Buradasınız

Madde 11 Mal ve Hizmet İhracatı

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

İZMİR VERGİ   DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef   Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

21152195-35-02-283

18/05/2016

Konu

:

Serbest Bölgede faaliyet gösteren firmaya Türkiye   içinden yapılan fason hizmetlerde KDV uygulaması

 

     

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, 2006/12 sayılı Dahilde İşleme Rejimi Tebliğinin 14/1 inci maddesi kapsamında Serbest Bölgedeki firma tarafından fason dikim, yıkama, boyama vb. işçilik yapılmak üzere Türkiye'de bulunan firmaya gönderilen ürünlerin bu firma tarafından da Firmanıza gönderilmesi durumunda, Firmanızca yapılacak fason boyama, yıkama hizmetlerinin KDV'den istisna olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

            -1 inci maddesinde; Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin ve her türlü mal ve hizmet ithalatının KDV'ye tabi olduğu,

            -4/1 inci maddesinde; hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

            -6/b maddesinde; işlemlerin Türkiye'de yapılmasının hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasını ifade ettiği,

            -11/1-a maddesinde; ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler, yurtdışındaki müşteriler için yapılan hizmetler ile serbest bölgelerdeki müşteriler için yapılan fason hizmetlerin KDV'den istisna olduğu,

            -12/1 inci maddesinde; fason hizmetlerin serbest bölgelerdeki müşterilere yapılmış sayılması için;

            a) Fason hizmetin serbest bölgelerde faaliyet gösteren müşteriler için yapılmış olması,

            b) Fason hizmetten serbest bölgelerde faydalanılması,

            gerektiği;

            -17/4-ı maddesinde ise; serbest bölgelerde verilen hizmetlerin KDV'den istisna olduğu,

            hükümleri yer almaktadır.

            Diğer taraftan, konuya ilişkin olarak 01/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren KDV Genel Uygulama Tebliğinin "Serbest Bölgelerdeki Müşteriler İçin Yapılan Fason Hizmetler" başlıklı (II/A-4.) bölümünde;

            "3065 sayılı Kanunun (11/1-a) maddesine göre, serbest bölgedeki müşteriler için yapılan fason hizmetler KDV'den istisnadır. Aynı Kanunun (12/3) üncü maddesi uyarınca, fason hizmetlerin serbest bölgelerdeki müşterilere yapılmış sayılabilmesi için;

            - Fason hizmetin serbest bölgelerde faaliyet gösteren müşteriler için yapılmış olması,

            - Fason hizmetten serbest bölgelerde faydalanılması,

             şartları birlikte gerçekleşmelidir.

            Ayrıca, söz konusu şartlara ilaveten, ana madde ve malzemelerin serbest bölgeden gönderilmesi ve fason hizmete konu malın yeniden serbest bölgeye gönderilmiş olması gerekir.

            Bu istisna uygulamasında fason hizmet, bir malın mülkiyet ve tasarruf hakkının devralınmaksızın ücreti karşılığı belirli işlemlere tabi tutularak/işlemlerden geçirilerek tasarruf veya mülkiyet hakkı sahibine iade edilmesini ifade eder.

            Buna göre, serbest bölgeden gönderilen ana madde ve malzemelerin, yurtiçinde bulunan işletmelerde çeşitli işlemlere tabi tutulduktan sonra yeniden serbest bölgeye gönderilmesi suretiyle verilen fason hizmetler istisna kapsamında değerlendirilir.

            Fason hizmetler dışında, Türkiye'den bu bölgelerde faaliyet gösterenlere yapılan hizmetler 3065 sayılı Kanunun 1 inci maddesi çerçevesinde KDV'ye tabidir."

            açıklamasına yer verilmiştir.

            Öte yandan, 60 No.lu KDV Sirkülerinin "3.1.4. Serbest Bölgelerdeki Müşterilere Yapılan Fason Hizmetler" başlıklı bölümünde konuya ilişkin açıklamalar yer almaktadır.

            Buna göre, Serbest Bölgedeki firma tarafından fason dikim, yıkama, boyama vb. işçilik yapılmak üzere Türkiye'de bulunan firmaya gönderilen ürünlerin bu firma tarafından da firmanıza fason boyama, yıkama yapılmak üzere gönderilmesi durumunda firmanızca yurt içindeki bu firmaya verilecek  söz konusu hizmetler KDV'ye tabi bulunmaktadır.

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

İçerik 1:

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

İZMİR VERGİ   DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef   Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

21152195-35-02-283

18/05/2016

Konu

:

Serbest Bölgede faaliyet gösteren firmaya Türkiye   içinden yapılan fason hizmetlerde KDV uygulaması

 

     

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, 2006/12 sayılı Dahilde İşleme Rejimi Tebliğinin 14/1 inci maddesi kapsamında Serbest Bölgedeki firma tarafından fason dikim, yıkama, boyama vb. işçilik yapılmak üzere Türkiye'de bulunan firmaya gönderilen ürünlerin bu firma tarafından da Firmanıza gönderilmesi durumunda, Firmanızca yapılacak fason boyama, yıkama hizmetlerinin KDV'den istisna olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

            -1 inci maddesinde; Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin ve her türlü mal ve hizmet ithalatının KDV'ye tabi olduğu,

            -4/1 inci maddesinde; hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

            -6/b maddesinde; işlemlerin Türkiye'de yapılmasının hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasını ifade ettiği,

            -11/1-a maddesinde; ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler, yurtdışındaki müşteriler için yapılan hizmetler ile serbest bölgelerdeki müşteriler için yapılan fason hizmetlerin KDV'den istisna olduğu,

            -12/1 inci maddesinde; fason hizmetlerin serbest bölgelerdeki müşterilere yapılmış sayılması için;

            a) Fason hizmetin serbest bölgelerde faaliyet gösteren müşteriler için yapılmış olması,

            b) Fason hizmetten serbest bölgelerde faydalanılması,

            gerektiği;

            -17/4-ı maddesinde ise; serbest bölgelerde verilen hizmetlerin KDV'den istisna olduğu,

            hükümleri yer almaktadır.

            Diğer taraftan, konuya ilişkin olarak 01/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren KDV Genel Uygulama Tebliğinin "Serbest Bölgelerdeki Müşteriler İçin Yapılan Fason Hizmetler" başlıklı (II/A-4.) bölümünde;

            "3065 sayılı Kanunun (11/1-a) maddesine göre, serbest bölgedeki müşteriler için yapılan fason hizmetler KDV'den istisnadır. Aynı Kanunun (12/3) üncü maddesi uyarınca, fason hizmetlerin serbest bölgelerdeki müşterilere yapılmış sayılabilmesi için;

            - Fason hizmetin serbest bölgelerde faaliyet gösteren müşteriler için yapılmış olması,

            - Fason hizmetten serbest bölgelerde faydalanılması,

             şartları birlikte gerçekleşmelidir.

            Ayrıca, söz konusu şartlara ilaveten, ana madde ve malzemelerin serbest bölgeden gönderilmesi ve fason hizmete konu malın yeniden serbest bölgeye gönderilmiş olması gerekir.

            Bu istisna uygulamasında fason hizmet, bir malın mülkiyet ve tasarruf hakkının devralınmaksızın ücreti karşılığı belirli işlemlere tabi tutularak/işlemlerden geçirilerek tasarruf veya mülkiyet hakkı sahibine iade edilmesini ifade eder.

            Buna göre, serbest bölgeden gönderilen ana madde ve malzemelerin, yurtiçinde bulunan işletmelerde çeşitli işlemlere tabi tutulduktan sonra yeniden serbest bölgeye gönderilmesi suretiyle verilen fason hizmetler istisna kapsamında değerlendirilir.

            Fason hizmetler dışında, Türkiye'den bu bölgelerde faaliyet gösterenlere yapılan hizmetler 3065 sayılı Kanunun 1 inci maddesi çerçevesinde KDV'ye tabidir."

            açıklamasına yer verilmiştir.

            Öte yandan, 60 No.lu KDV Sirkülerinin "3.1.4. Serbest Bölgelerdeki Müşterilere Yapılan Fason Hizmetler" başlıklı bölümünde konuya ilişkin açıklamalar yer almaktadır.

            Buna göre, Serbest Bölgedeki firma tarafından fason dikim, yıkama, boyama vb. işçilik yapılmak üzere Türkiye'de bulunan firmaya gönderilen ürünlerin bu firma tarafından da firmanıza fason boyama, yıkama yapılmak üzere gönderilmesi durumunda firmanızca yurt içindeki bu firmaya verilecek  söz konusu hizmetler KDV'ye tabi bulunmaktadır.

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

İçerik 2:

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

İZMİR VERGİ   DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef   Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

21152195-35-02-283

18/05/2016

Konu

:

Serbest Bölgede faaliyet gösteren firmaya Türkiye   içinden yapılan fason hizmetlerde KDV uygulaması

 

     

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, 2006/12 sayılı Dahilde İşleme Rejimi Tebliğinin 14/1 inci maddesi kapsamında Serbest Bölgedeki firma tarafından fason dikim, yıkama, boyama vb. işçilik yapılmak üzere Türkiye'de bulunan firmaya gönderilen ürünlerin bu firma tarafından da Firmanıza gönderilmesi durumunda, Firmanızca yapılacak fason boyama, yıkama hizmetlerinin KDV'den istisna olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

            -1 inci maddesinde; Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin ve her türlü mal ve hizmet ithalatının KDV'ye tabi olduğu,

            -4/1 inci maddesinde; hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

            -6/b maddesinde; işlemlerin Türkiye'de yapılmasının hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasını ifade ettiği,

            -11/1-a maddesinde; ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler, yurtdışındaki müşteriler için yapılan hizmetler ile serbest bölgelerdeki müşteriler için yapılan fason hizmetlerin KDV'den istisna olduğu,

            -12/1 inci maddesinde; fason hizmetlerin serbest bölgelerdeki müşterilere yapılmış sayılması için;

            a) Fason hizmetin serbest bölgelerde faaliyet gösteren müşteriler için yapılmış olması,

            b) Fason hizmetten serbest bölgelerde faydalanılması,

            gerektiği;

            -17/4-ı maddesinde ise; serbest bölgelerde verilen hizmetlerin KDV'den istisna olduğu,

            hükümleri yer almaktadır.

            Diğer taraftan, konuya ilişkin olarak 01/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren KDV Genel Uygulama Tebliğinin "Serbest Bölgelerdeki Müşteriler İçin Yapılan Fason Hizmetler" başlıklı (II/A-4.) bölümünde;

            "3065 sayılı Kanunun (11/1-a) maddesine göre, serbest bölgedeki müşteriler için yapılan fason hizmetler KDV'den istisnadır. Aynı Kanunun (12/3) üncü maddesi uyarınca, fason hizmetlerin serbest bölgelerdeki müşterilere yapılmış sayılabilmesi için;

            - Fason hizmetin serbest bölgelerde faaliyet gösteren müşteriler için yapılmış olması,

            - Fason hizmetten serbest bölgelerde faydalanılması,

             şartları birlikte gerçekleşmelidir.

            Ayrıca, söz konusu şartlara ilaveten, ana madde ve malzemelerin serbest bölgeden gönderilmesi ve fason hizmete konu malın yeniden serbest bölgeye gönderilmiş olması gerekir.

            Bu istisna uygulamasında fason hizmet, bir malın mülkiyet ve tasarruf hakkının devralınmaksızın ücreti karşılığı belirli işlemlere tabi tutularak/işlemlerden geçirilerek tasarruf veya mülkiyet hakkı sahibine iade edilmesini ifade eder.

            Buna göre, serbest bölgeden gönderilen ana madde ve malzemelerin, yurtiçinde bulunan işletmelerde çeşitli işlemlere tabi tutulduktan sonra yeniden serbest bölgeye gönderilmesi suretiyle verilen fason hizmetler istisna kapsamında değerlendirilir.

            Fason hizmetler dışında, Türkiye'den bu bölgelerde faaliyet gösterenlere yapılan hizmetler 3065 sayılı Kanunun 1 inci maddesi çerçevesinde KDV'ye tabidir."

            açıklamasına yer verilmiştir.

            Öte yandan, 60 No.lu KDV Sirkülerinin "3.1.4. Serbest Bölgelerdeki Müşterilere Yapılan Fason Hizmetler" başlıklı bölümünde konuya ilişkin açıklamalar yer almaktadır.

            Buna göre, Serbest Bölgedeki firma tarafından fason dikim, yıkama, boyama vb. işçilik yapılmak üzere Türkiye'de bulunan firmaya gönderilen ürünlerin bu firma tarafından da firmanıza fason boyama, yıkama yapılmak üzere gönderilmesi durumunda firmanızca yurt içindeki bu firmaya verilecek  söz konusu hizmetler KDV'ye tabi bulunmaktadır.

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef   Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

39044742-010.01-15683

25/02/2016

Konu

:

Türkiye'de ikamet eden Türk vatandaşının yurtdışındaki   konutu için verilen proje hizmeti.

 

     

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, Şirketinizce Türkiye'de ikamet eden Türk vatandaşı olan bir şahsın yurt dışında bulunan konutunun tadilat işlemlerinin üstlenildiği, söz konusu tadilat işlemlerinin tamamının yurt dışındaki firmalara yaptırılacağı, proje kapsamında malzeme ve işçiliğin yurt dışındaki firmalar tarafından temin edildiği ifade edilerek Şirketinizce Türk vatandaşı şahsa düzenlenecek faturada KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı konusunda Başkanlığımızın görüşü talep edilmektedir.

