmanız tarafından üretilerek internet üzerinden "download" edilmek suretiyle müşteriye sunulan bilgisayar yazılımlarının, hizmet niteliği taşıması nedeniyle ihraç kaydıyla teslime konu edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

 

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

KONYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

MÜKELLEF HİZMETLERİ GELİR GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

 

 

 

Sayı

:

37009108-130[11/1-C-2015/2575]-102012

31.12.2016

Konu

:

Bilgisayar yazılımlarının 11/1-c maddesi kapsamında değerlendirilemeyeği hk.

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; bilgisayar programlama faaliyeti ile iştigal ettiğiniz ve bu kapsamda bilgisayar yazılımları üretip satışını gerçekleştirdiğiz, ülke genelinde satışların bayiler tarafından gerçekleştirildiği, bazı bayi ve satış noktalarınızın sizin üretiminiz olan bilgisayar yazılımlarını yurt dışına ihraç ettiği ve sizden ihraç kayıtlı satış faturası talep ettiği belirtilerek ihraç kayıtlı fatura düzenleyip düzenleyemeyeceğinize ilişkin Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

            3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 11/1-c maddesinde; ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait KDV nin ihracatçılar tarafından ödenmeyeceği, mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak, ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu verginin, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı hüküm altına alınmıştır.

 

            KDV Genel Uygulama Tebliğinin;

 

             (II-A/8.3.) "Tecil-Terkin Uygulamasından Yararlanacak Satıcılar" başlıklı bölümünde,

 

            "Tecil-terkin uygulamasından "imalatçı" vasfını haiz satıcılar yararlanabilir.

 

            İmalatçının;

 

            -  Sanayi siciline kayıtlı ve sanayi sicil belgesini haiz olması veya Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından alınmış çiftçi kayıt belgesi, gıda işletmesi kayıt belgesi ve işletme onay belgelerinden (üretici belgesi) herhangi birine sahip olması, (Bu belgeler sonraki bölümlerde "imalatçı belgesi" olarak anılacaktır.)

 

            - İlgili meslek odasına kayıtlı bulunması,

 

            -  Üretimin yapıldığı dönemde yürürlükte bulunan Sanayi Sicil Tebliğlerinde öngörülen sayıda işçi çalıştırması ve  gerekli araç parkına sahip olması veya kapasite raporundaki üretim altyapısına sahip olması,

 

            gerekmektedir.

 

            ... "

 

            (II-A/8.4.) "Uygulama Kapsamına Giren Mallar" başlıklı bölümünde,

 

            "Tecil-terkin işlemleri imalatçıların ihraç kaydıyla satışını yaptıkları mal teslimlerine uygulanır. Satıcının ihraç kaydıyla satışını yaptığı malın, ihraç edilen nihai mamul olması gerekir. Bu şartı taşımayan teslimlerde tecil-terkin işleminin uygulanmaz"

 

            açıklamalarına yer verilmiştir.

             

            Buna göre, firmanız tarafından üretilerek internet üzerinden "download" edilmek suretiyle müşteriye sunulan bilgisayar yazılımlarının, hizmet niteliği taşıması nedeniyle ihraç kaydıyla teslime konu edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

 

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

76464994-130[KDV-2017-37] - 113267

12.06.2018

Konu

:

Yurtdışındaki sigorta şirketine verilen daışmanlık hizmetinde KDV istisnası.

 

 

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Türkiye'de yerleşik olan ve özel sağlık hizmetleri ile tıbbi danışmanlık hizmeti veren şirketinizin, Türkiye'ye gelen turistlerin hastalanması durumunda, tedavinin seyrinin belirlenmesi, yapılan tedavi masraflarının uygun olup olmadığının tespiti, masraflarda indirim talep edilmesi ve benzeri şekillerde yurt dışındaki sigorta firmasına hizmet verdiği, buna ait bedeli fatura karşılığında yurt dışındaki sigorta şirketinden tahsil ettiği belirtilerek, elde edilen gelirin hizmet ihracı kapsamında KDV'den istisna edilip edilmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

 

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

 

-1/1 inci maddesinde, Türkiye' de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

 

-6 ncı maddesinde, işlemlerin Türkiye'de yapılmasının; malların teslim anında Türkiye'de bulunmasını, hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasını ifade ettiği,

 

-11/1-a maddesinde, ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler, yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetler, serbest bölgelerdeki müşteriler için yapılan fason hizmetler ve karşılıklı olmak şartıyla uluslararası roaming anlaşmaları çerçevesinde yurt dışındaki müşteriler için Türkiye' de verilen roaming hizmetlerinin KDV den istisna olduğu,

 

 -12/2 nci maddesinde, yurt dışındaki müşteri tabirinin; ikametgâhı, işyeri, kanunî ve iş merkezi yurt dışında olan alıcılar ile yurtiçinde bulunan bir firmanın yurt dışında kendi adına müstakilen faaliyet gösteren şubelerini ifade ettiği, bir hizmetin yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için hizmetler yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olması ve hizmetten yurt dışında faydalanılması gerektiği

hüküm altına alınmıştır.

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin "II/A-2.1. İstisnanın Kapsamı" bölümünde de: "3065 sayılı Kanunun (11/1-a) maddesi kapsamında bir hizmetin KDV'den istisna olabilmesi için, aynı Kanunun (12/2) nci maddesine göre;

 

- Hizmetin yurt dışındaki bir müşteri için yapılması,

 

- Hizmetten yurt dışında faydalanılması,

 

gerekir.

