Buradasınız

AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN

Resmi Gazete No: 30279 Resmi Gazete Tarihi: Cumartesi, 23 Aralık, 2017 Adı: UID:
İçerik:

MADDE 1 – 30/6/2007 tarihli ve 26568 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tahsilat Genel Tebliği Seri: A Sıra No: 1’in Birinci Kısım, İkinci Bölüm, “II. İhtiyati Haciz” başlıklı bölümünün (11) numaralı alt bölümünde yer alan;

a) “7” ibareleri “15” şeklinde değiştirilmiştir.

b) Dördüncü paragraftan sonra gelmek üzere “İhtiyati haciz işlemleri ile ilgili olarak açılan davalarda, mahkemelerce ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesi halinde, bu kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin, kararın gereklerine göre işlem tesis edilmesi icap etmektedir.” paragrafı eklenmiştir.

c) Beşinci ve altıncı paragraflar yürürlükten kaldırılmıştır.

ç) Yedinci paragraf  “İhtiyati hacze karşı dava açılmadığı halde, bu haczin dayanağı olan tarhiyata karşı açılmış davada mahkemece tarhiyatın kısmen veya tamamen terkinine yönelik karar verilmesi halinde, bu tarhiyata ilişkin ihtiyati haczin, mahkemece terkinine karar verilen tutarlar dikkate alınarak kaldırılması gerekmektedir.” şeklinde değiştirilmiştir.

d) Sekizinci paragrafta yer alan “ve terkin kararının kesinleşmesi şartıyla” ibaresi “durumunda” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 2 – Aynı Tebliğin Birinci Kısım, İkinci Bölümünün “V. Amme Alacağı Ödenmeden Yapılmayacak İşlemler ile İşlem Yapanların Sorumlulukları” başlıklı bölümü aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

1. 6183 sayılı Kanunun 28/11/2017 tarihli ve 7061 sayılı Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 7 nci maddesiyle değişen ve 1/1/2018 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren 22/A maddesinde “Maliye Bakanı, aşağıdaki ödeme ve işlemlerde, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge aranılması ve yapılacak ödemelerden istihkak sahiplerinin amme borçlarının kesilerek ilgili tahsil dairesine aktarılması zorunluluğu ile kesintilere asgari tutar ve oran getirmeye, kapsama girecek amme alacaklarını tür, tutar, ödeme ve işlemler itibarıyla topluca veya ayrı ayrı tespit etmeye, zorunluluk getirilen ödeme ve işlemlerde hangi hallerde bu zorunluluğun aranılmayacağını ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

1. 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa tabi kamu idareleri ile bu idarelere bağlı döner sermaye işletmelerinin yapacağı her türlü ödemelerde,

2. 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamına giren kurumlar ile kamu tüzel kişiliğini haiz kurum ve kuruluşların (meslekî kuruluşlar ve vakıf yüksek öğretim kurumları hariç) mal veya hizmet alımları ile yapım işleri nedeniyle hak sahiplerine yapacakları ödemelerde,

3. Kanun, kararname ve diğer mevzuatla nakdi olarak sağlanan Devlet yardımları, teşvikler ve destekler nedeniyle yapılacak ödemelerde,

4. 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa ekli tarifelerde yer alan ticaret sicil harçlarından kayıt ve tescil harçları, noter harçlarından senet, mukavelename ve kâğıtlardan alınan harçlar, tapu ve kadastro harçlarından tapu işlemlerine ilişkin alınan harçlar, gemi ve liman harçları ile (8) sayılı tarifeye konu harçlar (diploma harçları hariç) ve trafik harçlarına mevzu işlemlerde,

5. 26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununda yer alan bina inşaat harcı ve yapı kullanma izin harcına mevzu işlemlerde.

Bu madde kapsamında zorunluluk getirilen ödemelere ilişkin olarak işçi ücreti alacakları hariç olmak üzere, yapılacak her türlü devir, temlik ve el değiştirme, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcu karşılayacak kısım ayrıldıktan sonra kalan kısım üzerinde hüküm ifade eder. Şu kadar ki bu hükmün uygulanmasında diğer kamu idarelerinin alacaklarına karşılık kesinti yapılması gereken hallerde kesinti tutarı garameten taksim olunur.

Takibata selahiyetli tahsil dairesince, bu madde kapsamında getirilen zorunluluğa rağmen borcun olmadığına dair belgeyi aramaksızın ödeme yapanlara ve işlem tesis eden kurum ve kuruluşlara dört bin Türk lirası idari para cezası verilir. İdari para cezası, ilgilisine tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. İdari para cezasına karşı tebliğ tarihini takip eden otuz gün içinde idare mahkemesinde dava açılabilir.” hükmü yer almaktadır.

Madde hükmü ile bazı ödeme ve işlemler sırasında Bakanlığımıza bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge aranılması zorunluluğu getirmeye Maliye Bakanı yetkili kılınmaktadır.

2. Zorunluluk Getirilen Ödeme ve İşlemler

Maddenin Maliye Bakanına verdiği yetkiye istinaden;

a) 1/1/2018 tarihinden itibaren uygulanmak üzere,

i) 5018 sayılı Kanuna tabi kamu idareleri ile bu idarelere bağlı döner sermaye işletmelerinin, kaynağına bakılmaksızın hak sahiplerine 2.000,- liranın üzerinde;

- Bu Tebliğ ekinde yer alan liste (EK-11),

- (EK-11)’de sayılanlar dışında kalan ancak 4734 sayılı Kamu İhale Kanuna göre mal ve hizmet alımları ile yapım işleri (istisnalar dahil),

- Mahkeme ilamları veya icra emirleri,

- 26/12/1931 tarihli ve 1905 sayılı Menkul ve Gayri Menkul Emval ile Bunların İntifa Haklarının ve Daimi Vergilerin Mektumlarını Haber Verenlere Verilecek İkramiyelere Dair Kanun,

- 29/6/2001 tarihli ve 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun,

kapsamında yapacakları ödemeler sırasında hak sahiplerinin,

ii) 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamına giren kurumların, mal veya hizmet alımları ile yapım işleri nedeniyle 2.000,- liranın üzerinde yapacakları ödemeler sırasında hak sahiplerinin,

iii) 5018 sayılı Kanuna tabi olmayan ve 4734 sayılı Kanun kapsamında bulunmayan kamu tüzel kişiliğini haiz kurum ve kuruluşların (meslekî kuruluşlar ve vakıf yükseköğretim kurumları hariç) mal veya hizmet alımları ile yapım işleri nedeniyle 2.000,- liranın üzerinde yapacakları ödemeler sırasında hak sahiplerinin,

iv) Kanun, kararname ve diğer mevzuatla nakdi olarak sağlanan Devlet yardımları, teşvikler ve destekler nedeniyle kurumların 2.000,- liranın üzerinde yapacakları ödemeler sırasında ilgililerin,

v) 492 sayılı Harçlar Kanununa ekli “İmtiyazname, Ruhsatname ve Diploma Harçları” başlıklı (8) sayılı tarifenin “VI-Meslek erbabına verilecek tezkere, vesika ve ruhsatnamelerden alınacak harçlar:” bölümünün (16) numaralı alt bölümüne konu, silah taşıma ve bulundurma vesikaları ile yivsiz tüfek ruhsatnameleri talepleri (10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (1), (2), (3), (4) ve (6) numaralı bentleri ile 21/3/1991 tarihli ve 91/1779 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerinde sayılanların talepleri hariç) üzerine yapılacak işlemler sırasında ilgililerin,

Bakanlığımıza bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borçlarının bulunmadığına ilişkin vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge aranılması zorunluluğu getirilmiştir.

Ancak;

-  Eğitim ve öğretime yönelik burs ve diğer adlarla yapılan ödemelerde,

-  6183 sayılı Kanunun 70 inci maddesi gereğince haczedilemeyen ödemelerde,

-  6183 sayılı Kanunun 105 inci maddesinde sayılan tabii afetlere maruz kalanlara yapılan Devlet yardımı, teşvik ve destek ödemelerinde,

-  Bütçelerine mahalli idarelerin katkıda bulunduğu kuruluşların proje ve faaliyetleri karşılığında mahalli idarelere sağladığı destek ödemelerinde,

-  Spor Toto Teşkilat Başkanlığı tarafından, her çeşit gençlik ve spor tesisi ile eğitim ve öğretim kurumlarının yapılması, yaptırılması, kiralanması, onarım ve bakımlarının yapılması, yarım kalan tesislerin tamamlanması ve tefrişatı için mahalli idarelere (il özel idareleri, belediyeler ve köyler) verilen mali katkı kapsamında nakdi olarak yapılacak ödemelerde,

-  Su alımı ödemelerinde,

-  Abonelik ücretleri, posta ve telgraf giderleri, ihale usulü dışında yapılan haberleşme alımı ödemelerinde,

-  İhale usulü dışında yapılan enerji (yakacak ve elektrik) alımı ödemelerinde,

bu zorunluluk aranılmayacaktır.

3. 4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanununun;

- 13 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında “Ruhsat birleştirme, izin alanı değişikliği, ihale, küçük alanların ihalesi, devir talepleri, işletme ruhsatı ve süre uzatımı taleplerinde işletme ruhsat taban bedelinin genel bütçeye yatırıldığına dair belge ve 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge ile müracaat edilir. I. Grup (a) bendi madenlerde ise büyükşehir belediyesi dışındaki illerde il özel idaresi hesabına gelir kaydedilmek üzere yatırıldığına dair belge ve 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge ile müracaat edilir.” hükmü,

- 24 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında “I. Grup (b) bendi ve II. Grup (a) ve (c) bendi madenler için ihale bedelinin yatırılmasından itibaren iki ay içinde, diğer maden grupları için arama ruhsat süresi sonuna kadar, yetkilendirilmiş tüzel kişilerce maden mühendisinin sorumluluğunda hazırlanmış işletme projesi ruhsat sahibi tarafından Genel Müdürlüğe verilir. Proje ile birlikte projenin uygulanabilmesi için gerekli olan mali yeterliliğine ilişkin belgeler ve genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere ilgili muhasebe birimi hesabına işletme ruhsat taban bedelinin yatırıldığına dair belgenin Genel Müdürlüğe verilmesi zorunludur. Aksi hâlde talep reddedilir.

Projedeki teknik eksiklikler, 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge ve işletme ruhsat bedeli yapılan bildirimden itibaren üç ay içinde tamamlanır…” hükmü,

yer almaktadır.

Bu hükümler çerçevesinde, madenlere ilişkin ruhsat birleştirme, izin alanı değişikliği, ihale, küçük alanların ihalesi, devir talepleri, işletme ruhsatı ve süre uzatımı talepleri ile ruhsat sahibi tarafından sunulan projedeki eksikliklerin tamamlanmasında, 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında ilgililerden vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge aranılması gerekmektedir.

4. 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamına girecek amme alacaklarını tür, tutar ve işlemler itibarıyla topluca veya ayrı ayrı tespit etmeye, zorunluluk getirilen işlemlerde hangi hallerde bu zorunluluğun aranılmayacağını belirlemeye Maliye Bakanı yetkili kılınmıştır.

Bu yetkiye istinaden “vadesi geçmiş borç” olarak madde kapsamına giren amme alacakları;

i) Tür olarak; yıllık gelir, yıllık kurumlar, katma değer, özel tüketim, özel iletişim, motorlu taşıtlar, şans oyunları, damga, banka ve sigorta muameleleri vergileri, gelir ve kurumlar vergisine ilişkin tevkifatlar ve geçici vergiler ile harçlar ve bu alacaklara ilişkin vergi ziyaı cezaları, gecikme zam ve faizleri,

ii) Tutar olarak; kapsama giren amme alacaklarının toplam 2.000,- lirayı aşan tutarı,

şeklinde belirlenmiştir.

Tahsil dairelerince vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge tanzimi sırasında, borçlunun belirlenmiş alacak türlerinden vadesi geçtiği halde ödenmemiş bir borcu bulunup bulunmadığı araştırılacak ve vadesi geçtiği halde ödenmemiş borçlar, tutarları ile birlikte talep edilen belgede gösterilecektir.

Vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge arama zorunluluğu getirilen kurum ve kuruluşlarca yapılacak ödeme/işlemler sırasında, tahsil dairelerinin verdiği bilgiye istinaden kapsama giren alacak türlerinin toplam tutarının 2.000,- lirayı aşmaması halinde, borcun bulunmadığı kabul edilerek gerekli ödeme/işlemler yapılacaktır.

Vadesi geçtiği halde ödenmemiş borç bulunmakla birlikte, yargı mercilerince amme alacağının takibinin durdurulmasına karar verilmesi veya takibin kanunen durdurulması gereken diğer hallerde kapsama giren tür ve tutarda borç bulunmasına rağmen vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge “ödeme/işlem yapılmasına muvafakat edildiğini” belirten bir ifadeyle tanzim edilerek verilecektir.

Tecil edilmiş amme alacakları, tecil şartlarına uygun olarak ödendiği müddetçe vadesi geçmiş borç olarak dikkate alınmayacaktır. Ancak, bu Tebliğin Birinci Kısım, Dördüncü Bölüm, “I.Tecil” başlıklı bölümünün (9) numaralı alt bölümünün (e) paragrafında yapılan açıklamalar da dikkate alınarak belge verilecektir.

Vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge talep eden borçlulara, başvuracakları tahsil dairesi tarafından, kapsama giren alacak türleri açısından bağlı olunan veya daha önce mükellefiyet kaydı bulunan tahsil dairelerinden temin edilen bilgiler de dikkate alınarak belge verilecektir.

Bu Tebliğ ile tür olarak belirlenen amme alacaklarından mükellefiyet kaydı bulunmayanlar, herhangi bir tahsil dairesinden söz konusu alacaklardan mükellefiyet kayıtlarının olmadığına ilişkin belgeyi almaları halinde vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge aranılmaksızın gerekli ödeme/işlem yapılacaktır.

Bu belgeler, tanzim edildikleri tarihten itibaren 15 gün geçerlidir.

Gelir İdaresi Başkanlığınca söz konusu belgelerin elektronik ortamda verilmesi ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca bu belgelerin teyidinin elektronik ortamda yapılabilmesi halinde aynı esaslar geçerli olacaktır.

Madde kapsamına giren ödemeyi/işlemi gerçekleştirecek olan kamu kurum ve kuruluşlarınca, vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgenin Gelir İdaresi Başkanlığından elektronik ortamda temin edilmesi durumunda, ödemeye/işleme taraf olandan ayrıca belge talep edilmeyecektir.

5. 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi uyarınca vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge aranılması zorunluluğu getirilen ödeme/işlemler ile ilgili olarak ayrıca aşağıdaki açıklamaların dikkate alınması gerekmektedir.

5.1. Tebliğin bu bölümünün “2/a-i” alt bölümünde belirtilen ödemeler sırasında;

a) 5018 sayılı Kanuna ekli I, II, III ve IV sayılı cetvellerde belirtilen idareler,

b) Belediyeler, il özel idareleri ile bunlara bağlı veya bunların kurdukları veya üye oldukları birlik ve idareler,

c)  (a) ve (b)’de yer verilen kamu idarelerine bağlı döner sermaye işletmeleri,

tarafından vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgenin aranılması gerekmektedir.

5.2. 4734 sayılı Kanun kapsamına giren kurumların, mal veya hizmet alımları ile yapım işleri nedeniyle hak sahiplerine yapacakları ödemeler sırasında vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgenin aranılması gerekmektedir.

4734 sayılı Kanun kapsamında olan idareler Kanunun 2 nci maddesinde aşağıdaki şekilde belirlenmiştir.

-  Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idareler, il özel idareleri ve belediyeler ile bunlara bağlı; döner sermayeli kuruluşlar, birlikler (meslekî kuruluş şeklinde faaliyet gösterenler ile bunların üst kuruluşları hariç) ve tüzel kişiler.

-  Kamu iktisadi kuruluşları ile iktisadi devlet teşekküllerinden oluşan kamu iktisadi teşebbüsleri.

-  Sosyal güvenlik kuruluşları, fonlar, özel kanunlarla kurulmuş ve kendilerine kamu görevi verilmiş tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar (meslekî kuruluşlar ve vakıf yükseköğretim kurumları hariç) ile bağımsız bütçeli kuruluşlar.

-  Yukarıda belirtilenlerin doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları her çeşit kuruluş, müessese, birlik, işletme ve şirketler.

-  Yapım ihalelerine münhasır olmak üzere, 15/11/2000 tarihli ve 4603 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi ve Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanun kapsamındaki bankalar ile bu bankaların doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları şirketler.

Belirtilen bu kurumlar, gerek 4734 sayılı Kanun kapsamında (istisnalar dahil) gerekse bu Kanun dışında yapacakları her türlü mal veya hizmet alımları ile yapım işleri için yapacakları ödemeler sırasında vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgeyi arayacaklardır. Ancak, 4603 sayılı Kanun kapsamındaki bankalar ile bu bankaların doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları şirketler münhasıran yapım ihaleleri nedeniyle 22/A maddesi kapsamında belge arayacaklardır.

5.3. 5018 sayılı Kanuna tabi olmayan ve 4734 sayılı Kanun kapsamına girmeyen, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ile Kalkınma Ajansları gibi kamu tüzel kişiliğini haiz kurum ve kuruluşların (meslekî kuruluşlar ve vakıf yükseköğretim kurumları hariç) mal veya hizmet alımları ile yapım işleri nedeniyle hak sahiplerine yapacakları ödemeler sırasında vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgeyi aramaları gerekmektedir.

5.4. 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi uyarınca, kaynağına bakılmaksızın kanun, kararname ve diğer mevzuatla düzenlenmiş olan ve sadece nakdi olarak ödenen Devlet yardımları, teşvikler ve destekleri ödeyecek olan kurum ve kuruluşlarca bu ödemeler yapılmadan önce ilgililerden vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge aranılacaktır.

Madde kapsamında zorunluluk getirilen bu tür ödemeleri bankalar aracılığı ile yapan kurumlar, bu tutarları ilgilisine ödenmek üzere bankaya göndermeden önce vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgeyi arayacaklardır.

5.5. Tebliğin bu bölümünün “5.1.”, “5.2.”, “5.3.” ve “5.4.” alt bölümlerinde belirtilen kurum ve kuruluşların, hak sahiplerine ödeme yapmadan önce vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgeyi aramaları gerekmektedir.

6183 sayılı Kanunun 22/A maddesinin Maliye Bakanına verdiği “yapılacak ödemelerden istihkak sahiplerinin amme borçlarının kesilerek ilgili tahsil dairesine aktarılması zorunluluğu getirme” yetkisine istinaden, Tebliğin bu bölümünün “4/i” alt bölümünde belirlenen alacak türlerinden yine aynı bölümün “4/ii” alt bölümünde belirlenen tutarın üzerinde vadesi geçmiş borcun bulunması halinde, borçlunun talebinin bulunup bulunmadığına bakılmaksızın ödenecek tutardan, vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgede belirtilen borç tutarını aşmamak üzere kesinti yapılarak ilgili tahsil dairesi hesabına aktarılması zorunluluğu getirilmiştir.

Maliye Bakanlığına bağlı birden fazla tahsil dairesine borcun bulunması durumunda, kesinti tutarı vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgeyi düzenleyen tahsil dairesinin hesabına aktarılacaktır.

Kesinti tutarının aktarıldığı tahsil dairesi, bu tutarın hak sahibinin borçlarına mahsup edilmesini sağlayacaktır. Kesinti tutarının tahsil dairelerine olan borç toplamından az olması halinde, kesinti tutarı tahsil daireleri arasında garameten taksim edilecektir.

Diğer taraftan, vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgenin aranılmasını gerektiren ödemelere ilişkin olarak işçi ücreti alacakları hariç olmak üzere, hak sahibi tarafından yapılacak her türlü devir, temlik ve el değiştirme, tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcu karşılayacak kısım ayrıldıktan sonra kalan kısım üzerinde hüküm ifade edecektir.

Dolayısıyla, hak sahipleri tarafından söz konusu ödemelere ilişkin olarak devir, temlik ve el değiştirme işlemi yapılmış olsa dahi ödenecek tutardan borç tutarı kadar kesinti yapılarak ilgili tahsil dairesi hesabına aktarılacaktır.

Ayrıca, kurum ve kuruluşlarca hak sahiplerine yapılacak ödemeden diğer kamu idarelerinin alacaklarına karşılık da kesinti yapılması gereken hallerde, kesinti tutarı tahsil daireleri ile diğer kamu idareleri arasında garameten taksim edilerek tahsil dairelerine ve ilgili idareye aktarılacaktır.

Öte yandan, kurum ve kuruluşlarca hak sahiplerine ödenecek tutar üzerine 2004 sayılı Kanun veya 6183 sayılı Kanuna göre haciz tatbik edilmiş olması halinde, hacze konu tutar düşüldükten sonra kalan tutar, kesintiye esas tutar olarak dikkate alınacaktır. Ancak, yapılacak ödemelerden kesinti yoluyla tahsil dairelerine aktarım yapılacak olması, amme alacağının takibine engel teşkil etmemektedir.

Kesinti yapan kurum;

-  Genel bütçeli idare ise muhasebe işlem fişinin düzenlendiği tarihte,

-  Genel bütçe dışında bir idare ise kesilen tutarın tahsil dairesi hesaplarına aktarıldığı tarihte,

ödeme yapılmış sayılacağından, bu tarihler dikkate alınarak amme alacağına 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre gecikme zammı hesaplanacaktır.

Vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgenin; 5018 sayılı Kanun kapsamına giren kurumların muhasebe birimlerince, diğer kurumların ödemeyi yapacak birimlerince aranılması gerekmektedir.

Amme alacağına ilişkin kesintiye yönelik yapılan düzenlemeler, münhasıran 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesine göre aranılacak vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge için geçerli olduğundan, muhtelif mevzuat kapsamında tahsil dairelerince düzenlenecek vadesi geçmiş borcu gösterir belgelerde belirtilen amme borçları için uygulanmayacaktır.

5.6. Tebliğin bu bölümünün “2/a-v” alt bölümünde belirtilen işlemler sırasında ilgili kurumlar vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgeyi arayacaktır. Tebliğin bu bölümünün “4/ii” alt bölümünde belirlenen tutarın üzerinde vadesi geçmiş borcun bulunması halinde, ilgililerce talep edilen silah taşıma ve bulundurma vesikaları ile yivsiz tüfek ruhsatnameleri verilmeyecektir.

5.7. Vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgenin aranılmasını gerektiren durumlarda, hak sahiplerinin/ilgililerin tahsil dairesine olan borçlarını ödemesi veya sair sebeplerle kendisine yapılması gereken ödemenin/işlemin yapılmasını engelleyen durumun kalkması üzerine, yeni alınacak belgeye göre ilgili kurum ve kuruluşlar gerekli ödemeyi/işlemi yapabileceklerdir.

6. Bu Tebliğ ile zorunluluk getirilen vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgeyi aramadan ödeme yapanlara ve işlem tesis eden kurum ve kuruluşlara, borçlunun bağlı olduğu takibe salahiyetli tahsil dairesince idari para cezası tatbik edilecektir.

6.1. 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında, 7061 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi dönemler dahil, uygulanacak idari para cezası tutarları yıllar itibarıyla aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

 

Yıllar

İdari Para Cezası Tutarı (Lira)

2008

2.000,-

2009

2.240,-

2010

2.289,-

2011

2.465,-

2012

2.717,-

2013

2.928,-

2014

3.043,-

2015

3.350,-

2016

3.536,-

2017

3.671,-

2018

4.000,-

 

6.2. Bu Tebliğ ile zorunluluk getirilen vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgeyi aramadan ödeme yapanlara ve işlem tesis edenlere verilecek idari para cezaları hakkında 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümleri uygulanacaktır.

5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesi gereğince, bu idari para cezası her yıl 213 sayılı Kanunun mükerrer 298 inci maddesine göre belirlenen yeniden değerleme oranına göre arttırılacaktır.

Buna göre, vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgeyi aramadan ödeme yapanlara ve işlem tesis eden kurum ve kuruluşlara, her bir ödeme/işlem için ayrı ayrı olmak üzere belgenin aranılması gereken yılda uygulanacak olan idari para cezası tutarı esas alınarak idari para cezası tatbik edilecektir.

6183 sayılı Kanunun 22/A maddesine göre verilen idari para cezasının, ilgilisine tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerekmektedir.

İdari para cezasına karşı tebliğ tarihini takip eden otuz gün içinde idare mahkemesinde dava açılması mümkündür.”

MADDE 3 – Aynı Tebliğin Birinci Kısım, İkinci Bölümünün “V. Amme Alacağı Ödenmeden Yapılmayacak İşlemler ile İşlem Yapanların Sorumlulukları” başlıklı bölümünden sonra gelmek üzere “VI. Tahsil Edilen Amme Alacaklarından Yapılacak Reddiyat Sebebiyle Mahsuplar” başlıklı aşağıdaki bölüm eklenmiş ve sonraki bölüm başlıklarının numaraları buna göre teselsül ettirilmiştir.

“VI. Tahsil Edilen Amme Alacaklarından Yapılacak Reddiyat Sebebiyle Mahsuplar

6183 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasında “Tahsil edilip de kanuni sebeplerle reddi icabeden amme alacakları, istihkak sahiplerinin reddiyatı yapacak olan amme idaresine olan muaccel borçlarına mahsup edilmek suretiyle reddolunur.” hükmü yer almaktadır.

Bu hükme göre, tahsil edildikten sonra kanuni sebeplerle iadesi gereken amme alacağının, hak sahibinin amme idaresine muacceliyet kazanmış borcunun bulunması halinde bu borca mahsup edilmek suretiyle red ve iade edilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 7061 sayılı Kanunun 87 nci maddesi ile değişik 88 inci maddesinin onaltıncı fıkrasında “6183 sayılı Kanunun 23 üncü maddesine göre Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince reddiyat yapılması durumunda anılan maddenin birinci fıkrasına göre yapılacak mahsuptan sonra Kurumun prim ve diğer alacaklarından muaccel olanlara mahsup yapılır. Kurumun tahsil ettiği prim ve diğer alacaklardan reddi icap edenler, istihkak sahiplerinin Kuruma olan muaccel borçlarına mahsubundan sonra Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine olan muaccel borçlara mahsup edilmek üzere reddolunur. Bu suretle yapılan ödemelerde, reddedilen tutarın Kuruma ve/veya alacaklı tahsil dairesinin hesabına geçtiği tarihte ödeme yapılmış sayılır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı ile Kurum tarafından müştereken belirlenir.” hükmü yer almaktadır.

Bu hükme göre, tahsil edildikten sonra kanuni sebeplerle nakden reddi icabeden alacaklara ilişkin reddiyatın Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince yapılacağı hallerde;

- öncelikle borçlunun Maliye Bakanlığına bağlı tüm tahsil dairelerine olan muaccel borçlarına mahsup yapılması,

- mahsup sonrası kalan bir tutarın bulunması halinde bu tutarın, borçlunun alacaklı amme idaresi olan Devletin gümrük mevzuatından doğan amme alacaklarını takiple görevli Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine bulunan muaccel borçlarına mahsup edilmesi,

- bu mahsup sonrasında da iadesi gereken bir tutarın bulunması halinde borçlunun Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) olan ve 6183 sayılı Kanuna göre takip edilen muaccel prim ve diğer borçlarına ödenmek üzere SGK’ya aktarılması,

gerekmektedir.

Ayrıca, reddiyata konu alacağa ilişkin devir, temlik, el değiştirme ve haciz işlemleri 6183 sayılı Kanunun 23 üncü ve 5510 sayılı Kanunun 88 inci maddelerinin yukarıdaki hükümleri uygulandıktan sonra ve nakden iadeye konu bir tutarın bulunması halinde hüküm ifade edecektir.