 

            3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

 

            -1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti kapsamında Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

 

            -6 ncı maddesinde, işlemlerin Türkiye'de yapılması; malların teslim anında Türkiye'de bulunmasını ve hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasını ifade ettiği,

 

            -11/1-a maddesinde, yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin KDV den istisna olduğu,

 

            -30/a maddesinde, vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan katma değer vergisinin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilemeyeceği,

 

            -30/d maddesinde, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen katma değer vergisinin indirim konusu yapılamayacağı

 

            hükme bağlanmıştır.

         

            Ayrıca, KDV Genel Uygulama Tebliğinde ve 60 No.lu KDV Sirkülerinde belirtildiği üzere, Türkiye'deki bir mükellefin yurt dışında yaptığı inşaat, onarım, montaj işlerinin Türkiye'de ifa edilmemesi veya bu hizmetlerden Türkiye'de faydalanılmaması durumunda KDV'nin konusuna girmediği açıklanmıştır.

 

            Buna göre, Şirketinizin Türk vatandaşı şahsın yurt dışındaki konutu için yurt dışında yapacağı tadilat işlemleri verginin konusuna girmeyeceğinden, düzenlenecek faturada KDV hesaplanmayacaktır. Diğer taraftan söz konusu işlemin hizmet ihracı kapsamında KDV den istisna olması da söz konusu olmayacaktır.

            Öte yandan, KDV nin konusuna girmeyen işlemlerle ilgili olarak yurt içinde yapacağınız giderlere ilişkin yüklenilen KDV'nin Katma Değer Vergisi Kanununun 30/a maddesine göre indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

 

            Bilgi edinilmesi rica ederim.

 

 

 

İçerik 1:

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef   Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

39044742-010.01-15683

25/02/2016

Konu

:

Türkiye'de ikamet eden Türk vatandaşının yurtdışındaki   konutu için verilen proje hizmeti.

 

     

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, Şirketinizce Türkiye'de ikamet eden Türk vatandaşı olan bir şahsın yurt dışında bulunan konutunun tadilat işlemlerinin üstlenildiği, söz konusu tadilat işlemlerinin tamamının yurt dışındaki firmalara yaptırılacağı, proje kapsamında malzeme ve işçiliğin yurt dışındaki firmalar tarafından temin edildiği ifade edilerek Şirketinizce Türk vatandaşı şahsa düzenlenecek faturada KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı konusunda Başkanlığımızın görüşü talep edilmektedir.

 

            3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

 

            -1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti kapsamında Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

 

            -6 ncı maddesinde, işlemlerin Türkiye'de yapılması; malların teslim anında Türkiye'de bulunmasını ve hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasını ifade ettiği,

 

            -11/1-a maddesinde, yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin KDV den istisna olduğu,

 

            -30/a maddesinde, vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan katma değer vergisinin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilemeyeceği,

 

            -30/d maddesinde, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen katma değer vergisinin indirim konusu yapılamayacağı

 

            hükme bağlanmıştır.

         

            Ayrıca, KDV Genel Uygulama Tebliğinde ve 60 No.lu KDV Sirkülerinde belirtildiği üzere, Türkiye'deki bir mükellefin yurt dışında yaptığı inşaat, onarım, montaj işlerinin Türkiye'de ifa edilmemesi veya bu hizmetlerden Türkiye'de faydalanılmaması durumunda KDV'nin konusuna girmediği açıklanmıştır.

 

            Buna göre, Şirketinizin Türk vatandaşı şahsın yurt dışındaki konutu için yurt dışında yapacağı tadilat işlemleri verginin konusuna girmeyeceğinden, düzenlenecek faturada KDV hesaplanmayacaktır. Diğer taraftan söz konusu işlemin hizmet ihracı kapsamında KDV den istisna olması da söz konusu olmayacaktır.

            Öte yandan, KDV nin konusuna girmeyen işlemlerle ilgili olarak yurt içinde yapacağınız giderlere ilişkin yüklenilen KDV'nin Katma Değer Vergisi Kanununun 30/a maddesine göre indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

 

            Bilgi edinilmesi rica ederim.

 

 

 

İçerik 2:

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef   Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

39044742-010.01-15683

25/02/2016

Konu

:

Türkiye'de ikamet eden Türk vatandaşının yurtdışındaki   konutu için verilen proje hizmeti.

 

     

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, Şirketinizce Türkiye'de ikamet eden Türk vatandaşı olan bir şahsın yurt dışında bulunan konutunun tadilat işlemlerinin üstlenildiği, söz konusu tadilat işlemlerinin tamamının yurt dışındaki firmalara yaptırılacağı, proje kapsamında malzeme ve işçiliğin yurt dışındaki firmalar tarafından temin edildiği ifade edilerek Şirketinizce Türk vatandaşı şahsa düzenlenecek faturada KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı konusunda Başkanlığımızın görüşü talep edilmektedir.

 

            3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

 

            -1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti kapsamında Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

 

            -6 ncı maddesinde, işlemlerin Türkiye'de yapılması; malların teslim anında Türkiye'de bulunmasını ve hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasını ifade ettiği,

 

            -11/1-a maddesinde, yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin KDV den istisna olduğu,

 

            -30/a maddesinde, vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan katma değer vergisinin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilemeyeceği,

 

            -30/d maddesinde, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen katma değer vergisinin indirim konusu yapılamayacağı

 

            hükme bağlanmıştır.

         

            Ayrıca, KDV Genel Uygulama Tebliğinde ve 60 No.lu KDV Sirkülerinde belirtildiği üzere, Türkiye'deki bir mükellefin yurt dışında yaptığı inşaat, onarım, montaj işlerinin Türkiye'de ifa edilmemesi veya bu hizmetlerden Türkiye'de faydalanılmaması durumunda KDV'nin konusuna girmediği açıklanmıştır.

 

            Buna göre, Şirketinizin Türk vatandaşı şahsın yurt dışındaki konutu için yurt dışında yapacağı tadilat işlemleri verginin konusuna girmeyeceğinden, düzenlenecek faturada KDV hesaplanmayacaktır. Diğer taraftan söz konusu işlemin hizmet ihracı kapsamında KDV den istisna olması da söz konusu olmayacaktır.

            Öte yandan, KDV nin konusuna girmeyen işlemlerle ilgili olarak yurt içinde yapacağınız giderlere ilişkin yüklenilen KDV'nin Katma Değer Vergisi Kanununun 30/a maddesine göre indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

 

            Bilgi edinilmesi rica ederim.

 

 

 

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

BURSA VERGİ   DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef   Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

95462982-105[VUK.ÖZLG-14-9]-19

03/02/2016

Konu

:

İmalatçının ürettiği malları ihracatçıya KDV Kanununun   11/1-c maddesi kapsamında teslimi işleminde konsinye satış şeklinin   uygulanması hk.

 

     

 

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinde, şirketiniz tarafından üretilen malları konsinye olarak konsinyi firmaya gönderdiğinizi belirterek, konsinye satışlar için düzenlenecek faturanın, ihraç kayıtlı teslimler için düzenlenmesinin Katma Değer Vergisi Kanunu çerçevesinde uygun olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;

            1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu,

            10/a maddesinde, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması ile 10/d maddesinde de, komisyoncular vasıtasıyla veya konsinyasyon suretiyle yapılan satışlarda, malların alıcıya teslimi ile vergiyi doğuran olayın meydana geldiği,

            11/1-a maddesinde, ihracat teslimleri ile bu teslimlere ilişkin hizmetler ile yurtdışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin KDV den istisna olduğu,

            11/1-c maddesinde de, ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait katma değer vergisinin, ihracatçılar tarafından ödenmeyeceği ve mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu verginin, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı, söz konusu malların, ihracatçıya teslim tarihini takip eden ay başından itibaren 3 ay içinde ihraç edilmesi halinde de, tecil edilen vergi terkin edileceği,

            hüküm altına alınmıştır.

            Buna göre, imalatçı şirket olarak ürettiğiniz malların ihracatçıya KDV Kanununun 11/1-c maddesi kapsamında teslimi işleminde konsinye satış şeklinin uygulanması mümkün bulunmamaktadır.

            Öte yandan, konsinye satış şeklinin KDV Kanununun 11/1-c maddesi kapsamında olmaması nedeniyle, taşınan veya taşıttırılan malların sevki sırasında sevk irsaliyesinin, malların satıldığı tarihten itibaren yedi gün içerisinde de faturanın alıcı adına düzenlenmesi gerekmektedir.

             Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

İçerik 1:

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

BURSA VERGİ   DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef   Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

95462982-105[VUK.ÖZLG-14-9]-19

03/02/2016

Konu

:

İmalatçının ürettiği malları ihracatçıya KDV Kanununun   11/1-c maddesi kapsamında teslimi işleminde konsinye satış şeklinin   uygulanması hk.

 

     

 

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinde, şirketiniz tarafından üretilen malları konsinye olarak konsinyi firmaya gönderdiğinizi belirterek, konsinye satışlar için düzenlenecek faturanın, ihraç kayıtlı teslimler için düzenlenmesinin Katma Değer Vergisi Kanunu çerçevesinde uygun olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;

            1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu,

            10/a maddesinde, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması ile 10/d maddesinde de, komisyoncular vasıtasıyla veya konsinyasyon suretiyle yapılan satışlarda, malların alıcıya teslimi ile vergiyi doğuran olayın meydana geldiği,

            11/1-a maddesinde, ihracat teslimleri ile bu teslimlere ilişkin hizmetler ile yurtdışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin KDV den istisna olduğu,

            11/1-c maddesinde de, ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait katma değer vergisinin, ihracatçılar tarafından ödenmeyeceği ve mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu verginin, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı, söz konusu malların, ihracatçıya teslim tarihini takip eden ay başından itibaren 3 ay içinde ihraç edilmesi halinde de, tecil edilen vergi terkin edileceği,

            hüküm altına alınmıştır.

            Buna göre, imalatçı şirket olarak ürettiğiniz malların ihracatçıya KDV Kanununun 11/1-c maddesi kapsamında teslimi işleminde konsinye satış şeklinin uygulanması mümkün bulunmamaktadır.

            Öte yandan, konsinye satış şeklinin KDV Kanununun 11/1-c maddesi kapsamında olmaması nedeniyle, taşınan veya taşıttırılan malların sevki sırasında sevk irsaliyesinin, malların satıldığı tarihten itibaren yedi gün içerisinde de faturanın alıcı adına düzenlenmesi gerekmektedir.

             Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

İçerik 2:

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

BURSA VERGİ   DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef   Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

95462982-105[VUK.ÖZLG-14-9]-19

03/02/2016

Konu

:

İmalatçının ürettiği malları ihracatçıya KDV Kanununun   11/1-c maddesi kapsamında teslimi işleminde konsinye satış şeklinin   uygulanması hk.

 

     

 

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinde, şirketiniz tarafından üretilen malları konsinye olarak konsinyi firmaya gönderdiğinizi belirterek, konsinye satışlar için düzenlenecek faturanın, ihraç kayıtlı teslimler için düzenlenmesinin Katma Değer Vergisi Kanunu çerçevesinde uygun olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;

            1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu,

            10/a maddesinde, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması ile 10/d maddesinde de, komisyoncular vasıtasıyla veya konsinyasyon suretiyle yapılan satışlarda, malların alıcıya teslimi ile vergiyi doğuran olayın meydana geldiği,

            11/1-a maddesinde, ihracat teslimleri ile bu teslimlere ilişkin hizmetler ile yurtdışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin KDV den istisna olduğu,

            11/1-c maddesinde de, ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait katma değer vergisinin, ihracatçılar tarafından ödenmeyeceği ve mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu verginin, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı, söz konusu malların, ihracatçıya teslim tarihini takip eden ay başından itibaren 3 ay içinde ihraç edilmesi halinde de, tecil edilen vergi terkin edileceği,

            hüküm altına alınmıştır.

            Buna göre, imalatçı şirket olarak ürettiğiniz malların ihracatçıya KDV Kanununun 11/1-c maddesi kapsamında teslimi işleminde konsinye satış şeklinin uygulanması mümkün bulunmamaktadır.

            Öte yandan, konsinye satış şeklinin KDV Kanununun 11/1-c maddesi kapsamında olmaması nedeniyle, taşınan veya taşıttırılan malların sevki sırasında sevk irsaliyesinin, malların satıldığı tarihten itibaren yedi gün içerisinde de faturanın alıcı adına düzenlenmesi gerekmektedir.

             Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

Resmi Gazete No: 29573 Resmi Gazete Tarihi: Cuma, 25 Aralık, 2015 Adı: UID:
İçerik:

20/6/2015 tarihli ve 29392 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 454)'nin "3. İhracat İşlemlerinde e-Fatura Uygulaması" başlıklı bölümü aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“e-Fatura uygulamasına kayıtlı olan mükelleflerden, 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 11 inci maddesi kapsamındaki mal ihracı ve yolcu beraberi eşya ihracı (Türkiye'de ikamet etmeyenlere KDV hesaplanarak yapılan satışlar) kapsamında fatura düzenleyecek olanlar, bahsi geçen faturalarını da 1/1/2017 tarihinden itibaren e-fatura olarak düzenleyeceklerdir. Söz konusu faturaların e-fatura olarak düzenlenmesi ve gönderilmesine ilişkin usul ve esaslar ile uygulamadan yararlanma yöntemleri www.efatura.gov.tr adresinde yayımlanan "e-Fatura Uygulaması Gümrük İşlemleri Kılavuzu"nda ayrıntılı olarak açıklanacaktır.”

Tebliğ olunur.