 

Hizmetin yurt dışındaki bir müşteri için yapıldığı, yurt dışındaki müşteri adına düzenlenen fatura ve benzeri belge ile tevsik edilir.

 

Hizmetten yurt dışında faydalanılmasından kasıt, Türkiye'de yurt dışındaki müşteri için yapılan hizmetin, müşterinin yurt dışındaki iş, işlem ve faaliyetleri ile ilgili olması; Türkiye'deki faaliyetleri ile ilgisi bulunmamasıdır."

 

açıklamalarına yer verilmiştir.

 

Buna göre; yurt dışındaki sigorta şirketinin müşterilerinin Türkiye'ye geldiklerinde hastalanmaları durumunda  tedavinin seyrinin belirlenmesi, yapılan tedavi masraflarının uygun olup olmadığının tespiti, masraflarda indirim talep edilmesi ve benzeri şekillerde verilen hizmetler, hizmet yurt dışındaki bir müşteri için yapıldığından ve hizmetten yurt dışında faydalanıldığından hizmet ihracı kapsamında değerlendirilecek olup, 3065 sayılı KDV Kanununun (11/1-a) maddesi kapsamında KDV den istisna olacaktır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

76464994-130[KDV-2017-37] - 113267

12.06.2018

Konu

:

Yurtdışındaki sigorta şirketine verilen daışmanlık hizmetinde KDV istisnası.

 

 

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Türkiye'de yerleşik olan ve özel sağlık hizmetleri ile tıbbi danışmanlık hizmeti veren şirketinizin, Türkiye'ye gelen turistlerin hastalanması durumunda, tedavinin seyrinin belirlenmesi, yapılan tedavi masraflarının uygun olup olmadığının tespiti, masraflarda indirim talep edilmesi ve benzeri şekillerde yurt dışındaki sigorta firmasına hizmet verdiği, buna ait bedeli fatura karşılığında yurt dışındaki sigorta şirketinden tahsil ettiği belirtilerek, elde edilen gelirin hizmet ihracı kapsamında KDV'den istisna edilip edilmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

 

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

 

-1/1 inci maddesinde, Türkiye' de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

 

-6 ncı maddesinde, işlemlerin Türkiye'de yapılmasının; malların teslim anında Türkiye'de bulunmasını, hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasını ifade ettiği,

 

-11/1-a maddesinde, ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler, yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetler, serbest bölgelerdeki müşteriler için yapılan fason hizmetler ve karşılıklı olmak şartıyla uluslararası roaming anlaşmaları çerçevesinde yurt dışındaki müşteriler için Türkiye' de verilen roaming hizmetlerinin KDV den istisna olduğu,

 

 -12/2 nci maddesinde, yurt dışındaki müşteri tabirinin; ikametgâhı, işyeri, kanunî ve iş merkezi yurt dışında olan alıcılar ile yurtiçinde bulunan bir firmanın yurt dışında kendi adına müstakilen faaliyet gösteren şubelerini ifade ettiği, bir hizmetin yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için hizmetler yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olması ve hizmetten yurt dışında faydalanılması gerektiği

hüküm altına alınmıştır.

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin "II/A-2.1. İstisnanın Kapsamı" bölümünde de: "3065 sayılı Kanunun (11/1-a) maddesi kapsamında bir hizmetin KDV'den istisna olabilmesi için, aynı Kanunun (12/2) nci maddesine göre;

 

- Hizmetin yurt dışındaki bir müşteri için yapılması,

 

- Hizmetten yurt dışında faydalanılması,

 

gerekir.

 

Hizmetin yurt dışındaki bir müşteri için yapıldığı, yurt dışındaki müşteri adına düzenlenen fatura ve benzeri belge ile tevsik edilir.

 

Hizmetten yurt dışında faydalanılmasından kasıt, Türkiye'de yurt dışındaki müşteri için yapılan hizmetin, müşterinin yurt dışındaki iş, işlem ve faaliyetleri ile ilgili olması; Türkiye'deki faaliyetleri ile ilgisi bulunmamasıdır."

 

açıklamalarına yer verilmiştir.

 

Buna göre; yurt dışındaki sigorta şirketinin müşterilerinin Türkiye'ye geldiklerinde hastalanmaları durumunda  tedavinin seyrinin belirlenmesi, yapılan tedavi masraflarının uygun olup olmadığının tespiti, masraflarda indirim talep edilmesi ve benzeri şekillerde verilen hizmetler, hizmet yurt dışındaki bir müşteri için yapıldığından ve hizmetten yurt dışında faydalanıldığından hizmet ihracı kapsamında değerlendirilecek olup, 3065 sayılı KDV Kanununun (11/1-a) maddesi kapsamında KDV den istisna olacaktır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

76464994-130[KDV-2017-37] - 113267

12.06.2018

Konu

:

Yurtdışındaki sigorta şirketine verilen daışmanlık hizmetinde KDV istisnası.