Öte yandan, SGK tarafından iade edilecek bir alacağın bulunması durumunda, SGK muaccel alacaklarına mahsup yaptıktan sonra kalan bir tutar olması halinde bu tutarı, borçlunun Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine olan muaccel borçlarına mahsup edilmek üzere ilgili tahsil dairesine aktaracaktır. Alacaklı tahsil dairesinin birden fazla olması durumunda SGK tarafından aktarılacak tutar alacaklı tahsil dairelerinden herhangi birisinin banka hesabına gönderilecektir. Banka hesabına para aktarılan tahsil dairesince, aktarılan tutar alacaklı tahsil daireleri arasında garameten taksim edilecektir. Bu suretle yapılan ödemelerde, ödeme tarihi, paranın tahsil dairesinin hesabına geçtiği tarih olacaktır.”

MADDE 4 – Aynı Tebliğin Birinci Kısım, Üçüncü Bölüm, “I. Ödeme Zamanı” başlıklı bölümünün (6) numaralı alt bölümüne dördüncü paragraftan sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiş ve bu alt bölümün mevcut altıncı ile yedinci paragrafları yürürlükten kaldırılmıştır.

“Ayrıca, süresinde tahakkuk ettirilmeyen Devlet hakkı ve bu alacak üzerinden hesaplanan faizin bir ay içinde ödenmesi için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından borçluya bir tebligat yapılacaktır. Verilen süre içinde ödenmeyen Devlet hakkı ve faiz alacakları anılan Bakanlığın bildirimi üzerine ilgili tahsil dairesince, Devlet hakkı alacağının aslına vade tarihinden tahsil edildiği tarihe kadar geçen süre için 6183 sayılı Kanuna göre gecikme zammı hesaplanarak takip ve tahsil edilecektir.”

MADDE 5 – Aynı Tebliğin Birinci Kısım, Üçüncü Bölüm, “IV. Hususi (Özel) Ödeme Şekilleri” başlıklı bölümünde yer alan (5) numaralı alt bölümünün ikinci paragrafının ilk cümlesi yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 6 – Aynı Tebliğin Birinci Kısım, Dördüncü Bölüm, “I. Tecil” başlıklı bölümünün;

a) (9) numaralı alt bölümünün (i) bölümü “i) Tecil yetkisini kullanan tarafından uygun görülen ödeme planında, taksitlerin ödeme sürelerinin aylık olarak belirlenmiş olması durumunda, taksitlerin ayın son gününe kadar ödenmesi gerekmektedir. Ancak, ayın son gününün resmi tatile rastlaması halinde, tatili izleyen ilk iş günü mesai saati bitimine kadar ödenebilmesi mümkündür.” şeklinde,

b) (17) numaralı alt bölümü “17. 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin altıncı fıkrası, 18/5/2017 tarihli ve 7020 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 6 ncı maddesiyle yapılan değişiklikle aşağıdaki şekli almıştır.

“Tecil salahiyetini kullanacak ve bu salahiyeti devredecek olan makamlar; tecil edilecek amme alacaklarını tür ve tutar olarak belirlemeye, amme borçlusunun faaliyetine devam edip etmediğini esas alarak tecil edilecek alacakları tespit etmeye, tecilde taksit zamanlarını ve diğer şartları tayin etmeye ayrıca 213 sayılı Kanuna göre Maliye Bakanlığınca ilan edilen mücbir sebep hali kapsamındaki amme borçlularının, mücbir sebep halinin sona erdiği tarihe kadar ödemeleri gereken amme borçları ile mücbir sebep nedeniyle ödeme süreleri ertelenen amme borçlarını faiz alınmaksızın veya yürürlükteki faiz oranından daha düşük faiz oranıyla tecil etmeye yetkilidir.”

Tecil salahiyetini kullanacak ve bu salahiyeti devredecek olan makamlar tarafından, Maliye Bakanlığınca mücbir sebep halinin varlığı ilan edilen hallerde madde ile tanınan yetki çerçevesinde amme alacakları faiz alınmaksızın veya yürürlükteki faiz oranından daha düşük faiz oranıyla tecil edilebilecektir.” şeklinde,

değiştirilmiştir.

MADDE 7 – Aynı Tebliğin İkinci Kısım, İkinci Bölüm, “I. Menkul Malların Haczi” başlıklı bölümünün (1) numaralı alt bölümünün sonuna aşağıdaki paragraf eklenmiştir.

“Diğer taraftan, 6183 sayılı Kanunun 77 nci maddesinin ikinci fıkrasının verdiği yetkiye istinaden diğer menkul mallara ilişkin düzenlenecek haciz bildirilerinin elektronik ortamda tebliğ edilmesine ilişkin olarak Gelir İdaresi Başkanlığı ilgili kurumlarla protokol yapmaya yetkilidir.”

MADDE 8 – Aynı Tebliğin;

a) Birinci Kısım, Üçüncü Bölüm, “V. Ödemenin Mahsup Edileceği Alacaklar” başlıklı bölümün (6) numaralı alt bölümünde,

b) İkinci Kısım, Birinci Bölüm;

i) “II- Ödeme Emri ve Mal Bildirimi” başlıklı bölümün (1), (5) ve (12) numaralı alt bölümlerinde,

ii) “III- Ödeme Emrine Dava Açılması” başlıklı bölümün (1) numaralı bölümünün birinci ve yedinci paragraflarında, (3) numaralı alt bölümünün birinci paragrafında, (6) numaralı alt bölümünün birinci, dördüncü ve altıncı paragraflarında,

iii) “IV. Teminatlı Alacaklarda Takip” başlıklı bölümünün (1) numaralı alt bölümünde,

iv) “V. Kefil ve Yabancı Şahıs veya Kurumlar Mümessillerini Takip” başlıklı bölümün (1) numaralı alt bölümünde,

v) “VI- Haciz” başlıklı bölümünün (1) numaralı alt bölümünde,

yer alan “7” ibareleri “15” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 9 – Aynı Tebliğe ekteki EK-11 eklenmiştir.

MADDE 10 – Bu Tebliğin;

a) 1 inci maddesinin (a) bölümü ile 2 ve 8 inci maddeleri 1/1/2018 tarihinde,

b) Diğer maddeleri yayımı tarihinde,

yürürlüğe girer.

MADDE 11 – Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.

Eki için tıklayınız.

İçerik 1:

MADDE 1 – 30/6/2007 tarihli ve 26568 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tahsilat Genel Tebliği Seri: A Sıra No: 1’in Birinci Kısım, İkinci Bölüm, “II. İhtiyati Haciz” başlıklı bölümünün (11) numaralı alt bölümünde yer alan;

a) “7” ibareleri “15” şeklinde değiştirilmiştir.

b) Dördüncü paragraftan sonra gelmek üzere “İhtiyati haciz işlemleri ile ilgili olarak açılan davalarda, mahkemelerce ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesi halinde, bu kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin, kararın gereklerine göre işlem tesis edilmesi icap etmektedir.” paragrafı eklenmiştir.

c) Beşinci ve altıncı paragraflar yürürlükten kaldırılmıştır.

ç) Yedinci paragraf  “İhtiyati hacze karşı dava açılmadığı halde, bu haczin dayanağı olan tarhiyata karşı açılmış davada mahkemece tarhiyatın kısmen veya tamamen terkinine yönelik karar verilmesi halinde, bu tarhiyata ilişkin ihtiyati haczin, mahkemece terkinine karar verilen tutarlar dikkate alınarak kaldırılması gerekmektedir.” şeklinde değiştirilmiştir.

d) Sekizinci paragrafta yer alan “ve terkin kararının kesinleşmesi şartıyla” ibaresi “durumunda” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 2 – Aynı Tebliğin Birinci Kısım, İkinci Bölümünün “V. Amme Alacağı Ödenmeden Yapılmayacak İşlemler ile İşlem Yapanların Sorumlulukları” başlıklı bölümü aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

1. 6183 sayılı Kanunun 28/11/2017 tarihli ve 7061 sayılı Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 7 nci maddesiyle değişen ve 1/1/2018 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren 22/A maddesinde “Maliye Bakanı, aşağıdaki ödeme ve işlemlerde, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge aranılması ve yapılacak ödemelerden istihkak sahiplerinin amme borçlarının kesilerek ilgili tahsil dairesine aktarılması zorunluluğu ile kesintilere asgari tutar ve oran getirmeye, kapsama girecek amme alacaklarını tür, tutar, ödeme ve işlemler itibarıyla topluca veya ayrı ayrı tespit etmeye, zorunluluk getirilen ödeme ve işlemlerde hangi hallerde bu zorunluluğun aranılmayacağını ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

1. 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa tabi kamu idareleri ile bu idarelere bağlı döner sermaye işletmelerinin yapacağı her türlü ödemelerde,

2. 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamına giren kurumlar ile kamu tüzel kişiliğini haiz kurum ve kuruluşların (meslekî kuruluşlar ve vakıf yüksek öğretim kurumları hariç) mal veya hizmet alımları ile yapım işleri nedeniyle hak sahiplerine yapacakları ödemelerde,

3. Kanun, kararname ve diğer mevzuatla nakdi olarak sağlanan Devlet yardımları, teşvikler ve destekler nedeniyle yapılacak ödemelerde,

4. 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa ekli tarifelerde yer alan ticaret sicil harçlarından kayıt ve tescil harçları, noter harçlarından senet, mukavelename ve kâğıtlardan alınan harçlar, tapu ve kadastro harçlarından tapu işlemlerine ilişkin alınan harçlar, gemi ve liman harçları ile (8) sayılı tarifeye konu harçlar (diploma harçları hariç) ve trafik harçlarına mevzu işlemlerde,

5. 26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununda yer alan bina inşaat harcı ve yapı kullanma izin harcına mevzu işlemlerde.

Bu madde kapsamında zorunluluk getirilen ödemelere ilişkin olarak işçi ücreti alacakları hariç olmak üzere, yapılacak her türlü devir, temlik ve el değiştirme, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcu karşılayacak kısım ayrıldıktan sonra kalan kısım üzerinde hüküm ifade eder. Şu kadar ki bu hükmün uygulanmasında diğer kamu idarelerinin alacaklarına karşılık kesinti yapılması gereken hallerde kesinti tutarı garameten taksim olunur.

Takibata selahiyetli tahsil dairesince, bu madde kapsamında getirilen zorunluluğa rağmen borcun olmadığına dair belgeyi aramaksızın ödeme yapanlara ve işlem tesis eden kurum ve kuruluşlara dört bin Türk lirası idari para cezası verilir. İdari para cezası, ilgilisine tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. İdari para cezasına karşı tebliğ tarihini takip eden otuz gün içinde idare mahkemesinde dava açılabilir.” hükmü yer almaktadır.

Madde hükmü ile bazı ödeme ve işlemler sırasında Bakanlığımıza bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge aranılması zorunluluğu getirmeye Maliye Bakanı yetkili kılınmaktadır.

2. Zorunluluk Getirilen Ödeme ve İşlemler

Maddenin Maliye Bakanına verdiği yetkiye istinaden;

a) 1/1/2018 tarihinden itibaren uygulanmak üzere,

i) 5018 sayılı Kanuna tabi kamu idareleri ile bu idarelere bağlı döner sermaye işletmelerinin, kaynağına bakılmaksızın hak sahiplerine 2.000,- liranın üzerinde;

- Bu Tebliğ ekinde yer alan liste (EK-11),

- (EK-11)’de sayılanlar dışında kalan ancak 4734 sayılı Kamu İhale Kanuna göre mal ve hizmet alımları ile yapım işleri (istisnalar dahil),

- Mahkeme ilamları veya icra emirleri,

- 26/12/1931 tarihli ve 1905 sayılı Menkul ve Gayri Menkul Emval ile Bunların İntifa Haklarının ve Daimi Vergilerin Mektumlarını Haber Verenlere Verilecek İkramiyelere Dair Kanun,

- 29/6/2001 tarihli ve 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun,

kapsamında yapacakları ödemeler sırasında hak sahiplerinin,

ii) 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamına giren kurumların, mal veya hizmet alımları ile yapım işleri nedeniyle 2.000,- liranın üzerinde yapacakları ödemeler sırasında hak sahiplerinin,

iii) 5018 sayılı Kanuna tabi olmayan ve 4734 sayılı Kanun kapsamında bulunmayan kamu tüzel kişiliğini haiz kurum ve kuruluşların (meslekî kuruluşlar ve vakıf yükseköğretim kurumları hariç) mal veya hizmet alımları ile yapım işleri nedeniyle 2.000,- liranın üzerinde yapacakları ödemeler sırasında hak sahiplerinin,

iv) Kanun, kararname ve diğer mevzuatla nakdi olarak sağlanan Devlet yardımları, teşvikler ve destekler nedeniyle kurumların 2.000,- liranın üzerinde yapacakları ödemeler sırasında ilgililerin,

v) 492 sayılı Harçlar Kanununa ekli “İmtiyazname, Ruhsatname ve Diploma Harçları” başlıklı (8) sayılı tarifenin “VI-Meslek erbabına verilecek tezkere, vesika ve ruhsatnamelerden alınacak harçlar:” bölümünün (16) numaralı alt bölümüne konu, silah taşıma ve bulundurma vesikaları ile yivsiz tüfek ruhsatnameleri talepleri (10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (1), (2), (3), (4) ve (6) numaralı bentleri ile 21/3/1991 tarihli ve 91/1779 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerinde sayılanların talepleri hariç) üzerine yapılacak işlemler sırasında ilgililerin,

Bakanlığımıza bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borçlarının bulunmadığına ilişkin vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge aranılması zorunluluğu getirilmiştir.

Ancak;

-  Eğitim ve öğretime yönelik burs ve diğer adlarla yapılan ödemelerde,

-  6183 sayılı Kanunun 70 inci maddesi gereğince haczedilemeyen ödemelerde,

-  6183 sayılı Kanunun 105 inci maddesinde sayılan tabii afetlere maruz kalanlara yapılan Devlet yardımı, teşvik ve destek ödemelerinde,

-  Bütçelerine mahalli idarelerin katkıda bulunduğu kuruluşların proje ve faaliyetleri karşılığında mahalli idarelere sağladığı destek ödemelerinde,

-  Spor Toto Teşkilat Başkanlığı tarafından, her çeşit gençlik ve spor tesisi ile eğitim ve öğretim kurumlarının yapılması, yaptırılması, kiralanması, onarım ve bakımlarının yapılması, yarım kalan tesislerin tamamlanması ve tefrişatı için mahalli idarelere (il özel idareleri, belediyeler ve köyler) verilen mali katkı kapsamında nakdi olarak yapılacak ödemelerde,

-  Su alımı ödemelerinde,

-  Abonelik ücretleri, posta ve telgraf giderleri, ihale usulü dışında yapılan haberleşme alımı ödemelerinde,

-  İhale usulü dışında yapılan enerji (yakacak ve elektrik) alımı ödemelerinde,

bu zorunluluk aranılmayacaktır.

3. 4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanununun;

- 13 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında “Ruhsat birleştirme, izin alanı değişikliği, ihale, küçük alanların ihalesi, devir talepleri, işletme ruhsatı ve süre uzatımı taleplerinde işletme ruhsat taban bedelinin genel bütçeye yatırıldığına dair belge ve 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge ile müracaat edilir. I. Grup (a) bendi madenlerde ise büyükşehir belediyesi dışındaki illerde il özel idaresi hesabına gelir kaydedilmek üzere yatırıldığına dair belge ve 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge ile müracaat edilir.” hükmü,

- 24 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında “I. Grup (b) bendi ve II. Grup (a) ve (c) bendi madenler için ihale bedelinin yatırılmasından itibaren iki ay içinde, diğer maden grupları için arama ruhsat süresi sonuna kadar, yetkilendirilmiş tüzel kişilerce maden mühendisinin sorumluluğunda hazırlanmış işletme projesi ruhsat sahibi tarafından Genel Müdürlüğe verilir. Proje ile birlikte projenin uygulanabilmesi için gerekli olan mali yeterliliğine ilişkin belgeler ve genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere ilgili muhasebe birimi hesabına işletme ruhsat taban bedelinin yatırıldığına dair belgenin Genel Müdürlüğe verilmesi zorunludur. Aksi hâlde talep reddedilir.

Projedeki teknik eksiklikler, 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge ve işletme ruhsat bedeli yapılan bildirimden itibaren üç ay içinde tamamlanır…” hükmü,

yer almaktadır.

Bu hükümler çerçevesinde, madenlere ilişkin ruhsat birleştirme, izin alanı değişikliği, ihale, küçük alanların ihalesi, devir talepleri, işletme ruhsatı ve süre uzatımı talepleri ile ruhsat sahibi tarafından sunulan projedeki eksikliklerin tamamlanmasında, 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında ilgililerden vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge aranılması gerekmektedir.

4. 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamına girecek amme alacaklarını tür, tutar ve işlemler itibarıyla topluca veya ayrı ayrı tespit etmeye, zorunluluk getirilen işlemlerde hangi hallerde bu zorunluluğun aranılmayacağını belirlemeye Maliye Bakanı yetkili kılınmıştır.

Bu yetkiye istinaden “vadesi geçmiş borç” olarak madde kapsamına giren amme alacakları;

i) Tür olarak; yıllık gelir, yıllık kurumlar, katma değer, özel tüketim, özel iletişim, motorlu taşıtlar, şans oyunları, damga, banka ve sigorta muameleleri vergileri, gelir ve kurumlar vergisine ilişkin tevkifatlar ve geçici vergiler ile harçlar ve bu alacaklara ilişkin vergi ziyaı cezaları, gecikme zam ve faizleri,

ii) Tutar olarak; kapsama giren amme alacaklarının toplam 2.000,- lirayı aşan tutarı,

şeklinde belirlenmiştir.

Tahsil dairelerince vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge tanzimi sırasında, borçlunun belirlenmiş alacak türlerinden vadesi geçtiği halde ödenmemiş bir borcu bulunup bulunmadığı araştırılacak ve vadesi geçtiği halde ödenmemiş borçlar, tutarları ile birlikte talep edilen belgede gösterilecektir.

Vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge arama zorunluluğu getirilen kurum ve kuruluşlarca yapılacak ödeme/işlemler sırasında, tahsil dairelerinin verdiği bilgiye istinaden kapsama giren alacak türlerinin toplam tutarının 2.000,- lirayı aşmaması halinde, borcun bulunmadığı kabul edilerek gerekli ödeme/işlemler yapılacaktır.

Vadesi geçtiği halde ödenmemiş borç bulunmakla birlikte, yargı mercilerince amme alacağının takibinin durdurulmasına karar verilmesi veya takibin kanunen durdurulması gereken diğer hallerde kapsama giren tür ve tutarda borç bulunmasına rağmen vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge “ödeme/işlem yapılmasına muvafakat edildiğini” belirten bir ifadeyle tanzim edilerek verilecektir.

Tecil edilmiş amme alacakları, tecil şartlarına uygun olarak ödendiği müddetçe vadesi geçmiş borç olarak dikkate alınmayacaktır. Ancak, bu Tebliğin Birinci Kısım, Dördüncü Bölüm, “I.Tecil” başlıklı bölümünün (9) numaralı alt bölümünün (e) paragrafında yapılan açıklamalar da dikkate alınarak belge verilecektir.

Vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge talep eden borçlulara, başvuracakları tahsil dairesi tarafından, kapsama giren alacak türleri açısından bağlı olunan veya daha önce mükellefiyet kaydı bulunan tahsil dairelerinden temin edilen bilgiler de dikkate alınarak belge verilecektir.

Bu Tebliğ ile tür olarak belirlenen amme alacaklarından mükellefiyet kaydı bulunmayanlar, herhangi bir tahsil dairesinden söz konusu alacaklardan mükellefiyet kayıtlarının olmadığına ilişkin belgeyi almaları halinde vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge aranılmaksızın gerekli ödeme/işlem yapılacaktır.

Bu belgeler, tanzim edildikleri tarihten itibaren 15 gün geçerlidir.

Gelir İdaresi Başkanlığınca söz konusu belgelerin elektronik ortamda verilmesi ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca bu belgelerin teyidinin elektronik ortamda yapılabilmesi halinde aynı esaslar geçerli olacaktır.

Madde kapsamına giren ödemeyi/işlemi gerçekleştirecek olan kamu kurum ve kuruluşlarınca, vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgenin Gelir İdaresi Başkanlığından elektronik ortamda temin edilmesi durumunda, ödemeye/işleme taraf olandan ayrıca belge talep edilmeyecektir.

5. 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi uyarınca vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge aranılması zorunluluğu getirilen ödeme/işlemler ile ilgili olarak ayrıca aşağıdaki açıklamaların dikkate alınması gerekmektedir.

5.1. Tebliğin bu bölümünün “2/a-i” alt bölümünde belirtilen ödemeler sırasında;

a) 5018 sayılı Kanuna ekli I, II, III ve IV sayılı cetvellerde belirtilen idareler,

b) Belediyeler, il özel idareleri ile bunlara bağlı veya bunların kurdukları veya üye oldukları birlik ve idareler,

c)  (a) ve (b)’de yer verilen kamu idarelerine bağlı döner sermaye işletmeleri,

tarafından vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgenin aranılması gerekmektedir.

5.2. 4734 sayılı Kanun kapsamına giren kurumların, mal veya hizmet alımları ile yapım işleri nedeniyle hak sahiplerine yapacakları ödemeler sırasında vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgenin aranılması gerekmektedir.

4734 sayılı Kanun kapsamında olan idareler Kanunun 2 nci maddesinde aşağıdaki şekilde belirlenmiştir.

-  Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idareler, il özel idareleri ve belediyeler ile bunlara bağlı; döner sermayeli kuruluşlar, birlikler (meslekî kuruluş şeklinde faaliyet gösterenler ile bunların üst kuruluşları hariç) ve tüzel kişiler.

-  Kamu iktisadi kuruluşları ile iktisadi devlet teşekküllerinden oluşan kamu iktisadi teşebbüsleri.

-  Sosyal güvenlik kuruluşları, fonlar, özel kanunlarla kurulmuş ve kendilerine kamu görevi verilmiş tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar (meslekî kuruluşlar ve vakıf yükseköğretim kurumları hariç) ile bağımsız bütçeli kuruluşlar.

-  Yukarıda belirtilenlerin doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları her çeşit kuruluş, müessese, birlik, işletme ve şirketler.

-  Yapım ihalelerine münhasır olmak üzere, 15/11/2000 tarihli ve 4603 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi ve Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanun kapsamındaki bankalar ile bu bankaların doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları şirketler.

Belirtilen bu kurumlar, gerek 4734 sayılı Kanun kapsamında (istisnalar dahil) gerekse bu Kanun dışında yapacakları her türlü mal veya hizmet alımları ile yapım işleri için yapacakları ödemeler sırasında vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgeyi arayacaklardır. Ancak, 4603 sayılı Kanun kapsamındaki bankalar ile bu bankaların doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları şirketler münhasıran yapım ihaleleri nedeniyle 22/A maddesi kapsamında belge arayacaklardır.

5.3. 5018 sayılı Kanuna tabi olmayan ve 4734 sayılı Kanun kapsamına girmeyen, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ile Kalkınma Ajansları gibi kamu tüzel kişiliğini haiz kurum ve kuruluşların (meslekî kuruluşlar ve vakıf yükseköğretim kurumları hariç) mal veya hizmet alımları ile yapım işleri nedeniyle hak sahiplerine yapacakları ödemeler sırasında vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgeyi aramaları gerekmektedir.

5.4. 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi uyarınca, kaynağına bakılmaksızın kanun, kararname ve diğer mevzuatla düzenlenmiş olan ve sadece nakdi olarak ödenen Devlet yardımları, teşvikler ve destekleri ödeyecek olan kurum ve kuruluşlarca bu ödemeler yapılmadan önce ilgililerden vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge aranılacaktır.

Madde kapsamında zorunluluk getirilen bu tür ödemeleri bankalar aracılığı ile yapan kurumlar, bu tutarları ilgilisine ödenmek üzere bankaya göndermeden önce vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgeyi arayacaklardır.

5.5. Tebliğin bu bölümünün “5.1.”, “5.2.”, “5.3.” ve “5.4.” alt bölümlerinde belirtilen kurum ve kuruluşların, hak sahiplerine ödeme yapmadan önce vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgeyi aramaları gerekmektedir.

6183 sayılı Kanunun 22/A maddesinin Maliye Bakanına verdiği “yapılacak ödemelerden istihkak sahiplerinin amme borçlarının kesilerek ilgili tahsil dairesine aktarılması zorunluluğu getirme” yetkisine istinaden, Tebliğin bu bölümünün “4/i” alt bölümünde belirlenen alacak türlerinden yine aynı bölümün “4/ii” alt bölümünde belirlenen tutarın üzerinde vadesi geçmiş borcun bulunması halinde, borçlunun talebinin bulunup bulunmadığına bakılmaksızın ödenecek tutardan, vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgede belirtilen borç tutarını aşmamak üzere kesinti yapılarak ilgili tahsil dairesi hesabına aktarılması zorunluluğu getirilmiştir.

Maliye Bakanlığına bağlı birden fazla tahsil dairesine borcun bulunması durumunda, kesinti tutarı vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgeyi düzenleyen tahsil dairesinin hesabına aktarılacaktır.

Kesinti tutarının aktarıldığı tahsil dairesi, bu tutarın hak sahibinin borçlarına mahsup edilmesini sağlayacaktır. Kesinti tutarının tahsil dairelerine olan borç toplamından az olması halinde, kesinti tutarı tahsil daireleri arasında garameten taksim edilecektir.

Diğer taraftan, vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgenin aranılmasını gerektiren ödemelere ilişkin olarak işçi ücreti alacakları hariç olmak üzere, hak sahibi tarafından yapılacak her türlü devir, temlik ve el değiştirme, tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcu karşılayacak kısım ayrıldıktan sonra kalan kısım üzerinde hüküm ifade edecektir.

Dolayısıyla, hak sahipleri tarafından söz konusu ödemelere ilişkin olarak devir, temlik ve el değiştirme işlemi yapılmış olsa dahi ödenecek tutardan borç tutarı kadar kesinti yapılarak ilgili tahsil dairesi hesabına aktarılacaktır.

Ayrıca, kurum ve kuruluşlarca hak sahiplerine yapılacak ödemeden diğer kamu idarelerinin alacaklarına karşılık da kesinti yapılması gereken hallerde, kesinti tutarı tahsil daireleri ile diğer kamu idareleri arasında garameten taksim edilerek tahsil dairelerine ve ilgili idareye aktarılacaktır.

Öte yandan, kurum ve kuruluşlarca hak sahiplerine ödenecek tutar üzerine 2004 sayılı Kanun veya 6183 sayılı Kanuna göre haciz tatbik edilmiş olması halinde, hacze konu tutar düşüldükten sonra kalan tutar, kesintiye esas tutar olarak dikkate alınacaktır. Ancak, yapılacak ödemelerden kesinti yoluyla tahsil dairelerine aktarım yapılacak olması, amme alacağının takibine engel teşkil etmemektedir.

Kesinti yapan kurum;

-  Genel bütçeli idare ise muhasebe işlem fişinin düzenlendiği tarihte,

-  Genel bütçe dışında bir idare ise kesilen tutarın tahsil dairesi hesaplarına aktarıldığı tarihte,

ödeme yapılmış sayılacağından, bu tarihler dikkate alınarak amme alacağına 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre gecikme zammı hesaplanacaktır.

Vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgenin; 5018 sayılı Kanun kapsamına giren kurumların muhasebe birimlerince, diğer kurumların ödemeyi yapacak birimlerince aranılması gerekmektedir.