İçerik 1:

20/6/2015 tarihli ve 29392 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 454)'nin "3. İhracat İşlemlerinde e-Fatura Uygulaması" başlıklı bölümü aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“e-Fatura uygulamasına kayıtlı olan mükelleflerden, 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 11 inci maddesi kapsamındaki mal ihracı ve yolcu beraberi eşya ihracı (Türkiye'de ikamet etmeyenlere KDV hesaplanarak yapılan satışlar) kapsamında fatura düzenleyecek olanlar, bahsi geçen faturalarını da 1/1/2017 tarihinden itibaren e-fatura olarak düzenleyeceklerdir. Söz konusu faturaların e-fatura olarak düzenlenmesi ve gönderilmesine ilişkin usul ve esaslar ile uygulamadan yararlanma yöntemleri www.efatura.gov.tr adresinde yayımlanan "e-Fatura Uygulaması Gümrük İşlemleri Kılavuzu"nda ayrıntılı olarak açıklanacaktır.”

Tebliğ olunur.

İçerik 2:

20/6/2015 tarihli ve 29392 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 454)'nin "3. İhracat İşlemlerinde e-Fatura Uygulaması" başlıklı bölümü aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“e-Fatura uygulamasına kayıtlı olan mükelleflerden, 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 11 inci maddesi kapsamındaki mal ihracı ve yolcu beraberi eşya ihracı (Türkiye'de ikamet etmeyenlere KDV hesaplanarak yapılan satışlar) kapsamında fatura düzenleyecek olanlar, bahsi geçen faturalarını da 1/1/2017 tarihinden itibaren e-fatura olarak düzenleyeceklerdir. Söz konusu faturaların e-fatura olarak düzenlenmesi ve gönderilmesine ilişkin usul ve esaslar ile uygulamadan yararlanma yöntemleri www.efatura.gov.tr adresinde yayımlanan "e-Fatura Uygulaması Gümrük İşlemleri Kılavuzu"nda ayrıntılı olarak açıklanacaktır.”

Tebliğ olunur.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef   Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

39044742-KDV.11-77740

31/08/2015

Konu

:

Vekil sıfatıyla yabancı şirketlerin katma değer   vergisi işlemlerine aracılık hizmetinde KDV

 

     

 

            İlgi (a) da kayıtlı özelge talep formu ile ilgi (b) de kayıtlı dilekçede, uluslararası vergi danışmanlığı faaliyeti ile iştigal ettiğiniz, hukuki vekil statüsüyle yabancı şirketlerin katma değer vergisi işlemlerine aracılık hizmeti verdiğiniz belirtilerek,  yabancı firmaların Türkiye'de gerçekleştirilen kongre, konferans, festival ve sempozyumlara katılımları dolayısıyla satın alacakları mal ve hizmetler nedeniyle ödedikleri katma değer vergisinin (karşılıklı olmak kaydıyla) ilgili mükelleflere iade edilip edilmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşleri talep edilmiştir.

 

            3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

 

            -1/1 maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

            -11/1-a maddesinde, yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin KDV den istisna olduğu,

            -11/1-b maddesinde, Türkiye'de ikamet etmeyen yolcuların satın alarak Türkiye dışına götürdükleri malların teslimi anında KDV nin tahsil edileceği, ancak gümrükten malın çıkışı anında fatura veya belgenin ibrazında KDV nin iade olunacağı,

 

            Türkiye'de ikametgâhı, işyeri, kanuni ve iş merkezi bulunmayanların taşımacılık faaliyetlerine ilişkin olarak satın alacakları mal ve hizmetler ile fuar, panayır ve sergilere katılımları dolayısıyla satın alacakları mal ve hizmetler nedeniyle ödedikleri katma değer vergisinin, karşılıklı olmak kaydıyla iade olunacağı,

 

            -12/2 maddesinde ise, bir hizmetin yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için, hizmetin yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olması ve hizmetten yurt dışında faydalanılması gerektiği,

hüküm altına alınmıştır.

 

            Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin "II/A-6. Türkiye'de İkamet Etmeyen Taşımacılar ile Fuar, Sergi, Panayır Katılımcılarına Yapılan Teslim ve Hizmetlerde İstisna" başlıklı bölümünde gerekli açıklamalar yapılmıştır.

 

            Buna göre, şirketinizin vekil sıfatıyla aracılık yaptığı Türkiye'de ikamet etmeyen  firmaların  Türkiye'de fuar, panayır ve sergilere katılımlarına ilişkin bunlara yapılan teslim ve hizmetlere ilişkin KDV istisnasının yabancı firmaların kendi ülkelerinde aynı faaliyette bulunup KDV ödeyen Türk vatandaşlarının da iade hakkına sahip bulunduklarını yukarıda belirtildiği şekilde kanıtlamaları halinde, münhasıran bu katılım nedeniyle yüklendikleri KDV iadelerini KDV Genel Uygulama Tebliğinde sayılan belgelerin eksiksiz olarak ibraz edilmesi halinde alabilmeleri mümkün bulunmaktadır.

 

            Ancak aynı şartları taşısalar dahi fuar, panayır ve sergiler kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmayan kongre, konferans, festival ve sempozyumlara katılımlarına ilişkin bahsi geçen istisnadan faydalanmaları mümkün olmayıp, yabancı firmalara yapılan hizmetlerden Türkiye'de yararlanılması nedeniyle hizmet ihracı kapsamında değerlendirilmesi de söz konusu olmayacağından KDV Kanununun 1/1 inci maddesi uyarınca genel hükümler çerçevesinde KDV hesaplanması gerekmektedir.

 

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef   Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

39044742-KDV.11-77740

31/08/2015

Konu

:

Vekil sıfatıyla yabancı şirketlerin katma değer   vergisi işlemlerine aracılık hizmetinde KDV

 

     

 

            İlgi (a) da kayıtlı özelge talep formu ile ilgi (b) de kayıtlı dilekçede, uluslararası vergi danışmanlığı faaliyeti ile iştigal ettiğiniz, hukuki vekil statüsüyle yabancı şirketlerin katma değer vergisi işlemlerine aracılık hizmeti verdiğiniz belirtilerek,  yabancı firmaların Türkiye'de gerçekleştirilen kongre, konferans, festival ve sempozyumlara katılımları dolayısıyla satın alacakları mal ve hizmetler nedeniyle ödedikleri katma değer vergisinin (karşılıklı olmak kaydıyla) ilgili mükelleflere iade edilip edilmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşleri talep edilmiştir.

 

            3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

 

            -1/1 maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

            -11/1-a maddesinde, yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin KDV den istisna olduğu,

            -11/1-b maddesinde, Türkiye'de ikamet etmeyen yolcuların satın alarak Türkiye dışına götürdükleri malların teslimi anında KDV nin tahsil edileceği, ancak gümrükten malın çıkışı anında fatura veya belgenin ibrazında KDV nin iade olunacağı,

 

            Türkiye'de ikametgâhı, işyeri, kanuni ve iş merkezi bulunmayanların taşımacılık faaliyetlerine ilişkin olarak satın alacakları mal ve hizmetler ile fuar, panayır ve sergilere katılımları dolayısıyla satın alacakları mal ve hizmetler nedeniyle ödedikleri katma değer vergisinin, karşılıklı olmak kaydıyla iade olunacağı,

 

            -12/2 maddesinde ise, bir hizmetin yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için, hizmetin yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olması ve hizmetten yurt dışında faydalanılması gerektiği,

hüküm altına alınmıştır.

 

            Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin "II/A-6. Türkiye'de İkamet Etmeyen Taşımacılar ile Fuar, Sergi, Panayır Katılımcılarına Yapılan Teslim ve Hizmetlerde İstisna" başlıklı bölümünde gerekli açıklamalar yapılmıştır.

 

            Buna göre, şirketinizin vekil sıfatıyla aracılık yaptığı Türkiye'de ikamet etmeyen  firmaların  Türkiye'de fuar, panayır ve sergilere katılımlarına ilişkin bunlara yapılan teslim ve hizmetlere ilişkin KDV istisnasının yabancı firmaların kendi ülkelerinde aynı faaliyette bulunup KDV ödeyen Türk vatandaşlarının da iade hakkına sahip bulunduklarını yukarıda belirtildiği şekilde kanıtlamaları halinde, münhasıran bu katılım nedeniyle yüklendikleri KDV iadelerini KDV Genel Uygulama Tebliğinde sayılan belgelerin eksiksiz olarak ibraz edilmesi halinde alabilmeleri mümkün bulunmaktadır.

 

            Ancak aynı şartları taşısalar dahi fuar, panayır ve sergiler kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmayan kongre, konferans, festival ve sempozyumlara katılımlarına ilişkin bahsi geçen istisnadan faydalanmaları mümkün olmayıp, yabancı firmalara yapılan hizmetlerden Türkiye'de yararlanılması nedeniyle hizmet ihracı kapsamında değerlendirilmesi de söz konusu olmayacağından KDV Kanununun 1/1 inci maddesi uyarınca genel hükümler çerçevesinde KDV hesaplanması gerekmektedir.

 

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef   Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

39044742-KDV.11-77740

31/08/2015

Konu

:

Vekil sıfatıyla yabancı şirketlerin katma değer   vergisi işlemlerine aracılık hizmetinde KDV

 

     

 

            İlgi (a) da kayıtlı özelge talep formu ile ilgi (b) de kayıtlı dilekçede, uluslararası vergi danışmanlığı faaliyeti ile iştigal ettiğiniz, hukuki vekil statüsüyle yabancı şirketlerin katma değer vergisi işlemlerine aracılık hizmeti verdiğiniz belirtilerek,  yabancı firmaların Türkiye'de gerçekleştirilen kongre, konferans, festival ve sempozyumlara katılımları dolayısıyla satın alacakları mal ve hizmetler nedeniyle ödedikleri katma değer vergisinin (karşılıklı olmak kaydıyla) ilgili mükelleflere iade edilip edilmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşleri talep edilmiştir.

 

            3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

 

            -1/1 maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

            -11/1-a maddesinde, yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin KDV den istisna olduğu,

            -11/1-b maddesinde, Türkiye'de ikamet etmeyen yolcuların satın alarak Türkiye dışına götürdükleri malların teslimi anında KDV nin tahsil edileceği, ancak gümrükten malın çıkışı anında fatura veya belgenin ibrazında KDV nin iade olunacağı,

 

            Türkiye'de ikametgâhı, işyeri, kanuni ve iş merkezi bulunmayanların taşımacılık faaliyetlerine ilişkin olarak satın alacakları mal ve hizmetler ile fuar, panayır ve sergilere katılımları dolayısıyla satın alacakları mal ve hizmetler nedeniyle ödedikleri katma değer vergisinin, karşılıklı olmak kaydıyla iade olunacağı,

 

            -12/2 maddesinde ise, bir hizmetin yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için, hizmetin yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olması ve hizmetten yurt dışında faydalanılması gerektiği,

hüküm altına alınmıştır.

 

            Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin "II/A-6. Türkiye'de İkamet Etmeyen Taşımacılar ile Fuar, Sergi, Panayır Katılımcılarına Yapılan Teslim ve Hizmetlerde İstisna" başlıklı bölümünde gerekli açıklamalar yapılmıştır.

 

            Buna göre, şirketinizin vekil sıfatıyla aracılık yaptığı Türkiye'de ikamet etmeyen  firmaların  Türkiye'de fuar, panayır ve sergilere katılımlarına ilişkin bunlara yapılan teslim ve hizmetlere ilişkin KDV istisnasının yabancı firmaların kendi ülkelerinde aynı faaliyette bulunup KDV ödeyen Türk vatandaşlarının da iade hakkına sahip bulunduklarını yukarıda belirtildiği şekilde kanıtlamaları halinde, münhasıran bu katılım nedeniyle yüklendikleri KDV iadelerini KDV Genel Uygulama Tebliğinde sayılan belgelerin eksiksiz olarak ibraz edilmesi halinde alabilmeleri mümkün bulunmaktadır.

 

            Ancak aynı şartları taşısalar dahi fuar, panayır ve sergiler kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmayan kongre, konferans, festival ve sempozyumlara katılımlarına ilişkin bahsi geçen istisnadan faydalanmaları mümkün olmayıp, yabancı firmalara yapılan hizmetlerden Türkiye'de yararlanılması nedeniyle hizmet ihracı kapsamında değerlendirilmesi de söz konusu olmayacağından KDV Kanununun 1/1 inci maddesi uyarınca genel hükümler çerçevesinde KDV hesaplanması gerekmektedir.

 

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

 BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef   Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

64597866-130[11/a-2015]-16968

10/07/2015

Konu

:

Dış sefere çıkan hava taşıtlarında bulunan yolculara   kumanya teslimi

 

     

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketinizce, uluslararası taşımacılık yapan yerli ve yabancı hava yolu araçlarına kumanya teslimi yapıldığı, bununla beraber bazı havayollarının yurt dışına sefer yapan uçaklarına kumanya teslim etmek yerine talepleri üzerine yolculara uçak içinde belirli bir bedel karşılığında yiyecek ve içeceklerin  doğrudan satışını gerçekleştirmenizin istenildiği, satışlar için yeni nesil yazarkasa-pos cihazı kullanılacağı, irsaliye ile yüklenen yiyecek ve içeceklerin ertesi gün Kumanya ve Yakıt Teslim Listesi ile gümrük defterine işletileceği, yazarkasa  cihazından alınacak Z Raporu ile de teslimin yapıldığı ayı takip eden ayın ilk 7 (yedi) iş günü içinde gümrük beyannamesiyle tamamlayıcı beyanda bulunulmak suretiyle ihracatın tevsik edileceği belirtilerek, yurt dışına sefer yapan uçak içinde yolculara yapılacak satışların irsaliye, Kumanya ve Yakıt Teslim Listesi, Z raporu ve tamamlayıcı gümrük beyannamesi ile ihracatın tevsiki hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

            3065 sayılı KDV Kanununun;

 

            - 1/1 maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

 

             - 4/1 maddesinde, hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi, şekillerde gerçekleşebileceği,

 

            - 6/b maddesinde, hizmet işlemlerinde hizmetin Türkiye'de yapılmasının veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasının işlemin Türkiye'de yapılmasını ifade ettiği,

 

            hükme bağlanmıştır.