 

 

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Türkiye'de yerleşik olan ve özel sağlık hizmetleri ile tıbbi danışmanlık hizmeti veren şirketinizin, Türkiye'ye gelen turistlerin hastalanması durumunda, tedavinin seyrinin belirlenmesi, yapılan tedavi masraflarının uygun olup olmadığının tespiti, masraflarda indirim talep edilmesi ve benzeri şekillerde yurt dışındaki sigorta firmasına hizmet verdiği, buna ait bedeli fatura karşılığında yurt dışındaki sigorta şirketinden tahsil ettiği belirtilerek, elde edilen gelirin hizmet ihracı kapsamında KDV'den istisna edilip edilmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

 

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

 

-1/1 inci maddesinde, Türkiye' de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

 

-6 ncı maddesinde, işlemlerin Türkiye'de yapılmasının; malların teslim anında Türkiye'de bulunmasını, hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasını ifade ettiği,

 

-11/1-a maddesinde, ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler, yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetler, serbest bölgelerdeki müşteriler için yapılan fason hizmetler ve karşılıklı olmak şartıyla uluslararası roaming anlaşmaları çerçevesinde yurt dışındaki müşteriler için Türkiye' de verilen roaming hizmetlerinin KDV den istisna olduğu,

 

 -12/2 nci maddesinde, yurt dışındaki müşteri tabirinin; ikametgâhı, işyeri, kanunî ve iş merkezi yurt dışında olan alıcılar ile yurtiçinde bulunan bir firmanın yurt dışında kendi adına müstakilen faaliyet gösteren şubelerini ifade ettiği, bir hizmetin yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için hizmetler yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olması ve hizmetten yurt dışında faydalanılması gerektiği

hüküm altına alınmıştır.

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin "II/A-2.1. İstisnanın Kapsamı" bölümünde de: "3065 sayılı Kanunun (11/1-a) maddesi kapsamında bir hizmetin KDV'den istisna olabilmesi için, aynı Kanunun (12/2) nci maddesine göre;

 

- Hizmetin yurt dışındaki bir müşteri için yapılması,

 

- Hizmetten yurt dışında faydalanılması,

 

gerekir.

 

Hizmetin yurt dışındaki bir müşteri için yapıldığı, yurt dışındaki müşteri adına düzenlenen fatura ve benzeri belge ile tevsik edilir.

 

Hizmetten yurt dışında faydalanılmasından kasıt, Türkiye'de yurt dışındaki müşteri için yapılan hizmetin, müşterinin yurt dışındaki iş, işlem ve faaliyetleri ile ilgili olması; Türkiye'deki faaliyetleri ile ilgisi bulunmamasıdır."

 

açıklamalarına yer verilmiştir.

 

Buna göre; yurt dışındaki sigorta şirketinin müşterilerinin Türkiye'ye geldiklerinde hastalanmaları durumunda  tedavinin seyrinin belirlenmesi, yapılan tedavi masraflarının uygun olup olmadığının tespiti, masraflarda indirim talep edilmesi ve benzeri şekillerde verilen hizmetler, hizmet yurt dışındaki bir müşteri için yapıldığından ve hizmetten yurt dışında faydalanıldığından hizmet ihracı kapsamında değerlendirilecek olup, 3065 sayılı KDV Kanununun (11/1-a) maddesi kapsamında KDV den istisna olacaktır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

39044742-KDV.11-514342

01.12.2017

Konu

:

DİİB sahibi mükelleflerin ihraç kaydıyla tesliminde iade edilecek KDV

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eki dilekçede; Şirketinizce dahilde işleme izin belgesi (DİİB) kapsamında yurt dışından oyuncak ithal edildiği ve ithal edilen bu oyuncaklar kullanılmak suretiyle üretilen malların KDV Kanununun 11/1-c maddesi kapsamında ihraç kayıtlı teslim edildiği, bu çerçevede DİİB kapsamında 50.000 USD karşılığında ithal edilen üretim girdisine 40.000 USD de yurtiçi KDV'li harcama yapılarak 90.000 USD'ye imal edilen emtianın 100.000 USD'ye ihraç kayıtlı teslim edildiği, ancak gümrük idaresince malın rayiç veya istatistiki kıymetinin 110.000 USD olduğu belirtildiğinden gümrük beyannamesinde KDV matrahının 110.000 USD olarak dikkate alındığı, bu durumda KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/A-9.1) bölümünde belirtilen KDV ödemeksizin temin edilen mallar nedeniyle ödenmeyen KDV'nin hesabında yasal defter ve kayıtlara giren gerçek maliyetin mi (50.000 USD) yoksa ithalat beyannamesinde yer alan tutarın mı (110.000 USD) dikkate alınması gerektiği hususunda tereddüt hasıl olduğu, gümrük idaresi tarafından belirlenen tutarın (110.000 USD) dikkate alınması durumunda, 100.000 USD + KDV'ye satılan ihraç kayıtlı teslim nedeniyle KDV iadesi alınamayacağı gibi KDV'li alım olan 40.000 USD'nin de iadesinin alınamayarak ilgili dönem KDV beyannamesinde sonraki döneme devreden KDV tutarının arttırılmış olacağı belirtilerek;

 

            -DİİB kapsamında yurt dışından temin edilen emtianın KDV'sinin hesaplanarak iade tutarından tenzil edilip edilemeyeceği, 

 

            -DİİB kapsamında ithalatı yapılan emtianın ihraç kaydıyla teslime konu malın bünyesine giren tutarının hesaplanmasında gerçek maliyetin mi, yoksa gümrük beyannamesi üzerinde gümrük idaresince malın istatistiki veya rayiç bedeli üzerinden hesaplanan KDV matrahının mı dikkate alınacağı,

 

            hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

            3065 sayılı KDV Kanununun 11/1-c maddesinde; ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait KDV'nin ihracatçılar tarafından ödenmeyeceği, mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu verginin, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı ve söz konusu malların, ihracatçıya teslim tarihini takip eden aybaşından itibaren 3 ay içinde ihraç edilmesi halinde tecil edilen verginin terkin olunacağı hükmüne yer verilmiştir.