Amme alacağına ilişkin kesintiye yönelik yapılan düzenlemeler, münhasıran 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesine göre aranılacak vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge için geçerli olduğundan, muhtelif mevzuat kapsamında tahsil dairelerince düzenlenecek vadesi geçmiş borcu gösterir belgelerde belirtilen amme borçları için uygulanmayacaktır.

5.6. Tebliğin bu bölümünün “2/a-v” alt bölümünde belirtilen işlemler sırasında ilgili kurumlar vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgeyi arayacaktır. Tebliğin bu bölümünün “4/ii” alt bölümünde belirlenen tutarın üzerinde vadesi geçmiş borcun bulunması halinde, ilgililerce talep edilen silah taşıma ve bulundurma vesikaları ile yivsiz tüfek ruhsatnameleri verilmeyecektir.

5.7. Vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgenin aranılmasını gerektiren durumlarda, hak sahiplerinin/ilgililerin tahsil dairesine olan borçlarını ödemesi veya sair sebeplerle kendisine yapılması gereken ödemenin/işlemin yapılmasını engelleyen durumun kalkması üzerine, yeni alınacak belgeye göre ilgili kurum ve kuruluşlar gerekli ödemeyi/işlemi yapabileceklerdir.

6. Bu Tebliğ ile zorunluluk getirilen vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgeyi aramadan ödeme yapanlara ve işlem tesis eden kurum ve kuruluşlara, borçlunun bağlı olduğu takibe salahiyetli tahsil dairesince idari para cezası tatbik edilecektir.

6.1. 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında, 7061 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi dönemler dahil, uygulanacak idari para cezası tutarları yıllar itibarıyla aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

 

Yıllar

İdari Para Cezası Tutarı (Lira)

2008

2.000,-

2009

2.240,-

2010

2.289,-

2011

2.465,-

2012

2.717,-

2013

2.928,-

2014

3.043,-

2015

3.350,-

2016

3.536,-

2017

3.671,-

2018

4.000,-

 

6.2. Bu Tebliğ ile zorunluluk getirilen vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgeyi aramadan ödeme yapanlara ve işlem tesis edenlere verilecek idari para cezaları hakkında 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümleri uygulanacaktır.

5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesi gereğince, bu idari para cezası her yıl 213 sayılı Kanunun mükerrer 298 inci maddesine göre belirlenen yeniden değerleme oranına göre arttırılacaktır.

Buna göre, vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgeyi aramadan ödeme yapanlara ve işlem tesis eden kurum ve kuruluşlara, her bir ödeme/işlem için ayrı ayrı olmak üzere belgenin aranılması gereken yılda uygulanacak olan idari para cezası tutarı esas alınarak idari para cezası tatbik edilecektir.

6183 sayılı Kanunun 22/A maddesine göre verilen idari para cezasının, ilgilisine tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerekmektedir.

İdari para cezasına karşı tebliğ tarihini takip eden otuz gün içinde idare mahkemesinde dava açılması mümkündür.”

MADDE 3 – Aynı Tebliğin Birinci Kısım, İkinci Bölümünün “V. Amme Alacağı Ödenmeden Yapılmayacak İşlemler ile İşlem Yapanların Sorumlulukları” başlıklı bölümünden sonra gelmek üzere “VI. Tahsil Edilen Amme Alacaklarından Yapılacak Reddiyat Sebebiyle Mahsuplar” başlıklı aşağıdaki bölüm eklenmiş ve sonraki bölüm başlıklarının numaraları buna göre teselsül ettirilmiştir.

“VI. Tahsil Edilen Amme Alacaklarından Yapılacak Reddiyat Sebebiyle Mahsuplar

6183 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasında “Tahsil edilip de kanuni sebeplerle reddi icabeden amme alacakları, istihkak sahiplerinin reddiyatı yapacak olan amme idaresine olan muaccel borçlarına mahsup edilmek suretiyle reddolunur.” hükmü yer almaktadır.

Bu hükme göre, tahsil edildikten sonra kanuni sebeplerle iadesi gereken amme alacağının, hak sahibinin amme idaresine muacceliyet kazanmış borcunun bulunması halinde bu borca mahsup edilmek suretiyle red ve iade edilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 7061 sayılı Kanunun 87 nci maddesi ile değişik 88 inci maddesinin onaltıncı fıkrasında “6183 sayılı Kanunun 23 üncü maddesine göre Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince reddiyat yapılması durumunda anılan maddenin birinci fıkrasına göre yapılacak mahsuptan sonra Kurumun prim ve diğer alacaklarından muaccel olanlara mahsup yapılır. Kurumun tahsil ettiği prim ve diğer alacaklardan reddi icap edenler, istihkak sahiplerinin Kuruma olan muaccel borçlarına mahsubundan sonra Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine olan muaccel borçlara mahsup edilmek üzere reddolunur. Bu suretle yapılan ödemelerde, reddedilen tutarın Kuruma ve/veya alacaklı tahsil dairesinin hesabına geçtiği tarihte ödeme yapılmış sayılır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı ile Kurum tarafından müştereken belirlenir.” hükmü yer almaktadır.

Bu hükme göre, tahsil edildikten sonra kanuni sebeplerle nakden reddi icabeden alacaklara ilişkin reddiyatın Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince yapılacağı hallerde;

- öncelikle borçlunun Maliye Bakanlığına bağlı tüm tahsil dairelerine olan muaccel borçlarına mahsup yapılması,

- mahsup sonrası kalan bir tutarın bulunması halinde bu tutarın, borçlunun alacaklı amme idaresi olan Devletin gümrük mevzuatından doğan amme alacaklarını takiple görevli Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine bulunan muaccel borçlarına mahsup edilmesi,

- bu mahsup sonrasında da iadesi gereken bir tutarın bulunması halinde borçlunun Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) olan ve 6183 sayılı Kanuna göre takip edilen muaccel prim ve diğer borçlarına ödenmek üzere SGK’ya aktarılması,

gerekmektedir.

Ayrıca, reddiyata konu alacağa ilişkin devir, temlik, el değiştirme ve haciz işlemleri 6183 sayılı Kanunun 23 üncü ve 5510 sayılı Kanunun 88 inci maddelerinin yukarıdaki hükümleri uygulandıktan sonra ve nakden iadeye konu bir tutarın bulunması halinde hüküm ifade edecektir.

Öte yandan, SGK tarafından iade edilecek bir alacağın bulunması durumunda, SGK muaccel alacaklarına mahsup yaptıktan sonra kalan bir tutar olması halinde bu tutarı, borçlunun Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine olan muaccel borçlarına mahsup edilmek üzere ilgili tahsil dairesine aktaracaktır. Alacaklı tahsil dairesinin birden fazla olması durumunda SGK tarafından aktarılacak tutar alacaklı tahsil dairelerinden herhangi birisinin banka hesabına gönderilecektir. Banka hesabına para aktarılan tahsil dairesince, aktarılan tutar alacaklı tahsil daireleri arasında garameten taksim edilecektir. Bu suretle yapılan ödemelerde, ödeme tarihi, paranın tahsil dairesinin hesabına geçtiği tarih olacaktır.”

MADDE 4 – Aynı Tebliğin Birinci Kısım, Üçüncü Bölüm, “I. Ödeme Zamanı” başlıklı bölümünün (6) numaralı alt bölümüne dördüncü paragraftan sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiş ve bu alt bölümün mevcut altıncı ile yedinci paragrafları yürürlükten kaldırılmıştır.

“Ayrıca, süresinde tahakkuk ettirilmeyen Devlet hakkı ve bu alacak üzerinden hesaplanan faizin bir ay içinde ödenmesi için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından borçluya bir tebligat yapılacaktır. Verilen süre içinde ödenmeyen Devlet hakkı ve faiz alacakları anılan Bakanlığın bildirimi üzerine ilgili tahsil dairesince, Devlet hakkı alacağının aslına vade tarihinden tahsil edildiği tarihe kadar geçen süre için 6183 sayılı Kanuna göre gecikme zammı hesaplanarak takip ve tahsil edilecektir.”

MADDE 5 – Aynı Tebliğin Birinci Kısım, Üçüncü Bölüm, “IV. Hususi (Özel) Ödeme Şekilleri” başlıklı bölümünde yer alan (5) numaralı alt bölümünün ikinci paragrafının ilk cümlesi yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 6 – Aynı Tebliğin Birinci Kısım, Dördüncü Bölüm, “I. Tecil” başlıklı bölümünün;

a) (9) numaralı alt bölümünün (i) bölümü “i) Tecil yetkisini kullanan tarafından uygun görülen ödeme planında, taksitlerin ödeme sürelerinin aylık olarak belirlenmiş olması durumunda, taksitlerin ayın son gününe kadar ödenmesi gerekmektedir. Ancak, ayın son gününün resmi tatile rastlaması halinde, tatili izleyen ilk iş günü mesai saati bitimine kadar ödenebilmesi mümkündür.” şeklinde,

b) (17) numaralı alt bölümü “17. 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin altıncı fıkrası, 18/5/2017 tarihli ve 7020 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 6 ncı maddesiyle yapılan değişiklikle aşağıdaki şekli almıştır.

“Tecil salahiyetini kullanacak ve bu salahiyeti devredecek olan makamlar; tecil edilecek amme alacaklarını tür ve tutar olarak belirlemeye, amme borçlusunun faaliyetine devam edip etmediğini esas alarak tecil edilecek alacakları tespit etmeye, tecilde taksit zamanlarını ve diğer şartları tayin etmeye ayrıca 213 sayılı Kanuna göre Maliye Bakanlığınca ilan edilen mücbir sebep hali kapsamındaki amme borçlularının, mücbir sebep halinin sona erdiği tarihe kadar ödemeleri gereken amme borçları ile mücbir sebep nedeniyle ödeme süreleri ertelenen amme borçlarını faiz alınmaksızın veya yürürlükteki faiz oranından daha düşük faiz oranıyla tecil etmeye yetkilidir.”

Tecil salahiyetini kullanacak ve bu salahiyeti devredecek olan makamlar tarafından, Maliye Bakanlığınca mücbir sebep halinin varlığı ilan edilen hallerde madde ile tanınan yetki çerçevesinde amme alacakları faiz alınmaksızın veya yürürlükteki faiz oranından daha düşük faiz oranıyla tecil edilebilecektir.” şeklinde,

değiştirilmiştir.

MADDE 7 – Aynı Tebliğin İkinci Kısım, İkinci Bölüm, “I. Menkul Malların Haczi” başlıklı bölümünün (1) numaralı alt bölümünün sonuna aşağıdaki paragraf eklenmiştir.

“Diğer taraftan, 6183 sayılı Kanunun 77 nci maddesinin ikinci fıkrasının verdiği yetkiye istinaden diğer menkul mallara ilişkin düzenlenecek haciz bildirilerinin elektronik ortamda tebliğ edilmesine ilişkin olarak Gelir İdaresi Başkanlığı ilgili kurumlarla protokol yapmaya yetkilidir.”

MADDE 8 – Aynı Tebliğin;

a) Birinci Kısım, Üçüncü Bölüm, “V. Ödemenin Mahsup Edileceği Alacaklar” başlıklı bölümün (6) numaralı alt bölümünde,

b) İkinci Kısım, Birinci Bölüm;

i) “II- Ödeme Emri ve Mal Bildirimi” başlıklı bölümün (1), (5) ve (12) numaralı alt bölümlerinde,

ii) “III- Ödeme Emrine Dava Açılması” başlıklı bölümün (1) numaralı bölümünün birinci ve yedinci paragraflarında, (3) numaralı alt bölümünün birinci paragrafında, (6) numaralı alt bölümünün birinci, dördüncü ve altıncı paragraflarında,

iii) “IV. Teminatlı Alacaklarda Takip” başlıklı bölümünün (1) numaralı alt bölümünde,

iv) “V. Kefil ve Yabancı Şahıs veya Kurumlar Mümessillerini Takip” başlıklı bölümün (1) numaralı alt bölümünde,

v) “VI- Haciz” başlıklı bölümünün (1) numaralı alt bölümünde,

yer alan “7” ibareleri “15” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 9 – Aynı Tebliğe ekteki EK-11 eklenmiştir.

MADDE 10 – Bu Tebliğin;

a) 1 inci maddesinin (a) bölümü ile 2 ve 8 inci maddeleri 1/1/2018 tarihinde,

b) Diğer maddeleri yayımı tarihinde,

yürürlüğe girer.

MADDE 11 – Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.

Eki için tıklayınız.

İçerik 2:

MADDE 1 – 30/6/2007 tarihli ve 26568 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tahsilat Genel Tebliği Seri: A Sıra No: 1’in Birinci Kısım, İkinci Bölüm, “II. İhtiyati Haciz” başlıklı bölümünün (11) numaralı alt bölümünde yer alan;

a) “7” ibareleri “15” şeklinde değiştirilmiştir.

b) Dördüncü paragraftan sonra gelmek üzere “İhtiyati haciz işlemleri ile ilgili olarak açılan davalarda, mahkemelerce ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesi halinde, bu kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin, kararın gereklerine göre işlem tesis edilmesi icap etmektedir.” paragrafı eklenmiştir.

c) Beşinci ve altıncı paragraflar yürürlükten kaldırılmıştır.

ç) Yedinci paragraf  “İhtiyati hacze karşı dava açılmadığı halde, bu haczin dayanağı olan tarhiyata karşı açılmış davada mahkemece tarhiyatın kısmen veya tamamen terkinine yönelik karar verilmesi halinde, bu tarhiyata ilişkin ihtiyati haczin, mahkemece terkinine karar verilen tutarlar dikkate alınarak kaldırılması gerekmektedir.” şeklinde değiştirilmiştir.

d) Sekizinci paragrafta yer alan “ve terkin kararının kesinleşmesi şartıyla” ibaresi “durumunda” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 2 – Aynı Tebliğin Birinci Kısım, İkinci Bölümünün “V. Amme Alacağı Ödenmeden Yapılmayacak İşlemler ile İşlem Yapanların Sorumlulukları” başlıklı bölümü aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

1. 6183 sayılı Kanunun 28/11/2017 tarihli ve 7061 sayılı Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 7 nci maddesiyle değişen ve 1/1/2018 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren 22/A maddesinde “Maliye Bakanı, aşağıdaki ödeme ve işlemlerde, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge aranılması ve yapılacak ödemelerden istihkak sahiplerinin amme borçlarının kesilerek ilgili tahsil dairesine aktarılması zorunluluğu ile kesintilere asgari tutar ve oran getirmeye, kapsama girecek amme alacaklarını tür, tutar, ödeme ve işlemler itibarıyla topluca veya ayrı ayrı tespit etmeye, zorunluluk getirilen ödeme ve işlemlerde hangi hallerde bu zorunluluğun aranılmayacağını ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

1. 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa tabi kamu idareleri ile bu idarelere bağlı döner sermaye işletmelerinin yapacağı her türlü ödemelerde,

2. 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamına giren kurumlar ile kamu tüzel kişiliğini haiz kurum ve kuruluşların (meslekî kuruluşlar ve vakıf yüksek öğretim kurumları hariç) mal veya hizmet alımları ile yapım işleri nedeniyle hak sahiplerine yapacakları ödemelerde,

3. Kanun, kararname ve diğer mevzuatla nakdi olarak sağlanan Devlet yardımları, teşvikler ve destekler nedeniyle yapılacak ödemelerde,

4. 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa ekli tarifelerde yer alan ticaret sicil harçlarından kayıt ve tescil harçları, noter harçlarından senet, mukavelename ve kâğıtlardan alınan harçlar, tapu ve kadastro harçlarından tapu işlemlerine ilişkin alınan harçlar, gemi ve liman harçları ile (8) sayılı tarifeye konu harçlar (diploma harçları hariç) ve trafik harçlarına mevzu işlemlerde,

5. 26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununda yer alan bina inşaat harcı ve yapı kullanma izin harcına mevzu işlemlerde.

Bu madde kapsamında zorunluluk getirilen ödemelere ilişkin olarak işçi ücreti alacakları hariç olmak üzere, yapılacak her türlü devir, temlik ve el değiştirme, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcu karşılayacak kısım ayrıldıktan sonra kalan kısım üzerinde hüküm ifade eder. Şu kadar ki bu hükmün uygulanmasında diğer kamu idarelerinin alacaklarına karşılık kesinti yapılması gereken hallerde kesinti tutarı garameten taksim olunur.

Takibata selahiyetli tahsil dairesince, bu madde kapsamında getirilen zorunluluğa rağmen borcun olmadığına dair belgeyi aramaksızın ödeme yapanlara ve işlem tesis eden kurum ve kuruluşlara dört bin Türk lirası idari para cezası verilir. İdari para cezası, ilgilisine tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. İdari para cezasına karşı tebliğ tarihini takip eden otuz gün içinde idare mahkemesinde dava açılabilir.” hükmü yer almaktadır.

Madde hükmü ile bazı ödeme ve işlemler sırasında Bakanlığımıza bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge aranılması zorunluluğu getirmeye Maliye Bakanı yetkili kılınmaktadır.

2. Zorunluluk Getirilen Ödeme ve İşlemler

Maddenin Maliye Bakanına verdiği yetkiye istinaden;

a) 1/1/2018 tarihinden itibaren uygulanmak üzere,

i) 5018 sayılı Kanuna tabi kamu idareleri ile bu idarelere bağlı döner sermaye işletmelerinin, kaynağına bakılmaksızın hak sahiplerine 2.000,- liranın üzerinde;

- Bu Tebliğ ekinde yer alan liste (EK-11),

- (EK-11)’de sayılanlar dışında kalan ancak 4734 sayılı Kamu İhale Kanuna göre mal ve hizmet alımları ile yapım işleri (istisnalar dahil),

- Mahkeme ilamları veya icra emirleri,

- 26/12/1931 tarihli ve 1905 sayılı Menkul ve Gayri Menkul Emval ile Bunların İntifa Haklarının ve Daimi Vergilerin Mektumlarını Haber Verenlere Verilecek İkramiyelere Dair Kanun,

- 29/6/2001 tarihli ve 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun,

kapsamında yapacakları ödemeler sırasında hak sahiplerinin,

ii) 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamına giren kurumların, mal veya hizmet alımları ile yapım işleri nedeniyle 2.000,- liranın üzerinde yapacakları ödemeler sırasında hak sahiplerinin,

iii) 5018 sayılı Kanuna tabi olmayan ve 4734 sayılı Kanun kapsamında bulunmayan kamu tüzel kişiliğini haiz kurum ve kuruluşların (meslekî kuruluşlar ve vakıf yükseköğretim kurumları hariç) mal veya hizmet alımları ile yapım işleri nedeniyle 2.000,- liranın üzerinde yapacakları ödemeler sırasında hak sahiplerinin,

iv) Kanun, kararname ve diğer mevzuatla nakdi olarak sağlanan Devlet yardımları, teşvikler ve destekler nedeniyle kurumların 2.000,- liranın üzerinde yapacakları ödemeler sırasında ilgililerin,

v) 492 sayılı Harçlar Kanununa ekli “İmtiyazname, Ruhsatname ve Diploma Harçları” başlıklı (8) sayılı tarifenin “VI-Meslek erbabına verilecek tezkere, vesika ve ruhsatnamelerden alınacak harçlar:” bölümünün (16) numaralı alt bölümüne konu, silah taşıma ve bulundurma vesikaları ile yivsiz tüfek ruhsatnameleri talepleri (10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (1), (2), (3), (4) ve (6) numaralı bentleri ile 21/3/1991 tarihli ve 91/1779 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerinde sayılanların talepleri hariç) üzerine yapılacak işlemler sırasında ilgililerin,

Bakanlığımıza bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borçlarının bulunmadığına ilişkin vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge aranılması zorunluluğu getirilmiştir.

Ancak;

-  Eğitim ve öğretime yönelik burs ve diğer adlarla yapılan ödemelerde,

-  6183 sayılı Kanunun 70 inci maddesi gereğince haczedilemeyen ödemelerde,

-  6183 sayılı Kanunun 105 inci maddesinde sayılan tabii afetlere maruz kalanlara yapılan Devlet yardımı, teşvik ve destek ödemelerinde,

-  Bütçelerine mahalli idarelerin katkıda bulunduğu kuruluşların proje ve faaliyetleri karşılığında mahalli idarelere sağladığı destek ödemelerinde,

-  Spor Toto Teşkilat Başkanlığı tarafından, her çeşit gençlik ve spor tesisi ile eğitim ve öğretim kurumlarının yapılması, yaptırılması, kiralanması, onarım ve bakımlarının yapılması, yarım kalan tesislerin tamamlanması ve tefrişatı için mahalli idarelere (il özel idareleri, belediyeler ve köyler) verilen mali katkı kapsamında nakdi olarak yapılacak ödemelerde,

-  Su alımı ödemelerinde,

-  Abonelik ücretleri, posta ve telgraf giderleri, ihale usulü dışında yapılan haberleşme alımı ödemelerinde,

-  İhale usulü dışında yapılan enerji (yakacak ve elektrik) alımı ödemelerinde,

bu zorunluluk aranılmayacaktır.

3. 4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanununun;

- 13 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında “Ruhsat birleştirme, izin alanı değişikliği, ihale, küçük alanların ihalesi, devir talepleri, işletme ruhsatı ve süre uzatımı taleplerinde işletme ruhsat taban bedelinin genel bütçeye yatırıldığına dair belge ve 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge ile müracaat edilir. I. Grup (a) bendi madenlerde ise büyükşehir belediyesi dışındaki illerde il özel idaresi hesabına gelir kaydedilmek üzere yatırıldığına dair belge ve 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge ile müracaat edilir.” hükmü,

- 24 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında “I. Grup (b) bendi ve II. Grup (a) ve (c) bendi madenler için ihale bedelinin yatırılmasından itibaren iki ay içinde, diğer maden grupları için arama ruhsat süresi sonuna kadar, yetkilendirilmiş tüzel kişilerce maden mühendisinin sorumluluğunda hazırlanmış işletme projesi ruhsat sahibi tarafından Genel Müdürlüğe verilir. Proje ile birlikte projenin uygulanabilmesi için gerekli olan mali yeterliliğine ilişkin belgeler ve genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere ilgili muhasebe birimi hesabına işletme ruhsat taban bedelinin yatırıldığına dair belgenin Genel Müdürlüğe verilmesi zorunludur. Aksi hâlde talep reddedilir.

Projedeki teknik eksiklikler, 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge ve işletme ruhsat bedeli yapılan bildirimden itibaren üç ay içinde tamamlanır…” hükmü,

yer almaktadır.

Bu hükümler çerçevesinde, madenlere ilişkin ruhsat birleştirme, izin alanı değişikliği, ihale, küçük alanların ihalesi, devir talepleri, işletme ruhsatı ve süre uzatımı talepleri ile ruhsat sahibi tarafından sunulan projedeki eksikliklerin tamamlanmasında, 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında ilgililerden vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge aranılması gerekmektedir.

4. 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamına girecek amme alacaklarını tür, tutar ve işlemler itibarıyla topluca veya ayrı ayrı tespit etmeye, zorunluluk getirilen işlemlerde hangi hallerde bu zorunluluğun aranılmayacağını belirlemeye Maliye Bakanı yetkili kılınmıştır.

Bu yetkiye istinaden “vadesi geçmiş borç” olarak madde kapsamına giren amme alacakları;

i) Tür olarak; yıllık gelir, yıllık kurumlar, katma değer, özel tüketim, özel iletişim, motorlu taşıtlar, şans oyunları, damga, banka ve sigorta muameleleri vergileri, gelir ve kurumlar vergisine ilişkin tevkifatlar ve geçici vergiler ile harçlar ve bu alacaklara ilişkin vergi ziyaı cezaları, gecikme zam ve faizleri,

ii) Tutar olarak; kapsama giren amme alacaklarının toplam 2.000,- lirayı aşan tutarı,

şeklinde belirlenmiştir.

Tahsil dairelerince vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge tanzimi sırasında, borçlunun belirlenmiş alacak türlerinden vadesi geçtiği halde ödenmemiş bir borcu bulunup bulunmadığı araştırılacak ve vadesi geçtiği halde ödenmemiş borçlar, tutarları ile birlikte talep edilen belgede gösterilecektir.

Vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge arama zorunluluğu getirilen kurum ve kuruluşlarca yapılacak ödeme/işlemler sırasında, tahsil dairelerinin verdiği bilgiye istinaden kapsama giren alacak türlerinin toplam tutarının 2.000,- lirayı aşmaması halinde, borcun bulunmadığı kabul edilerek gerekli ödeme/işlemler yapılacaktır.

Vadesi geçtiği halde ödenmemiş borç bulunmakla birlikte, yargı mercilerince amme alacağının takibinin durdurulmasına karar verilmesi veya takibin kanunen durdurulması gereken diğer hallerde kapsama giren tür ve tutarda borç bulunmasına rağmen vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge “ödeme/işlem yapılmasına muvafakat edildiğini” belirten bir ifadeyle tanzim edilerek verilecektir.

Tecil edilmiş amme alacakları, tecil şartlarına uygun olarak ödendiği müddetçe vadesi geçmiş borç olarak dikkate alınmayacaktır. Ancak, bu Tebliğin Birinci Kısım, Dördüncü Bölüm, “I.Tecil” başlıklı bölümünün (9) numaralı alt bölümünün (e) paragrafında yapılan açıklamalar da dikkate alınarak belge verilecektir.

Vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge talep eden borçlulara, başvuracakları tahsil dairesi tarafından, kapsama giren alacak türleri açısından bağlı olunan veya daha önce mükellefiyet kaydı bulunan tahsil dairelerinden temin edilen bilgiler de dikkate alınarak belge verilecektir.

Bu Tebliğ ile tür olarak belirlenen amme alacaklarından mükellefiyet kaydı bulunmayanlar, herhangi bir tahsil dairesinden söz konusu alacaklardan mükellefiyet kayıtlarının olmadığına ilişkin belgeyi almaları halinde vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge aranılmaksızın gerekli ödeme/işlem yapılacaktır.

Bu belgeler, tanzim edildikleri tarihten itibaren 15 gün geçerlidir.

Gelir İdaresi Başkanlığınca söz konusu belgelerin elektronik ortamda verilmesi ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca bu belgelerin teyidinin elektronik ortamda yapılabilmesi halinde aynı esaslar geçerli olacaktır.

Madde kapsamına giren ödemeyi/işlemi gerçekleştirecek olan kamu kurum ve kuruluşlarınca, vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgenin Gelir İdaresi Başkanlığından elektronik ortamda temin edilmesi durumunda, ödemeye/işleme taraf olandan ayrıca belge talep edilmeyecektir.

5. 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi uyarınca vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge aranılması zorunluluğu getirilen ödeme/işlemler ile ilgili olarak ayrıca aşağıdaki açıklamaların dikkate alınması gerekmektedir.

5.1. Tebliğin bu bölümünün “2/a-i” alt bölümünde belirtilen ödemeler sırasında;

a) 5018 sayılı Kanuna ekli I, II, III ve IV sayılı cetvellerde belirtilen idareler,

b) Belediyeler, il özel idareleri ile bunlara bağlı veya bunların kurdukları veya üye oldukları birlik ve idareler,

c)  (a) ve (b)’de yer verilen kamu idarelerine bağlı döner sermaye işletmeleri,

tarafından vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgenin aranılması gerekmektedir.

5.2. 4734 sayılı Kanun kapsamına giren kurumların, mal veya hizmet alımları ile yapım işleri nedeniyle hak sahiplerine yapacakları ödemeler sırasında vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgenin aranılması gerekmektedir.

4734 sayılı Kanun kapsamında olan idareler Kanunun 2 nci maddesinde aşağıdaki şekilde belirlenmiştir.