 

            KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/A-1.1.1) bölümünde,

 

            "...

 

            Uluslararası taşımacılığa ilişkin olarak deniz ve hava taşıma araçlarına yapılan akaryakıt, kumanya, teknik ve diğer malzeme şeklindeki teslimler aşağıdaki açıklamalar çerçevesinde vergiden istisnadır:

 

            a) Türkiye içinde taşıma hakkı bulunmayan yabancı bayraklı gemilere ve uçaklara yapılan akaryakıt, kumanya, teknik ve diğer malzeme şeklindeki teslimler ihracat teslimi kapsamında KDV'den istisnadır.

            b) Uluslararası taşımacılık yapan yerli gemi ve uçaklar ise "yurtiçinde bulunan bir firmanın yurtdışında kendi adına müstakilen faaliyet gösteren şubesi" niteliği taşıdığından bu araçlara yapılan söz konusu teslimler ihracat istisnası kapsamına girer.

 

            c) Yukarıda açıklanan ve istisna kapsamına giren teslimlere ilişkin işlem veya ödemelerin acenteler tarafından yapılması istisnanın uygulanmasına engel değildir.

 

            ç) Söz konusu teslimlerin ihracat istisnası kapsamında değerlendirilebilmesi için gümrük çıkış beyannamesi ile tevsik edilmesi gerektiği tabiidir.

 

            ..."

 

            açıklamalarına yer verilmiştir.

 

            Buna göre, havayolu şirketlerinin yurt dışına sefer yapan uçaklarına kumanya teslimi Tebliğin (II/A-1.1.1) bölümündeki şartları sağlaması kaydıyla KDV den istisna olacaktır. Ancak şirketinizin kumanyaları havayolu şirketlerinin yurt dışına sefer yapan uçaklarına teslim etmeksizin uçak içinde yolcuya doğrudan sunması hizmet mahiyetinde olup, Türkiye'de verilmemesi halinde bu hizmet KDV nin konusuna girmemektedir. Bu nedenle, KDV nin konusuna girmeyen söz konusu hizmetin Kanunun 11/1-a maddesindeki hizmet ihracı kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. 

 

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

 BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef   Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

64597866-130[11/a-2015]-16968

10/07/2015

Konu

:

Dış sefere çıkan hava taşıtlarında bulunan yolculara   kumanya teslimi

 

     

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketinizce, uluslararası taşımacılık yapan yerli ve yabancı hava yolu araçlarına kumanya teslimi yapıldığı, bununla beraber bazı havayollarının yurt dışına sefer yapan uçaklarına kumanya teslim etmek yerine talepleri üzerine yolculara uçak içinde belirli bir bedel karşılığında yiyecek ve içeceklerin  doğrudan satışını gerçekleştirmenizin istenildiği, satışlar için yeni nesil yazarkasa-pos cihazı kullanılacağı, irsaliye ile yüklenen yiyecek ve içeceklerin ertesi gün Kumanya ve Yakıt Teslim Listesi ile gümrük defterine işletileceği, yazarkasa  cihazından alınacak Z Raporu ile de teslimin yapıldığı ayı takip eden ayın ilk 7 (yedi) iş günü içinde gümrük beyannamesiyle tamamlayıcı beyanda bulunulmak suretiyle ihracatın tevsik edileceği belirtilerek, yurt dışına sefer yapan uçak içinde yolculara yapılacak satışların irsaliye, Kumanya ve Yakıt Teslim Listesi, Z raporu ve tamamlayıcı gümrük beyannamesi ile ihracatın tevsiki hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

            3065 sayılı KDV Kanununun;

 

            - 1/1 maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

 

             - 4/1 maddesinde, hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi, şekillerde gerçekleşebileceği,

 

            - 6/b maddesinde, hizmet işlemlerinde hizmetin Türkiye'de yapılmasının veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasının işlemin Türkiye'de yapılmasını ifade ettiği,

 

            hükme bağlanmıştır.

 

            KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/A-1.1.1) bölümünde,

 

            "...

 

            Uluslararası taşımacılığa ilişkin olarak deniz ve hava taşıma araçlarına yapılan akaryakıt, kumanya, teknik ve diğer malzeme şeklindeki teslimler aşağıdaki açıklamalar çerçevesinde vergiden istisnadır:

 

            a) Türkiye içinde taşıma hakkı bulunmayan yabancı bayraklı gemilere ve uçaklara yapılan akaryakıt, kumanya, teknik ve diğer malzeme şeklindeki teslimler ihracat teslimi kapsamında KDV'den istisnadır.

            b) Uluslararası taşımacılık yapan yerli gemi ve uçaklar ise "yurtiçinde bulunan bir firmanın yurtdışında kendi adına müstakilen faaliyet gösteren şubesi" niteliği taşıdığından bu araçlara yapılan söz konusu teslimler ihracat istisnası kapsamına girer.

 

            c) Yukarıda açıklanan ve istisna kapsamına giren teslimlere ilişkin işlem veya ödemelerin acenteler tarafından yapılması istisnanın uygulanmasına engel değildir.

 

            ç) Söz konusu teslimlerin ihracat istisnası kapsamında değerlendirilebilmesi için gümrük çıkış beyannamesi ile tevsik edilmesi gerektiği tabiidir.

 

            ..."

 

            açıklamalarına yer verilmiştir.

 

            Buna göre, havayolu şirketlerinin yurt dışına sefer yapan uçaklarına kumanya teslimi Tebliğin (II/A-1.1.1) bölümündeki şartları sağlaması kaydıyla KDV den istisna olacaktır. Ancak şirketinizin kumanyaları havayolu şirketlerinin yurt dışına sefer yapan uçaklarına teslim etmeksizin uçak içinde yolcuya doğrudan sunması hizmet mahiyetinde olup, Türkiye'de verilmemesi halinde bu hizmet KDV nin konusuna girmemektedir. Bu nedenle, KDV nin konusuna girmeyen söz konusu hizmetin Kanunun 11/1-a maddesindeki hizmet ihracı kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. 

 

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

 BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef   Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

64597866-130[11/a-2015]-16968

10/07/2015

Konu

:

Dış sefere çıkan hava taşıtlarında bulunan yolculara   kumanya teslimi

 

     

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketinizce, uluslararası taşımacılık yapan yerli ve yabancı hava yolu araçlarına kumanya teslimi yapıldığı, bununla beraber bazı havayollarının yurt dışına sefer yapan uçaklarına kumanya teslim etmek yerine talepleri üzerine yolculara uçak içinde belirli bir bedel karşılığında yiyecek ve içeceklerin  doğrudan satışını gerçekleştirmenizin istenildiği, satışlar için yeni nesil yazarkasa-pos cihazı kullanılacağı, irsaliye ile yüklenen yiyecek ve içeceklerin ertesi gün Kumanya ve Yakıt Teslim Listesi ile gümrük defterine işletileceği, yazarkasa  cihazından alınacak Z Raporu ile de teslimin yapıldığı ayı takip eden ayın ilk 7 (yedi) iş günü içinde gümrük beyannamesiyle tamamlayıcı beyanda bulunulmak suretiyle ihracatın tevsik edileceği belirtilerek, yurt dışına sefer yapan uçak içinde yolculara yapılacak satışların irsaliye, Kumanya ve Yakıt Teslim Listesi, Z raporu ve tamamlayıcı gümrük beyannamesi ile ihracatın tevsiki hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

            3065 sayılı KDV Kanununun;

 

            - 1/1 maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

 

             - 4/1 maddesinde, hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi, şekillerde gerçekleşebileceği,

 

            - 6/b maddesinde, hizmet işlemlerinde hizmetin Türkiye'de yapılmasının veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasının işlemin Türkiye'de yapılmasını ifade ettiği,

 

            hükme bağlanmıştır.

 

            KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/A-1.1.1) bölümünde,

 

            "...

 

            Uluslararası taşımacılığa ilişkin olarak deniz ve hava taşıma araçlarına yapılan akaryakıt, kumanya, teknik ve diğer malzeme şeklindeki teslimler aşağıdaki açıklamalar çerçevesinde vergiden istisnadır:

 

            a) Türkiye içinde taşıma hakkı bulunmayan yabancı bayraklı gemilere ve uçaklara yapılan akaryakıt, kumanya, teknik ve diğer malzeme şeklindeki teslimler ihracat teslimi kapsamında KDV'den istisnadır.

            b) Uluslararası taşımacılık yapan yerli gemi ve uçaklar ise "yurtiçinde bulunan bir firmanın yurtdışında kendi adına müstakilen faaliyet gösteren şubesi" niteliği taşıdığından bu araçlara yapılan söz konusu teslimler ihracat istisnası kapsamına girer.

 

            c) Yukarıda açıklanan ve istisna kapsamına giren teslimlere ilişkin işlem veya ödemelerin acenteler tarafından yapılması istisnanın uygulanmasına engel değildir.

 

            ç) Söz konusu teslimlerin ihracat istisnası kapsamında değerlendirilebilmesi için gümrük çıkış beyannamesi ile tevsik edilmesi gerektiği tabiidir.

 

            ..."

 

            açıklamalarına yer verilmiştir.

 

            Buna göre, havayolu şirketlerinin yurt dışına sefer yapan uçaklarına kumanya teslimi Tebliğin (II/A-1.1.1) bölümündeki şartları sağlaması kaydıyla KDV den istisna olacaktır. Ancak şirketinizin kumanyaları havayolu şirketlerinin yurt dışına sefer yapan uçaklarına teslim etmeksizin uçak içinde yolcuya doğrudan sunması hizmet mahiyetinde olup, Türkiye'de verilmemesi halinde bu hizmet KDV nin konusuna girmemektedir. Bu nedenle, KDV nin konusuna girmeyen söz konusu hizmetin Kanunun 11/1-a maddesindeki hizmet ihracı kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. 

 

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

ANTALYA VERGİ   DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef   Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

76464994-130[KDV.2014.176]-232

11/09/2015

Konu

:

Yurtdışındaki firmaya verilen danışmanlık hizmetinde   KDV.

 

     

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Şirketiniz tarafından Türkiye'deki Rus, Kazak ve Ukraynalı turist gruplarına alışveriş esnasında kredi limitlerinin yetersiz kalması durumunda yurtdışında bulunan anlaşmalı finans kurumları aracılığı ile kredi sağlanmasına yönelik danışmanlık hizmeti verilmesi karşılığında anlaşmalı finans kurumlarından komisyon geliri elde ettiğiniz belirtilerek, söz konusu hizmetin hizmet ihracatı kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği konusunda Başkanlığımız görüşünün bildirilmesi istenmektedir.

 

3065 sayılı KDV Kanununun;

 

-1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

 

-4/1 inci maddesinde, hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

 

-6/b maddesinde, işlemlerin Türkiye'de yapılmasının, hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasını ifade ettiği,

 

-11/1-a maddesinde; yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin KDV den istisna olduğu,

 

-12/2 nci maddesinde de, bir hizmetin yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için, hizmetin yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olması ve hizmetten yurt dışında faydalanılması gerektiği,

 

hükme bağlanmıştır.

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin "II-A/2. Hizmet İhracı" başlıklı bölümünde;

 

"3065 sayılı Kanunun (11/1-a) maddesi kapsamında bir hizmetin KDV'den istisna olabilmesi için, aynı Kanunun (12/2)nci maddesine göre;

 

- Hizmetin yurtdışındaki bir müşteri için yapılması,

 

- Hizmetten yurtdışında faydalanılması,

 

gerekir.

 

Hizmetin yurtdışındaki bir müşteri için yapıldığı, yurtdışındaki müşteri adına düzenlenen fatura ve benzeri belge ile tevsik edilir.

 

Hizmetten yurtdışında faydalanılmasından kasıt, Türkiye'de yurtdışındaki müşteri için yapılan hizmetin, müşterinin yurtdışındaki iş, işlem ve faaliyetleri ile ilgili olması; Türkiye'deki faaliyetleri ile ilgisi bulunmamasıdır.

 

Yurtdışındaki firmaların, Türkiye'ye gönderecekleri mal ve hizmetler Türkiye'de tüketildiğinden, bu firmalara söz konusu mal ve hizmetler için Türkiye'de verilen danışmanlık, aracılık, gözetim, müşteri bulma, piyasa araştırması vb. hizmetler, hizmet ihracı istisnası kapsamında değerlendirilmez ve KDV'ye tabidir. Bu durumda faydalanma kriterinin tespitinde, yapılan hizmetin ithal edilen mal ile doğrudan ilişkili olması gerekir.''

 

açıklaması yapılmıştır.

 

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, Şirketiniz tarafından turist gruplarının Türkiye'de yapmış oldukları alışveriş sırasında kredi kartlarının harcanabilir limitlerinin yetersiz kaldığı durumlarda yurt dışında yerleşik finansman firmaları ile karşılaştırılması şeklinde verilen müşteri bulmaya yönelik aracılık hizmetinden Türkiye'de yararlanıldığından söz konusu hizmetin hizmet ihracı kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.

Bilgi edinilmesini rica ederim..

 

 

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

ANTALYA VERGİ   DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef   Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

76464994-130[KDV.2014.176]-232

11/09/2015

Konu

:

Yurtdışındaki firmaya verilen danışmanlık hizmetinde   KDV.

 

     

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Şirketiniz tarafından Türkiye'deki Rus, Kazak ve Ukraynalı turist gruplarına alışveriş esnasında kredi limitlerinin yetersiz kalması durumunda yurtdışında bulunan anlaşmalı finans kurumları aracılığı ile kredi sağlanmasına yönelik danışmanlık hizmeti verilmesi karşılığında anlaşmalı finans kurumlarından komisyon geliri elde ettiğiniz belirtilerek, söz konusu hizmetin hizmet ihracatı kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği konusunda Başkanlığımız görüşünün bildirilmesi istenmektedir.