 

            Aynı Kanunun 21 inci maddesinin (a) fıkrasında, ithal edilen malın gümrük vergisi tarhına esas olan kıymeti, gümrük vergisinin kıymet esasına göre alınmaması veya malın gümrük vergisinden muaf olması halinde sigorta ve navlun bedeli dahil (CIF) değerinin, bunun belli olmadığı hallerde malın gümrükçe tespit edilecek değerinin; (c) fıkrasında ise gümrük beyannamesinin tescil tarihine kadar yapılan diğer giderler ve ödemelerden vergilendirilmeyenler ile mal bedeli üzerinden hesaplanan fiyat farkı, kur farkı gibi ödemelerin ithalde alınan KDV'nin matrahını oluşturduğu hüküm altına alınmıştır. 

 

            Öte yandan KDV Genel Uygulama Tebliğinin "IV/A-1.5. DİİB Sahibi Mükellefin İhraç Kaydıyla Tesliminde İade Edilecek KDV" başlıklı bölümünde;

 

            "DİİB kapsamında KDV ödemeksizin yurtiçi ve yurtdışından satın aldığı girdileri kullanarak ürettiği malı 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesi kapsamında ihraç kayıtlı olarak teslim eden bir mükellefin iade alacağı KDV tutarı, ihraç kayıtlı teslim bedeli ile DİİB kapsamında aldığı girdilerin bedeli arasındaki farka genel vergi oranı uygulanmak suretiyle bulunacak tutarı aşamaz. Dış ticaret sermaye şirketleri ile sektörel dış ticaret şirketlerine yapılan ihraç kaydıyla teslimlerde bu sınır uygulanmaz."

 

            açıklamalarına yer verilmiştir.

 

            Buna göre, DİİB kapsamında KDV ödemeksizin satın aldığı oyuncakları kullanarak ürettiği malı Kanunun (11/1-c) maddesi kapsamında ihraç kayıtlı olarak teslim eden şirketinizin iade alacağı KDV tutarı, ihraç kayıtlı teslim bedeli ile DİİB kapsamında alınan girdilerin bedeli arasındaki farka genel vergi oranı uygulanmak suretiyle bulunacak tutarı aşamayacaktır. Dış ticaret sermaye şirketleri ile sektörel dış ticaret şirketlerine yapılan ihraç kaydıyla teslimlerde ise bu sınır uygulanmayacaktır.

 

            Diğer taraftan konu ile ilgili olarak Gümrük ve Ticaret Bakanlığından alınan 15/07/2016 tarih ve 85593407-156.02 sayılı yazıda; 4458 sayılı Gümrük Kanununun 24 üncü maddesinde "İthal eşyasının gümrük kıymeti, eşyanın satış bedelidir. Satış bedeli, Türkiye'ye ihraç amacıyla yapılan satışta 27 ve 28 inci maddelere göre gerekli düzeltmelerin de yapıldığı, fiilen ödenen veya ödenecek fiyattır." şeklinde hükme yer verildiği; İthalatta Gözetim Uygulamasına İlişkin Tebliğlerde ise; "...Gözetim belgesi, Gümrük Kanununun "Eşyanın Gümrük Kıymeti"ne ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez. Bu Tebliğin 1 inci maddesinde belirtilen kıymet Gümrük Kanununun "Eşyanın Gümrük Kıymeti"ne ilişkin hükümlerinin uygulanmasına esas teşkil etmez." denildiği, bu nedenle, eşyanın gümrük kıymetinin eşyanın satış bedeli olduğu ifade edilmiştir.

 

            Bu çerçevede, DİİB kapsamında ithalatı yapılan emtia ile ilgili olarak ödenmeyen KDV tutarının belirlenmesinde, söz konusu malın gümrük istatistiki kıymeti yerine yasal defter ve kayıtlara giren gerçek maliyetinin dikkate alınması mümkün olup, bu durumun iade talebine esas teşkil eden YMM raporunda açıklanması gerekmektedir.

 

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

39044742-KDV.11-514342

01.12.2017

Konu

:

DİİB sahibi mükelleflerin ihraç kaydıyla tesliminde iade edilecek KDV

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eki dilekçede; Şirketinizce dahilde işleme izin belgesi (DİİB) kapsamında yurt dışından oyuncak ithal edildiği ve ithal edilen bu oyuncaklar kullanılmak suretiyle üretilen malların KDV Kanununun 11/1-c maddesi kapsamında ihraç kayıtlı teslim edildiği, bu çerçevede DİİB kapsamında 50.000 USD karşılığında ithal edilen üretim girdisine 40.000 USD de yurtiçi KDV'li harcama yapılarak 90.000 USD'ye imal edilen emtianın 100.000 USD'ye ihraç kayıtlı teslim edildiği, ancak gümrük idaresince malın rayiç veya istatistiki kıymetinin 110.000 USD olduğu belirtildiğinden gümrük beyannamesinde KDV matrahının 110.000 USD olarak dikkate alındığı, bu durumda KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/A-9.1) bölümünde belirtilen KDV ödemeksizin temin edilen mallar nedeniyle ödenmeyen KDV'nin hesabında yasal defter ve kayıtlara giren gerçek maliyetin mi (50.000 USD) yoksa ithalat beyannamesinde yer alan tutarın mı (110.000 USD) dikkate alınması gerektiği hususunda tereddüt hasıl olduğu, gümrük idaresi tarafından belirlenen tutarın (110.000 USD) dikkate alınması durumunda, 100.000 USD + KDV'ye satılan ihraç kayıtlı teslim nedeniyle KDV iadesi alınamayacağı gibi KDV'li alım olan 40.000 USD'nin de iadesinin alınamayarak ilgili dönem KDV beyannamesinde sonraki döneme devreden KDV tutarının arttırılmış olacağı belirtilerek;