-  Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idareler, il özel idareleri ve belediyeler ile bunlara bağlı; döner sermayeli kuruluşlar, birlikler (meslekî kuruluş şeklinde faaliyet gösterenler ile bunların üst kuruluşları hariç) ve tüzel kişiler.

-  Kamu iktisadi kuruluşları ile iktisadi devlet teşekküllerinden oluşan kamu iktisadi teşebbüsleri.

-  Sosyal güvenlik kuruluşları, fonlar, özel kanunlarla kurulmuş ve kendilerine kamu görevi verilmiş tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar (meslekî kuruluşlar ve vakıf yükseköğretim kurumları hariç) ile bağımsız bütçeli kuruluşlar.

-  Yukarıda belirtilenlerin doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları her çeşit kuruluş, müessese, birlik, işletme ve şirketler.

-  Yapım ihalelerine münhasır olmak üzere, 15/11/2000 tarihli ve 4603 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi ve Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanun kapsamındaki bankalar ile bu bankaların doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları şirketler.

Belirtilen bu kurumlar, gerek 4734 sayılı Kanun kapsamında (istisnalar dahil) gerekse bu Kanun dışında yapacakları her türlü mal veya hizmet alımları ile yapım işleri için yapacakları ödemeler sırasında vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgeyi arayacaklardır. Ancak, 4603 sayılı Kanun kapsamındaki bankalar ile bu bankaların doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları şirketler münhasıran yapım ihaleleri nedeniyle 22/A maddesi kapsamında belge arayacaklardır.

5.3. 5018 sayılı Kanuna tabi olmayan ve 4734 sayılı Kanun kapsamına girmeyen, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ile Kalkınma Ajansları gibi kamu tüzel kişiliğini haiz kurum ve kuruluşların (meslekî kuruluşlar ve vakıf yükseköğretim kurumları hariç) mal veya hizmet alımları ile yapım işleri nedeniyle hak sahiplerine yapacakları ödemeler sırasında vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgeyi aramaları gerekmektedir.

5.4. 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi uyarınca, kaynağına bakılmaksızın kanun, kararname ve diğer mevzuatla düzenlenmiş olan ve sadece nakdi olarak ödenen Devlet yardımları, teşvikler ve destekleri ödeyecek olan kurum ve kuruluşlarca bu ödemeler yapılmadan önce ilgililerden vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge aranılacaktır.

Madde kapsamında zorunluluk getirilen bu tür ödemeleri bankalar aracılığı ile yapan kurumlar, bu tutarları ilgilisine ödenmek üzere bankaya göndermeden önce vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgeyi arayacaklardır.

5.5. Tebliğin bu bölümünün “5.1.”, “5.2.”, “5.3.” ve “5.4.” alt bölümlerinde belirtilen kurum ve kuruluşların, hak sahiplerine ödeme yapmadan önce vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgeyi aramaları gerekmektedir.

6183 sayılı Kanunun 22/A maddesinin Maliye Bakanına verdiği “yapılacak ödemelerden istihkak sahiplerinin amme borçlarının kesilerek ilgili tahsil dairesine aktarılması zorunluluğu getirme” yetkisine istinaden, Tebliğin bu bölümünün “4/i” alt bölümünde belirlenen alacak türlerinden yine aynı bölümün “4/ii” alt bölümünde belirlenen tutarın üzerinde vadesi geçmiş borcun bulunması halinde, borçlunun talebinin bulunup bulunmadığına bakılmaksızın ödenecek tutardan, vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgede belirtilen borç tutarını aşmamak üzere kesinti yapılarak ilgili tahsil dairesi hesabına aktarılması zorunluluğu getirilmiştir.

Maliye Bakanlığına bağlı birden fazla tahsil dairesine borcun bulunması durumunda, kesinti tutarı vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgeyi düzenleyen tahsil dairesinin hesabına aktarılacaktır.

Kesinti tutarının aktarıldığı tahsil dairesi, bu tutarın hak sahibinin borçlarına mahsup edilmesini sağlayacaktır. Kesinti tutarının tahsil dairelerine olan borç toplamından az olması halinde, kesinti tutarı tahsil daireleri arasında garameten taksim edilecektir.

Diğer taraftan, vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgenin aranılmasını gerektiren ödemelere ilişkin olarak işçi ücreti alacakları hariç olmak üzere, hak sahibi tarafından yapılacak her türlü devir, temlik ve el değiştirme, tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcu karşılayacak kısım ayrıldıktan sonra kalan kısım üzerinde hüküm ifade edecektir.

Dolayısıyla, hak sahipleri tarafından söz konusu ödemelere ilişkin olarak devir, temlik ve el değiştirme işlemi yapılmış olsa dahi ödenecek tutardan borç tutarı kadar kesinti yapılarak ilgili tahsil dairesi hesabına aktarılacaktır.

Ayrıca, kurum ve kuruluşlarca hak sahiplerine yapılacak ödemeden diğer kamu idarelerinin alacaklarına karşılık da kesinti yapılması gereken hallerde, kesinti tutarı tahsil daireleri ile diğer kamu idareleri arasında garameten taksim edilerek tahsil dairelerine ve ilgili idareye aktarılacaktır.

Öte yandan, kurum ve kuruluşlarca hak sahiplerine ödenecek tutar üzerine 2004 sayılı Kanun veya 6183 sayılı Kanuna göre haciz tatbik edilmiş olması halinde, hacze konu tutar düşüldükten sonra kalan tutar, kesintiye esas tutar olarak dikkate alınacaktır. Ancak, yapılacak ödemelerden kesinti yoluyla tahsil dairelerine aktarım yapılacak olması, amme alacağının takibine engel teşkil etmemektedir.

Kesinti yapan kurum;

-  Genel bütçeli idare ise muhasebe işlem fişinin düzenlendiği tarihte,

-  Genel bütçe dışında bir idare ise kesilen tutarın tahsil dairesi hesaplarına aktarıldığı tarihte,

ödeme yapılmış sayılacağından, bu tarihler dikkate alınarak amme alacağına 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre gecikme zammı hesaplanacaktır.

Vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgenin; 5018 sayılı Kanun kapsamına giren kurumların muhasebe birimlerince, diğer kurumların ödemeyi yapacak birimlerince aranılması gerekmektedir.

Amme alacağına ilişkin kesintiye yönelik yapılan düzenlemeler, münhasıran 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesine göre aranılacak vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge için geçerli olduğundan, muhtelif mevzuat kapsamında tahsil dairelerince düzenlenecek vadesi geçmiş borcu gösterir belgelerde belirtilen amme borçları için uygulanmayacaktır.

5.6. Tebliğin bu bölümünün “2/a-v” alt bölümünde belirtilen işlemler sırasında ilgili kurumlar vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgeyi arayacaktır. Tebliğin bu bölümünün “4/ii” alt bölümünde belirlenen tutarın üzerinde vadesi geçmiş borcun bulunması halinde, ilgililerce talep edilen silah taşıma ve bulundurma vesikaları ile yivsiz tüfek ruhsatnameleri verilmeyecektir.

5.7. Vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgenin aranılmasını gerektiren durumlarda, hak sahiplerinin/ilgililerin tahsil dairesine olan borçlarını ödemesi veya sair sebeplerle kendisine yapılması gereken ödemenin/işlemin yapılmasını engelleyen durumun kalkması üzerine, yeni alınacak belgeye göre ilgili kurum ve kuruluşlar gerekli ödemeyi/işlemi yapabileceklerdir.

6. Bu Tebliğ ile zorunluluk getirilen vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgeyi aramadan ödeme yapanlara ve işlem tesis eden kurum ve kuruluşlara, borçlunun bağlı olduğu takibe salahiyetli tahsil dairesince idari para cezası tatbik edilecektir.

6.1. 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesi kapsamında, 7061 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi dönemler dahil, uygulanacak idari para cezası tutarları yıllar itibarıyla aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

 

Yıllar

İdari Para Cezası Tutarı (Lira)

2008

2.000,-

2009

2.240,-

2010

2.289,-

2011

2.465,-

2012

2.717,-

2013

2.928,-

2014

3.043,-

2015

3.350,-

2016

3.536,-

2017

3.671,-

2018

4.000,-

 

6.2. Bu Tebliğ ile zorunluluk getirilen vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgeyi aramadan ödeme yapanlara ve işlem tesis edenlere verilecek idari para cezaları hakkında 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümleri uygulanacaktır.

5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesi gereğince, bu idari para cezası her yıl 213 sayılı Kanunun mükerrer 298 inci maddesine göre belirlenen yeniden değerleme oranına göre arttırılacaktır.

Buna göre, vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgeyi aramadan ödeme yapanlara ve işlem tesis eden kurum ve kuruluşlara, her bir ödeme/işlem için ayrı ayrı olmak üzere belgenin aranılması gereken yılda uygulanacak olan idari para cezası tutarı esas alınarak idari para cezası tatbik edilecektir.

6183 sayılı Kanunun 22/A maddesine göre verilen idari para cezasının, ilgilisine tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerekmektedir.

İdari para cezasına karşı tebliğ tarihini takip eden otuz gün içinde idare mahkemesinde dava açılması mümkündür.”

MADDE 3 – Aynı Tebliğin Birinci Kısım, İkinci Bölümünün “V. Amme Alacağı Ödenmeden Yapılmayacak İşlemler ile İşlem Yapanların Sorumlulukları” başlıklı bölümünden sonra gelmek üzere “VI. Tahsil Edilen Amme Alacaklarından Yapılacak Reddiyat Sebebiyle Mahsuplar” başlıklı aşağıdaki bölüm eklenmiş ve sonraki bölüm başlıklarının numaraları buna göre teselsül ettirilmiştir.

“VI. Tahsil Edilen Amme Alacaklarından Yapılacak Reddiyat Sebebiyle Mahsuplar

6183 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasında “Tahsil edilip de kanuni sebeplerle reddi icabeden amme alacakları, istihkak sahiplerinin reddiyatı yapacak olan amme idaresine olan muaccel borçlarına mahsup edilmek suretiyle reddolunur.” hükmü yer almaktadır.

Bu hükme göre, tahsil edildikten sonra kanuni sebeplerle iadesi gereken amme alacağının, hak sahibinin amme idaresine muacceliyet kazanmış borcunun bulunması halinde bu borca mahsup edilmek suretiyle red ve iade edilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 7061 sayılı Kanunun 87 nci maddesi ile değişik 88 inci maddesinin onaltıncı fıkrasında “6183 sayılı Kanunun 23 üncü maddesine göre Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince reddiyat yapılması durumunda anılan maddenin birinci fıkrasına göre yapılacak mahsuptan sonra Kurumun prim ve diğer alacaklarından muaccel olanlara mahsup yapılır. Kurumun tahsil ettiği prim ve diğer alacaklardan reddi icap edenler, istihkak sahiplerinin Kuruma olan muaccel borçlarına mahsubundan sonra Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine olan muaccel borçlara mahsup edilmek üzere reddolunur. Bu suretle yapılan ödemelerde, reddedilen tutarın Kuruma ve/veya alacaklı tahsil dairesinin hesabına geçtiği tarihte ödeme yapılmış sayılır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı ile Kurum tarafından müştereken belirlenir.” hükmü yer almaktadır.

Bu hükme göre, tahsil edildikten sonra kanuni sebeplerle nakden reddi icabeden alacaklara ilişkin reddiyatın Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince yapılacağı hallerde;

- öncelikle borçlunun Maliye Bakanlığına bağlı tüm tahsil dairelerine olan muaccel borçlarına mahsup yapılması,

- mahsup sonrası kalan bir tutarın bulunması halinde bu tutarın, borçlunun alacaklı amme idaresi olan Devletin gümrük mevzuatından doğan amme alacaklarını takiple görevli Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine bulunan muaccel borçlarına mahsup edilmesi,

- bu mahsup sonrasında da iadesi gereken bir tutarın bulunması halinde borçlunun Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) olan ve 6183 sayılı Kanuna göre takip edilen muaccel prim ve diğer borçlarına ödenmek üzere SGK’ya aktarılması,

gerekmektedir.

Ayrıca, reddiyata konu alacağa ilişkin devir, temlik, el değiştirme ve haciz işlemleri 6183 sayılı Kanunun 23 üncü ve 5510 sayılı Kanunun 88 inci maddelerinin yukarıdaki hükümleri uygulandıktan sonra ve nakden iadeye konu bir tutarın bulunması halinde hüküm ifade edecektir.

Öte yandan, SGK tarafından iade edilecek bir alacağın bulunması durumunda, SGK muaccel alacaklarına mahsup yaptıktan sonra kalan bir tutar olması halinde bu tutarı, borçlunun Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine olan muaccel borçlarına mahsup edilmek üzere ilgili tahsil dairesine aktaracaktır. Alacaklı tahsil dairesinin birden fazla olması durumunda SGK tarafından aktarılacak tutar alacaklı tahsil dairelerinden herhangi birisinin banka hesabına gönderilecektir. Banka hesabına para aktarılan tahsil dairesince, aktarılan tutar alacaklı tahsil daireleri arasında garameten taksim edilecektir. Bu suretle yapılan ödemelerde, ödeme tarihi, paranın tahsil dairesinin hesabına geçtiği tarih olacaktır.”

MADDE 4 – Aynı Tebliğin Birinci Kısım, Üçüncü Bölüm, “I. Ödeme Zamanı” başlıklı bölümünün (6) numaralı alt bölümüne dördüncü paragraftan sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiş ve bu alt bölümün mevcut altıncı ile yedinci paragrafları yürürlükten kaldırılmıştır.

“Ayrıca, süresinde tahakkuk ettirilmeyen Devlet hakkı ve bu alacak üzerinden hesaplanan faizin bir ay içinde ödenmesi için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından borçluya bir tebligat yapılacaktır. Verilen süre içinde ödenmeyen Devlet hakkı ve faiz alacakları anılan Bakanlığın bildirimi üzerine ilgili tahsil dairesince, Devlet hakkı alacağının aslına vade tarihinden tahsil edildiği tarihe kadar geçen süre için 6183 sayılı Kanuna göre gecikme zammı hesaplanarak takip ve tahsil edilecektir.”

MADDE 5 – Aynı Tebliğin Birinci Kısım, Üçüncü Bölüm, “IV. Hususi (Özel) Ödeme Şekilleri” başlıklı bölümünde yer alan (5) numaralı alt bölümünün ikinci paragrafının ilk cümlesi yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 6 – Aynı Tebliğin Birinci Kısım, Dördüncü Bölüm, “I. Tecil” başlıklı bölümünün;

a) (9) numaralı alt bölümünün (i) bölümü “i) Tecil yetkisini kullanan tarafından uygun görülen ödeme planında, taksitlerin ödeme sürelerinin aylık olarak belirlenmiş olması durumunda, taksitlerin ayın son gününe kadar ödenmesi gerekmektedir. Ancak, ayın son gününün resmi tatile rastlaması halinde, tatili izleyen ilk iş günü mesai saati bitimine kadar ödenebilmesi mümkündür.” şeklinde,

b) (17) numaralı alt bölümü “17. 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin altıncı fıkrası, 18/5/2017 tarihli ve 7020 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 6 ncı maddesiyle yapılan değişiklikle aşağıdaki şekli almıştır.

“Tecil salahiyetini kullanacak ve bu salahiyeti devredecek olan makamlar; tecil edilecek amme alacaklarını tür ve tutar olarak belirlemeye, amme borçlusunun faaliyetine devam edip etmediğini esas alarak tecil edilecek alacakları tespit etmeye, tecilde taksit zamanlarını ve diğer şartları tayin etmeye ayrıca 213 sayılı Kanuna göre Maliye Bakanlığınca ilan edilen mücbir sebep hali kapsamındaki amme borçlularının, mücbir sebep halinin sona erdiği tarihe kadar ödemeleri gereken amme borçları ile mücbir sebep nedeniyle ödeme süreleri ertelenen amme borçlarını faiz alınmaksızın veya yürürlükteki faiz oranından daha düşük faiz oranıyla tecil etmeye yetkilidir.”

Tecil salahiyetini kullanacak ve bu salahiyeti devredecek olan makamlar tarafından, Maliye Bakanlığınca mücbir sebep halinin varlığı ilan edilen hallerde madde ile tanınan yetki çerçevesinde amme alacakları faiz alınmaksızın veya yürürlükteki faiz oranından daha düşük faiz oranıyla tecil edilebilecektir.” şeklinde,

değiştirilmiştir.

MADDE 7 – Aynı Tebliğin İkinci Kısım, İkinci Bölüm, “I. Menkul Malların Haczi” başlıklı bölümünün (1) numaralı alt bölümünün sonuna aşağıdaki paragraf eklenmiştir.

“Diğer taraftan, 6183 sayılı Kanunun 77 nci maddesinin ikinci fıkrasının verdiği yetkiye istinaden diğer menkul mallara ilişkin düzenlenecek haciz bildirilerinin elektronik ortamda tebliğ edilmesine ilişkin olarak Gelir İdaresi Başkanlığı ilgili kurumlarla protokol yapmaya yetkilidir.”

MADDE 8 – Aynı Tebliğin;

a) Birinci Kısım, Üçüncü Bölüm, “V. Ödemenin Mahsup Edileceği Alacaklar” başlıklı bölümün (6) numaralı alt bölümünde,

b) İkinci Kısım, Birinci Bölüm;

i) “II- Ödeme Emri ve Mal Bildirimi” başlıklı bölümün (1), (5) ve (12) numaralı alt bölümlerinde,

ii) “III- Ödeme Emrine Dava Açılması” başlıklı bölümün (1) numaralı bölümünün birinci ve yedinci paragraflarında, (3) numaralı alt bölümünün birinci paragrafında, (6) numaralı alt bölümünün birinci, dördüncü ve altıncı paragraflarında,

iii) “IV. Teminatlı Alacaklarda Takip” başlıklı bölümünün (1) numaralı alt bölümünde,

iv) “V. Kefil ve Yabancı Şahıs veya Kurumlar Mümessillerini Takip” başlıklı bölümün (1) numaralı alt bölümünde,

v) “VI- Haciz” başlıklı bölümünün (1) numaralı alt bölümünde,

yer alan “7” ibareleri “15” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 9 – Aynı Tebliğe ekteki EK-11 eklenmiştir.

MADDE 10 – Bu Tebliğin;

a) 1 inci maddesinin (a) bölümü ile 2 ve 8 inci maddeleri 1/1/2018 tarihinde,

b) Diğer maddeleri yayımı tarihinde,

yürürlüğe girer.

MADDE 11 – Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.

Eki için tıklayınız.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı

 

 

Sayı  : 92723040-010.06.01[6802-114]-E.122011                                 11.10.2017

Konu : 6736 sayılı Kanuna göre KDV artımında bulunan mükelleflerin eksik

tahakkuk eden vergilerinin tecili

 

 

………………….. VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞINA 

………………………… VALİLİĞİNE

(Defterdarlık: Gelir Müdürlüğü)

 

TAHSİLAT İÇ GENELGESİ

SERİ NO: 2017/2

 

 

İlgi: 07/02/2017 tarihli ve 2017/1 Seri No.lu Tahsilat İç Genelgesi

İlgide kayıtlı Tahsilat İç Genelgesinde, 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanunun 5 inci maddesine göre matrah/vergi artırımında bulunan mükelleflerin anılan Kanun kapsamında tahakkuk eden vergilerinin, mükelleflerin çok zor durumda olup olmadıklarına bakılmaksızın hiçbir şekilde tecil edilmeyeceği belirtilmiştir.

Bilindiği üzere, 6736 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin onbirinci fıkrasında "Bu madde hükümlerine göre matrah veya vergi artırımı ile ilgili olarak doğru beyan yapılmaması veya vergi hataları nedeniyle eksik tahakkuk eden vergiler, ilk taksit ödeme süresinin sonunda tahakkuk etmiş sayılır ve bu Kanunda açıklandığı şekilde tahsil edilir." hükmü yer almaktadır.

6736 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin uygulanmasına ilişkin yayımlanan 2017/2 Seri No.lu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6736 Sayılı Kanun İç Genelgesinde, anılan Kanuna göre artırımda bulunan mükelleflerin, artırıma ilişkin ilk taksit ödeme süresi sonunda (30 Kasım 2016) eksik bildirilen katma değer vergisi artırım tutarının 1 Seri No.lu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6736 Sayılı Kanun Genel Tebliğ eki (Ek:17) bildirimine göre hesaplanarak mükellef adına tahakkuk ettirileceğine yönelik açıklamalar yapılmıştır.

Başkanlığımıza intikal eden olaylardan, 6736 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre matrah artırımda bulunan mükelleflerin eksik bildirilen katma değer vergisi artırım tutarına ilişkin tahakkuk eden vergilerini ödeme güçlüğü içinde bulunmaları nedeniyle, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesine istinaden tecil ve taksitlendirerek ödemek istedikleri anlaşılmaktadır.

6736 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre katma değer vergisinden artırımında bulunan mükelleflerin, aynı Kanunun 11 inci maddesi gereğince eksik tahakkuk eden vergileri 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesi uyarınca müracaat tarihinden itibaren 6 ayı geçmeyecek şekilde azami 6 taksitte tecil ve taksitlendirilebilecektir.

Diğer taraftan, eksik bildirilen katma değer vergisi artırım tutarlarına yönelik tahakkuk eden vergiler dışındaki matrah artımına ilişkin tahakkuk eden vergilerin ilgide kayıtlı Tahsilat İç Genelgesi gereğince 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesi kapsamında tecil ve taksitlendirilmeyeceği tabiidir.

Bilgi edinilmesini ve gereğinin buna göre yapılmasını rica ederim.

 

 

                                                                                                 Ayşe DİLBAY                                

Başkan a.                                 

                                                                                             Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı         

İçerik 1:

T.C.

MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı

 

 

Sayı  : 92723040-010.06.01[6802-114]-E.122011                                 11.10.2017

Konu : 6736 sayılı Kanuna göre KDV artımında bulunan mükelleflerin eksik

tahakkuk eden vergilerinin tecili

 

 

………………….. VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞINA 

………………………… VALİLİĞİNE

(Defterdarlık: Gelir Müdürlüğü)

 

TAHSİLAT İÇ GENELGESİ

SERİ NO: 2017/2

 

 

İlgi: 07/02/2017 tarihli ve 2017/1 Seri No.lu Tahsilat İç Genelgesi

İlgide kayıtlı Tahsilat İç Genelgesinde, 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanunun 5 inci maddesine göre matrah/vergi artırımında bulunan mükelleflerin anılan Kanun kapsamında tahakkuk eden vergilerinin, mükelleflerin çok zor durumda olup olmadıklarına bakılmaksızın hiçbir şekilde tecil edilmeyeceği belirtilmiştir.

Bilindiği üzere, 6736 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin onbirinci fıkrasında "Bu madde hükümlerine göre matrah veya vergi artırımı ile ilgili olarak doğru beyan yapılmaması veya vergi hataları nedeniyle eksik tahakkuk eden vergiler, ilk taksit ödeme süresinin sonunda tahakkuk etmiş sayılır ve bu Kanunda açıklandığı şekilde tahsil edilir." hükmü yer almaktadır.

6736 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin uygulanmasına ilişkin yayımlanan 2017/2 Seri No.lu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6736 Sayılı Kanun İç Genelgesinde, anılan Kanuna göre artırımda bulunan mükelleflerin, artırıma ilişkin ilk taksit ödeme süresi sonunda (30 Kasım 2016) eksik bildirilen katma değer vergisi artırım tutarının 1 Seri No.lu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6736 Sayılı Kanun Genel Tebliğ eki (Ek:17) bildirimine göre hesaplanarak mükellef adına tahakkuk ettirileceğine yönelik açıklamalar yapılmıştır.

Başkanlığımıza intikal eden olaylardan, 6736 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre matrah artırımda bulunan mükelleflerin eksik bildirilen katma değer vergisi artırım tutarına ilişkin tahakkuk eden vergilerini ödeme güçlüğü içinde bulunmaları nedeniyle, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesine istinaden tecil ve taksitlendirerek ödemek istedikleri anlaşılmaktadır.

6736 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre katma değer vergisinden artırımında bulunan mükelleflerin, aynı Kanunun 11 inci maddesi gereğince eksik tahakkuk eden vergileri 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesi uyarınca müracaat tarihinden itibaren 6 ayı geçmeyecek şekilde azami 6 taksitte tecil ve taksitlendirilebilecektir.

Diğer taraftan, eksik bildirilen katma değer vergisi artırım tutarlarına yönelik tahakkuk eden vergiler dışındaki matrah artımına ilişkin tahakkuk eden vergilerin ilgide kayıtlı Tahsilat İç Genelgesi gereğince 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesi kapsamında tecil ve taksitlendirilmeyeceği tabiidir.

Bilgi edinilmesini ve gereğinin buna göre yapılmasını rica ederim.

 

 

                                                                                                 Ayşe DİLBAY                                

Başkan a.                                 

                                                                                             Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı         

İçerik 2:

T.C.

MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı

 

 

Sayı  : 92723040-010.06.01[6802-114]-E.122011                                 11.10.2017

Konu : 6736 sayılı Kanuna göre KDV artımında bulunan mükelleflerin eksik

tahakkuk eden vergilerinin tecili

 

 

………………….. VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞINA 

………………………… VALİLİĞİNE

(Defterdarlık: Gelir Müdürlüğü)

 

TAHSİLAT İÇ GENELGESİ

SERİ NO: 2017/2

 

 

İlgi: 07/02/2017 tarihli ve 2017/1 Seri No.lu Tahsilat İç Genelgesi

İlgide kayıtlı Tahsilat İç Genelgesinde, 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanunun 5 inci maddesine göre matrah/vergi artırımında bulunan mükelleflerin anılan Kanun kapsamında tahakkuk eden vergilerinin, mükelleflerin çok zor durumda olup olmadıklarına bakılmaksızın hiçbir şekilde tecil edilmeyeceği belirtilmiştir.

Bilindiği üzere, 6736 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin onbirinci fıkrasında "Bu madde hükümlerine göre matrah veya vergi artırımı ile ilgili olarak doğru beyan yapılmaması veya vergi hataları nedeniyle eksik tahakkuk eden vergiler, ilk taksit ödeme süresinin sonunda tahakkuk etmiş sayılır ve bu Kanunda açıklandığı şekilde tahsil edilir." hükmü yer almaktadır.

6736 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin uygulanmasına ilişkin yayımlanan 2017/2 Seri No.lu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6736 Sayılı Kanun İç Genelgesinde, anılan Kanuna göre artırımda bulunan mükelleflerin, artırıma ilişkin ilk taksit ödeme süresi sonunda (30 Kasım 2016) eksik bildirilen katma değer vergisi artırım tutarının 1 Seri No.lu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6736 Sayılı Kanun Genel Tebliğ eki (Ek:17) bildirimine göre hesaplanarak mükellef adına tahakkuk ettirileceğine yönelik açıklamalar yapılmıştır.

Başkanlığımıza intikal eden olaylardan, 6736 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre matrah artırımda bulunan mükelleflerin eksik bildirilen katma değer vergisi artırım tutarına ilişkin tahakkuk eden vergilerini ödeme güçlüğü içinde bulunmaları nedeniyle, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesine istinaden tecil ve taksitlendirerek ödemek istedikleri anlaşılmaktadır.

6736 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre katma değer vergisinden artırımında bulunan mükelleflerin, aynı Kanunun 11 inci maddesi gereğince eksik tahakkuk eden vergileri 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesi uyarınca müracaat tarihinden itibaren 6 ayı geçmeyecek şekilde azami 6 taksitte tecil ve taksitlendirilebilecektir.

Diğer taraftan, eksik bildirilen katma değer vergisi artırım tutarlarına yönelik tahakkuk eden vergiler dışındaki matrah artımına ilişkin tahakkuk eden vergilerin ilgide kayıtlı Tahsilat İç Genelgesi gereğince 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesi kapsamında tecil ve taksitlendirilmeyeceği tabiidir.