 

3065 sayılı KDV Kanununun;

 

-1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

 

-4/1 inci maddesinde, hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

 

-6/b maddesinde, işlemlerin Türkiye'de yapılmasının, hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasını ifade ettiği,

 

-11/1-a maddesinde; yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin KDV den istisna olduğu,

 

-12/2 nci maddesinde de, bir hizmetin yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için, hizmetin yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olması ve hizmetten yurt dışında faydalanılması gerektiği,

 

hükme bağlanmıştır.

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin "II-A/2. Hizmet İhracı" başlıklı bölümünde;

 

"3065 sayılı Kanunun (11/1-a) maddesi kapsamında bir hizmetin KDV'den istisna olabilmesi için, aynı Kanunun (12/2)nci maddesine göre;

 

- Hizmetin yurtdışındaki bir müşteri için yapılması,

 

- Hizmetten yurtdışında faydalanılması,

 

gerekir.

 

Hizmetin yurtdışındaki bir müşteri için yapıldığı, yurtdışındaki müşteri adına düzenlenen fatura ve benzeri belge ile tevsik edilir.

 

Hizmetten yurtdışında faydalanılmasından kasıt, Türkiye'de yurtdışındaki müşteri için yapılan hizmetin, müşterinin yurtdışındaki iş, işlem ve faaliyetleri ile ilgili olması; Türkiye'deki faaliyetleri ile ilgisi bulunmamasıdır.

 

Yurtdışındaki firmaların, Türkiye'ye gönderecekleri mal ve hizmetler Türkiye'de tüketildiğinden, bu firmalara söz konusu mal ve hizmetler için Türkiye'de verilen danışmanlık, aracılık, gözetim, müşteri bulma, piyasa araştırması vb. hizmetler, hizmet ihracı istisnası kapsamında değerlendirilmez ve KDV'ye tabidir. Bu durumda faydalanma kriterinin tespitinde, yapılan hizmetin ithal edilen mal ile doğrudan ilişkili olması gerekir.''

 

açıklaması yapılmıştır.

 

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, Şirketiniz tarafından turist gruplarının Türkiye'de yapmış oldukları alışveriş sırasında kredi kartlarının harcanabilir limitlerinin yetersiz kaldığı durumlarda yurt dışında yerleşik finansman firmaları ile karşılaştırılması şeklinde verilen müşteri bulmaya yönelik aracılık hizmetinden Türkiye'de yararlanıldığından söz konusu hizmetin hizmet ihracı kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.

Bilgi edinilmesini rica ederim..

 

 

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

ANTALYA VERGİ   DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef   Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

76464994-130[KDV.2014.176]-232

11/09/2015

Konu

:

Yurtdışındaki firmaya verilen danışmanlık hizmetinde   KDV.

 

     

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Şirketiniz tarafından Türkiye'deki Rus, Kazak ve Ukraynalı turist gruplarına alışveriş esnasında kredi limitlerinin yetersiz kalması durumunda yurtdışında bulunan anlaşmalı finans kurumları aracılığı ile kredi sağlanmasına yönelik danışmanlık hizmeti verilmesi karşılığında anlaşmalı finans kurumlarından komisyon geliri elde ettiğiniz belirtilerek, söz konusu hizmetin hizmet ihracatı kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği konusunda Başkanlığımız görüşünün bildirilmesi istenmektedir.

 

3065 sayılı KDV Kanununun;

 

-1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

 

-4/1 inci maddesinde, hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

 

-6/b maddesinde, işlemlerin Türkiye'de yapılmasının, hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasını ifade ettiği,

 

-11/1-a maddesinde; yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin KDV den istisna olduğu,

 

-12/2 nci maddesinde de, bir hizmetin yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için, hizmetin yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olması ve hizmetten yurt dışında faydalanılması gerektiği,

 

hükme bağlanmıştır.

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin "II-A/2. Hizmet İhracı" başlıklı bölümünde;

 

"3065 sayılı Kanunun (11/1-a) maddesi kapsamında bir hizmetin KDV'den istisna olabilmesi için, aynı Kanunun (12/2)nci maddesine göre;

 

- Hizmetin yurtdışındaki bir müşteri için yapılması,

 

- Hizmetten yurtdışında faydalanılması,

 

gerekir.

 

Hizmetin yurtdışındaki bir müşteri için yapıldığı, yurtdışındaki müşteri adına düzenlenen fatura ve benzeri belge ile tevsik edilir.

 

Hizmetten yurtdışında faydalanılmasından kasıt, Türkiye'de yurtdışındaki müşteri için yapılan hizmetin, müşterinin yurtdışındaki iş, işlem ve faaliyetleri ile ilgili olması; Türkiye'deki faaliyetleri ile ilgisi bulunmamasıdır.

 

Yurtdışındaki firmaların, Türkiye'ye gönderecekleri mal ve hizmetler Türkiye'de tüketildiğinden, bu firmalara söz konusu mal ve hizmetler için Türkiye'de verilen danışmanlık, aracılık, gözetim, müşteri bulma, piyasa araştırması vb. hizmetler, hizmet ihracı istisnası kapsamında değerlendirilmez ve KDV'ye tabidir. Bu durumda faydalanma kriterinin tespitinde, yapılan hizmetin ithal edilen mal ile doğrudan ilişkili olması gerekir.''

 

açıklaması yapılmıştır.

 

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, Şirketiniz tarafından turist gruplarının Türkiye'de yapmış oldukları alışveriş sırasında kredi kartlarının harcanabilir limitlerinin yetersiz kaldığı durumlarda yurt dışında yerleşik finansman firmaları ile karşılaştırılması şeklinde verilen müşteri bulmaya yönelik aracılık hizmetinden Türkiye'de yararlanıldığından söz konusu hizmetin hizmet ihracı kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.

Bilgi edinilmesini rica ederim..

 

 

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef   Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

39044742- KDV.21-79404

08/09/2015

Konu

:

DİİB sahibi mükellefin ihraç kaydıyla yaptığı teslime   ilişkin iade edilecek KDV.

 

     

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, DİİB kapsamında yurt dışından KDV ödemeden teminat mektubu vererek KDV Kanununun geçici 17 nci maddesi kapsamında ithalatını yaptığınız hammaddeyi üretimde kullanarak aynı Kanunun 11/1-c maddesi kapsamında ihraç kayıtlı teslimde bulunduğunuz belirtilerek, mükellef olarak müşteriden tahsil edilmeyen ancak KDV Beyannamesi düzenleme şekli gereği matraha eklenen ve iadesi alınamayan KDV tutarının indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin (IV/A-1.5) bölümünde, DİİB sahibi mükelleflerin 3065 sayılı Kanunun geçici 17 nci maddesi kapsamında temin ettikleri malzemeleri kullanarak ürettikleri malları Kanunun (11/1-c) maddesi kapsamında ihraç kayıtlı teslime konu edebilecekleri; DİİB kapsamında KDV ödemeksizin satın aldığı girdileri kullanarak ürettiği malı Kanunun (11/1-c) maddesi kapsamında ihraç kayıtlı olarak teslim eden bir mükellefin iade alacağı KDV tutarının, ihraç kayıtlı teslim nedeniyle hesaplayıp tahsil etmediği KDV tutarından, bu ürün için DİİB kapsamında aldığı girdiler nedeniyle ödemediği KDV tutarı düşüldükten sonra kalan tutardan fazla olamayacağı açıklanmıştır.

           

            1. KDV I Beyannamesinde 01/2/2015 tarihinde yapılan değişiklikler sonrasında 0cak/2015 dönemi KDV beyannamesinden başlamak üzere DİİB kapsamında KDV ödemeksizin satın aldığı girdileri kullanarak ürettiği malları Kanunun (11/1-c) maddesi kapsamında ihraç kayıtlı olarak teslim eden mükelleflerin beyanına ilişkin düzenleme yapılmıştır.

 

Buna göre, bu mükellefler DİİB kapsamında aldığı girdiler nedeniyle ödemedikleri KDV tutarını KDV I Beyannamesinin "İhraç Kaydıyla Teslimler" kulakçığına eklenen "Yurtiçi ve Yurtdışından KDV Ödemeksizin Temin Edilen Mallar İçin Ödenmeyen KDV" satırına yazacaktır. Bu kayıt sonucu mükellefin iade alabileceği KDV tutarı sistem tarafından hesaplanarak "İhraç Kaydıyla Teslimler" kulakçığında yeni açılan "İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek KDV" satırında görünecektir. Bu şekilde iade alınabilecek KDV hesaplandığından ihracatın gerçekleştiği dönemde "İndirimler" kulakçığının "İndirimler" tablosunda yer alan "107- Kanunun 11/1-c ve Geçici 17 nci Maddelerinden Doğan İadelerin İndirim Yoluyla Telafisi Nedeniyle İndirilecek KDV" satırına herhangi bir kayıt yapılmayacaktır.

 

            2. Beyanname programında değişiklik yapılmadan önceki (0cak/2015 dönemi KDV beyannamesi öncesinde) dönemlerde ise iade aşağıdaki şekilde hareket edilecektir:

 

- İhraç kaydıyla teslimin ilgili dönem beyannamesinde beyanı sonucunda hesaplanan KDV'nin tamamı "Tecil Edilecek KDV" satırında yer alıyorsa mükellefe herhangi bir KDV iadesi yapılmayacak, ihracat gerçekleştiğinde tecil edilen vergi terkin edilecektir.

- İhraç kaydıyla teslimin ilgili dönem beyannamesinde beyanı sonucunda hesaplanan KDV'nin tamamı "İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek Tecil Edilemeyen KDV" satırında yer alıyorsa, ihraç kaydıyla teslim nedeniyle hesaplanan KDV ile KDV ödenmeyen alımlar nedeniyle satıcılar veya gümrük idaresi tarafından hesaplanan KDV arasındaki farkın iadesi talep edilecektir.

 

Bu hesaplama sonucu "İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek Tecil Edilemeyen KDV" satırında yer almasına rağmen iadesi talep edilemeyen KDV tutarı ise, iade talep dilekçesinin verildiği dönem beyannamesinin "İndirimler" kulakçığının "İndirimler" tablosunun "107 Kanunun (11/1-c) ve Geçici 17 nci Maddelerinden Doğan İadelerin İndirim Yoluyla Telafisi Nedeniyle İndirilecek KDV" satırı aracılığıyla tekrar indirim hesaplarına alınacaktır.

           

            - İhraç kaydıyla teslimin ilgili dönem beyannamesinde beyanı sonucunda hesaplanan KDV'nin bir kısmının "Tecil Edilecek KDV" bir kısmının "İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek Tecil Edilemeyen KDV" satırında yer alması halinde,

           

            - "Tecil Edilecek KDV" satırında yer alan tutar ihracat gerçekleştiğinde terkin edilecektir.

           

            - "İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek Tecil Edilemeyen KDV" satırında yer alan tutarla ilgili olarak aşağıdaki şekilde hareket edilecektir.

 

İhraç kaydıyla teslim nedeniyle hesaplanan KDV (A), KDV ödenmeyen alımlar nedeniyle satıcılar veya gümrük idaresi tarafından hesaplanan KDV (B) farkı bulunacaktır.

 

(A-B) farkı, ihraç kaydıyla teslimin beyan edildiği dönem KDV beyannamesindeki "İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek Tecil Edilemeyen KDV" satırında yer alan tutardan büyükse, "İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek Tecil Edilemeyen KDV" satırındaki tutar, küçükse (A-B) farkının iadesi talep edilebilecektir.

 

Bu şekilde yapılan hesaplama sonucu "İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek Tecil Edilemeyen KDV" satırında yer almasına rağmen iadesi talep edilemeyen KDV tutarı ise, iade talep dilekçesinin verildiği dönem beyannamesinin "İndirimler" kulakçığının "İndirimler" tablosunun "107 Kanunun (11/1-c) ve Geçici 17 nci Maddelerinden Doğan İadelerin İndirim Yoluyla Telafisi Nedeniyle İndirilecek KDV" satırı aracılığıyla tekrar indirim hesaplarına alınacaktır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef   Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

39044742- KDV.21-79404

08/09/2015

Konu

:

DİİB sahibi mükellefin ihraç kaydıyla yaptığı teslime   ilişkin iade edilecek KDV.

 

     

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, DİİB kapsamında yurt dışından KDV ödemeden teminat mektubu vererek KDV Kanununun geçici 17 nci maddesi kapsamında ithalatını yaptığınız hammaddeyi üretimde kullanarak aynı Kanunun 11/1-c maddesi kapsamında ihraç kayıtlı teslimde bulunduğunuz belirtilerek, mükellef olarak müşteriden tahsil edilmeyen ancak KDV Beyannamesi düzenleme şekli gereği matraha eklenen ve iadesi alınamayan KDV tutarının indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin (IV/A-1.5) bölümünde, DİİB sahibi mükelleflerin 3065 sayılı Kanunun geçici 17 nci maddesi kapsamında temin ettikleri malzemeleri kullanarak ürettikleri malları Kanunun (11/1-c) maddesi kapsamında ihraç kayıtlı teslime konu edebilecekleri; DİİB kapsamında KDV ödemeksizin satın aldığı girdileri kullanarak ürettiği malı Kanunun (11/1-c) maddesi kapsamında ihraç kayıtlı olarak teslim eden bir mükellefin iade alacağı KDV tutarının, ihraç kayıtlı teslim nedeniyle hesaplayıp tahsil etmediği KDV tutarından, bu ürün için DİİB kapsamında aldığı girdiler nedeniyle ödemediği KDV tutarı düşüldükten sonra kalan tutardan fazla olamayacağı açıklanmıştır.