 

            -DİİB kapsamında yurt dışından temin edilen emtianın KDV'sinin hesaplanarak iade tutarından tenzil edilip edilemeyeceği, 

 

            -DİİB kapsamında ithalatı yapılan emtianın ihraç kaydıyla teslime konu malın bünyesine giren tutarının hesaplanmasında gerçek maliyetin mi, yoksa gümrük beyannamesi üzerinde gümrük idaresince malın istatistiki veya rayiç bedeli üzerinden hesaplanan KDV matrahının mı dikkate alınacağı,

 

            hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

            3065 sayılı KDV Kanununun 11/1-c maddesinde; ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait KDV'nin ihracatçılar tarafından ödenmeyeceği, mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu verginin, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı ve söz konusu malların, ihracatçıya teslim tarihini takip eden aybaşından itibaren 3 ay içinde ihraç edilmesi halinde tecil edilen verginin terkin olunacağı hükmüne yer verilmiştir.

 

            Aynı Kanunun 21 inci maddesinin (a) fıkrasında, ithal edilen malın gümrük vergisi tarhına esas olan kıymeti, gümrük vergisinin kıymet esasına göre alınmaması veya malın gümrük vergisinden muaf olması halinde sigorta ve navlun bedeli dahil (CIF) değerinin, bunun belli olmadığı hallerde malın gümrükçe tespit edilecek değerinin; (c) fıkrasında ise gümrük beyannamesinin tescil tarihine kadar yapılan diğer giderler ve ödemelerden vergilendirilmeyenler ile mal bedeli üzerinden hesaplanan fiyat farkı, kur farkı gibi ödemelerin ithalde alınan KDV'nin matrahını oluşturduğu hüküm altına alınmıştır. 

 

            Öte yandan KDV Genel Uygulama Tebliğinin "IV/A-1.5. DİİB Sahibi Mükellefin İhraç Kaydıyla Tesliminde İade Edilecek KDV" başlıklı bölümünde;

 

            "DİİB kapsamında KDV ödemeksizin yurtiçi ve yurtdışından satın aldığı girdileri kullanarak ürettiği malı 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesi kapsamında ihraç kayıtlı olarak teslim eden bir mükellefin iade alacağı KDV tutarı, ihraç kayıtlı teslim bedeli ile DİİB kapsamında aldığı girdilerin bedeli arasındaki farka genel vergi oranı uygulanmak suretiyle bulunacak tutarı aşamaz. Dış ticaret sermaye şirketleri ile sektörel dış ticaret şirketlerine yapılan ihraç kaydıyla teslimlerde bu sınır uygulanmaz."

 

            açıklamalarına yer verilmiştir.

 

            Buna göre, DİİB kapsamında KDV ödemeksizin satın aldığı oyuncakları kullanarak ürettiği malı Kanunun (11/1-c) maddesi kapsamında ihraç kayıtlı olarak teslim eden şirketinizin iade alacağı KDV tutarı, ihraç kayıtlı teslim bedeli ile DİİB kapsamında alınan girdilerin bedeli arasındaki farka genel vergi oranı uygulanmak suretiyle bulunacak tutarı aşamayacaktır. Dış ticaret sermaye şirketleri ile sektörel dış ticaret şirketlerine yapılan ihraç kaydıyla teslimlerde ise bu sınır uygulanmayacaktır.

 

            Diğer taraftan konu ile ilgili olarak Gümrük ve Ticaret Bakanlığından alınan 15/07/2016 tarih ve 85593407-156.02 sayılı yazıda; 4458 sayılı Gümrük Kanununun 24 üncü maddesinde "İthal eşyasının gümrük kıymeti, eşyanın satış bedelidir. Satış bedeli, Türkiye'ye ihraç amacıyla yapılan satışta 27 ve 28 inci maddelere göre gerekli düzeltmelerin de yapıldığı, fiilen ödenen veya ödenecek fiyattır." şeklinde hükme yer verildiği; İthalatta Gözetim Uygulamasına İlişkin Tebliğlerde ise; "...Gözetim belgesi, Gümrük Kanununun "Eşyanın Gümrük Kıymeti"ne ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez. Bu Tebliğin 1 inci maddesinde belirtilen kıymet Gümrük Kanununun "Eşyanın Gümrük Kıymeti"ne ilişkin hükümlerinin uygulanmasına esas teşkil etmez." denildiği, bu nedenle, eşyanın gümrük kıymetinin eşyanın satış bedeli olduğu ifade edilmiştir.

 

            Bu çerçevede, DİİB kapsamında ithalatı yapılan emtia ile ilgili olarak ödenmeyen KDV tutarının belirlenmesinde, söz konusu malın gümrük istatistiki kıymeti yerine yasal defter ve kayıtlara giren gerçek maliyetinin dikkate alınması mümkün olup, bu durumun iade talebine esas teşkil eden YMM raporunda açıklanması gerekmektedir.