Bilgi edinilmesini ve gereğinin buna göre yapılmasını rica ederim.

 

 

                                                                                                 Ayşe DİLBAY                                

Başkan a.                                 

                                                                                             Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı         

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: Tecil: UID:
İçerik:

(Değişik birinci fıkra: 30/5/1985 - 3209/1 md.) Amme borcunun vadesinde ödenmesi veya haczin tatbiki veyahut haczolunmuş malların paraya çevrilmesi amme borçlusunu çok zor duruma düşürecekse, borçlu tarafından yazı ile istenmiş ve teminat gösterilmiş olmak şartıyla, alacaklı amme idaresince veya yetkili kılacağı makamlarca; amme alacağı 36 ayı geçmemek üzere ve faiz alınarak tecil olunabilir. (1)

(Ek: 4/6/2008-5766/6 md.) Şu kadar ki, amme borçlusunun alacaklı tahsil daireleri itibarıyla tecil edilen borçlarının toplamı ellibin Yeni Türk Lirasını (bu tutar dahil) aşmadığı takdirde teminat şartı aranılmaz. Bu tutarın üzerindeki amme alacaklarının tecilinde, gösterilmesi zorunlu teminat tutarı ellibin Yeni Türk Lirasını aşan kısmın yarısıdır. (700 Sayılı KHK'nın 28 inci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: 09.07.2018)Cumhurbaşkanı(3); bu tutarı on katına kadar artırmaya, yarısına kadar indirmeye, yeniden kanuni tutarına getirmeye ve alacaklı amme idareleri itibarıyla bu hadler arasında farklı tutar belirlemeye yetkilidir.

(Ek: 31/1/1984 - 2975/6 md.) Borcunun tecilini talep eden ancak, talepleri uygun görülmeyerek reddedilen borçlular söz konusu borçlarını reddin tebliği tarihinden itibaren idarece 30 güne kadar verilebilecek ödeme süresi içinde ödedikleri takdirde bu amme alacağı ödendiği tarihe kadar faiz alınmak suretiyle tecil olunur.

Tecil salahiyetini kullanacak ve bu salahiyeti devredecek olanlar, Devlete ait amme alacaklarında ilgili vekiller, vilayet hususi idarelerine ait amme alacaklarında valiler, belediyelere ait amme alacaklarında belediye reisleridir.

(Değişik fıkra: 4/6/2008-5766/6 md.) Haciz yapılmışsa mahcuz mal, değeri tutarınca teminat yerine geçer. Tecil edilen amme alacakları ile ilgili olarak daha önce tatbik edilen ve borcun tamamını karşılayacak değerde olan hacizler, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır ve buna isabet eden teminat iade edilir. Ancak, mahcuz malların değeri tecil edilen borç tutarından az, zorunlu teminat tutarından fazla olması halinde, tatbik edilen hacizler, tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarı mahcuz mal değerinin altına inmediği müddetçe kaldırılmaz. Tecilli borca karşılık alınan teminat ise, tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarının zorunlu teminat tutarının altına inmesi durumunda, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır.

(Değişik fıkra: 4/6/2008-5766/6 md.) Tecil salahiyetini kullanacak ve bu salahiyeti devredecek olan makamlar; tecil edilecek amme alacaklarını tür ve tutar olarak belirlemeye, amme borçlusunun faaliyetine devam edip etmediğini esas alarak tecil edilecek alacakları tespit etmeye, tecilde taksit zamanlarını ve diğer şartları tayin etmeye(6358 sayılı kanunun 21.maddesiyle eklenen ibare yürürlük; 10.11.2012)ayrıca 213 sayılı Kanuna göre (7020 sayılı kanunun 6.maddesiyle değişen ibare yürürlük; 27.05.2017)Maliye Bakanlığınca(2) ilan edilen mücbir sebep hali kapsamındaki amme borçlularının, mücbir sebep halinin sona erdiği tarihe kadar ödemeleri gereken amme borçları ile mücbir sebep nedeniyle ödeme süreleri ertelenen amme borçlarını faiz alınmaksızın veya yürürlükteki faiz oranından daha düşük faiz oranıyla tecil etmeye yetkilidir.

Tecil şartlarına riayet edilmemesi, değerini kaybeden teminatın veya mahcuz malların tamamlanmaması veya yerlerine başkalarının gösterilmemesi hallerinde amme alacağı muaccel olur. (Ek: 25/5/1995-4108/13 md.) Tecil edilen amme alacağının gecikme zammı tatbik edilmeyen  alacaklardan olması halinde, ödenen tecil faizleri iade veya mahsup edilmez.

 

 

(1) 4/6/2008 tarihli ve 5766 sayılı Kanunun 6 ncı maddesiyle; bu fıkrada yer alan "vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı, vergi cezası, para cezası ve gecikme zammı alacakları iki yılı, bu alacaklar dışında kalan amme alacakları ise beş yılı" ibaresi "amme alacağı 36 ayı" şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.

(2)Değişmeden önceki şekli: doğal afetler nedeniyle

(3)Değişmeden önceki şekli: Bakanlar Kurulu

 

İçerik 1:

(Değişik birinci fıkra: 30/5/1985 - 3209/1 md.) Amme borcunun vadesinde ödenmesi veya haczin tatbiki veyahut haczolunmuş malların paraya çevrilmesi amme borçlusunu çok zor duruma düşürecekse, borçlu tarafından yazı ile istenmiş ve teminat gösterilmiş olmak şartıyla, alacaklı amme idaresince veya yetkili kılacağı makamlarca; amme alacağı 36 ayı geçmemek üzere ve faiz alınarak tecil olunabilir. (1)

(Ek: 4/6/2008-5766/6 md.) Şu kadar ki, amme borçlusunun alacaklı tahsil daireleri itibarıyla tecil edilen borçlarının toplamı ellibin Yeni Türk Lirasını (bu tutar dahil) aşmadığı takdirde teminat şartı aranılmaz. Bu tutarın üzerindeki amme alacaklarının tecilinde, gösterilmesi zorunlu teminat tutarı ellibin Yeni Türk Lirasını aşan kısmın yarısıdır. (700 Sayılı KHK'nın 28 inci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: 09.07.2018)Cumhurbaşkanı(3); bu tutarı on katına kadar artırmaya, yarısına kadar indirmeye, yeniden kanuni tutarına getirmeye ve alacaklı amme idareleri itibarıyla bu hadler arasında farklı tutar belirlemeye yetkilidir.

(Ek: 31/1/1984 - 2975/6 md.) Borcunun tecilini talep eden ancak, talepleri uygun görülmeyerek reddedilen borçlular söz konusu borçlarını reddin tebliği tarihinden itibaren idarece 30 güne kadar verilebilecek ödeme süresi içinde ödedikleri takdirde bu amme alacağı ödendiği tarihe kadar faiz alınmak suretiyle tecil olunur.

Tecil salahiyetini kullanacak ve bu salahiyeti devredecek olanlar, Devlete ait amme alacaklarında ilgili vekiller, vilayet hususi idarelerine ait amme alacaklarında valiler, belediyelere ait amme alacaklarında belediye reisleridir.

(Değişik fıkra: 4/6/2008-5766/6 md.) Haciz yapılmışsa mahcuz mal, değeri tutarınca teminat yerine geçer. Tecil edilen amme alacakları ile ilgili olarak daha önce tatbik edilen ve borcun tamamını karşılayacak değerde olan hacizler, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır ve buna isabet eden teminat iade edilir. Ancak, mahcuz malların değeri tecil edilen borç tutarından az, zorunlu teminat tutarından fazla olması halinde, tatbik edilen hacizler, tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarı mahcuz mal değerinin altına inmediği müddetçe kaldırılmaz. Tecilli borca karşılık alınan teminat ise, tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarının zorunlu teminat tutarının altına inmesi durumunda, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır.

(Değişik fıkra: 4/6/2008-5766/6 md.) Tecil salahiyetini kullanacak ve bu salahiyeti devredecek olan makamlar; tecil edilecek amme alacaklarını tür ve tutar olarak belirlemeye, amme borçlusunun faaliyetine devam edip etmediğini esas alarak tecil edilecek alacakları tespit etmeye, tecilde taksit zamanlarını ve diğer şartları tayin etmeye(6358 sayılı kanunun 21.maddesiyle eklenen ibare yürürlük; 10.11.2012)ayrıca 213 sayılı Kanuna göre (7020 sayılı kanunun 6.maddesiyle değişen ibare yürürlük; 27.05.2017)Maliye Bakanlığınca(2) ilan edilen mücbir sebep hali kapsamındaki amme borçlularının, mücbir sebep halinin sona erdiği tarihe kadar ödemeleri gereken amme borçları ile mücbir sebep nedeniyle ödeme süreleri ertelenen amme borçlarını faiz alınmaksızın veya yürürlükteki faiz oranından daha düşük faiz oranıyla tecil etmeye yetkilidir.

Tecil şartlarına riayet edilmemesi, değerini kaybeden teminatın veya mahcuz malların tamamlanmaması veya yerlerine başkalarının gösterilmemesi hallerinde amme alacağı muaccel olur. (Ek: 25/5/1995-4108/13 md.) Tecil edilen amme alacağının gecikme zammı tatbik edilmeyen  alacaklardan olması halinde, ödenen tecil faizleri iade veya mahsup edilmez.

 

 

(1) 4/6/2008 tarihli ve 5766 sayılı Kanunun 6 ncı maddesiyle; bu fıkrada yer alan "vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı, vergi cezası, para cezası ve gecikme zammı alacakları iki yılı, bu alacaklar dışında kalan amme alacakları ise beş yılı" ibaresi "amme alacağı 36 ayı" şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.

(2)Değişmeden önceki şekli: doğal afetler nedeniyle

(3)Değişmeden önceki şekli: Bakanlar Kurulu

 

İçerik 2:

(Değişik birinci fıkra: 30/5/1985 - 3209/1 md.) Amme borcunun vadesinde ödenmesi veya haczin tatbiki veyahut haczolunmuş malların paraya çevrilmesi amme borçlusunu çok zor duruma düşürecekse, borçlu tarafından yazı ile istenmiş ve teminat gösterilmiş olmak şartıyla, alacaklı amme idaresince veya yetkili kılacağı makamlarca; amme alacağı 36 ayı geçmemek üzere ve faiz alınarak tecil olunabilir. (1)

(Ek: 4/6/2008-5766/6 md.) Şu kadar ki, amme borçlusunun alacaklı tahsil daireleri itibarıyla tecil edilen borçlarının toplamı ellibin Yeni Türk Lirasını (bu tutar dahil) aşmadığı takdirde teminat şartı aranılmaz. Bu tutarın üzerindeki amme alacaklarının tecilinde, gösterilmesi zorunlu teminat tutarı ellibin Yeni Türk Lirasını aşan kısmın yarısıdır. (700 Sayılı KHK'nın 28 inci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: 09.07.2018)Cumhurbaşkanı(3); bu tutarı on katına kadar artırmaya, yarısına kadar indirmeye, yeniden kanuni tutarına getirmeye ve alacaklı amme idareleri itibarıyla bu hadler arasında farklı tutar belirlemeye yetkilidir.

(Ek: 31/1/1984 - 2975/6 md.) Borcunun tecilini talep eden ancak, talepleri uygun görülmeyerek reddedilen borçlular söz konusu borçlarını reddin tebliği tarihinden itibaren idarece 30 güne kadar verilebilecek ödeme süresi içinde ödedikleri takdirde bu amme alacağı ödendiği tarihe kadar faiz alınmak suretiyle tecil olunur.

Tecil salahiyetini kullanacak ve bu salahiyeti devredecek olanlar, Devlete ait amme alacaklarında ilgili vekiller, vilayet hususi idarelerine ait amme alacaklarında valiler, belediyelere ait amme alacaklarında belediye reisleridir.

(Değişik fıkra: 4/6/2008-5766/6 md.) Haciz yapılmışsa mahcuz mal, değeri tutarınca teminat yerine geçer. Tecil edilen amme alacakları ile ilgili olarak daha önce tatbik edilen ve borcun tamamını karşılayacak değerde olan hacizler, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır ve buna isabet eden teminat iade edilir. Ancak, mahcuz malların değeri tecil edilen borç tutarından az, zorunlu teminat tutarından fazla olması halinde, tatbik edilen hacizler, tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarı mahcuz mal değerinin altına inmediği müddetçe kaldırılmaz. Tecilli borca karşılık alınan teminat ise, tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarının zorunlu teminat tutarının altına inmesi durumunda, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır.

(Değişik fıkra: 4/6/2008-5766/6 md.) Tecil salahiyetini kullanacak ve bu salahiyeti devredecek olan makamlar; tecil edilecek amme alacaklarını tür ve tutar olarak belirlemeye, amme borçlusunun faaliyetine devam edip etmediğini esas alarak tecil edilecek alacakları tespit etmeye, tecilde taksit zamanlarını ve diğer şartları tayin etmeye(6358 sayılı kanunun 21.maddesiyle eklenen ibare yürürlük; 10.11.2012)ayrıca 213 sayılı Kanuna göre (7020 sayılı kanunun 6.maddesiyle değişen ibare yürürlük; 27.05.2017)Maliye Bakanlığınca(2) ilan edilen mücbir sebep hali kapsamındaki amme borçlularının, mücbir sebep halinin sona erdiği tarihe kadar ödemeleri gereken amme borçları ile mücbir sebep nedeniyle ödeme süreleri ertelenen amme borçlarını faiz alınmaksızın veya yürürlükteki faiz oranından daha düşük faiz oranıyla tecil etmeye yetkilidir.

Tecil şartlarına riayet edilmemesi, değerini kaybeden teminatın veya mahcuz malların tamamlanmaması veya yerlerine başkalarının gösterilmemesi hallerinde amme alacağı muaccel olur. (Ek: 25/5/1995-4108/13 md.) Tecil edilen amme alacağının gecikme zammı tatbik edilmeyen  alacaklardan olması halinde, ödenen tecil faizleri iade veya mahsup edilmez.

 

 

(1) 4/6/2008 tarihli ve 5766 sayılı Kanunun 6 ncı maddesiyle; bu fıkrada yer alan "vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı, vergi cezası, para cezası ve gecikme zammı alacakları iki yılı, bu alacaklar dışında kalan amme alacakları ise beş yılı" ibaresi "amme alacağı 36 ayı" şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.

(2)Değişmeden önceki şekli: doğal afetler nedeniyle

(3)Değişmeden önceki şekli: Bakanlar Kurulu

 

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: (7020 Sayılı Kanunun 7.maddesiyle eklenen madde Yürürlük; 01.01.2018 tarihinden itibaren vadesi gelen alacaklara uygulanmak üzere 27/5/2017 tarihinde) Vergiye uyumlu mükelleflerin borçlarının tecili: UID:
İçerik:

Devlete ait olup Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen ve 213 sayılı Kanun kapsamına giren vergi, resim, harç ve cezalar ile bu alacaklara bağlı gecikme faizi ve gecikme zammının vadesinde ödenmesi veya haczin tatbiki veyahut haczolunmuş malların paraya çevrilmesi amme borçlusunu çok zor duruma düşürecekse, borçlu tarafından yazı ile istenmiş olmak ve aşağıdaki şartları taşımak koşuluyla vadesi bir yılı geçmemiş alacaklar, Maliye Bakanınca 36 ayı geçmemek üzere faiz ve teminat alınarak tecil olunabilir.

Madde hükmünden yararlanacak borçlunun;

1. Başvuru tarihi itibarıyla en az 3 yıl süreyle; ticari, zirai veya mesleki faaliyetleri nedeniyle yıllık gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olması,

2. Başvuru tarihinden geriye doğru 3 yıla ait vergi beyannamelerini kanuni sürelerinde vermiş olması (Kanuni süresinde verilen bir beyannameye ilişkin olarak kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannameler bu şartın ihlali sayılmaz.),

3. Bu madde kapsamına giren ve başvuru tarihi itibarıyla vadesi 1 yılı geçmemiş borcunun borç ödemede hüsnüniyet sahibi olmasına rağmen ödenememiş olması,

şarttır. Şu kadar ki, bu madde ile 48 inci maddeye göre tecil edilen veya özel kanunlara göre ödeme planına bağlanan borcun bulunması madde hükmünden yararlanılmasına engel teşkil etmez.

Bu madde kapsamında tecil edilen alacaklara, 48 inci maddeye göre belirlenen oranda faiz tatbik edilir.

Amme borçlusunun alacaklı tahsil daireleri itibarıyla tecil edilen borçlarının toplamı beşyüz bin Türk lirasını (bu tutar dâhil) aşmadığı takdirde teminat şartı aranmaz. Bu tutarın üzerindeki amme alacaklarının tecilinde, gösterilmesi zorunlu teminat tutarı beşyüz bin Türk lirasını aşan kısmın %25'idir.

(700 Sayılı KHK'nın 28 inci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: 09.07.2018)Cumhurbaşkanı(*);

1. Teminatsız tecil tutarını; yarısına kadar indirmeye, yeniden kanuni tutarına getirmeye, zorunlu teminat oranını %50'ye kadar artırmaya, sıfıra kadar indirmeye, yeniden kanuni orana getirmeye,

2. Borçlunun çok zor durum hâlinin tespitinde kullanılmak üzere varlıklar, yükümlülükler ve nakit akımlarını esas alan mali göstergeler ile mali durumu tespite yarayan diğer ölçütlere dayalı kriterleri belirlemeye, belirlenen kriterler çerçevesinde çok zor durum hâlini derecelendirmeye ve bu dereceleri dikkate alarak;

a) Tecil süresini 60 aya kadar uzatmaya,

b) Farklı faiz oranları belirlemeye,

3. Tecil edilecek gecikme zammını, Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksinin (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak hesaplatmaya,

4. Madde hükmünü, alacaklı diğer amme idarelerini, alacak türlerini ve uyumlu borçlu kapsamına girebilecek borçlu kriterlerini belirleyerek uygulatmaya (Devlete ait olup Maliye Bakanlığına bağlı olanlar dışındaki tahsil dairelerince takip edilen alacaklar dâhil),

yetkilidir. Bu fıkranın (4) numaralı bendindeki yetkinin kullanılması hâlinde bu madde ile Maliye Bakanına tanınan yetkiler 48 inci maddede tanımlanan alacaklı amme idarelerinin tecile yetkili makamları tarafından kullanılır.

Maliye Bakanı;

1. Tecil edilecek amme alacağını tür ve tutar olarak belirlemeye,

2. Tecilde taksit zamanlarını, ödemelerin başlayacağı ayı, tecil talep tarihini takip eden aydan başlamak üzere 12 ayı geçmeyecek şekilde belirlemeye, ödeme dönemlerini, azami altı ayda bir yapılacak şekilde düzenlemeye,

3. Tecilde diğer şartları belirlemeye,

yetkilidir.

Maliye Bakanı, tecil yetkisini, sınırlarını açıkça belirtmek ve yazılı olmak şartıyla oluşturulacak tecil komisyonlarına devredebilir. Komisyonların teşkili ile çalışma usul ve esasları Maliye Bakanınca belirlenir.

Tecil şartlarına riayet edilmemesi nedeniyle muaccel olan amme alacağının tecili, talep edilmesi hâlinde en fazla iki defa geçerli sayılabilir.

Haciz yapılmışsa mahcuz mal, değeri tutarınca teminat yerine geçer. Tecil edilen amme alacakları ile ilgili olarak daha önce tatbik edilen ve borcun tamamını karşılayacak değerde olan hacizler, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır ve buna isabet eden teminat iade edilir. Ancak, mahcuz malların değeri tecil edilen borç tutarından az, zorunlu teminat tutarından fazla olması hâlinde, tatbik edilen hacizler, tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarı mahcuz mal değerinin altına inmediği müddetçe kaldırılmaz. Tecilli borca karşılık alınan teminat ise, tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarının zorunlu teminat tutarının altına inmesi durumunda, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır.

Tecil edilen amme alacağının ikimilyon Türk lirasını (bu tutar dâhil) aşmaması, mahcuz malın 10 uncu maddenin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde sayılan mal olması ve bu Kanuna göre belirlenmiş değerinin %50'sinden aşağı olmamak üzere satış bedelinin %50'sinin tahsil dairesine ödenmesi şartıyla mahcuz malın satışına izin verilir. Bu takdirde, kalan tecilli borç tutarı için zorunlu teminat tutarını karşılayacak mahcuz mal ve/veya teminat bulunması şartıyla satılan mal üzerindeki haciz kaldırılır. Bu hüküm ikimilyon Türk lirasını aşan tecilli borçlarda, değeri ikimilyon Türk lirasına kadar olan mahcuz mallar için uygulanır.

Tecil şartlarına riayet edilmemesi hâlinde tecil talep tarihinden itibaren 5 yıl geçmedikçe bu madde hükümlerinden, sekizinci fıkra hükümleri saklı kalmak kaydıyla, yararlanılamaz.

Bu madde kapsamında tecil edilen amme alacakları hakkında 48 inci maddenin yedinci fıkrası hükümleri uygulanır ve tecil edilen gecikme zammının (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanmış olması hâlinde gecikme zammı hesabı 51 inci maddeye göre düzeltilir.

Muhtelif kanunlarda vergi borcu bulunmadığına ilişkin şartları içeren hükümler çerçevesinde 48 inci maddeye yapılan atıflar bu maddeye de yapılmış sayılır.

 

(*) Değişmeden önceki şekli:Bakanlar Kurulu

İçerik 1:

Devlete ait olup Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen ve 213 sayılı Kanun kapsamına giren vergi, resim, harç ve cezalar ile bu alacaklara bağlı gecikme faizi ve gecikme zammının vadesinde ödenmesi veya haczin tatbiki veyahut haczolunmuş malların paraya çevrilmesi amme borçlusunu çok zor duruma düşürecekse, borçlu tarafından yazı ile istenmiş olmak ve aşağıdaki şartları taşımak koşuluyla vadesi bir yılı geçmemiş alacaklar, Maliye Bakanınca 36 ayı geçmemek üzere faiz ve teminat alınarak tecil olunabilir.

Madde hükmünden yararlanacak borçlunun;

1. Başvuru tarihi itibarıyla en az 3 yıl süreyle; ticari, zirai veya mesleki faaliyetleri nedeniyle yıllık gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olması,

2. Başvuru tarihinden geriye doğru 3 yıla ait vergi beyannamelerini kanuni sürelerinde vermiş olması (Kanuni süresinde verilen bir beyannameye ilişkin olarak kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannameler bu şartın ihlali sayılmaz.),

3. Bu madde kapsamına giren ve başvuru tarihi itibarıyla vadesi 1 yılı geçmemiş borcunun borç ödemede hüsnüniyet sahibi olmasına rağmen ödenememiş olması,

şarttır. Şu kadar ki, bu madde ile 48 inci maddeye göre tecil edilen veya özel kanunlara göre ödeme planına bağlanan borcun bulunması madde hükmünden yararlanılmasına engel teşkil etmez.

Bu madde kapsamında tecil edilen alacaklara, 48 inci maddeye göre belirlenen oranda faiz tatbik edilir.

Amme borçlusunun alacaklı tahsil daireleri itibarıyla tecil edilen borçlarının toplamı beşyüz bin Türk lirasını (bu tutar dâhil) aşmadığı takdirde teminat şartı aranmaz. Bu tutarın üzerindeki amme alacaklarının tecilinde, gösterilmesi zorunlu teminat tutarı beşyüz bin Türk lirasını aşan kısmın %25'idir.

(700 Sayılı KHK'nın 28 inci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: 09.07.2018)Cumhurbaşkanı(*);

1. Teminatsız tecil tutarını; yarısına kadar indirmeye, yeniden kanuni tutarına getirmeye, zorunlu teminat oranını %50'ye kadar artırmaya, sıfıra kadar indirmeye, yeniden kanuni orana getirmeye,

2. Borçlunun çok zor durum hâlinin tespitinde kullanılmak üzere varlıklar, yükümlülükler ve nakit akımlarını esas alan mali göstergeler ile mali durumu tespite yarayan diğer ölçütlere dayalı kriterleri belirlemeye, belirlenen kriterler çerçevesinde çok zor durum hâlini derecelendirmeye ve bu dereceleri dikkate alarak;

a) Tecil süresini 60 aya kadar uzatmaya,

b) Farklı faiz oranları belirlemeye,

3. Tecil edilecek gecikme zammını, Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksinin (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak hesaplatmaya,

4. Madde hükmünü, alacaklı diğer amme idarelerini, alacak türlerini ve uyumlu borçlu kapsamına girebilecek borçlu kriterlerini belirleyerek uygulatmaya (Devlete ait olup Maliye Bakanlığına bağlı olanlar dışındaki tahsil dairelerince takip edilen alacaklar dâhil),

yetkilidir. Bu fıkranın (4) numaralı bendindeki yetkinin kullanılması hâlinde bu madde ile Maliye Bakanına tanınan yetkiler 48 inci maddede tanımlanan alacaklı amme idarelerinin tecile yetkili makamları tarafından kullanılır.

Maliye Bakanı;

1. Tecil edilecek amme alacağını tür ve tutar olarak belirlemeye,

2. Tecilde taksit zamanlarını, ödemelerin başlayacağı ayı, tecil talep tarihini takip eden aydan başlamak üzere 12 ayı geçmeyecek şekilde belirlemeye, ödeme dönemlerini, azami altı ayda bir yapılacak şekilde düzenlemeye,

3. Tecilde diğer şartları belirlemeye,

yetkilidir.

Maliye Bakanı, tecil yetkisini, sınırlarını açıkça belirtmek ve yazılı olmak şartıyla oluşturulacak tecil komisyonlarına devredebilir. Komisyonların teşkili ile çalışma usul ve esasları Maliye Bakanınca belirlenir.

Tecil şartlarına riayet edilmemesi nedeniyle muaccel olan amme alacağının tecili, talep edilmesi hâlinde en fazla iki defa geçerli sayılabilir.

Haciz yapılmışsa mahcuz mal, değeri tutarınca teminat yerine geçer. Tecil edilen amme alacakları ile ilgili olarak daha önce tatbik edilen ve borcun tamamını karşılayacak değerde olan hacizler, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır ve buna isabet eden teminat iade edilir. Ancak, mahcuz malların değeri tecil edilen borç tutarından az, zorunlu teminat tutarından fazla olması hâlinde, tatbik edilen hacizler, tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarı mahcuz mal değerinin altına inmediği müddetçe kaldırılmaz. Tecilli borca karşılık alınan teminat ise, tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarının zorunlu teminat tutarının altına inmesi durumunda, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır.

Tecil edilen amme alacağının ikimilyon Türk lirasını (bu tutar dâhil) aşmaması, mahcuz malın 10 uncu maddenin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde sayılan mal olması ve bu Kanuna göre belirlenmiş değerinin %50'sinden aşağı olmamak üzere satış bedelinin %50'sinin tahsil dairesine ödenmesi şartıyla mahcuz malın satışına izin verilir. Bu takdirde, kalan tecilli borç tutarı için zorunlu teminat tutarını karşılayacak mahcuz mal ve/veya teminat bulunması şartıyla satılan mal üzerindeki haciz kaldırılır. Bu hüküm ikimilyon Türk lirasını aşan tecilli borçlarda, değeri ikimilyon Türk lirasına kadar olan mahcuz mallar için uygulanır.

Tecil şartlarına riayet edilmemesi hâlinde tecil talep tarihinden itibaren 5 yıl geçmedikçe bu madde hükümlerinden, sekizinci fıkra hükümleri saklı kalmak kaydıyla, yararlanılamaz.

Bu madde kapsamında tecil edilen amme alacakları hakkında 48 inci maddenin yedinci fıkrası hükümleri uygulanır ve tecil edilen gecikme zammının (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanmış olması hâlinde gecikme zammı hesabı 51 inci maddeye göre düzeltilir.

