T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü)
| ||||
Sayı | : | 27575268-105[221-2016-410]-416924 | 25.10.2018 | |
Konu | : | Tasfiyeden vazgeçilmesi halinde verilecek beyannameler ve defter tasdiki hk. |
| |
İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eklerinin incelenmesinden, şirketinizin 6/4/2016 tarihinde tasfiye kararı aldığı, 2/8/2016 tarihinde 1/1/2016-5/4.2016 dönemine ilişkin tasfiye öncesi kıst dönem kurumlar vergisi beyannamesini verdiği, 6/4/2016-28/8/2016 tarihleri arasında tasfiye sürecinin devam ettiği, ancak yeniden faaliyete devam edilmesi amacıyla 29/8/2016 tarihinde tasfiyeden vazgeçme kararı alındığı, 2016 yılı normal faaliyetinizde kullanılmak üzere 2015/Aralık ayında yevmiye ve envanter defterlerinin tasdik ettirildiği, ayrıca tasfiye kararı alınınca tasfiye dönemi için de defterlerin tasdik ettirildiğinden bahisle;
- Kurumlar Vergisi Kanununun 17 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan; "Tasfiyeden vazgeçilmesi halinde, kurum hakkında tasfiye hükümleri uygulanmaz. Böyle bir durumda, tasfiyeden vazgeçme kararı, bu kararın alındığı dönemin başından itibaren geçerli olur. Tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı tarihe kadar verilen tasfiye dönemi beyannameleri, normal faaliyet beyannamelerinin yerine geçer…" hükmü gereği, tasfiyeden vazgeçme kararı takvim yılı başından (1/1/2016) itibaren geçerli kabul edilirse tasfiye öncesi kıst dönem (1/1/2016-5/4/2016) için verilen kurumlar vergisi beyannamesinin vergilendirme bakımından nasıl değerlendirileceği,
- Şirketinizin 2016 mali yılının, tasfiye öncesi dönem (1/1/2016-5/4/2016), tasfiye dönemi (6/4/2016-28/8/2016) ve tasfiyeden vazgeçildikten sonraki dönem (29/8/2016-31/12/2016) olmak üzere üç dönem olarak kabul edilmesi halinde, bu üç dönemde hangi resmi defterlerin (tasfiye dönemi öncesi tasdik ettirilenleri mi, yoksa tasfiye kararı sonrası tasdik ettirilenleri mi) kullanılması gerektiği
hakkında Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmıştır.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun "Tasfiye" başlıklı 17 nci maddesinin birinci fıkrasında;
"(1) Tasfiye dönemi: Her ne sebeple olursa olsun, tasfiye haline giren kurumlarm vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye dönemi geçerli olur.
a) Tasfiye, kurumun tasfiyeye girmesine ilişkin genel kurul kararının tescil edildiği tarihte başlar ve tasfiye kararının tescil edildiği tarihte sona erer. Başlangıç tarihinden aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı ve tasfiyenin sona erdiği dönem için ilgili takvim yılı başından tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönem bağımsız bir tasfiye dönemi sayılır.
b) Tasfiyenin başladığı takvim yılı içinde sona ermesi halinde tasfiye dönemi, kurumun tasfiyeye girdiği tarihten başlar ve tasfiyenin bittiği tarihe kadar devam eder.
...
d) Tasfiyeden vazgeçilmesi halinde, kurum hakkında tasfiye hükümleri uygulanmaz. Böyle bir durumda, tasfiyeden vazgeçme kararı, bu kararın alındığı dönemin başından itibaren geçerli olur. Tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı tarihe kadar verilen tasfiye dönemi beyannameleri, normal faaliyet beyannamelerinin yerine geçer. Tasfiyesinden vazgeçilen kurumun geçici vergiyle ilgili yükümlülükleri, tasfiyeden vazgeçilmesine ilişkin kararın alındığı tarihi kapsayan geçici vergilendirme dönemi başından itibaren başlar."
hükümleri yer almıştır.
Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun "Defter tutacaklar" başlıklı 172 nci maddesinde defter tutma mecburiyeti bulunan gerçek ve tüzel kişiler sayılmış, "Hesap dönemi" başlıklı 174 üncü maddesinde, defterlerin hesap dönemi itibariyle tutulacağı, kayıtların her hesap dönemi sonunda kapatılacağı ve ertesi dönem başında yeniden açılacağı, hesap döneminin normal olarak takvim yılı olduğu ve yeniden işe başlama veya işi bırakma hallerinde hesap dönemi içinde bir yıldan eksik olan faaliyet süresinin hesap dönemi sayılacağı hükme bağlanmış, 220 nci maddesinde ise tasdike tabi defterler belirtilmiştir.
Ayrıca, aynı Kanunun "Tasdik Zamanı" başlıklı 221 inci maddesinde, "Bu kanunda yazılı defterleri kullanacak olanlar, bunları aşağıda yazılı zamanlarda tasdik ettirmeye mecburdurlar:
1. Öteden beri işe devam etmekte olanlar defterin kullanılacağı yıldan önce gelen son ayda;
2. Hesap dönemleri Maliye Bakanlığı tarafından tespit edilenler, defterin kullanılacağı hesap döneminden önce gelen son ayda;
3. Yeniden işe başlayanlar, sınıf değiştirenler ve yeni bir mükellefiyete girenler işe başlama, sınıf değiştirme ve yeni mükellefiyete girme tarihinden önce; vergi muafiyeti kalkanlar, muaflıktan çıkma tarihinden başlayarak on gün içinde;
4. Tasdike tabi defterlerin dolması dolayısıyla veya sair sebeplerle yıl içinde yeni defter kullanmaya mecbur olanlar bunları kullanmaya başlamadan önce." hükmüne yer verilmiştir.
Anılan Kanunun 222 nci maddesinde ise, "Defterlerini ertesi yılda da kullanmak isteyenler Ocak ayı, hesap dönemleri Maliye Bakanlığınca tespit edilenler bu dönemin ilk ayı içinde tasdiki yeniletmeye mecburdurlar." hükmü yer almaktadır.
Bu bağlamda, tasfiyenin başladığı tarih ile aynı takvim yılı sonuna kadar olan hesap dönemi ve bu dönemden sonraki her takvim yılının ayrı bir dönem kabul edilmesi nedeniyle, 213 sayılı Kanun uygulamasında her tasfiye dönemine ait kanuni defterlerin tasdiki zorunlu bulunmaktadır.
Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde;
1- Şirketiniz tarafından 6/4/2016 tarihinde girilen tasfiyeden 29/8/2016 tarihinde vazgeçilmesi nedeniyle tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı dönem başı itibariyle, başka bir deyişle 6/4/2016 tarihinden itibaren normal beyan dönemine geçilecektir. Dolayısıyla şirketiniz tarafından 6/4/2016-31/12/2016 hesap dönemine ait kurumlar vergisi beyannamesinin hesap döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın birinci gününden yirmibeşinci günü akşamına kadar verileceği tabiidir.
2- 29/8/2016 tarihinde tasfiyeden vazgeçilmesi nedeniyle tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı dönem başı itibariyle, başka bir deyişle 6/4/2016 tarihinden itibaren normal beyan dönemine geçilmesi nedeniyle, 6/4/2016-31/12/2016 dönemi için ilk tasfiye dönemine ilişkin tasdik ettirilmiş defterlerin kullanılmaya devam olunması gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.