 

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

39044742-KDV.11-514342

01.12.2017

Konu

:

DİİB sahibi mükelleflerin ihraç kaydıyla tesliminde iade edilecek KDV

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eki dilekçede; Şirketinizce dahilde işleme izin belgesi (DİİB) kapsamında yurt dışından oyuncak ithal edildiği ve ithal edilen bu oyuncaklar kullanılmak suretiyle üretilen malların KDV Kanununun 11/1-c maddesi kapsamında ihraç kayıtlı teslim edildiği, bu çerçevede DİİB kapsamında 50.000 USD karşılığında ithal edilen üretim girdisine 40.000 USD de yurtiçi KDV'li harcama yapılarak 90.000 USD'ye imal edilen emtianın 100.000 USD'ye ihraç kayıtlı teslim edildiği, ancak gümrük idaresince malın rayiç veya istatistiki kıymetinin 110.000 USD olduğu belirtildiğinden gümrük beyannamesinde KDV matrahının 110.000 USD olarak dikkate alındığı, bu durumda KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/A-9.1) bölümünde belirtilen KDV ödemeksizin temin edilen mallar nedeniyle ödenmeyen KDV'nin hesabında yasal defter ve kayıtlara giren gerçek maliyetin mi (50.000 USD) yoksa ithalat beyannamesinde yer alan tutarın mı (110.000 USD) dikkate alınması gerektiği hususunda tereddüt hasıl olduğu, gümrük idaresi tarafından belirlenen tutarın (110.000 USD) dikkate alınması durumunda, 100.000 USD + KDV'ye satılan ihraç kayıtlı teslim nedeniyle KDV iadesi alınamayacağı gibi KDV'li alım olan 40.000 USD'nin de iadesinin alınamayarak ilgili dönem KDV beyannamesinde sonraki döneme devreden KDV tutarının arttırılmış olacağı belirtilerek;

 

            -DİİB kapsamında yurt dışından temin edilen emtianın KDV'sinin hesaplanarak iade tutarından tenzil edilip edilemeyeceği, 

 

            -DİİB kapsamında ithalatı yapılan emtianın ihraç kaydıyla teslime konu malın bünyesine giren tutarının hesaplanmasında gerçek maliyetin mi, yoksa gümrük beyannamesi üzerinde gümrük idaresince malın istatistiki veya rayiç bedeli üzerinden hesaplanan KDV matrahının mı dikkate alınacağı,

 

            hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

            3065 sayılı KDV Kanununun 11/1-c maddesinde; ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait KDV'nin ihracatçılar tarafından ödenmeyeceği, mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu verginin, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı ve söz konusu malların, ihracatçıya teslim tarihini takip eden aybaşından itibaren 3 ay içinde ihraç edilmesi halinde tecil edilen verginin terkin olunacağı hükmüne yer verilmiştir.

 

            Aynı Kanunun 21 inci maddesinin (a) fıkrasında, ithal edilen malın gümrük vergisi tarhına esas olan kıymeti, gümrük vergisinin kıymet esasına göre alınmaması veya malın gümrük vergisinden muaf olması halinde sigorta ve navlun bedeli dahil (CIF) değerinin, bunun belli olmadığı hallerde malın gümrükçe tespit edilecek değerinin; (c) fıkrasında ise gümrük beyannamesinin tescil tarihine kadar yapılan diğer giderler ve ödemelerden vergilendirilmeyenler ile mal bedeli üzerinden hesaplanan fiyat farkı, kur farkı gibi ödemelerin ithalde alınan KDV'nin matrahını oluşturduğu hüküm altına alınmıştır. 

 

            Öte yandan KDV Genel Uygulama Tebliğinin "IV/A-1.5. DİİB Sahibi Mükellefin İhraç Kaydıyla Tesliminde İade Edilecek KDV" başlıklı bölümünde;

 

            "DİİB kapsamında KDV ödemeksizin yurtiçi ve yurtdışından satın aldığı girdileri kullanarak ürettiği malı 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesi kapsamında ihraç kayıtlı olarak teslim eden bir mükellefin iade alacağı KDV tutarı, ihraç kayıtlı teslim bedeli ile DİİB kapsamında aldığı girdilerin bedeli arasındaki farka genel vergi oranı uygulanmak suretiyle bulunacak tutarı aşamaz. Dış ticaret sermaye şirketleri ile sektörel dış ticaret şirketlerine yapılan ihraç kaydıyla teslimlerde bu sınır uygulanmaz."

 

            açıklamalarına yer verilmiştir.

 

            Buna göre, DİİB kapsamında KDV ödemeksizin satın aldığı oyuncakları kullanarak ürettiği malı Kanunun (11/1-c) maddesi kapsamında ihraç kayıtlı olarak teslim eden şirketinizin iade alacağı KDV tutarı, ihraç kayıtlı teslim bedeli ile DİİB kapsamında alınan girdilerin bedeli arasındaki farka genel vergi oranı uygulanmak suretiyle bulunacak tutarı aşamayacaktır. Dış ticaret sermaye şirketleri ile sektörel dış ticaret şirketlerine yapılan ihraç kaydıyla teslimlerde ise bu sınır uygulanmayacaktır.

 

            Diğer taraftan konu ile ilgili olarak Gümrük ve Ticaret Bakanlığından alınan 15/07/2016 tarih ve 85593407-156.02 sayılı yazıda; 4458 sayılı Gümrük Kanununun 24 üncü maddesinde "İthal eşyasının gümrük kıymeti, eşyanın satış bedelidir. Satış bedeli, Türkiye'ye ihraç amacıyla yapılan satışta 27 ve 28 inci maddelere göre gerekli düzeltmelerin de yapıldığı, fiilen ödenen veya ödenecek fiyattır." şeklinde hükme yer verildiği; İthalatta Gözetim Uygulamasına İlişkin Tebliğlerde ise; "...Gözetim belgesi, Gümrük Kanununun "Eşyanın Gümrük Kıymeti"ne ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez. Bu Tebliğin 1 inci maddesinde belirtilen kıymet Gümrük Kanununun "Eşyanın Gümrük Kıymeti"ne ilişkin hükümlerinin uygulanmasına esas teşkil etmez." denildiği, bu nedenle, eşyanın gümrük kıymetinin eşyanın satış bedeli olduğu ifade edilmiştir.