Muhtelif kanunlarda vergi borcu bulunmadığına ilişkin şartları içeren hükümler çerçevesinde 48 inci maddeye yapılan atıflar bu maddeye de yapılmış sayılır.

 

(*) Değişmeden önceki şekli:Bakanlar Kurulu

İçerik 2:

Devlete ait olup Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen ve 213 sayılı Kanun kapsamına giren vergi, resim, harç ve cezalar ile bu alacaklara bağlı gecikme faizi ve gecikme zammının vadesinde ödenmesi veya haczin tatbiki veyahut haczolunmuş malların paraya çevrilmesi amme borçlusunu çok zor duruma düşürecekse, borçlu tarafından yazı ile istenmiş olmak ve aşağıdaki şartları taşımak koşuluyla vadesi bir yılı geçmemiş alacaklar, Maliye Bakanınca 36 ayı geçmemek üzere faiz ve teminat alınarak tecil olunabilir.

Madde hükmünden yararlanacak borçlunun;

1. Başvuru tarihi itibarıyla en az 3 yıl süreyle; ticari, zirai veya mesleki faaliyetleri nedeniyle yıllık gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olması,

2. Başvuru tarihinden geriye doğru 3 yıla ait vergi beyannamelerini kanuni sürelerinde vermiş olması (Kanuni süresinde verilen bir beyannameye ilişkin olarak kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannameler bu şartın ihlali sayılmaz.),

3. Bu madde kapsamına giren ve başvuru tarihi itibarıyla vadesi 1 yılı geçmemiş borcunun borç ödemede hüsnüniyet sahibi olmasına rağmen ödenememiş olması,

şarttır. Şu kadar ki, bu madde ile 48 inci maddeye göre tecil edilen veya özel kanunlara göre ödeme planına bağlanan borcun bulunması madde hükmünden yararlanılmasına engel teşkil etmez.

Bu madde kapsamında tecil edilen alacaklara, 48 inci maddeye göre belirlenen oranda faiz tatbik edilir.

Amme borçlusunun alacaklı tahsil daireleri itibarıyla tecil edilen borçlarının toplamı beşyüz bin Türk lirasını (bu tutar dâhil) aşmadığı takdirde teminat şartı aranmaz. Bu tutarın üzerindeki amme alacaklarının tecilinde, gösterilmesi zorunlu teminat tutarı beşyüz bin Türk lirasını aşan kısmın %25'idir.

(700 Sayılı KHK'nın 28 inci maddesiyle değişen ibare; Yürürlük: 09.07.2018)Cumhurbaşkanı(*);

1. Teminatsız tecil tutarını; yarısına kadar indirmeye, yeniden kanuni tutarına getirmeye, zorunlu teminat oranını %50'ye kadar artırmaya, sıfıra kadar indirmeye, yeniden kanuni orana getirmeye,

2. Borçlunun çok zor durum hâlinin tespitinde kullanılmak üzere varlıklar, yükümlülükler ve nakit akımlarını esas alan mali göstergeler ile mali durumu tespite yarayan diğer ölçütlere dayalı kriterleri belirlemeye, belirlenen kriterler çerçevesinde çok zor durum hâlini derecelendirmeye ve bu dereceleri dikkate alarak;

a) Tecil süresini 60 aya kadar uzatmaya,

b) Farklı faiz oranları belirlemeye,

3. Tecil edilecek gecikme zammını, Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksinin (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak hesaplatmaya,

4. Madde hükmünü, alacaklı diğer amme idarelerini, alacak türlerini ve uyumlu borçlu kapsamına girebilecek borçlu kriterlerini belirleyerek uygulatmaya (Devlete ait olup Maliye Bakanlığına bağlı olanlar dışındaki tahsil dairelerince takip edilen alacaklar dâhil),

yetkilidir. Bu fıkranın (4) numaralı bendindeki yetkinin kullanılması hâlinde bu madde ile Maliye Bakanına tanınan yetkiler 48 inci maddede tanımlanan alacaklı amme idarelerinin tecile yetkili makamları tarafından kullanılır.

Maliye Bakanı;

1. Tecil edilecek amme alacağını tür ve tutar olarak belirlemeye,

2. Tecilde taksit zamanlarını, ödemelerin başlayacağı ayı, tecil talep tarihini takip eden aydan başlamak üzere 12 ayı geçmeyecek şekilde belirlemeye, ödeme dönemlerini, azami altı ayda bir yapılacak şekilde düzenlemeye,

3. Tecilde diğer şartları belirlemeye,

yetkilidir.

Maliye Bakanı, tecil yetkisini, sınırlarını açıkça belirtmek ve yazılı olmak şartıyla oluşturulacak tecil komisyonlarına devredebilir. Komisyonların teşkili ile çalışma usul ve esasları Maliye Bakanınca belirlenir.

Tecil şartlarına riayet edilmemesi nedeniyle muaccel olan amme alacağının tecili, talep edilmesi hâlinde en fazla iki defa geçerli sayılabilir.

Haciz yapılmışsa mahcuz mal, değeri tutarınca teminat yerine geçer. Tecil edilen amme alacakları ile ilgili olarak daha önce tatbik edilen ve borcun tamamını karşılayacak değerde olan hacizler, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır ve buna isabet eden teminat iade edilir. Ancak, mahcuz malların değeri tecil edilen borç tutarından az, zorunlu teminat tutarından fazla olması hâlinde, tatbik edilen hacizler, tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarı mahcuz mal değerinin altına inmediği müddetçe kaldırılmaz. Tecilli borca karşılık alınan teminat ise, tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarının zorunlu teminat tutarının altına inmesi durumunda, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır.

Tecil edilen amme alacağının ikimilyon Türk lirasını (bu tutar dâhil) aşmaması, mahcuz malın 10 uncu maddenin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde sayılan mal olması ve bu Kanuna göre belirlenmiş değerinin %50'sinden aşağı olmamak üzere satış bedelinin %50'sinin tahsil dairesine ödenmesi şartıyla mahcuz malın satışına izin verilir. Bu takdirde, kalan tecilli borç tutarı için zorunlu teminat tutarını karşılayacak mahcuz mal ve/veya teminat bulunması şartıyla satılan mal üzerindeki haciz kaldırılır. Bu hüküm ikimilyon Türk lirasını aşan tecilli borçlarda, değeri ikimilyon Türk lirasına kadar olan mahcuz mallar için uygulanır.

Tecil şartlarına riayet edilmemesi hâlinde tecil talep tarihinden itibaren 5 yıl geçmedikçe bu madde hükümlerinden, sekizinci fıkra hükümleri saklı kalmak kaydıyla, yararlanılamaz.

Bu madde kapsamında tecil edilen amme alacakları hakkında 48 inci maddenin yedinci fıkrası hükümleri uygulanır ve tecil edilen gecikme zammının (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanmış olması hâlinde gecikme zammı hesabı 51 inci maddeye göre düzeltilir.

Muhtelif kanunlarda vergi borcu bulunmadığına ilişkin şartları içeren hükümler çerçevesinde 48 inci maddeye yapılan atıflar bu maddeye de yapılmış sayılır.

 

(*) Değişmeden önceki şekli:Bakanlar Kurulu

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı

  

Sayı   : 92723040-010.06.01[6802-113]-E.14913                                                       07.02.2017

Konu : 6736 sayılı Kanunun 5 ve 6 ncı 

             maddelerine göre tahakkuk eden

            vergilerin tecili

 

TAHSİLAT İÇ GENELGESİ

SERİ NO: 2017/1

………………… VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞINA

……………………. VALİLİĞİNE

(Defterdarlık: Gelir Müdürlüğü)

 

 İlgi :  a) 10/03/2014 tarihli ve 2014/1 Seri No.lu Tahsilat İç Genelgesi

         b) 20/06/2016 tarihli ve 2016/2 Seri No.lu Tahsilat İç Genelgesi

İlgi (a)'da kayıtlı Tahsilat İç Genelgesinde, Katma Değer Vergisi, Geçici Vergi, Özel Tüketim Vergisi, Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi, Özel İletişim Vergisi, Harçlar (İkmalen tarhiyata dayanan tapu harçları hariç) Fonlar, Paylar (Eğitime Katkı Payı ve buna ait gecikme zammı dahil), Haklar, Ecrimisil ve ek vergilerden olan alacakların tecil edilmeyeceği, ilgi (b)'de kayıtlı Tahsilat İç Genelgesinde ise, Katma Değer Vergisinin müracaat tarihinden itibaren 6 ayı geçmeyecek şekilde azami 6 taksitte tecil ve taksitlendirilebileceği belirtilmiştir.

Başkanlığımıza intikal eden olaylardan, 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanunun 5 inci maddesine istinaden matrah/vergi artırımında bulunan mükellefler ile 6 ncı maddesine istinaden işletme kayıtlarını düzelten mükelleflerin, Kanun kapsamında tahakkuk eden vergilerini ödeme güçlüğü içinde bulunmaları nedeniyle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesine istinaden tecil ve taksitlendirerek ödemek istedikleri anlaşılmaktadır.

6736 sayılı Kanunun 5 inci maddesine göre matrah/vergi artırımında bulunan mükelleflerin anılan Kanun kapsamında tahakkuk eden vergileri, mükelleflerin çok zor durumda olup olmadıklarına bakılmaksızın hiçbir şekilde tecil edilmeyecektir.

Diğer taraftan, 6736 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin,

- Birinci ve ikinci fıkralarına göre işletme kayıtlarını düzelten mükelleflerin tahakkuk eden katma değer vergileri, 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesi uyarınca müracaat tarihinden itibaren 6 ayı geçmeyecek şekilde azami 6 taksitte,

- Üçüncü fıkrasına istinaden kasa mevcutları ve ortaklardan alacaklar hesabı kayıtlarını düzelten mükelleflerin tahakkuk eden vergileri 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesi kapsamında,

tecil ve taksitlendirilebilecektir.

Bilgi edinilmesini ve gereğinin buna göre yapılmasını rica ederim.

  

 

                                                                                                 Ayşe DİLBAY                                

Başkan a.                                 

                                                                                             Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı         

 

 

 

Dağıtım :

Vergi Dairesi Başkanlıklarına

Defterdarlık Gelir Müdürlüklerine

İçerik 1:

T.C.

MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı

  

Sayı   : 92723040-010.06.01[6802-113]-E.14913                                                       07.02.2017

Konu : 6736 sayılı Kanunun 5 ve 6 ncı 

             maddelerine göre tahakkuk eden

            vergilerin tecili

 

TAHSİLAT İÇ GENELGESİ

SERİ NO: 2017/1

………………… VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞINA

……………………. VALİLİĞİNE

(Defterdarlık: Gelir Müdürlüğü)

 

 İlgi :  a) 10/03/2014 tarihli ve 2014/1 Seri No.lu Tahsilat İç Genelgesi

         b) 20/06/2016 tarihli ve 2016/2 Seri No.lu Tahsilat İç Genelgesi

İlgi (a)'da kayıtlı Tahsilat İç Genelgesinde, Katma Değer Vergisi, Geçici Vergi, Özel Tüketim Vergisi, Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi, Özel İletişim Vergisi, Harçlar (İkmalen tarhiyata dayanan tapu harçları hariç) Fonlar, Paylar (Eğitime Katkı Payı ve buna ait gecikme zammı dahil), Haklar, Ecrimisil ve ek vergilerden olan alacakların tecil edilmeyeceği, ilgi (b)'de kayıtlı Tahsilat İç Genelgesinde ise, Katma Değer Vergisinin müracaat tarihinden itibaren 6 ayı geçmeyecek şekilde azami 6 taksitte tecil ve taksitlendirilebileceği belirtilmiştir.

Başkanlığımıza intikal eden olaylardan, 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanunun 5 inci maddesine istinaden matrah/vergi artırımında bulunan mükellefler ile 6 ncı maddesine istinaden işletme kayıtlarını düzelten mükelleflerin, Kanun kapsamında tahakkuk eden vergilerini ödeme güçlüğü içinde bulunmaları nedeniyle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesine istinaden tecil ve taksitlendirerek ödemek istedikleri anlaşılmaktadır.

6736 sayılı Kanunun 5 inci maddesine göre matrah/vergi artırımında bulunan mükelleflerin anılan Kanun kapsamında tahakkuk eden vergileri, mükelleflerin çok zor durumda olup olmadıklarına bakılmaksızın hiçbir şekilde tecil edilmeyecektir.

Diğer taraftan, 6736 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin,

- Birinci ve ikinci fıkralarına göre işletme kayıtlarını düzelten mükelleflerin tahakkuk eden katma değer vergileri, 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesi uyarınca müracaat tarihinden itibaren 6 ayı geçmeyecek şekilde azami 6 taksitte,

- Üçüncü fıkrasına istinaden kasa mevcutları ve ortaklardan alacaklar hesabı kayıtlarını düzelten mükelleflerin tahakkuk eden vergileri 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesi kapsamında,

tecil ve taksitlendirilebilecektir.

Bilgi edinilmesini ve gereğinin buna göre yapılmasını rica ederim.

  

 

                                                                                                 Ayşe DİLBAY                                

Başkan a.                                 

                                                                                             Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı         

 

 

 

Dağıtım :

Vergi Dairesi Başkanlıklarına

Defterdarlık Gelir Müdürlüklerine

İçerik 2:

T.C.

MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı

  

Sayı   : 92723040-010.06.01[6802-113]-E.14913                                                       07.02.2017

Konu : 6736 sayılı Kanunun 5 ve 6 ncı 

             maddelerine göre tahakkuk eden

            vergilerin tecili

 

TAHSİLAT İÇ GENELGESİ

SERİ NO: 2017/1

………………… VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞINA

……………………. VALİLİĞİNE

(Defterdarlık: Gelir Müdürlüğü)

 

 İlgi :  a) 10/03/2014 tarihli ve 2014/1 Seri No.lu Tahsilat İç Genelgesi

         b) 20/06/2016 tarihli ve 2016/2 Seri No.lu Tahsilat İç Genelgesi

İlgi (a)'da kayıtlı Tahsilat İç Genelgesinde, Katma Değer Vergisi, Geçici Vergi, Özel Tüketim Vergisi, Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi, Özel İletişim Vergisi, Harçlar (İkmalen tarhiyata dayanan tapu harçları hariç) Fonlar, Paylar (Eğitime Katkı Payı ve buna ait gecikme zammı dahil), Haklar, Ecrimisil ve ek vergilerden olan alacakların tecil edilmeyeceği, ilgi (b)'de kayıtlı Tahsilat İç Genelgesinde ise, Katma Değer Vergisinin müracaat tarihinden itibaren 6 ayı geçmeyecek şekilde azami 6 taksitte tecil ve taksitlendirilebileceği belirtilmiştir.

Başkanlığımıza intikal eden olaylardan, 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanunun 5 inci maddesine istinaden matrah/vergi artırımında bulunan mükellefler ile 6 ncı maddesine istinaden işletme kayıtlarını düzelten mükelleflerin, Kanun kapsamında tahakkuk eden vergilerini ödeme güçlüğü içinde bulunmaları nedeniyle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesine istinaden tecil ve taksitlendirerek ödemek istedikleri anlaşılmaktadır.

6736 sayılı Kanunun 5 inci maddesine göre matrah/vergi artırımında bulunan mükelleflerin anılan Kanun kapsamında tahakkuk eden vergileri, mükelleflerin çok zor durumda olup olmadıklarına bakılmaksızın hiçbir şekilde tecil edilmeyecektir.

Diğer taraftan, 6736 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin,

- Birinci ve ikinci fıkralarına göre işletme kayıtlarını düzelten mükelleflerin tahakkuk eden katma değer vergileri, 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesi uyarınca müracaat tarihinden itibaren 6 ayı geçmeyecek şekilde azami 6 taksitte,

- Üçüncü fıkrasına istinaden kasa mevcutları ve ortaklardan alacaklar hesabı kayıtlarını düzelten mükelleflerin tahakkuk eden vergileri 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesi kapsamında,

tecil ve taksitlendirilebilecektir.

Bilgi edinilmesini ve gereğinin buna göre yapılmasını rica ederim.

  

 

                                                                                                 Ayşe DİLBAY                                

Başkan a.                                 

                                                                                             Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı         

 

 

 

Dağıtım :

Vergi Dairesi Başkanlıklarına

Defterdarlık Gelir Müdürlüklerine

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı

 

Sayı    : 69358343-010.06[38-7]-122157                                                                   18/11/2016                 

Konu  : YİKOB alacakları                                                                                  

 

 

TAHSİLAT İÇ GENELGESİ

(SERİ NO:2016/3)

 

……….VALİLİĞİNE

……….VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞINA

 

İlgi   : 26/6/2015 tarihli 2015/4 Seri No.lu Tahsilat İç Genelgesi.

Bu iç genelgede, 30/3/2014 tarihinde bir bütün olarak yürürlüğe giren 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34 üncü maddesiyle 3152 sayılı İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanuna eklenen 28/A maddesi kapsamında kurulan Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıklarının (YİKOB) 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip edilmesi gereken alacaklarının, 674 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin (KHK) 35 inci maddesi ile 3152 sayılı Kanunun 28/A maddesinde yapılan değişiklikler sonrası ne şekilde takip ve tahsil edileceğine ilişkin açıklamalar yer almaktadır.

I- Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıklarının Hukuki Yapısı

Bilindiği üzere, YİKOB; 6360 sayılı Kanunun 34 üncü maddesiyle 3152 sayılı Kanununa eklenen 28/A maddesi kapsamında büyükşehir belediyelerinin bulunduğu illerde valilik bünyesinde faaliyette bulunan, ayrı bir tüzel kişiliği ve bütçesi bulunmayan ve genel bütçe içerisinde yer alan bir idare olarak kurulmuştur.

Ancak, 1/9/2016 tarihli ve  2. Mükerrer 29818 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 674 sayılı KHK’nın 35 inci maddesinde “3152 sayılı Kanunun 28/A maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesine "valiye bağlı olarak" ibaresinden sonra gelmek üzere "kamu tüzel kişiliğini haiz ve özel bütçeli" ibaresi eklenmiş,…” hükmüne yer verilmiştir.

Bunun sonucunda, 674 sayılı KHK’nın 35 inci maddesiyle 3152 sayılı Kanunun 28/A maddesinde yapılan değişiklikle YİKOB’lar, 1/9/2016 tarihinden itibaren genel bütçe kapsamındaki idare olmaktan çıkarılarak, kamu tüzel kişiliğini haiz ve özel bütçeli idareye dönüşmüştür.

II- YİKOB Alacaklarının Takibi

1. 6360 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde tüzel kişiliği kaldırılan il özel idarelerinin hangi gelirlerinin genel bütçeye gelir kaydedileceği düzenlenmiştir. Bu kapsamda, genel bütçeye gelir kaydedilecek gelirlerden hangilerinin vergi dairesi tarafından takip ve tahsil edileceği 2015/4 Seri No.lu Tahsilat İç Genelgesinde açıklanmıştır. 

Anılan iç genelgede belirtildiği gibi vergi daireleri tarafından takip ve tahsil edilecek alacaklar arasında 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 12 nci maddesi gereğince belediyeler tarafından tahsil edilen, ancak süresinde ilgili hesaba aktarılmamış olan taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı da bulunmaktadır.

Bu kapsamda, vergi daireleri tarafından tahsil edilen taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payları, ilgili YİKOB’un kullanımına bırakılmak üzere defterdarlıklar bünyesinde açılan emanet hesaplarına aktarılmaktaydı.

2. 674 sayılı KHK ile 3152 sayılı Kanunun 28/A maddesinde yapılan değişiklikle genel bütçenin dışında özel bütçeli kamu tüzel kişiliği haline dönüştürülen YİKOB’un gelirleri düzenlenmiştir.

Taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı, 3152 sayılı Kanunun 28/A maddesinde YİKOB’un gelirleri arasında sayılmamıştır.

Ancak;

- 2863 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin dokuzuncu fıkrasında “Yukarıdaki hükümlere göre, taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı olarak tahsil olunan miktarlar tahsil edildiği ayı takip eden ayın onuncu günü akşamına kadar il özel idarelerine bir bildirim ile beyan edilerek aynı süre içinde ödenir. Tahsil ettikleri katkı payını yukarıda belirtilen süre içinde il özel idarelerine yatırmayan belediyelerden, bu katkı payları 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre gecikme zammı tatbik edilerek tahsil edilir.” hükmü,

- 6360 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında “(3) 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 12 nci maddesi kapsamında il özel idarelerince kullanılan haklar ve yetkiler ile yürütülen görevler, il özel idaresi bulunmayan illerde Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığınca kullanılır ve yürütülür…” hükmü,

yer almaktadır.

Yukarıda yer verilen hükümler gereğince, belediyeler tarafından tahsil edildiği halde süresinde YİKOB’a aktarılmayan taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payının, genel bütçenin dışında özel bütçeli kamu tüzel kişisi olan YİKOB tarafından, 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilerek kendi bütçesine gelir kaydedilmesi gerekmektedir.

III- 1/9/2016 Tarihi İtibarıyla (Bu Tarih Dahil) Ödenmemiş Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına Katkı Payları

YİKOB’lar, 1/9/2016 tarihi itibarıyla kamu tüzel kişiliğine sahip ve özel bütçeli kamu idaresi haline geldiğinden, YİKOB’ların daha önce vergi daireleri tarafından takip edilen taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı alacaklarının bu tarihten itibaren YİKOB’lar tarafından 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilmesi gerekmektedir.

Bu nedenle, 1/9/2016 tarihi itibarıyla tüzel kişilik kazanan YİKOB’lar tarafından gerek bu tarihten önce, gerek bu tarihten sonra 6183 sayılı Kanun kapsamında takip ve tahsil için vergi dairelerine gönderilen taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı alacakları için vergi dairelerince bu tarihten sonra anılan Kanun kapsamında herhangi bir takip işlemi yapılmayacaktır. Ancak, bu tarihten sonra yapılmış takip işlemleri neticesinde tahsil edilmiş tutarların YİKOB’a aktarılacağı tabiidir.

IV- Yapılandırılan Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına Katkı Payı Alacakları

19/8/2016 tarihli ve 29806 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanunun 1 inci maddesinin (c) bendi ile vergi dairelerince 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen ve vergiler ile idari para cezaları dışında kalan diğer amme alacaklarının Kanun kapsamında olduğuna hükmedilmiştir.

Bu hükme göre, 19/8/2016 tarihi itibarıyla takip için vergi dairelerine intikal ettirilmiş taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı alacaklarının, borçluları tarafından başvurulması halinde 6736 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılması mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan, 6736 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrası ile bu Kanunun; 2, 3, 5 inci maddeleri ve 4 üncü maddesinin dokuzuncu ve onuncu fıkraları ile 10 uncu maddesinin ondokuzuncu fıkrasına göre yapılandırılacak borçlara ilişkin olarak başvuru süresinin son günü 31/10/2016 tarihi (bu tarih dahil) olarak belirlenmiş olup, bu tarih 26/10/2016 tarihli ve 29869 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2016/9385 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla 25/11/2016 tarihine (bu tarih dahil) uzatılmıştır.

Buna göre, takip için vergi dairelerine aktarılmış olan taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı alacaklarının 1/9/2016 tarihinden sonra vergi dairelerince takibi mümkün olmamakla birlikte, 6736 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılması mümkün olan bu alacakların anılan Kanunun başvuru süresinin son günü olan 25/11/2016 tarihine kadar (bu tarih dahil) YİKOB’lara aktarılmaması ve bu tarihe kadar belediyeler tarafından başvuruda bulunulması durumunda söz konusu alacakların vergi dairelerince yapılandırılması gerekmektedir.

Ancak, 6736 sayılı Kanunun başvuru süresinin son günü olan 25/11/2016 tarihine (bu tarih dahil) kadar anılan Kanun kapsamında herhangi bir başvurunun bulunmaması durumunda, bu katkı paylarının ilgili YİKOB’a devredilmesi gerekmektedir.

6736 sayılı Kanunun 2 nci maddesi ve 6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanunun 73 üncü maddesi kapsamında taksitlendirilen ve taksitleri süresi içerisinde ödenen taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı alacaklarına ilişkin her bir taksite karşılık yapılan ödemeler ertesi ayın sonuna kadar ilgili YİKOB tarafından bildirilecek hesaba aktarılacaktır.

Öte yandan, 6736 sayılı Kanunun 2 nci maddesi ve 6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesi kapsamında taksitlendirilen ancak ödemeler yönünden ihlal edilen tecil dosyalarının iptal edilerek borçluların ödenen taksit tutarları kadar 6736 sayılı Kanun ve 6552 sayılı Kanun hükümlerinden yararlandırılması ve bakiye taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payının takip için YİKOB’a devredilmesi gerekmektedir.

V- Diğer Hususlar

1. 2015/4 Seri No.lu Tahsilat İç Genelgesinde düzenlendiği şekilde6360 sayılıKanunun 3 üncü maddesinde sayılan alacaklar (taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı hariç) ile geçici 1 inci maddesinin beşinci fıkrası kapsamında oluşturulan devir, tasfiye ve paylaştırma komisyonu kararlarıyla genel bütçeye gelir kaydedilmesi gereken alacakların takip ve tahsiline vergi dairelerince devam edilecek ve yapılan tahsilatlar genel bütçeye gelir kaydedilecektir.

2. Vergi daireleri tarafından YİKOB’lara devredilecek olan taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payları ile ilgili olarak vergi dairelerince yapılmış olan takip işlemleri geçerliliğini koruyacak olup, YİKOB’lar bu işlemleri kaldığı yerden devam ettireceklerdir. Bu nedenle, vergi dairelerince borçlular hakkında yapılan takip işlemlerinin ayrıntılı olarak YİKOB’lara bildirilmesi gerekmektedir.

3. YİKOB’ların tüzel kişilik kazandığı tarih itibarıyla dava safhasında bulunan alacaklarla ilgili olarak davaya ilişkin tüm bilgilerin ve yapılan takip işlemlerinin YİKOB’lara bildirilmesi gerekmektedir.

Ayrıca, borçlular tarafından takip işlemlerine karşı açılan davalara ilişkin olarak, bu alacakların 674 sayılı KHK’nın 35 inci maddesiyle 3152 sayılı Kanunun 28/A maddesinde yapılan değişiklik neticesinde 1/9/2016 tarihi itibarıyla YİKOB’ların genel bütçenin dışında kamu tüzel kişiliğini haiz ve özel bütçeli idarelere dönüştükleri, bu nedenle daha önce vergi dairesince takip edilen kültür varlıklarının korunmasına katkı payı alacaklarının 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip yapılmak üzere YİKOB’lara devredildiği belirtilerek, hasım mevkiine ilgili YİKOB’un alınması yönünde mahkemeye ek beyan dilekçesi verilmesi gerekmektedir.

4. Vergi daireleri tarafından, 1/9/2016 tarihinden sonra tahsil edilen taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payları ve bunlara ilişkin gecikme zamlarının Aralık/2016 ayı sonuna kadar YİKOB’lar tarafından bildirilecek hesaba aktarılması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.

 

 

                                                                                                 Adnan ERTÜRK                            

Bakan a.                                 

                                                                                              Gelir İdaresi Başkanı                     

 

 

İçerik 1:

T.C.

MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı

 

Sayı    : 69358343-010.06[38-7]-122157                                                                   18/11/2016                 

Konu  : YİKOB alacakları                                                                                  

 

 

TAHSİLAT İÇ GENELGESİ

(SERİ NO:2016/3)

 

……….VALİLİĞİNE

……….VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞINA

 

İlgi   : 26/6/2015 tarihli 2015/4 Seri No.lu Tahsilat İç Genelgesi.