           

            1. KDV I Beyannamesinde 01/2/2015 tarihinde yapılan değişiklikler sonrasında 0cak/2015 dönemi KDV beyannamesinden başlamak üzere DİİB kapsamında KDV ödemeksizin satın aldığı girdileri kullanarak ürettiği malları Kanunun (11/1-c) maddesi kapsamında ihraç kayıtlı olarak teslim eden mükelleflerin beyanına ilişkin düzenleme yapılmıştır.

 

Buna göre, bu mükellefler DİİB kapsamında aldığı girdiler nedeniyle ödemedikleri KDV tutarını KDV I Beyannamesinin "İhraç Kaydıyla Teslimler" kulakçığına eklenen "Yurtiçi ve Yurtdışından KDV Ödemeksizin Temin Edilen Mallar İçin Ödenmeyen KDV" satırına yazacaktır. Bu kayıt sonucu mükellefin iade alabileceği KDV tutarı sistem tarafından hesaplanarak "İhraç Kaydıyla Teslimler" kulakçığında yeni açılan "İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek KDV" satırında görünecektir. Bu şekilde iade alınabilecek KDV hesaplandığından ihracatın gerçekleştiği dönemde "İndirimler" kulakçığının "İndirimler" tablosunda yer alan "107- Kanunun 11/1-c ve Geçici 17 nci Maddelerinden Doğan İadelerin İndirim Yoluyla Telafisi Nedeniyle İndirilecek KDV" satırına herhangi bir kayıt yapılmayacaktır.

 

            2. Beyanname programında değişiklik yapılmadan önceki (0cak/2015 dönemi KDV beyannamesi öncesinde) dönemlerde ise iade aşağıdaki şekilde hareket edilecektir:

 

- İhraç kaydıyla teslimin ilgili dönem beyannamesinde beyanı sonucunda hesaplanan KDV'nin tamamı "Tecil Edilecek KDV" satırında yer alıyorsa mükellefe herhangi bir KDV iadesi yapılmayacak, ihracat gerçekleştiğinde tecil edilen vergi terkin edilecektir.

- İhraç kaydıyla teslimin ilgili dönem beyannamesinde beyanı sonucunda hesaplanan KDV'nin tamamı "İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek Tecil Edilemeyen KDV" satırında yer alıyorsa, ihraç kaydıyla teslim nedeniyle hesaplanan KDV ile KDV ödenmeyen alımlar nedeniyle satıcılar veya gümrük idaresi tarafından hesaplanan KDV arasındaki farkın iadesi talep edilecektir.

 

Bu hesaplama sonucu "İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek Tecil Edilemeyen KDV" satırında yer almasına rağmen iadesi talep edilemeyen KDV tutarı ise, iade talep dilekçesinin verildiği dönem beyannamesinin "İndirimler" kulakçığının "İndirimler" tablosunun "107 Kanunun (11/1-c) ve Geçici 17 nci Maddelerinden Doğan İadelerin İndirim Yoluyla Telafisi Nedeniyle İndirilecek KDV" satırı aracılığıyla tekrar indirim hesaplarına alınacaktır.

           

            - İhraç kaydıyla teslimin ilgili dönem beyannamesinde beyanı sonucunda hesaplanan KDV'nin bir kısmının "Tecil Edilecek KDV" bir kısmının "İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek Tecil Edilemeyen KDV" satırında yer alması halinde,

           

            - "Tecil Edilecek KDV" satırında yer alan tutar ihracat gerçekleştiğinde terkin edilecektir.

           

            - "İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek Tecil Edilemeyen KDV" satırında yer alan tutarla ilgili olarak aşağıdaki şekilde hareket edilecektir.

 

İhraç kaydıyla teslim nedeniyle hesaplanan KDV (A), KDV ödenmeyen alımlar nedeniyle satıcılar veya gümrük idaresi tarafından hesaplanan KDV (B) farkı bulunacaktır.

 

(A-B) farkı, ihraç kaydıyla teslimin beyan edildiği dönem KDV beyannamesindeki "İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek Tecil Edilemeyen KDV" satırında yer alan tutardan büyükse, "İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek Tecil Edilemeyen KDV" satırındaki tutar, küçükse (A-B) farkının iadesi talep edilebilecektir.

 

Bu şekilde yapılan hesaplama sonucu "İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek Tecil Edilemeyen KDV" satırında yer almasına rağmen iadesi talep edilemeyen KDV tutarı ise, iade talep dilekçesinin verildiği dönem beyannamesinin "İndirimler" kulakçığının "İndirimler" tablosunun "107 Kanunun (11/1-c) ve Geçici 17 nci Maddelerinden Doğan İadelerin İndirim Yoluyla Telafisi Nedeniyle İndirilecek KDV" satırı aracılığıyla tekrar indirim hesaplarına alınacaktır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef   Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

39044742- KDV.21-79404

08/09/2015

Konu

:

DİİB sahibi mükellefin ihraç kaydıyla yaptığı teslime   ilişkin iade edilecek KDV.

 

     

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, DİİB kapsamında yurt dışından KDV ödemeden teminat mektubu vererek KDV Kanununun geçici 17 nci maddesi kapsamında ithalatını yaptığınız hammaddeyi üretimde kullanarak aynı Kanunun 11/1-c maddesi kapsamında ihraç kayıtlı teslimde bulunduğunuz belirtilerek, mükellef olarak müşteriden tahsil edilmeyen ancak KDV Beyannamesi düzenleme şekli gereği matraha eklenen ve iadesi alınamayan KDV tutarının indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin (IV/A-1.5) bölümünde, DİİB sahibi mükelleflerin 3065 sayılı Kanunun geçici 17 nci maddesi kapsamında temin ettikleri malzemeleri kullanarak ürettikleri malları Kanunun (11/1-c) maddesi kapsamında ihraç kayıtlı teslime konu edebilecekleri; DİİB kapsamında KDV ödemeksizin satın aldığı girdileri kullanarak ürettiği malı Kanunun (11/1-c) maddesi kapsamında ihraç kayıtlı olarak teslim eden bir mükellefin iade alacağı KDV tutarının, ihraç kayıtlı teslim nedeniyle hesaplayıp tahsil etmediği KDV tutarından, bu ürün için DİİB kapsamında aldığı girdiler nedeniyle ödemediği KDV tutarı düşüldükten sonra kalan tutardan fazla olamayacağı açıklanmıştır.

           

            1. KDV I Beyannamesinde 01/2/2015 tarihinde yapılan değişiklikler sonrasında 0cak/2015 dönemi KDV beyannamesinden başlamak üzere DİİB kapsamında KDV ödemeksizin satın aldığı girdileri kullanarak ürettiği malları Kanunun (11/1-c) maddesi kapsamında ihraç kayıtlı olarak teslim eden mükelleflerin beyanına ilişkin düzenleme yapılmıştır.

 

Buna göre, bu mükellefler DİİB kapsamında aldığı girdiler nedeniyle ödemedikleri KDV tutarını KDV I Beyannamesinin "İhraç Kaydıyla Teslimler" kulakçığına eklenen "Yurtiçi ve Yurtdışından KDV Ödemeksizin Temin Edilen Mallar İçin Ödenmeyen KDV" satırına yazacaktır. Bu kayıt sonucu mükellefin iade alabileceği KDV tutarı sistem tarafından hesaplanarak "İhraç Kaydıyla Teslimler" kulakçığında yeni açılan "İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek KDV" satırında görünecektir. Bu şekilde iade alınabilecek KDV hesaplandığından ihracatın gerçekleştiği dönemde "İndirimler" kulakçığının "İndirimler" tablosunda yer alan "107- Kanunun 11/1-c ve Geçici 17 nci Maddelerinden Doğan İadelerin İndirim Yoluyla Telafisi Nedeniyle İndirilecek KDV" satırına herhangi bir kayıt yapılmayacaktır.

 

            2. Beyanname programında değişiklik yapılmadan önceki (0cak/2015 dönemi KDV beyannamesi öncesinde) dönemlerde ise iade aşağıdaki şekilde hareket edilecektir:

 

- İhraç kaydıyla teslimin ilgili dönem beyannamesinde beyanı sonucunda hesaplanan KDV'nin tamamı "Tecil Edilecek KDV" satırında yer alıyorsa mükellefe herhangi bir KDV iadesi yapılmayacak, ihracat gerçekleştiğinde tecil edilen vergi terkin edilecektir.

- İhraç kaydıyla teslimin ilgili dönem beyannamesinde beyanı sonucunda hesaplanan KDV'nin tamamı "İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek Tecil Edilemeyen KDV" satırında yer alıyorsa, ihraç kaydıyla teslim nedeniyle hesaplanan KDV ile KDV ödenmeyen alımlar nedeniyle satıcılar veya gümrük idaresi tarafından hesaplanan KDV arasındaki farkın iadesi talep edilecektir.

 

Bu hesaplama sonucu "İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek Tecil Edilemeyen KDV" satırında yer almasına rağmen iadesi talep edilemeyen KDV tutarı ise, iade talep dilekçesinin verildiği dönem beyannamesinin "İndirimler" kulakçığının "İndirimler" tablosunun "107 Kanunun (11/1-c) ve Geçici 17 nci Maddelerinden Doğan İadelerin İndirim Yoluyla Telafisi Nedeniyle İndirilecek KDV" satırı aracılığıyla tekrar indirim hesaplarına alınacaktır.

           

            - İhraç kaydıyla teslimin ilgili dönem beyannamesinde beyanı sonucunda hesaplanan KDV'nin bir kısmının "Tecil Edilecek KDV" bir kısmının "İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek Tecil Edilemeyen KDV" satırında yer alması halinde,

           

            - "Tecil Edilecek KDV" satırında yer alan tutar ihracat gerçekleştiğinde terkin edilecektir.

           

            - "İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek Tecil Edilemeyen KDV" satırında yer alan tutarla ilgili olarak aşağıdaki şekilde hareket edilecektir.

 

İhraç kaydıyla teslim nedeniyle hesaplanan KDV (A), KDV ödenmeyen alımlar nedeniyle satıcılar veya gümrük idaresi tarafından hesaplanan KDV (B) farkı bulunacaktır.

 

(A-B) farkı, ihraç kaydıyla teslimin beyan edildiği dönem KDV beyannamesindeki "İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek Tecil Edilemeyen KDV" satırında yer alan tutardan büyükse, "İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek Tecil Edilemeyen KDV" satırındaki tutar, küçükse (A-B) farkının iadesi talep edilebilecektir.

 

Bu şekilde yapılan hesaplama sonucu "İhracatın Gerçekleştiği Dönemde İade Edilecek Tecil Edilemeyen KDV" satırında yer almasına rağmen iadesi talep edilemeyen KDV tutarı ise, iade talep dilekçesinin verildiği dönem beyannamesinin "İndirimler" kulakçığının "İndirimler" tablosunun "107 Kanunun (11/1-c) ve Geçici 17 nci Maddelerinden Doğan İadelerin İndirim Yoluyla Telafisi Nedeniyle İndirilecek KDV" satırı aracılığıyla tekrar indirim hesaplarına alınacaktır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

KAYSERİ VERGİ   DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef   Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

50426076-130[11-2014/20-1179]-108

26/06/2015

Konu

:

Sanayi Sicil Belgesine sonradan ekletilen ürünlerin   önceki dönemlerde de ihraç kayıtlı olarak satışının yapılıp yapılamayacağı   hk.

 

     

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, Şirketiniz tarafından Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 11/1-c maddesi kapsamında kapasite raporunda yer alan ancak imalatçı belgesinde yer almayan malların 07/07/2014 tarihinde satışının yapıldığı, söz konusu malların imalatçı belgesine ilave edilmek suretiyle ilgili kurum tarafından  04/11/2014 tarihinde imalatçı belgesinin revize işleminin yapıldığı belirtilerek söz konusu faturada yer alan malların ihraç kayıtlı satışının yapılıp yapılamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşünün bildirilmesi istenmektedir.

 

            KDV Kanununun 11/1-c maddesinde imalatçılar tarafından ihracatçılara ihraç edilmek şartıyla teslim edilen mallara ait katma değer vergisinin, ihracatçılar tarafından ödenmeyeceği, imalatçı mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak, ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu verginin, vergi dairesinde tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı hükme bağlanmıştır.

 

            Konuyla ilgili olarak KDV Genel Uygulama Tebliğinin "II/A-8.3. Tecil-Terkin Uygulamasından Yararlanacak Satıcılar" başlıklı bölümünde; imalatçı kapsamına girmeyen mükelleflerin, tecil-terkin uygulamasından yararlanamayacakları, ancak, diğer şartlan taşımakla beraber, sadece imalatçı belgesine sahip olmayan mükelleflerden, ilgili Kuruma başvuran ve bu Kurumdan söz konusu belgenin verileceğine ilişkin olumlu görüş alanların bu belgelerin verilmesi beklenilmeden tecil-terkin uygulamasından yararlanacakları, ilgili Kurumdan olumlu görüş alan mükelleflerin, olumlu görüş yazısının verildiği tarihten önceki dönemlerde (ilgili kuruma başvuru tarihinden sonraki) diğer tüm şartları taşıdığının ilgili vergi dairesince tespit edilmesi kaydıyla, olumlu görüş yazısının verildiği tarihten önceki söz konusu teslimlerinde de tecil-terkin uygulamasından yararlandırılmalarının mümkün olduğu belirtilmiştir.