 

            Bu çerçevede, DİİB kapsamında ithalatı yapılan emtia ile ilgili olarak ödenmeyen KDV tutarının belirlenmesinde, söz konusu malın gümrük istatistiki kıymeti yerine yasal defter ve kayıtlara giren gerçek maliyetinin dikkate alınması mümkün olup, bu durumun iade talebine esas teşkil eden YMM raporunda açıklanması gerekmektedir.

 

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

84974990-130[KDV5/I.112016.50]-450370

15.11.2017

Konu

:

Mahsuben İade

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; Tasfiye İşletme Müdürlüğünden ihale yoluyla satın alınan eşyaya ait ödenecek bedelin, KDV Kanununun 11/1-a maddesi kapsamında ihracattan doğan KDV iade alacağından mahsubuna yönelik işlem tesis edilip edilemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 11/1-a maddesi ile ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetlerin KDV den istisna olduğu, Kanunun 32 nci maddesi uyarınca da ihracat istisnası dolayısıyla yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen KDV nin, Bakanlığımızca belirlenen esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağı hüküm altına alınmıştır.

 Konu ile ilgili olarak Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin;

 "IV/A-2. Mahsup Yoluyla İade"  başlıklı bölümünün;

 "2.1. Genel Açıklama"  alt başlıklı bölümünde;

 "KDV iade alacağı mükellefin kendisinin veya ortaklık payı ile orantılı olmak üzere adi, kollektif ve adi komandit şirketlerde ortakların (komandit şirketlerde sadece komandite ortakların),

 - Vergi dairelerince takip edilen amme alacaklarına,

 - İthalat sırasında uygulanan vergilere,

 - Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) prim borçlarına,

 mahsuben iade edilebilir."

 "2.1.1. Mahsup Edilebilecek Borçlar"  alt başlıklı bölümünde;

 "Mükellefler, KDV iade alacaklarını; kendilerinin, ortaklık payı ile orantılı olmak üzere adi, kollektif ve adi komandit şirketlerde ortakların (komandit şirketlerde sadece komandite ortakların) aşağıda belirtilen borçlarına (4760 sayılı ÖTV Kanunundan doğan borçlar hariç) mahsubunu talep edebilirler.

 a) Vergi Dairelerince Takip Edilen Amme Alacaklarına Mahsup

 İade alacağının, vergi dairelerine olan bütün borçlara (Devlete ait olup vergi dairelerince takip edilen tüm amme alacaklarına) mahsubu suretiyle iadesi talep edilebilir.

 Vergi dairelerine olan borçlara mahsup talebi, gerekli bilgi ve belgelerin tamamlandığı tarihi takip eden 10 gün içinde tamamlanır.

 b) İthalde Alınan Vergilere Mahsup

 KDV iade alacağının ithalde alınan vergilere mahsubu için, ilgili gümrük idaresinden mükellefin vergi dairesine hitaben yazılan ve ithalde alınan vergiler ile varsa gecikme faizi, zam ve ceza tutarları ile ödemenin yapılacağı gümrük muhasebe birimi ve hesap numarasını belirten bir yazı alınır. Mahsup tutarını gösteren muhasebe işlem fişi talep tarihinden itibaren 10 gün içinde ilgili gümrük muhasebe birimine gönderilir.

 Herhangi bir nedenle mahsup yapılamaması halinde, gümrük muhasebe birimince düzenlenecek muhasebe işlem fişi ile mahsup edilemeyen tutar ilgili vergi dairesine iade edilir."

 açıklamaları yer almaktadır.

 Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, KDV Kanununun 11/1-a maddesinde hüküm altına alınan ihracat istisnasından doğan KDV iade alacağınızın, Şirketinizin Tasfiye İşletme Müdürlüğünden satın aldığı malların satış bedeline mahsup edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

 Bilgi edinilmesini rica ederim.

  

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

84974990-130[KDV5/I.112016.50]-450370

15.11.2017

Konu

:

Mahsuben İade

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; Tasfiye İşletme Müdürlüğünden ihale yoluyla satın alınan eşyaya ait ödenecek bedelin, KDV Kanununun 11/1-a maddesi kapsamında ihracattan doğan KDV iade alacağından mahsubuna yönelik işlem tesis edilip edilemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 11/1-a maddesi ile ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetlerin KDV den istisna olduğu, Kanunun 32 nci maddesi uyarınca da ihracat istisnası dolayısıyla yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen KDV nin, Bakanlığımızca belirlenen esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağı hüküm altına alınmıştır.

 Konu ile ilgili olarak Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin;

 "IV/A-2. Mahsup Yoluyla İade"  başlıklı bölümünün;

 "2.1. Genel Açıklama"  alt başlıklı bölümünde;

 "KDV iade alacağı mükellefin kendisinin veya ortaklık payı ile orantılı olmak üzere adi, kollektif ve adi komandit şirketlerde ortakların (komandit şirketlerde sadece komandite ortakların),

 - Vergi dairelerince takip edilen amme alacaklarına,

 - İthalat sırasında uygulanan vergilere,

 - Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) prim borçlarına,

 mahsuben iade edilebilir."