Bu iç genelgede, 30/3/2014 tarihinde bir bütün olarak yürürlüğe giren 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34 üncü maddesiyle 3152 sayılı İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanuna eklenen 28/A maddesi kapsamında kurulan Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıklarının (YİKOB) 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip edilmesi gereken alacaklarının, 674 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin (KHK) 35 inci maddesi ile 3152 sayılı Kanunun 28/A maddesinde yapılan değişiklikler sonrası ne şekilde takip ve tahsil edileceğine ilişkin açıklamalar yer almaktadır.

I- Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıklarının Hukuki Yapısı

Bilindiği üzere, YİKOB; 6360 sayılı Kanunun 34 üncü maddesiyle 3152 sayılı Kanununa eklenen 28/A maddesi kapsamında büyükşehir belediyelerinin bulunduğu illerde valilik bünyesinde faaliyette bulunan, ayrı bir tüzel kişiliği ve bütçesi bulunmayan ve genel bütçe içerisinde yer alan bir idare olarak kurulmuştur.

Ancak, 1/9/2016 tarihli ve  2. Mükerrer 29818 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 674 sayılı KHK’nın 35 inci maddesinde “3152 sayılı Kanunun 28/A maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesine "valiye bağlı olarak" ibaresinden sonra gelmek üzere "kamu tüzel kişiliğini haiz ve özel bütçeli" ibaresi eklenmiş,…” hükmüne yer verilmiştir.

Bunun sonucunda, 674 sayılı KHK’nın 35 inci maddesiyle 3152 sayılı Kanunun 28/A maddesinde yapılan değişiklikle YİKOB’lar, 1/9/2016 tarihinden itibaren genel bütçe kapsamındaki idare olmaktan çıkarılarak, kamu tüzel kişiliğini haiz ve özel bütçeli idareye dönüşmüştür.

II- YİKOB Alacaklarının Takibi

1. 6360 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde tüzel kişiliği kaldırılan il özel idarelerinin hangi gelirlerinin genel bütçeye gelir kaydedileceği düzenlenmiştir. Bu kapsamda, genel bütçeye gelir kaydedilecek gelirlerden hangilerinin vergi dairesi tarafından takip ve tahsil edileceği 2015/4 Seri No.lu Tahsilat İç Genelgesinde açıklanmıştır. 

Anılan iç genelgede belirtildiği gibi vergi daireleri tarafından takip ve tahsil edilecek alacaklar arasında 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 12 nci maddesi gereğince belediyeler tarafından tahsil edilen, ancak süresinde ilgili hesaba aktarılmamış olan taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı da bulunmaktadır.

Bu kapsamda, vergi daireleri tarafından tahsil edilen taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payları, ilgili YİKOB’un kullanımına bırakılmak üzere defterdarlıklar bünyesinde açılan emanet hesaplarına aktarılmaktaydı.

2. 674 sayılı KHK ile 3152 sayılı Kanunun 28/A maddesinde yapılan değişiklikle genel bütçenin dışında özel bütçeli kamu tüzel kişiliği haline dönüştürülen YİKOB’un gelirleri düzenlenmiştir.

Taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı, 3152 sayılı Kanunun 28/A maddesinde YİKOB’un gelirleri arasında sayılmamıştır.

Ancak;

- 2863 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin dokuzuncu fıkrasında “Yukarıdaki hükümlere göre, taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı olarak tahsil olunan miktarlar tahsil edildiği ayı takip eden ayın onuncu günü akşamına kadar il özel idarelerine bir bildirim ile beyan edilerek aynı süre içinde ödenir. Tahsil ettikleri katkı payını yukarıda belirtilen süre içinde il özel idarelerine yatırmayan belediyelerden, bu katkı payları 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre gecikme zammı tatbik edilerek tahsil edilir.” hükmü,

- 6360 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında “(3) 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 12 nci maddesi kapsamında il özel idarelerince kullanılan haklar ve yetkiler ile yürütülen görevler, il özel idaresi bulunmayan illerde Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığınca kullanılır ve yürütülür…” hükmü,

yer almaktadır.

Yukarıda yer verilen hükümler gereğince, belediyeler tarafından tahsil edildiği halde süresinde YİKOB’a aktarılmayan taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payının, genel bütçenin dışında özel bütçeli kamu tüzel kişisi olan YİKOB tarafından, 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilerek kendi bütçesine gelir kaydedilmesi gerekmektedir.

III- 1/9/2016 Tarihi İtibarıyla (Bu Tarih Dahil) Ödenmemiş Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına Katkı Payları

YİKOB’lar, 1/9/2016 tarihi itibarıyla kamu tüzel kişiliğine sahip ve özel bütçeli kamu idaresi haline geldiğinden, YİKOB’ların daha önce vergi daireleri tarafından takip edilen taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı alacaklarının bu tarihten itibaren YİKOB’lar tarafından 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilmesi gerekmektedir.

Bu nedenle, 1/9/2016 tarihi itibarıyla tüzel kişilik kazanan YİKOB’lar tarafından gerek bu tarihten önce, gerek bu tarihten sonra 6183 sayılı Kanun kapsamında takip ve tahsil için vergi dairelerine gönderilen taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı alacakları için vergi dairelerince bu tarihten sonra anılan Kanun kapsamında herhangi bir takip işlemi yapılmayacaktır. Ancak, bu tarihten sonra yapılmış takip işlemleri neticesinde tahsil edilmiş tutarların YİKOB’a aktarılacağı tabiidir.

IV- Yapılandırılan Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına Katkı Payı Alacakları

19/8/2016 tarihli ve 29806 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanunun 1 inci maddesinin (c) bendi ile vergi dairelerince 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen ve vergiler ile idari para cezaları dışında kalan diğer amme alacaklarının Kanun kapsamında olduğuna hükmedilmiştir.

Bu hükme göre, 19/8/2016 tarihi itibarıyla takip için vergi dairelerine intikal ettirilmiş taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı alacaklarının, borçluları tarafından başvurulması halinde 6736 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılması mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan, 6736 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrası ile bu Kanunun; 2, 3, 5 inci maddeleri ve 4 üncü maddesinin dokuzuncu ve onuncu fıkraları ile 10 uncu maddesinin ondokuzuncu fıkrasına göre yapılandırılacak borçlara ilişkin olarak başvuru süresinin son günü 31/10/2016 tarihi (bu tarih dahil) olarak belirlenmiş olup, bu tarih 26/10/2016 tarihli ve 29869 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2016/9385 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla 25/11/2016 tarihine (bu tarih dahil) uzatılmıştır.

Buna göre, takip için vergi dairelerine aktarılmış olan taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı alacaklarının 1/9/2016 tarihinden sonra vergi dairelerince takibi mümkün olmamakla birlikte, 6736 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılması mümkün olan bu alacakların anılan Kanunun başvuru süresinin son günü olan 25/11/2016 tarihine kadar (bu tarih dahil) YİKOB’lara aktarılmaması ve bu tarihe kadar belediyeler tarafından başvuruda bulunulması durumunda söz konusu alacakların vergi dairelerince yapılandırılması gerekmektedir.

Ancak, 6736 sayılı Kanunun başvuru süresinin son günü olan 25/11/2016 tarihine (bu tarih dahil) kadar anılan Kanun kapsamında herhangi bir başvurunun bulunmaması durumunda, bu katkı paylarının ilgili YİKOB’a devredilmesi gerekmektedir.

6736 sayılı Kanunun 2 nci maddesi ve 6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanunun 73 üncü maddesi kapsamında taksitlendirilen ve taksitleri süresi içerisinde ödenen taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı alacaklarına ilişkin her bir taksite karşılık yapılan ödemeler ertesi ayın sonuna kadar ilgili YİKOB tarafından bildirilecek hesaba aktarılacaktır.

Öte yandan, 6736 sayılı Kanunun 2 nci maddesi ve 6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesi kapsamında taksitlendirilen ancak ödemeler yönünden ihlal edilen tecil dosyalarının iptal edilerek borçluların ödenen taksit tutarları kadar 6736 sayılı Kanun ve 6552 sayılı Kanun hükümlerinden yararlandırılması ve bakiye taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payının takip için YİKOB’a devredilmesi gerekmektedir.

V- Diğer Hususlar

1. 2015/4 Seri No.lu Tahsilat İç Genelgesinde düzenlendiği şekilde6360 sayılıKanunun 3 üncü maddesinde sayılan alacaklar (taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı hariç) ile geçici 1 inci maddesinin beşinci fıkrası kapsamında oluşturulan devir, tasfiye ve paylaştırma komisyonu kararlarıyla genel bütçeye gelir kaydedilmesi gereken alacakların takip ve tahsiline vergi dairelerince devam edilecek ve yapılan tahsilatlar genel bütçeye gelir kaydedilecektir.

2. Vergi daireleri tarafından YİKOB’lara devredilecek olan taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payları ile ilgili olarak vergi dairelerince yapılmış olan takip işlemleri geçerliliğini koruyacak olup, YİKOB’lar bu işlemleri kaldığı yerden devam ettireceklerdir. Bu nedenle, vergi dairelerince borçlular hakkında yapılan takip işlemlerinin ayrıntılı olarak YİKOB’lara bildirilmesi gerekmektedir.

3. YİKOB’ların tüzel kişilik kazandığı tarih itibarıyla dava safhasında bulunan alacaklarla ilgili olarak davaya ilişkin tüm bilgilerin ve yapılan takip işlemlerinin YİKOB’lara bildirilmesi gerekmektedir.

Ayrıca, borçlular tarafından takip işlemlerine karşı açılan davalara ilişkin olarak, bu alacakların 674 sayılı KHK’nın 35 inci maddesiyle 3152 sayılı Kanunun 28/A maddesinde yapılan değişiklik neticesinde 1/9/2016 tarihi itibarıyla YİKOB’ların genel bütçenin dışında kamu tüzel kişiliğini haiz ve özel bütçeli idarelere dönüştükleri, bu nedenle daha önce vergi dairesince takip edilen kültür varlıklarının korunmasına katkı payı alacaklarının 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip yapılmak üzere YİKOB’lara devredildiği belirtilerek, hasım mevkiine ilgili YİKOB’un alınması yönünde mahkemeye ek beyan dilekçesi verilmesi gerekmektedir.

4. Vergi daireleri tarafından, 1/9/2016 tarihinden sonra tahsil edilen taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payları ve bunlara ilişkin gecikme zamlarının Aralık/2016 ayı sonuna kadar YİKOB’lar tarafından bildirilecek hesaba aktarılması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.

 

 

                                                                                                 Adnan ERTÜRK                            

Bakan a.                                 

                                                                                              Gelir İdaresi Başkanı                     

 

 

İçerik 2:

T.C.

MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı

 

Sayı    : 69358343-010.06[38-7]-122157                                                                   18/11/2016                 

Konu  : YİKOB alacakları                                                                                  

 

 

TAHSİLAT İÇ GENELGESİ

(SERİ NO:2016/3)

 

……….VALİLİĞİNE

……….VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞINA

 

İlgi   : 26/6/2015 tarihli 2015/4 Seri No.lu Tahsilat İç Genelgesi.

Bu iç genelgede, 30/3/2014 tarihinde bir bütün olarak yürürlüğe giren 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34 üncü maddesiyle 3152 sayılı İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanuna eklenen 28/A maddesi kapsamında kurulan Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıklarının (YİKOB) 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip edilmesi gereken alacaklarının, 674 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin (KHK) 35 inci maddesi ile 3152 sayılı Kanunun 28/A maddesinde yapılan değişiklikler sonrası ne şekilde takip ve tahsil edileceğine ilişkin açıklamalar yer almaktadır.

I- Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıklarının Hukuki Yapısı

Bilindiği üzere, YİKOB; 6360 sayılı Kanunun 34 üncü maddesiyle 3152 sayılı Kanununa eklenen 28/A maddesi kapsamında büyükşehir belediyelerinin bulunduğu illerde valilik bünyesinde faaliyette bulunan, ayrı bir tüzel kişiliği ve bütçesi bulunmayan ve genel bütçe içerisinde yer alan bir idare olarak kurulmuştur.

Ancak, 1/9/2016 tarihli ve  2. Mükerrer 29818 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 674 sayılı KHK’nın 35 inci maddesinde “3152 sayılı Kanunun 28/A maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesine "valiye bağlı olarak" ibaresinden sonra gelmek üzere "kamu tüzel kişiliğini haiz ve özel bütçeli" ibaresi eklenmiş,…” hükmüne yer verilmiştir.

Bunun sonucunda, 674 sayılı KHK’nın 35 inci maddesiyle 3152 sayılı Kanunun 28/A maddesinde yapılan değişiklikle YİKOB’lar, 1/9/2016 tarihinden itibaren genel bütçe kapsamındaki idare olmaktan çıkarılarak, kamu tüzel kişiliğini haiz ve özel bütçeli idareye dönüşmüştür.

II- YİKOB Alacaklarının Takibi

1. 6360 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde tüzel kişiliği kaldırılan il özel idarelerinin hangi gelirlerinin genel bütçeye gelir kaydedileceği düzenlenmiştir. Bu kapsamda, genel bütçeye gelir kaydedilecek gelirlerden hangilerinin vergi dairesi tarafından takip ve tahsil edileceği 2015/4 Seri No.lu Tahsilat İç Genelgesinde açıklanmıştır. 

Anılan iç genelgede belirtildiği gibi vergi daireleri tarafından takip ve tahsil edilecek alacaklar arasında 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 12 nci maddesi gereğince belediyeler tarafından tahsil edilen, ancak süresinde ilgili hesaba aktarılmamış olan taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı da bulunmaktadır.

Bu kapsamda, vergi daireleri tarafından tahsil edilen taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payları, ilgili YİKOB’un kullanımına bırakılmak üzere defterdarlıklar bünyesinde açılan emanet hesaplarına aktarılmaktaydı.

2. 674 sayılı KHK ile 3152 sayılı Kanunun 28/A maddesinde yapılan değişiklikle genel bütçenin dışında özel bütçeli kamu tüzel kişiliği haline dönüştürülen YİKOB’un gelirleri düzenlenmiştir.

Taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı, 3152 sayılı Kanunun 28/A maddesinde YİKOB’un gelirleri arasında sayılmamıştır.

Ancak;

- 2863 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin dokuzuncu fıkrasında “Yukarıdaki hükümlere göre, taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı olarak tahsil olunan miktarlar tahsil edildiği ayı takip eden ayın onuncu günü akşamına kadar il özel idarelerine bir bildirim ile beyan edilerek aynı süre içinde ödenir. Tahsil ettikleri katkı payını yukarıda belirtilen süre içinde il özel idarelerine yatırmayan belediyelerden, bu katkı payları 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre gecikme zammı tatbik edilerek tahsil edilir.” hükmü,

- 6360 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında “(3) 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 12 nci maddesi kapsamında il özel idarelerince kullanılan haklar ve yetkiler ile yürütülen görevler, il özel idaresi bulunmayan illerde Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığınca kullanılır ve yürütülür…” hükmü,

yer almaktadır.

Yukarıda yer verilen hükümler gereğince, belediyeler tarafından tahsil edildiği halde süresinde YİKOB’a aktarılmayan taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payının, genel bütçenin dışında özel bütçeli kamu tüzel kişisi olan YİKOB tarafından, 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilerek kendi bütçesine gelir kaydedilmesi gerekmektedir.

III- 1/9/2016 Tarihi İtibarıyla (Bu Tarih Dahil) Ödenmemiş Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına Katkı Payları

YİKOB’lar, 1/9/2016 tarihi itibarıyla kamu tüzel kişiliğine sahip ve özel bütçeli kamu idaresi haline geldiğinden, YİKOB’ların daha önce vergi daireleri tarafından takip edilen taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı alacaklarının bu tarihten itibaren YİKOB’lar tarafından 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilmesi gerekmektedir.

Bu nedenle, 1/9/2016 tarihi itibarıyla tüzel kişilik kazanan YİKOB’lar tarafından gerek bu tarihten önce, gerek bu tarihten sonra 6183 sayılı Kanun kapsamında takip ve tahsil için vergi dairelerine gönderilen taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı alacakları için vergi dairelerince bu tarihten sonra anılan Kanun kapsamında herhangi bir takip işlemi yapılmayacaktır. Ancak, bu tarihten sonra yapılmış takip işlemleri neticesinde tahsil edilmiş tutarların YİKOB’a aktarılacağı tabiidir.

IV- Yapılandırılan Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına Katkı Payı Alacakları

19/8/2016 tarihli ve 29806 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanunun 1 inci maddesinin (c) bendi ile vergi dairelerince 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen ve vergiler ile idari para cezaları dışında kalan diğer amme alacaklarının Kanun kapsamında olduğuna hükmedilmiştir.

Bu hükme göre, 19/8/2016 tarihi itibarıyla takip için vergi dairelerine intikal ettirilmiş taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı alacaklarının, borçluları tarafından başvurulması halinde 6736 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılması mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan, 6736 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrası ile bu Kanunun; 2, 3, 5 inci maddeleri ve 4 üncü maddesinin dokuzuncu ve onuncu fıkraları ile 10 uncu maddesinin ondokuzuncu fıkrasına göre yapılandırılacak borçlara ilişkin olarak başvuru süresinin son günü 31/10/2016 tarihi (bu tarih dahil) olarak belirlenmiş olup, bu tarih 26/10/2016 tarihli ve 29869 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2016/9385 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla 25/11/2016 tarihine (bu tarih dahil) uzatılmıştır.

Buna göre, takip için vergi dairelerine aktarılmış olan taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı alacaklarının 1/9/2016 tarihinden sonra vergi dairelerince takibi mümkün olmamakla birlikte, 6736 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılması mümkün olan bu alacakların anılan Kanunun başvuru süresinin son günü olan 25/11/2016 tarihine kadar (bu tarih dahil) YİKOB’lara aktarılmaması ve bu tarihe kadar belediyeler tarafından başvuruda bulunulması durumunda söz konusu alacakların vergi dairelerince yapılandırılması gerekmektedir.

Ancak, 6736 sayılı Kanunun başvuru süresinin son günü olan 25/11/2016 tarihine (bu tarih dahil) kadar anılan Kanun kapsamında herhangi bir başvurunun bulunmaması durumunda, bu katkı paylarının ilgili YİKOB’a devredilmesi gerekmektedir.

6736 sayılı Kanunun 2 nci maddesi ve 6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanunun 73 üncü maddesi kapsamında taksitlendirilen ve taksitleri süresi içerisinde ödenen taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı alacaklarına ilişkin her bir taksite karşılık yapılan ödemeler ertesi ayın sonuna kadar ilgili YİKOB tarafından bildirilecek hesaba aktarılacaktır.

Öte yandan, 6736 sayılı Kanunun 2 nci maddesi ve 6552 sayılı Kanunun 73 üncü maddesi kapsamında taksitlendirilen ancak ödemeler yönünden ihlal edilen tecil dosyalarının iptal edilerek borçluların ödenen taksit tutarları kadar 6736 sayılı Kanun ve 6552 sayılı Kanun hükümlerinden yararlandırılması ve bakiye taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payının takip için YİKOB’a devredilmesi gerekmektedir.

V- Diğer Hususlar

1. 2015/4 Seri No.lu Tahsilat İç Genelgesinde düzenlendiği şekilde6360 sayılıKanunun 3 üncü maddesinde sayılan alacaklar (taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payı hariç) ile geçici 1 inci maddesinin beşinci fıkrası kapsamında oluşturulan devir, tasfiye ve paylaştırma komisyonu kararlarıyla genel bütçeye gelir kaydedilmesi gereken alacakların takip ve tahsiline vergi dairelerince devam edilecek ve yapılan tahsilatlar genel bütçeye gelir kaydedilecektir.

2. Vergi daireleri tarafından YİKOB’lara devredilecek olan taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payları ile ilgili olarak vergi dairelerince yapılmış olan takip işlemleri geçerliliğini koruyacak olup, YİKOB’lar bu işlemleri kaldığı yerden devam ettireceklerdir. Bu nedenle, vergi dairelerince borçlular hakkında yapılan takip işlemlerinin ayrıntılı olarak YİKOB’lara bildirilmesi gerekmektedir.

3. YİKOB’ların tüzel kişilik kazandığı tarih itibarıyla dava safhasında bulunan alacaklarla ilgili olarak davaya ilişkin tüm bilgilerin ve yapılan takip işlemlerinin YİKOB’lara bildirilmesi gerekmektedir.

Ayrıca, borçlular tarafından takip işlemlerine karşı açılan davalara ilişkin olarak, bu alacakların 674 sayılı KHK’nın 35 inci maddesiyle 3152 sayılı Kanunun 28/A maddesinde yapılan değişiklik neticesinde 1/9/2016 tarihi itibarıyla YİKOB’ların genel bütçenin dışında kamu tüzel kişiliğini haiz ve özel bütçeli idarelere dönüştükleri, bu nedenle daha önce vergi dairesince takip edilen kültür varlıklarının korunmasına katkı payı alacaklarının 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip yapılmak üzere YİKOB’lara devredildiği belirtilerek, hasım mevkiine ilgili YİKOB’un alınması yönünde mahkemeye ek beyan dilekçesi verilmesi gerekmektedir.

4. Vergi daireleri tarafından, 1/9/2016 tarihinden sonra tahsil edilen taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payları ve bunlara ilişkin gecikme zamlarının Aralık/2016 ayı sonuna kadar YİKOB’lar tarafından bildirilecek hesaba aktarılması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.

 

 

                                                                                                 Adnan ERTÜRK                            

Bakan a.                                 

                                                                                              Gelir İdaresi Başkanı                     

 

 

Resmi Gazete No: 29833 Resmi Gazete Tarihi: Salı, 20 Eylül, 2016 Adı: UID:
İçerik:

MADDE 1 – 30/6/2007 tarihli ve 26568 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tahsilat Genel Tebliği (Seri: A Sıra No: 1)’nin Birinci Kısım İkinci Bölümünün “V. Amme Alacağı Ödenmeden Yapılmayacak İşlemler ile İşlem Yapanların Sorumlulukları” başlıklı bölümünün (2) numaralı alt bölümünün son paragrafından önce gelmek üzere bölüme aşağıdaki paragraf eklenmiştir.

“Ayrıca, Spor Toto Teşkilat Başkanlığı tarafından, her çeşit gençlik ve spor tesisi ile eğitim ve öğretim kurumlarının yapılması, yaptırılması, kiralanması, onarım ve bakımlarının yapılması, yarım kalan tesislerin tamamlanması ve tefrişatı için mahalli idarelere (il özel idareleri, belediyeler ve köyler) verilen mali katkı kapsamında nakdi olarak yapılacak ödemelerde de bu zorunluluk aranılmayacaktır.”

MADDE 2 – Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3 – Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.

İçerik 1:

MADDE 1 – 30/6/2007 tarihli ve 26568 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tahsilat Genel Tebliği (Seri: A Sıra No: 1)’nin Birinci Kısım İkinci Bölümünün “V. Amme Alacağı Ödenmeden Yapılmayacak İşlemler ile İşlem Yapanların Sorumlulukları” başlıklı bölümünün (2) numaralı alt bölümünün son paragrafından önce gelmek üzere bölüme aşağıdaki paragraf eklenmiştir.

“Ayrıca, Spor Toto Teşkilat Başkanlığı tarafından, her çeşit gençlik ve spor tesisi ile eğitim ve öğretim kurumlarının yapılması, yaptırılması, kiralanması, onarım ve bakımlarının yapılması, yarım kalan tesislerin tamamlanması ve tefrişatı için mahalli idarelere (il özel idareleri, belediyeler ve köyler) verilen mali katkı kapsamında nakdi olarak yapılacak ödemelerde de bu zorunluluk aranılmayacaktır.”

MADDE 2 – Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3 – Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.

İçerik 2:

MADDE 1 – 30/6/2007 tarihli ve 26568 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tahsilat Genel Tebliği (Seri: A Sıra No: 1)’nin Birinci Kısım İkinci Bölümünün “V. Amme Alacağı Ödenmeden Yapılmayacak İşlemler ile İşlem Yapanların Sorumlulukları” başlıklı bölümünün (2) numaralı alt bölümünün son paragrafından önce gelmek üzere bölüme aşağıdaki paragraf eklenmiştir.

“Ayrıca, Spor Toto Teşkilat Başkanlığı tarafından, her çeşit gençlik ve spor tesisi ile eğitim ve öğretim kurumlarının yapılması, yaptırılması, kiralanması, onarım ve bakımlarının yapılması, yarım kalan tesislerin tamamlanması ve tefrişatı için mahalli idarelere (il özel idareleri, belediyeler ve köyler) verilen mali katkı kapsamında nakdi olarak yapılacak ödemelerde de bu zorunluluk aranılmayacaktır.”

MADDE 2 – Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3 – Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.

Resmi Gazete No: 29786 Resmi Gazete Tarihi: Cumartesi, 30 Temmuz, 2016 Adı: UID:
İçerik:

Amaç ve kapsam

MADDE 1 – (1) Bu Tebliğde, Kültür ve Turizm Bakanlığından alınmış yatırım veya işletme belgesi bulunan konaklama tesislerinin yatırımcı veya işletmecisi olan gerçek ve tüzel kişilerin Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazları izinsiz kullanımlarından dolayı ödemeleri gereken ecrimisil borçlarından vergi dairelerine intikal etmiş olanların, 14/4/2016 tarihli ve 6704 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 15 inci maddesiyle 29/6/2001 tarihli ve 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna eklenen geçici 19 uncu maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında yapılandırılmasına dair usul ve esaslar belirlenmiştir.

Dayanak

MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ, 4706 sayılı Kanunun geçici 19 uncu maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 3 – (1) Bu Tebliğde yer alan;

a) Borçlu: Kültür ve Turizm Bakanlığından alınmış yatırım veya işletme belgesi bulunan konaklama tesislerinin yatırımcı veya işletmecisi olan gerçek ve tüzel kişileri,

b) Fıkra: 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun geçici 19 uncu maddesinin üçüncü fıkrasını,

c) Milli emlak birimleri: Ecrimisil alacağını tahakkuk ettiren ve Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğünün taşra birimleri olan milli emlak dairesi başkanlığını, milli emlak müdürlüğünü ve malmüdürlüğü milli emlak servisini,

ç) Turizm belgesi: Konaklama tesisi için Kültür ve Turizm Bakanlığından alınmış turizm yatırımı belgesi, turizm işletmesi belgesi veya kısmi turizm işletmesi belgesini,

ifade eder.

Kapsama giren borçlar

MADDE 4 – (1) Fıkra kapsamındaki borçluların ecrimisil borçlarını yapılandırarak ödeyebilmeleri için bu borcun;

a) 4706 sayılı Kanunun geçici 19 uncu maddesinin yürürlüğe girdiği 26/4/2016 tarihi itibarıyla (bu tarih dahil) vadesi geldiği halde ödenmemiş olması,

b) 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında takip ve tahsil edilmek üzere vergi dairelerine gönderilmiş olması,

gerekmektedir.

(2) Turizm belgesi olmayanlardan aranılan ecrimisil alacaklarının fıkra kapsamında yapılandırılması mümkün bulunmamaktadır.

(3) Borçlular, vergi dairelerine takip için intikal etmiş olan tüm ecrimisil borçları için fıkra hükmünden yararlanmak üzere başvuruda bulunabilirler.