 

            Bu çerçevede, imalatçı belgesinde yer almayan yeni malları imal etmeye başlayan mükelleflerin bu malları imalatçı belgesinde yer alan üretim konusu mallara ilave ettirmesi (var olan belgenin yeni malları kapsayacak şekilde revize ettirilmesi) halinde imalatçı belgesine yeni ilave edilen mallar yönünden tecil-terkin uygulamasından; ilgili kurumdan olumlu görüş alınması kaydıyla ilgili kuruma başvuru tarihi itibariyle yararlanılması mümkün bulunmaktadır.

 

            Ancak, Şirketiniz tarafından ilgili kuruma revize işlemi için herhangi bir başvuru yapılmaksızın yeni üretilecek mallar için tecil-terkin uygulanmasından yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.

 

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

KAYSERİ VERGİ   DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef   Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

50426076-130[11-2014/20-1179]-108

26/06/2015

Konu

:

Sanayi Sicil Belgesine sonradan ekletilen ürünlerin   önceki dönemlerde de ihraç kayıtlı olarak satışının yapılıp yapılamayacağı   hk.

 

     

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, Şirketiniz tarafından Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 11/1-c maddesi kapsamında kapasite raporunda yer alan ancak imalatçı belgesinde yer almayan malların 07/07/2014 tarihinde satışının yapıldığı, söz konusu malların imalatçı belgesine ilave edilmek suretiyle ilgili kurum tarafından  04/11/2014 tarihinde imalatçı belgesinin revize işleminin yapıldığı belirtilerek söz konusu faturada yer alan malların ihraç kayıtlı satışının yapılıp yapılamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşünün bildirilmesi istenmektedir.

 

            KDV Kanununun 11/1-c maddesinde imalatçılar tarafından ihracatçılara ihraç edilmek şartıyla teslim edilen mallara ait katma değer vergisinin, ihracatçılar tarafından ödenmeyeceği, imalatçı mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak, ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu verginin, vergi dairesinde tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı hükme bağlanmıştır.

 

            Konuyla ilgili olarak KDV Genel Uygulama Tebliğinin "II/A-8.3. Tecil-Terkin Uygulamasından Yararlanacak Satıcılar" başlıklı bölümünde; imalatçı kapsamına girmeyen mükelleflerin, tecil-terkin uygulamasından yararlanamayacakları, ancak, diğer şartlan taşımakla beraber, sadece imalatçı belgesine sahip olmayan mükelleflerden, ilgili Kuruma başvuran ve bu Kurumdan söz konusu belgenin verileceğine ilişkin olumlu görüş alanların bu belgelerin verilmesi beklenilmeden tecil-terkin uygulamasından yararlanacakları, ilgili Kurumdan olumlu görüş alan mükelleflerin, olumlu görüş yazısının verildiği tarihten önceki dönemlerde (ilgili kuruma başvuru tarihinden sonraki) diğer tüm şartları taşıdığının ilgili vergi dairesince tespit edilmesi kaydıyla, olumlu görüş yazısının verildiği tarihten önceki söz konusu teslimlerinde de tecil-terkin uygulamasından yararlandırılmalarının mümkün olduğu belirtilmiştir.

 

            Bu çerçevede, imalatçı belgesinde yer almayan yeni malları imal etmeye başlayan mükelleflerin bu malları imalatçı belgesinde yer alan üretim konusu mallara ilave ettirmesi (var olan belgenin yeni malları kapsayacak şekilde revize ettirilmesi) halinde imalatçı belgesine yeni ilave edilen mallar yönünden tecil-terkin uygulamasından; ilgili kurumdan olumlu görüş alınması kaydıyla ilgili kuruma başvuru tarihi itibariyle yararlanılması mümkün bulunmaktadır.

 

            Ancak, Şirketiniz tarafından ilgili kuruma revize işlemi için herhangi bir başvuru yapılmaksızın yeni üretilecek mallar için tecil-terkin uygulanmasından yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.

 

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

KAYSERİ VERGİ   DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef   Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

50426076-130[11-2014/20-1179]-108

26/06/2015

Konu

:

Sanayi Sicil Belgesine sonradan ekletilen ürünlerin   önceki dönemlerde de ihraç kayıtlı olarak satışının yapılıp yapılamayacağı   hk.

 

     

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, Şirketiniz tarafından Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 11/1-c maddesi kapsamında kapasite raporunda yer alan ancak imalatçı belgesinde yer almayan malların 07/07/2014 tarihinde satışının yapıldığı, söz konusu malların imalatçı belgesine ilave edilmek suretiyle ilgili kurum tarafından  04/11/2014 tarihinde imalatçı belgesinin revize işleminin yapıldığı belirtilerek söz konusu faturada yer alan malların ihraç kayıtlı satışının yapılıp yapılamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşünün bildirilmesi istenmektedir.

 

            KDV Kanununun 11/1-c maddesinde imalatçılar tarafından ihracatçılara ihraç edilmek şartıyla teslim edilen mallara ait katma değer vergisinin, ihracatçılar tarafından ödenmeyeceği, imalatçı mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak, ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu verginin, vergi dairesinde tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı hükme bağlanmıştır.

 

            Konuyla ilgili olarak KDV Genel Uygulama Tebliğinin "II/A-8.3. Tecil-Terkin Uygulamasından Yararlanacak Satıcılar" başlıklı bölümünde; imalatçı kapsamına girmeyen mükelleflerin, tecil-terkin uygulamasından yararlanamayacakları, ancak, diğer şartlan taşımakla beraber, sadece imalatçı belgesine sahip olmayan mükelleflerden, ilgili Kuruma başvuran ve bu Kurumdan söz konusu belgenin verileceğine ilişkin olumlu görüş alanların bu belgelerin verilmesi beklenilmeden tecil-terkin uygulamasından yararlanacakları, ilgili Kurumdan olumlu görüş alan mükelleflerin, olumlu görüş yazısının verildiği tarihten önceki dönemlerde (ilgili kuruma başvuru tarihinden sonraki) diğer tüm şartları taşıdığının ilgili vergi dairesince tespit edilmesi kaydıyla, olumlu görüş yazısının verildiği tarihten önceki söz konusu teslimlerinde de tecil-terkin uygulamasından yararlandırılmalarının mümkün olduğu belirtilmiştir.

 

            Bu çerçevede, imalatçı belgesinde yer almayan yeni malları imal etmeye başlayan mükelleflerin bu malları imalatçı belgesinde yer alan üretim konusu mallara ilave ettirmesi (var olan belgenin yeni malları kapsayacak şekilde revize ettirilmesi) halinde imalatçı belgesine yeni ilave edilen mallar yönünden tecil-terkin uygulamasından; ilgili kurumdan olumlu görüş alınması kaydıyla ilgili kuruma başvuru tarihi itibariyle yararlanılması mümkün bulunmaktadır.

 

            Ancak, Şirketiniz tarafından ilgili kuruma revize işlemi için herhangi bir başvuru yapılmaksızın yeni üretilecek mallar için tecil-terkin uygulanmasından yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.

 

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

62030549-125[30-2012/72]-60466

12/06/2015

Konu

:

Yurt dışındaki firmalardan internet üzerinden yapılan alışverişlerde, yapılan mobil ödemeler için aracılık hizmeti veren şirketin tevkifat sorumluluğu.

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, ………… Vergi Dairesi Müdürlüğünün ……………. vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuz, Şirketinizin cep telefonu operatörleri üzerinden mobil ödemelere aracılık işi ile iştigal ettiği, aracılık hizmeti verdiğiniz firmaların büyük kısmının yurt dışında mukim firmalar olduğu, Türkiye'de yerleşik nihai kullanıcılara internet üzerinden hizmet veren bu firmaların, tahsilatlarını kredi kartı yanında mobil ödeme aracılığıyla da yapmak istedikleri, bu nedenle Şirketiniz tarafından Türkiye'deki cep telefonu operatörleri ile anlaşılarak, satılan hizmetlerin (oyun içinde tüketilen oyun kredisi, oyun puanı, vb.) bedellerinin tahsilatlarına aracılık edildiği, cep telefonu operatörünün yurt dışındaki firmadan hizmet alan nihai kullanıcının cep telefonu faturasına söz konusu hizmet bedelini yansıtarak veya mevcut TL bakiyesinden düşerek tahsilat yaptığı ve kendisine ait hizmet bedelini kestikten sonra kalan tutarı Şirketiniz hesabına gönderdiği, Şirketinizce bu tutardan Şirketinize ait komisyon tutarı kesilerek kalan tutarın yurt dışındaki firmaya gönderildiği, bu işlemlerle ilgili olarak operatör firma tarafından tahsilat hizmetinin karşılığı olan KDV dahil bedelin Şirketinize fatura edildiği, bu tutara Şirketinizce verilen hizmetin karşılığı olan komisyon ilave edilerek yurt dışındaki firmaya KDV dahil olarak fatura edildiği belirtilerek, yurt dışındaki firmaya aktardığınız bakiye tutar üzerinden kurumlar vergisi ve KDV tevkifatı yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            A) Kurumlar Vergisi Kanunu Yönünden:

            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; Kanunun 1 inci maddesinde sayılan kurumlardan, kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye içinde bulunmayanların, yalnız Türkiye'de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirileceği hükme bağlanmış, üçüncü fıkrasında ise dar mükellefiyet mevzuuna giren kurum kazancının hangi kazanç ve iratlardan oluştuğu belirtilmiştir. Anılan maddenin üçüncü fıkrasının (a) bendinde, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun Türkiye’de bir işyeri olan veya daimi temsilci bulunduran yabancı kurumlar tarafından bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyla yapılan işlerden elde edilen ticari kazançların, dar mükellefiyet konusuna giren kurum kazancı olarak vergilendirileceği hükmüne yer verilmiştir. Aynı maddenin dördüncü fıkrasında ise, bu maddede belirtilen kazanç veya iratlar ile gelir unsurlarının Türkiye'de elde edilmesi ve Türkiye'de daimi temsilci bulundurulması konularında 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ilgili hükümlerinin uygulanacağı ifade edilmiştir.

            Buna göre, kanuni ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye’de bulunmayan mükellefler yalnızca Türkiye’de elde ettikleri kazançlar üzerinden vergilendirilmektedir. Eğer Türkiye’de şube ya da temsilci var ise verginin ödenmesinden bunlar sorumlu olmaktadır. Yurt dışındaki şirketin Türkiye’de temsilci bulundurmadan mal veya hizmeti kendisinin satması halinde de bu kurumun dar mükellef olma özelliği değişmeyecek, verginin ödenmesinden mal veya hizmeti alan kurum sorumlu olacaktır.

            Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinde ise dar mükellefiyete tâbi kurumlardan vergisi kesintisi yapılacak kazanç ve iratlar sayılmış olup ticari kazanç niteliğindeki ödemelerden vergi kesintisi yapılacağına ilişkin bir hükme yer verilmemiştir.

            Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; yurtdışında mukim firmaların Türkiye'de yerleşik nihai kullanıcılara internet üzerinden verdiği hizmet karşılığında alınan ve şirketinizce tahsiline aracılık edilip yurtdışındaki hak sahibi firmaya fatura karşılığı ödenen tutarlar, anılan şirketin ticari kazancını oluşturacağından, bu nitelikteki ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılmayacaktır.

            Ayrıca, yurt dışında mukim şirketin Türkiye'de işyeri veya daimi temsilcisi bulunmaması halinde, söz konusu ticari kazancın Türkiye'de vergilendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

            Öte yandan ilgili ülke ile ülkemiz arasında imzalanmış çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması bulunması halinde, öncelikle bu anlaşma hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir. 

            B) Katma Değer Vergisi Kanunu Yönünden:

            3065 sayılı KDV Kanununun 1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'nin konusunu oluşturduğu,

            1/2 nci maddesinde, her türlü mal ve hizmet ithalatının KDV'ye tabi bulunduğu,

            6/b maddesinde, hizmet ifalarında işlemin (hizmetin) Türkiye'de yapılmış sayılması için, hizmetin Türkiye'de yapılması veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasının gerektiği,

            8/1-a maddesinde, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde bu işi yapanların verginin mükellefi olduğu,

            9/1 inci maddesinde, mükellefin Türkiye içinde ikametgahının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği,

            hüküm altına alınmıştır.

            Buna göre, firmanız tarafından gerçekleştirilen ön ödemeli kartların, şifrelerin ve PIN kodlarının satışı (mobil ödeme) işlemlerine ilişkin yurt dışı firmalardan alınan komisyon için şirketinizce düzenlenecek faturalarda % 18 oranında KDV hesaplanması ve hesaplanan bu verginin mükellef sıfatıyla beyan edilip ödenmesi gerekmektedir.

            Öte yandan, KDV Kanununun 8/1-a maddesine göre mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde bu işlemleri yapanlar KDV'nin mükellefi olup, aynı Kanunun 9 uncu maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetki çerçevesinde ödemeye aracılık edilen durumlar için herhangi bir KDV sorumluluğu uygulaması getirilmemiştir. Dolayısıyla, ödemeye aracılık ettiğiniz durumlarda işleme ait KDV, mal teslimi veya hizmet ifasında bulunan mükellefler tarafından beyan edilip ödeneceğinden firmanızın söz konusu işlemlere ait KDV'yi sorumlu sıfatıyla beyan etmesine gerek bulunmamaktadır.

            Ancak bahse konu ön ödemeli kartların, şifrelerin ve PIN kodlarının veya bu meyanda olabilecek diğer ürünlerin alışlarının firmanız kanalıyla yapılması halinde, söz konusu ödemeler üzerinden hesaplanan KDV tutarlarının, aylık dönemler itibariyle firmanızın sorumlu sıfatıyla 2 No.lu KDV beyannamesiyle beyan edip ödemesi gerekmektedir.          