 "2.1.1. Mahsup Edilebilecek Borçlar"  alt başlıklı bölümünde;

 "Mükellefler, KDV iade alacaklarını; kendilerinin, ortaklık payı ile orantılı olmak üzere adi, kollektif ve adi komandit şirketlerde ortakların (komandit şirketlerde sadece komandite ortakların) aşağıda belirtilen borçlarına (4760 sayılı ÖTV Kanunundan doğan borçlar hariç) mahsubunu talep edebilirler.

 a) Vergi Dairelerince Takip Edilen Amme Alacaklarına Mahsup

 İade alacağının, vergi dairelerine olan bütün borçlara (Devlete ait olup vergi dairelerince takip edilen tüm amme alacaklarına) mahsubu suretiyle iadesi talep edilebilir.

 Vergi dairelerine olan borçlara mahsup talebi, gerekli bilgi ve belgelerin tamamlandığı tarihi takip eden 10 gün içinde tamamlanır.

 b) İthalde Alınan Vergilere Mahsup

 KDV iade alacağının ithalde alınan vergilere mahsubu için, ilgili gümrük idaresinden mükellefin vergi dairesine hitaben yazılan ve ithalde alınan vergiler ile varsa gecikme faizi, zam ve ceza tutarları ile ödemenin yapılacağı gümrük muhasebe birimi ve hesap numarasını belirten bir yazı alınır. Mahsup tutarını gösteren muhasebe işlem fişi talep tarihinden itibaren 10 gün içinde ilgili gümrük muhasebe birimine gönderilir.

 Herhangi bir nedenle mahsup yapılamaması halinde, gümrük muhasebe birimince düzenlenecek muhasebe işlem fişi ile mahsup edilemeyen tutar ilgili vergi dairesine iade edilir."

 açıklamaları yer almaktadır.

 Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, KDV Kanununun 11/1-a maddesinde hüküm altına alınan ihracat istisnasından doğan KDV iade alacağınızın, Şirketinizin Tasfiye İşletme Müdürlüğünden satın aldığı malların satış bedeline mahsup edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

 Bilgi edinilmesini rica ederim.

  

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

84974990-130[KDV5/I.112016.50]-450370

15.11.2017

Konu

:

Mahsuben İade

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; Tasfiye İşletme Müdürlüğünden ihale yoluyla satın alınan eşyaya ait ödenecek bedelin, KDV Kanununun 11/1-a maddesi kapsamında ihracattan doğan KDV iade alacağından mahsubuna yönelik işlem tesis edilip edilemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 11/1-a maddesi ile ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetlerin KDV den istisna olduğu, Kanunun 32 nci maddesi uyarınca da ihracat istisnası dolayısıyla yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen KDV nin, Bakanlığımızca belirlenen esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağı hüküm altına alınmıştır.

 Konu ile ilgili olarak Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin;

 "IV/A-2. Mahsup Yoluyla İade"  başlıklı bölümünün;

 "2.1. Genel Açıklama"  alt başlıklı bölümünde;

 "KDV iade alacağı mükellefin kendisinin veya ortaklık payı ile orantılı olmak üzere adi, kollektif ve adi komandit şirketlerde ortakların (komandit şirketlerde sadece komandite ortakların),

 - Vergi dairelerince takip edilen amme alacaklarına,

 - İthalat sırasında uygulanan vergilere,

 - Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) prim borçlarına,

 mahsuben iade edilebilir."

 "2.1.1. Mahsup Edilebilecek Borçlar"  alt başlıklı bölümünde;

 "Mükellefler, KDV iade alacaklarını; kendilerinin, ortaklık payı ile orantılı olmak üzere adi, kollektif ve adi komandit şirketlerde ortakların (komandit şirketlerde sadece komandite ortakların) aşağıda belirtilen borçlarına (4760 sayılı ÖTV Kanunundan doğan borçlar hariç) mahsubunu talep edebilirler.

 a) Vergi Dairelerince Takip Edilen Amme Alacaklarına Mahsup

 İade alacağının, vergi dairelerine olan bütün borçlara (Devlete ait olup vergi dairelerince takip edilen tüm amme alacaklarına) mahsubu suretiyle iadesi talep edilebilir.

 Vergi dairelerine olan borçlara mahsup talebi, gerekli bilgi ve belgelerin tamamlandığı tarihi takip eden 10 gün içinde tamamlanır.

 b) İthalde Alınan Vergilere Mahsup

 KDV iade alacağının ithalde alınan vergilere mahsubu için, ilgili gümrük idaresinden mükellefin vergi dairesine hitaben yazılan ve ithalde alınan vergiler ile varsa gecikme faizi, zam ve ceza tutarları ile ödemenin yapılacağı gümrük muhasebe birimi ve hesap numarasını belirten bir yazı alınır. Mahsup tutarını gösteren muhasebe işlem fişi talep tarihinden itibaren 10 gün içinde ilgili gümrük muhasebe birimine gönderilir.

 Herhangi bir nedenle mahsup yapılamaması halinde, gümrük muhasebe birimince düzenlenecek muhasebe işlem fişi ile mahsup edilemeyen tutar ilgili vergi dairesine iade edilir."

 açıklamaları yer almaktadır.

 Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, KDV Kanununun 11/1-a maddesinde hüküm altına alınan ihracat istisnasından doğan KDV iade alacağınızın, Şirketinizin Tasfiye İşletme Müdürlüğünden satın aldığı malların satış bedeline mahsup edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

 Bilgi edinilmesini rica ederim.

  

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Sayfalar