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 1:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

62030549-125[30-2012/72]-60466

12/06/2015

Konu

:

Yurt dışındaki firmalardan internet üzerinden yapılan alışverişlerde, yapılan mobil ödemeler için aracılık hizmeti veren şirketin tevkifat sorumluluğu.

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, ………… Vergi Dairesi Müdürlüğünün ……………. vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuz, Şirketinizin cep telefonu operatörleri üzerinden mobil ödemelere aracılık işi ile iştigal ettiği, aracılık hizmeti verdiğiniz firmaların büyük kısmının yurt dışında mukim firmalar olduğu, Türkiye'de yerleşik nihai kullanıcılara internet üzerinden hizmet veren bu firmaların, tahsilatlarını kredi kartı yanında mobil ödeme aracılığıyla da yapmak istedikleri, bu nedenle Şirketiniz tarafından Türkiye'deki cep telefonu operatörleri ile anlaşılarak, satılan hizmetlerin (oyun içinde tüketilen oyun kredisi, oyun puanı, vb.) bedellerinin tahsilatlarına aracılık edildiği, cep telefonu operatörünün yurt dışındaki firmadan hizmet alan nihai kullanıcının cep telefonu faturasına söz konusu hizmet bedelini yansıtarak veya mevcut TL bakiyesinden düşerek tahsilat yaptığı ve kendisine ait hizmet bedelini kestikten sonra kalan tutarı Şirketiniz hesabına gönderdiği, Şirketinizce bu tutardan Şirketinize ait komisyon tutarı kesilerek kalan tutarın yurt dışındaki firmaya gönderildiği, bu işlemlerle ilgili olarak operatör firma tarafından tahsilat hizmetinin karşılığı olan KDV dahil bedelin Şirketinize fatura edildiği, bu tutara Şirketinizce verilen hizmetin karşılığı olan komisyon ilave edilerek yurt dışındaki firmaya KDV dahil olarak fatura edildiği belirtilerek, yurt dışındaki firmaya aktardığınız bakiye tutar üzerinden kurumlar vergisi ve KDV tevkifatı yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            A) Kurumlar Vergisi Kanunu Yönünden:

            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; Kanunun 1 inci maddesinde sayılan kurumlardan, kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye içinde bulunmayanların, yalnız Türkiye'de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirileceği hükme bağlanmış, üçüncü fıkrasında ise dar mükellefiyet mevzuuna giren kurum kazancının hangi kazanç ve iratlardan oluştuğu belirtilmiştir. Anılan maddenin üçüncü fıkrasının (a) bendinde, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun Türkiye’de bir işyeri olan veya daimi temsilci bulunduran yabancı kurumlar tarafından bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyla yapılan işlerden elde edilen ticari kazançların, dar mükellefiyet konusuna giren kurum kazancı olarak vergilendirileceği hükmüne yer verilmiştir. Aynı maddenin dördüncü fıkrasında ise, bu maddede belirtilen kazanç veya iratlar ile gelir unsurlarının Türkiye'de elde edilmesi ve Türkiye'de daimi temsilci bulundurulması konularında 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ilgili hükümlerinin uygulanacağı ifade edilmiştir.

            Buna göre, kanuni ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye’de bulunmayan mükellefler yalnızca Türkiye’de elde ettikleri kazançlar üzerinden vergilendirilmektedir. Eğer Türkiye’de şube ya da temsilci var ise verginin ödenmesinden bunlar sorumlu olmaktadır. Yurt dışındaki şirketin Türkiye’de temsilci bulundurmadan mal veya hizmeti kendisinin satması halinde de bu kurumun dar mükellef olma özelliği değişmeyecek, verginin ödenmesinden mal veya hizmeti alan kurum sorumlu olacaktır.

            Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinde ise dar mükellefiyete tâbi kurumlardan vergisi kesintisi yapılacak kazanç ve iratlar sayılmış olup ticari kazanç niteliğindeki ödemelerden vergi kesintisi yapılacağına ilişkin bir hükme yer verilmemiştir.

            Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; yurtdışında mukim firmaların Türkiye'de yerleşik nihai kullanıcılara internet üzerinden verdiği hizmet karşılığında alınan ve şirketinizce tahsiline aracılık edilip yurtdışındaki hak sahibi firmaya fatura karşılığı ödenen tutarlar, anılan şirketin ticari kazancını oluşturacağından, bu nitelikteki ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılmayacaktır.

            Ayrıca, yurt dışında mukim şirketin Türkiye'de işyeri veya daimi temsilcisi bulunmaması halinde, söz konusu ticari kazancın Türkiye'de vergilendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

            Öte yandan ilgili ülke ile ülkemiz arasında imzalanmış çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması bulunması halinde, öncelikle bu anlaşma hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir. 

            B) Katma Değer Vergisi Kanunu Yönünden:

            3065 sayılı KDV Kanununun 1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'nin konusunu oluşturduğu,

            1/2 nci maddesinde, her türlü mal ve hizmet ithalatının KDV'ye tabi bulunduğu,

            6/b maddesinde, hizmet ifalarında işlemin (hizmetin) Türkiye'de yapılmış sayılması için, hizmetin Türkiye'de yapılması veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasının gerektiği,

            8/1-a maddesinde, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde bu işi yapanların verginin mükellefi olduğu,

            9/1 inci maddesinde, mükellefin Türkiye içinde ikametgahının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği,

            hüküm altına alınmıştır.

            Buna göre, firmanız tarafından gerçekleştirilen ön ödemeli kartların, şifrelerin ve PIN kodlarının satışı (mobil ödeme) işlemlerine ilişkin yurt dışı firmalardan alınan komisyon için şirketinizce düzenlenecek faturalarda % 18 oranında KDV hesaplanması ve hesaplanan bu verginin mükellef sıfatıyla beyan edilip ödenmesi gerekmektedir.

            Öte yandan, KDV Kanununun 8/1-a maddesine göre mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde bu işlemleri yapanlar KDV'nin mükellefi olup, aynı Kanunun 9 uncu maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetki çerçevesinde ödemeye aracılık edilen durumlar için herhangi bir KDV sorumluluğu uygulaması getirilmemiştir. Dolayısıyla, ödemeye aracılık ettiğiniz durumlarda işleme ait KDV, mal teslimi veya hizmet ifasında bulunan mükellefler tarafından beyan edilip ödeneceğinden firmanızın söz konusu işlemlere ait KDV'yi sorumlu sıfatıyla beyan etmesine gerek bulunmamaktadır.

            Ancak bahse konu ön ödemeli kartların, şifrelerin ve PIN kodlarının veya bu meyanda olabilecek diğer ürünlerin alışlarının firmanız kanalıyla yapılması halinde, söz konusu ödemeler üzerinden hesaplanan KDV tutarlarının, aylık dönemler itibariyle firmanızın sorumlu sıfatıyla 2 No.lu KDV beyannamesiyle beyan edip ödemesi gerekmektedir.          

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

İçerik 2:

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

 

 

 

Sayı

:

62030549-125[30-2012/72]-60466

12/06/2015

Konu

:

Yurt dışındaki firmalardan internet üzerinden yapılan alışverişlerde, yapılan mobil ödemeler için aracılık hizmeti veren şirketin tevkifat sorumluluğu.

 

 

            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, ………… Vergi Dairesi Müdürlüğünün ……………. vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuz, Şirketinizin cep telefonu operatörleri üzerinden mobil ödemelere aracılık işi ile iştigal ettiği, aracılık hizmeti verdiğiniz firmaların büyük kısmının yurt dışında mukim firmalar olduğu, Türkiye'de yerleşik nihai kullanıcılara internet üzerinden hizmet veren bu firmaların, tahsilatlarını kredi kartı yanında mobil ödeme aracılığıyla da yapmak istedikleri, bu nedenle Şirketiniz tarafından Türkiye'deki cep telefonu operatörleri ile anlaşılarak, satılan hizmetlerin (oyun içinde tüketilen oyun kredisi, oyun puanı, vb.) bedellerinin tahsilatlarına aracılık edildiği, cep telefonu operatörünün yurt dışındaki firmadan hizmet alan nihai kullanıcının cep telefonu faturasına söz konusu hizmet bedelini yansıtarak veya mevcut TL bakiyesinden düşerek tahsilat yaptığı ve kendisine ait hizmet bedelini kestikten sonra kalan tutarı Şirketiniz hesabına gönderdiği, Şirketinizce bu tutardan Şirketinize ait komisyon tutarı kesilerek kalan tutarın yurt dışındaki firmaya gönderildiği, bu işlemlerle ilgili olarak operatör firma tarafından tahsilat hizmetinin karşılığı olan KDV dahil bedelin Şirketinize fatura edildiği, bu tutara Şirketinizce verilen hizmetin karşılığı olan komisyon ilave edilerek yurt dışındaki firmaya KDV dahil olarak fatura edildiği belirtilerek, yurt dışındaki firmaya aktardığınız bakiye tutar üzerinden kurumlar vergisi ve KDV tevkifatı yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            A) Kurumlar Vergisi Kanunu Yönünden:

            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; Kanunun 1 inci maddesinde sayılan kurumlardan, kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye içinde bulunmayanların, yalnız Türkiye'de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirileceği hükme bağlanmış, üçüncü fıkrasında ise dar mükellefiyet mevzuuna giren kurum kazancının hangi kazanç ve iratlardan oluştuğu belirtilmiştir. Anılan maddenin üçüncü fıkrasının (a) bendinde, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun Türkiye’de bir işyeri olan veya daimi temsilci bulunduran yabancı kurumlar tarafından bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyla yapılan işlerden elde edilen ticari kazançların, dar mükellefiyet konusuna giren kurum kazancı olarak vergilendirileceği hükmüne yer verilmiştir. Aynı maddenin dördüncü fıkrasında ise, bu maddede belirtilen kazanç veya iratlar ile gelir unsurlarının Türkiye'de elde edilmesi ve Türkiye'de daimi temsilci bulundurulması konularında 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ilgili hükümlerinin uygulanacağı ifade edilmiştir.

            Buna göre, kanuni ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye’de bulunmayan mükellefler yalnızca Türkiye’de elde ettikleri kazançlar üzerinden vergilendirilmektedir. Eğer Türkiye’de şube ya da temsilci var ise verginin ödenmesinden bunlar sorumlu olmaktadır. Yurt dışındaki şirketin Türkiye’de temsilci bulundurmadan mal veya hizmeti kendisinin satması halinde de bu kurumun dar mükellef olma özelliği değişmeyecek, verginin ödenmesinden mal veya hizmeti alan kurum sorumlu olacaktır.

            Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinde ise dar mükellefiyete tâbi kurumlardan vergisi kesintisi yapılacak kazanç ve iratlar sayılmış olup ticari kazanç niteliğindeki ödemelerden vergi kesintisi yapılacağına ilişkin bir hükme yer verilmemiştir.

            Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; yurtdışında mukim firmaların Türkiye'de yerleşik nihai kullanıcılara internet üzerinden verdiği hizmet karşılığında alınan ve şirketinizce tahsiline aracılık edilip yurtdışındaki hak sahibi firmaya fatura karşılığı ödenen tutarlar, anılan şirketin ticari kazancını oluşturacağından, bu nitelikteki ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılmayacaktır.

            Ayrıca, yurt dışında mukim şirketin Türkiye'de işyeri veya daimi temsilcisi bulunmaması halinde, söz konusu ticari kazancın Türkiye'de vergilendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

            Öte yandan ilgili ülke ile ülkemiz arasında imzalanmış çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması bulunması halinde, öncelikle bu anlaşma hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir. 

            B) Katma Değer Vergisi Kanunu Yönünden:

            3065 sayılı KDV Kanununun 1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'nin konusunu oluşturduğu,

            1/2 nci maddesinde, her türlü mal ve hizmet ithalatının KDV'ye tabi bulunduğu,

            6/b maddesinde, hizmet ifalarında işlemin (hizmetin) Türkiye'de yapılmış sayılması için, hizmetin Türkiye'de yapılması veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasının gerektiği,

            8/1-a maddesinde, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde bu işi yapanların verginin mükellefi olduğu,

            9/1 inci maddesinde, mükellefin Türkiye içinde ikametgahının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği,

            hüküm altına alınmıştır.

            Buna göre, firmanız tarafından gerçekleştirilen ön ödemeli kartların, şifrelerin ve PIN kodlarının satışı (mobil ödeme) işlemlerine ilişkin yurt dışı firmalardan alınan komisyon için şirketinizce düzenlenecek faturalarda % 18 oranında KDV hesaplanması ve hesaplanan bu verginin mükellef sıfatıyla beyan edilip ödenmesi gerekmektedir.

            Öte yandan, KDV Kanununun 8/1-a maddesine göre mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde bu işlemleri yapanlar KDV'nin mükellefi olup, aynı Kanunun 9 uncu maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetki çerçevesinde ödemeye aracılık edilen durumlar için herhangi bir KDV sorumluluğu uygulaması getirilmemiştir. Dolayısıyla, ödemeye aracılık ettiğiniz durumlarda işleme ait KDV, mal teslimi veya hizmet ifasında bulunan mükellefler tarafından beyan edilip ödeneceğinden firmanızın söz konusu işlemlere ait KDV'yi sorumlu sıfatıyla beyan etmesine gerek bulunmamaktadır.

            Ancak bahse konu ön ödemeli kartların, şifrelerin ve PIN kodlarının veya bu meyanda olabilecek diğer ürünlerin alışlarının firmanız kanalıyla yapılması halinde, söz konusu ödemeler üzerinden hesaplanan KDV tutarlarının, aylık dönemler itibariyle firmanızın sorumlu sıfatıyla 2 No.lu KDV beyannamesiyle beyan edip ödemesi gerekmektedir.          

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Sayfalar