Başvuru süresi ve şekli

MADDE 5 – (1) Fıkra kapsamında ecrimisil borçlarının yapılandırılarak ödenebilmesi için 4706 sayılı Kanunun geçici 19 uncu maddesinin yürürlüğe girdiği 26/4/2016 tarihini takip eden dördüncü ayın sonu olan 31/8/2016 tarihi mesai saati bitimine kadar bağlı bulunulan vergi dairesine bu Tebliğ ekinde yer alan başvuru dilekçesiyle başvurulması gerekmektedir. Başvuru dilekçesine turizm belgesinin noter tasdikli bir örneği eklenir. Bizzat yapılan başvurularda turizm belgesinin aslının ibrazı koşuluyla noter tasdiki bulunmayan örnek de kabul edilecektir. Vergi dairesince örneğin aslına uygunluğu kontrol edildikten sonra belge aslı iade edilir.

(2) Borçluların birden fazla vergi dairesine olan ecrimisil borçları için her bir vergi dairesine ayrı ayrıbaşvurmaları gerekmektedir.

(3) Borçlular, bağlı bulundukları vergi dairesine doğrudan ya da posta yoluyla şahsen veya kanuni temsilcileri aracılığıyla başvurabilirler. Tüzel kişiler ya da tüzel kişiliği haiz olmayan teşekküller için fıkradan yararlanma başvuruları bunlar adına kanuni temsilcileri tarafından yapılacaktır.

(4) Başvuru dilekçesinin taahhütlü posta veya APS ile gönderilmesi halinde postaya verildiği tarih; adi posta ile gönderilmesi halinde ise vergi dairesinin kayıtlarına intikal ettiği tarih başvuru tarihi olarak dikkate alınacaktır. Posta yoluyla yapılacak başvurularda turizm belgesinin noter tasdikli örneğinin başvuru dilekçesi ile birlikte gönderilmesi gerekmektedir.

(5) Borçluların, fıkra kapsamına giren ecrimisil borçlarının tamamının veya bir kısmının yapılandırılmasını talep etmeleri mümkün bulunmaktadır.

(6) Başvuru dilekçesinin alınması üzerine vergi dairelerince, borçlunun fıkra hükmünden yararlanıp yararlanamayacağını tespit ve varsa ihtilafı sona erdirmek üzere başvuru dilekçesi ve eklerinin birer örneği ile ecrimisilborçlarının dönem, vade ve tutarını gösteren bir yazıyla milli emlak birimlerine aktarılarak;

a) Fıkradan yararlanmak isteyenin fıkra kapsamında turizm belgesine sahip olup olmadığı,

b) Ecrimisil ihbarnamesine veya ecrimisil düzeltme ihbarnamesine karşı dava açılıp açılmadığı veya kanun yollarına başvurulup başvurulmadığı,

hususlarının tespiti ve ihtilafın varlığı halinde feragatin sağlanması istenilecektir.

İhtilaflı ecrimisil alacakları

MADDE 6 – (1) Fıkrada, “… Bu fıkra hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların fıkrada belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır…” hükmü yer almaktadır.

(2) Ecrimisil alacaklarının ecrimisil ihbarnamesi veya ecrimisil düzeltme ihbarnamesi ile borçlusuna tebliğ edilmesi üzerine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu kapsamında idare mahkemelerinde dava açılması mümkündür. İhbarnamelere dava açılmış olması, 2577 sayılı Kanunun 27 nci maddesinin birinci fıkrası gereğince idari işlemin yürütmesini kendiliğinden durdurmadığından ve maddenin ikinci fıkrası kapsamında da mahkemece yürütmenin durdurulmasına karar verilmediği müddetçe, bu alacakların takip edilmesi gerekmektedir.

(3) Ecrimisil alacakları, ödeme süresi içerisinde ödenmediği takdirde 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilmek üzere vergi dairesine bildirilmektedir. Bu alacakların takip ve tahsiliyle ilgili olarak vergi dairelerince yapılan işlemler de idari yargı mercilerinde dava konusu yapılabilmektedir.

(4) Fıkradan yararlanmak isteyenlerin dava açmamaları, dava açmış olmaları halinde davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları, başvurmuşlarsa vazgeçmeleri şart olduğundan; borçluların gerek ihbarnamelere gerekse takip işlemlerine karşı açmış oldukları davalardan ve/veya kanun yollarından kayıtsız ve şartsız feragat etmeleri gerekmektedir.

(5) Fıkradan yararlanmak isteyen borçluların ihbarnamelere veya takip işlemlerine açmış oldukları davalardan ve/veya kanun yollarından feragat ettiklerine ilişkin dilekçeyi ilgili mahkemesine vermeleri ve feragatlerine ilişkin belgeyi ilgisine göre milli emlak birimlerine veya vergi dairelerine ibraz etmeleri gerekmektedir.

(6) İhbarnamelere karşı açılmış olan davalardan ve/veya kanun yollarından feragat edilmesi, davacının talebinden vazgeçmesi sonucunu doğurduğundan, borçlular ihbarnamelerde belirtilen tutar üzerinden fıkradan yararlanabileceklerdir.

Milli emlak birimlerince yapılacak işlemler

MADDE 7 – (1) Milli emlak birimleri vergi dairelerinden gelen bilgi ve belgeler üzerine fıkradan yararlanmak için başvuruda bulunan kişilerin, fıkra kapsamında turizm belgesine sahip olup olmadığını tespit edecektir.

(2) Başvuruda bulunan kişilerin fıkra kapsamında turizm belgesine sahip olmadığının tespit edilmesi halinde bu husus ilgili vergi dairesine onbeş gün içerisinde bildirilecektir.

(3) Fıkradan yararlanmak için başvuruda bulunan kişilerin, fıkra kapsamında turizm belgesine sahip olması durumunda;

a) Ecrimisil borçlarına ilişkin ihbarnamelere dava açılıp açılmadığı ile kanun yollarına başvurulup başvurulmadığı tespit edilecek, ihbarnamelere dava açılmış veya kanun yollarına başvurulmuş olması durumunda borçluyla irtibata geçilmesi ve onbeş gün içerisinde feragatte bulunulması sağlanarak yapılan işlemlerin sonuçları,

b) Borçlunun ihbarnamelere dava açmadığının veya kanun yollarına başvurmadığının tespiti halinde fıkra kapsamına giren ecrimisil borçlarına ilişkin bilgiler,

onbeş gün içerisinde vergi dairesine bildirilecektir.

Milli emlak birimlerinden alınan bilgiler üzerine vergi dairelerince yapılacak işlemler

MADDE 8 – (1) Milli emlak birimlerince fıkradan yararlanmak isteyenin fıkra kapsamında;

a) Turizm belgesine sahip olmadığının bildirilmesi halinde fıkradan yararlanamayacağının,

b) Turizm belgesine sahip olduğu halde bu ecrimisil borçlarına ilişkin ihbarnamelere açılan davalardan ya da başvurulan kanun yollarından feragat edilmediğinin bildirilmesi durumunda, feragat edilmeyen ihtilaflara konu ecrimisilborçları için fıkradan yararlanamayacağının,

bildirilmesi üzerine, durum vergi dairesince başvurana bildirilerek başvurusu reddedilecektir.

(2) Milli emlak birimlerince fıkradan yararlanmak isteyenin, fıkra kapsamında turizm belgesine sahip olduğu ve varsa bu ecrimisil borçlarına ilişkin ihtilafıyla ilgili feragatte bulunduğunun bildirilmesi üzerine, yapılandırmaya konu edilecek ecrimisil alacaklarına ilişkin vergi dairesinin takip işlemlerinin mahkemeler nezdinde ihtilafa konu edilip edilmediğinin tespit edilmesi ve bu yönde bir tespitin bulunması halinde borçlu ile irtibata geçilerek onbeş gün içerisinde bu ihtilaflarından feragatte bulunması ve feragate ilişkin belgenin vergi dairesine ibrazı istenecektir. Borçlunun, vergi dairesinin takip işlemlerine ilişkin ihtilaflarından feragat etmemesi durumunda vergi dairesince feragat edilmeyen ihtilaflara konu ecrimisil borçları için fıkradan yararlanamayacağı hususu kendisine bildirilecektir.

Yapılandırılacak borcun tespiti ve ödenmesi

MADDE 9 – (1) Fıkra kapsamında, 26/4/2016 tarihi itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiş olan ecrimisilborçları ile bu tarihe kadar (bu tarih hariç) hesaplanacak gecikme zamları yapılandırılacaktır.

(2) Hesaplanan tutarların toplamının Eylül/2017, Eylül/2018 ve Eylül/2019 aylarında olmak üzere üç eşit taksitte ödenmesi gerekmektedir.

(3) Taksitlere, 26/4/2016 tarihinden taksit ödeme sürelerinin sonuna kadar herhangi bir zam ve faiz uygulanmayacaktır.

Örnek 1- Borçlu, 19/3/2014 vadeli 150.000,00 TL tutarında ecrimisil borcu için fıkra hükmünden yararlanmak üzere vergi dairesine başvurmuştur.

Ecrimisil borcunun vade tarihi olan 19/3/2014 tarihinden 26/4/2016 tarihine kadar (bu tarih hariç) bu borç için hesaplanan gecikme zammı tutarı 52.920,30 TL’dir (Örneklerdeki gecikme zammı hesaplamalarında aylık %1,40 oranı esas alınmıştır.).

Ecrimisil ile gecikme zammının toplamı olan 202.920,30 TL üçe bölünmek suretiyle ödenecek taksit tutarı bulunacaktır.

Borçlunun ödeyeceği taksit tutarları ve vadeleri aşağıdaki gibidir.

 

Süresinde ödenmeyen taksitler

MADDE 10 – (1) Taksitlerin süresinde ödenmemiş veya eksik ödenmiş olması, sonraki taksitlerin fıkra kapsamında ödenmesine engel değildir.

(2) Süresinde ödenmeyen ya da eksik ödenen taksit tutarları, her bir taksidin vade tarihinden ödemenin yapıldığı tarihe kadar (bu tarih dahil) geçen süre için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre hesaplanacak gecikme zammı ile birlikte, bu Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilecektir.

Örnek 2- Örnek 1’deki 30/9/2017 vadeli 67.640,10 TL tutarındaki birinci taksidin 13/2/2018 tarihinde ödendiği varsayıldığında, borçludan taksidin vade tarihinden ödemenin yapıldığı tarihe kadar (bu tarih dahil) geçen süre için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre hesaplanan 4.198,49 TL tutarındaki gecikme zammı ile birlikte toplam 71.838,59 TL’nin tahsil edilmesi gerekmektedir.

Örnek 3- Örnek 1’deki 30/9/2018 vadeli 67.640,10 TL tutarındaki ikinci taksidin 20.000,00 TL’lik kısmı süresinde ödenmiştir. Kalan taksit tutarının 10/4/2019 tarihinde ödendiği varsayıldığında, borçludan taksidin vade tarihinden ödemenin yapıldığı tarihe kadar (bu tarih dahil) geçen süre için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre hesaplanan 4.224,25 TL tutarındaki gecikme zammı ile birlikte toplam 51.864,35 TL’nin tahsil edilmesi gerekmektedir.

Diğer hususlar

MADDE 11 – (1) Fıkra kapsamına 26/4/2016 tarihi itibarıyla (bu tarih dahil) vadesi geldiği halde ödenmemiş olan ecrimisil alacakları girmektedir. Bu nedenle, başvuru süresinin son günü olan 31/8/2016 tarihine kadar milli emlak birimleri tarafından takip için vergi dairelerine bildirilen ve vadesi 26/4/2016 tarihinden önce olan (bu tarih dahil)ecrimisil alacakları da fıkra kapsamında yapılandırılabilecektir.

(2) Fıkra kapsamındaki alacaklara ilişkin olarak 26/4/2016 tarihinden önce yapılmış olan tahsilatlar red ve iade edilmeyecektir.

(3) Borçluların fıkradan yararlanabilmesi için ödeme emirlerine ilişkin ihtilaflarından feragat etmeleri yasal şart olduğundan, feragatte bulunan borçlulardan 6183 sayılı Kanunun 58 inci maddesi kapsamında %10 oranındaki haksız çıkma zammı talep edilmeyecektir.

(4) Fıkradan yararlanan borçluların mal varlığına tatbik edilmiş olan hacizler, bu malların bölünebilir nitelikte olması ve haczin devam edeceği malların amme alacağını karşılayacak değerde olması halinde, ödemeler nispetinde kaldırılacaktır.

(5) Fıkradan, turizm belgesi bulunan borçluların yararlanabileceği düzenlendiğinden, fıkra kapsamına girenecrimisil borçlarından dolayı haklarında 6183 sayılı Kanunda yer alan sorumluluk düzenlemeleri nedeniyle takibat yapılan mirasçılar, kefiller, şirket ortakları ve kanuni temsilciler gibi amme borçlusu sayılan kişilerin, sorumlu oldukları tutarlar için fıkra hükmünden yararlanmaları mümkün bulunmamaktadır.

Yürürlük

MADDE 12 – (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 13 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.

Eki için tıklayınız.

İçerik 1:

Amaç ve kapsam

MADDE 1 – (1) Bu Tebliğde, Kültür ve Turizm Bakanlığından alınmış yatırım veya işletme belgesi bulunan konaklama tesislerinin yatırımcı veya işletmecisi olan gerçek ve tüzel kişilerin Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazları izinsiz kullanımlarından dolayı ödemeleri gereken ecrimisil borçlarından vergi dairelerine intikal etmiş olanların, 14/4/2016 tarihli ve 6704 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 15 inci maddesiyle 29/6/2001 tarihli ve 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna eklenen geçici 19 uncu maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında yapılandırılmasına dair usul ve esaslar belirlenmiştir.

Dayanak

MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ, 4706 sayılı Kanunun geçici 19 uncu maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 3 – (1) Bu Tebliğde yer alan;

a) Borçlu: Kültür ve Turizm Bakanlığından alınmış yatırım veya işletme belgesi bulunan konaklama tesislerinin yatırımcı veya işletmecisi olan gerçek ve tüzel kişileri,

b) Fıkra: 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun geçici 19 uncu maddesinin üçüncü fıkrasını,

c) Milli emlak birimleri: Ecrimisil alacağını tahakkuk ettiren ve Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğünün taşra birimleri olan milli emlak dairesi başkanlığını, milli emlak müdürlüğünü ve malmüdürlüğü milli emlak servisini,

ç) Turizm belgesi: Konaklama tesisi için Kültür ve Turizm Bakanlığından alınmış turizm yatırımı belgesi, turizm işletmesi belgesi veya kısmi turizm işletmesi belgesini,

ifade eder.

Kapsama giren borçlar

MADDE 4 – (1) Fıkra kapsamındaki borçluların ecrimisil borçlarını yapılandırarak ödeyebilmeleri için bu borcun;

a) 4706 sayılı Kanunun geçici 19 uncu maddesinin yürürlüğe girdiği 26/4/2016 tarihi itibarıyla (bu tarih dahil) vadesi geldiği halde ödenmemiş olması,

b) 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında takip ve tahsil edilmek üzere vergi dairelerine gönderilmiş olması,

gerekmektedir.

(2) Turizm belgesi olmayanlardan aranılan ecrimisil alacaklarının fıkra kapsamında yapılandırılması mümkün bulunmamaktadır.

(3) Borçlular, vergi dairelerine takip için intikal etmiş olan tüm ecrimisil borçları için fıkra hükmünden yararlanmak üzere başvuruda bulunabilirler.

Başvuru süresi ve şekli

MADDE 5 – (1) Fıkra kapsamında ecrimisil borçlarının yapılandırılarak ödenebilmesi için 4706 sayılı Kanunun geçici 19 uncu maddesinin yürürlüğe girdiği 26/4/2016 tarihini takip eden dördüncü ayın sonu olan 31/8/2016 tarihi mesai saati bitimine kadar bağlı bulunulan vergi dairesine bu Tebliğ ekinde yer alan başvuru dilekçesiyle başvurulması gerekmektedir. Başvuru dilekçesine turizm belgesinin noter tasdikli bir örneği eklenir. Bizzat yapılan başvurularda turizm belgesinin aslının ibrazı koşuluyla noter tasdiki bulunmayan örnek de kabul edilecektir. Vergi dairesince örneğin aslına uygunluğu kontrol edildikten sonra belge aslı iade edilir.

(2) Borçluların birden fazla vergi dairesine olan ecrimisil borçları için her bir vergi dairesine ayrı ayrıbaşvurmaları gerekmektedir.

(3) Borçlular, bağlı bulundukları vergi dairesine doğrudan ya da posta yoluyla şahsen veya kanuni temsilcileri aracılığıyla başvurabilirler. Tüzel kişiler ya da tüzel kişiliği haiz olmayan teşekküller için fıkradan yararlanma başvuruları bunlar adına kanuni temsilcileri tarafından yapılacaktır.

(4) Başvuru dilekçesinin taahhütlü posta veya APS ile gönderilmesi halinde postaya verildiği tarih; adi posta ile gönderilmesi halinde ise vergi dairesinin kayıtlarına intikal ettiği tarih başvuru tarihi olarak dikkate alınacaktır. Posta yoluyla yapılacak başvurularda turizm belgesinin noter tasdikli örneğinin başvuru dilekçesi ile birlikte gönderilmesi gerekmektedir.

(5) Borçluların, fıkra kapsamına giren ecrimisil borçlarının tamamının veya bir kısmının yapılandırılmasını talep etmeleri mümkün bulunmaktadır.

(6) Başvuru dilekçesinin alınması üzerine vergi dairelerince, borçlunun fıkra hükmünden yararlanıp yararlanamayacağını tespit ve varsa ihtilafı sona erdirmek üzere başvuru dilekçesi ve eklerinin birer örneği ile ecrimisilborçlarının dönem, vade ve tutarını gösteren bir yazıyla milli emlak birimlerine aktarılarak;

a) Fıkradan yararlanmak isteyenin fıkra kapsamında turizm belgesine sahip olup olmadığı,

b) Ecrimisil ihbarnamesine veya ecrimisil düzeltme ihbarnamesine karşı dava açılıp açılmadığı veya kanun yollarına başvurulup başvurulmadığı,

hususlarının tespiti ve ihtilafın varlığı halinde feragatin sağlanması istenilecektir.

İhtilaflı ecrimisil alacakları

MADDE 6 – (1) Fıkrada, “… Bu fıkra hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların fıkrada belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır…” hükmü yer almaktadır.

(2) Ecrimisil alacaklarının ecrimisil ihbarnamesi veya ecrimisil düzeltme ihbarnamesi ile borçlusuna tebliğ edilmesi üzerine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu kapsamında idare mahkemelerinde dava açılması mümkündür. İhbarnamelere dava açılmış olması, 2577 sayılı Kanunun 27 nci maddesinin birinci fıkrası gereğince idari işlemin yürütmesini kendiliğinden durdurmadığından ve maddenin ikinci fıkrası kapsamında da mahkemece yürütmenin durdurulmasına karar verilmediği müddetçe, bu alacakların takip edilmesi gerekmektedir.

(3) Ecrimisil alacakları, ödeme süresi içerisinde ödenmediği takdirde 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilmek üzere vergi dairesine bildirilmektedir. Bu alacakların takip ve tahsiliyle ilgili olarak vergi dairelerince yapılan işlemler de idari yargı mercilerinde dava konusu yapılabilmektedir.

(4) Fıkradan yararlanmak isteyenlerin dava açmamaları, dava açmış olmaları halinde davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları, başvurmuşlarsa vazgeçmeleri şart olduğundan; borçluların gerek ihbarnamelere gerekse takip işlemlerine karşı açmış oldukları davalardan ve/veya kanun yollarından kayıtsız ve şartsız feragat etmeleri gerekmektedir.

(5) Fıkradan yararlanmak isteyen borçluların ihbarnamelere veya takip işlemlerine açmış oldukları davalardan ve/veya kanun yollarından feragat ettiklerine ilişkin dilekçeyi ilgili mahkemesine vermeleri ve feragatlerine ilişkin belgeyi ilgisine göre milli emlak birimlerine veya vergi dairelerine ibraz etmeleri gerekmektedir.

(6) İhbarnamelere karşı açılmış olan davalardan ve/veya kanun yollarından feragat edilmesi, davacının talebinden vazgeçmesi sonucunu doğurduğundan, borçlular ihbarnamelerde belirtilen tutar üzerinden fıkradan yararlanabileceklerdir.

Milli emlak birimlerince yapılacak işlemler

MADDE 7 – (1) Milli emlak birimleri vergi dairelerinden gelen bilgi ve belgeler üzerine fıkradan yararlanmak için başvuruda bulunan kişilerin, fıkra kapsamında turizm belgesine sahip olup olmadığını tespit edecektir.

(2) Başvuruda bulunan kişilerin fıkra kapsamında turizm belgesine sahip olmadığının tespit edilmesi halinde bu husus ilgili vergi dairesine onbeş gün içerisinde bildirilecektir.

(3) Fıkradan yararlanmak için başvuruda bulunan kişilerin, fıkra kapsamında turizm belgesine sahip olması durumunda;

a) Ecrimisil borçlarına ilişkin ihbarnamelere dava açılıp açılmadığı ile kanun yollarına başvurulup başvurulmadığı tespit edilecek, ihbarnamelere dava açılmış veya kanun yollarına başvurulmuş olması durumunda borçluyla irtibata geçilmesi ve onbeş gün içerisinde feragatte bulunulması sağlanarak yapılan işlemlerin sonuçları,

b) Borçlunun ihbarnamelere dava açmadığının veya kanun yollarına başvurmadığının tespiti halinde fıkra kapsamına giren ecrimisil borçlarına ilişkin bilgiler,

onbeş gün içerisinde vergi dairesine bildirilecektir.

Milli emlak birimlerinden alınan bilgiler üzerine vergi dairelerince yapılacak işlemler

MADDE 8 – (1) Milli emlak birimlerince fıkradan yararlanmak isteyenin fıkra kapsamında;

a) Turizm belgesine sahip olmadığının bildirilmesi halinde fıkradan yararlanamayacağının,

b) Turizm belgesine sahip olduğu halde bu ecrimisil borçlarına ilişkin ihbarnamelere açılan davalardan ya da başvurulan kanun yollarından feragat edilmediğinin bildirilmesi durumunda, feragat edilmeyen ihtilaflara konu ecrimisilborçları için fıkradan yararlanamayacağının,

bildirilmesi üzerine, durum vergi dairesince başvurana bildirilerek başvurusu reddedilecektir.

(2) Milli emlak birimlerince fıkradan yararlanmak isteyenin, fıkra kapsamında turizm belgesine sahip olduğu ve varsa bu ecrimisil borçlarına ilişkin ihtilafıyla ilgili feragatte bulunduğunun bildirilmesi üzerine, yapılandırmaya konu edilecek ecrimisil alacaklarına ilişkin vergi dairesinin takip işlemlerinin mahkemeler nezdinde ihtilafa konu edilip edilmediğinin tespit edilmesi ve bu yönde bir tespitin bulunması halinde borçlu ile irtibata geçilerek onbeş gün içerisinde bu ihtilaflarından feragatte bulunması ve feragate ilişkin belgenin vergi dairesine ibrazı istenecektir. Borçlunun, vergi dairesinin takip işlemlerine ilişkin ihtilaflarından feragat etmemesi durumunda vergi dairesince feragat edilmeyen ihtilaflara konu ecrimisil borçları için fıkradan yararlanamayacağı hususu kendisine bildirilecektir.

Yapılandırılacak borcun tespiti ve ödenmesi

MADDE 9 – (1) Fıkra kapsamında, 26/4/2016 tarihi itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiş olan ecrimisilborçları ile bu tarihe kadar (bu tarih hariç) hesaplanacak gecikme zamları yapılandırılacaktır.

(2) Hesaplanan tutarların toplamının Eylül/2017, Eylül/2018 ve Eylül/2019 aylarında olmak üzere üç eşit taksitte ödenmesi gerekmektedir.

(3) Taksitlere, 26/4/2016 tarihinden taksit ödeme sürelerinin sonuna kadar herhangi bir zam ve faiz uygulanmayacaktır.

Örnek 1- Borçlu, 19/3/2014 vadeli 150.000,00 TL tutarında ecrimisil borcu için fıkra hükmünden yararlanmak üzere vergi dairesine başvurmuştur.

Ecrimisil borcunun vade tarihi olan 19/3/2014 tarihinden 26/4/2016 tarihine kadar (bu tarih hariç) bu borç için hesaplanan gecikme zammı tutarı 52.920,30 TL’dir (Örneklerdeki gecikme zammı hesaplamalarında aylık %1,40 oranı esas alınmıştır.).

Ecrimisil ile gecikme zammının toplamı olan 202.920,30 TL üçe bölünmek suretiyle ödenecek taksit tutarı bulunacaktır.

Borçlunun ödeyeceği taksit tutarları ve vadeleri aşağıdaki gibidir.

 

Süresinde ödenmeyen taksitler

MADDE 10 – (1) Taksitlerin süresinde ödenmemiş veya eksik ödenmiş olması, sonraki taksitlerin fıkra kapsamında ödenmesine engel değildir.

(2) Süresinde ödenmeyen ya da eksik ödenen taksit tutarları, her bir taksidin vade tarihinden ödemenin yapıldığı tarihe kadar (bu tarih dahil) geçen süre için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre hesaplanacak gecikme zammı ile birlikte, bu Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilecektir.

Örnek 2- Örnek 1’deki 30/9/2017 vadeli 67.640,10 TL tutarındaki birinci taksidin 13/2/2018 tarihinde ödendiği varsayıldığında, borçludan taksidin vade tarihinden ödemenin yapıldığı tarihe kadar (bu tarih dahil) geçen süre için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre hesaplanan 4.198,49 TL tutarındaki gecikme zammı ile birlikte toplam 71.838,59 TL’nin tahsil edilmesi gerekmektedir.

Örnek 3- Örnek 1’deki 30/9/2018 vadeli 67.640,10 TL tutarındaki ikinci taksidin 20.000,00 TL’lik kısmı süresinde ödenmiştir. Kalan taksit tutarının 10/4/2019 tarihinde ödendiği varsayıldığında, borçludan taksidin vade tarihinden ödemenin yapıldığı tarihe kadar (bu tarih dahil) geçen süre için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre hesaplanan 4.224,25 TL tutarındaki gecikme zammı ile birlikte toplam 51.864,35 TL’nin tahsil edilmesi gerekmektedir.

Diğer hususlar

MADDE 11 – (1) Fıkra kapsamına 26/4/2016 tarihi itibarıyla (bu tarih dahil) vadesi geldiği halde ödenmemiş olan ecrimisil alacakları girmektedir. Bu nedenle, başvuru süresinin son günü olan 31/8/2016 tarihine kadar milli emlak birimleri tarafından takip için vergi dairelerine bildirilen ve vadesi 26/4/2016 tarihinden önce olan (bu tarih dahil)ecrimisil alacakları da fıkra kapsamında yapılandırılabilecektir.

(2) Fıkra kapsamındaki alacaklara ilişkin olarak 26/4/2016 tarihinden önce yapılmış olan tahsilatlar red ve iade edilmeyecektir.

(3) Borçluların fıkradan yararlanabilmesi için ödeme emirlerine ilişkin ihtilaflarından feragat etmeleri yasal şart olduğundan, feragatte bulunan borçlulardan 6183 sayılı Kanunun 58 inci maddesi kapsamında %10 oranındaki haksız çıkma zammı talep edilmeyecektir.

(4) Fıkradan yararlanan borçluların mal varlığına tatbik edilmiş olan hacizler, bu malların bölünebilir nitelikte olması ve haczin devam edeceği malların amme alacağını karşılayacak değerde olması halinde, ödemeler nispetinde kaldırılacaktır.

(5) Fıkradan, turizm belgesi bulunan borçluların yararlanabileceği düzenlendiğinden, fıkra kapsamına girenecrimisil borçlarından dolayı haklarında 6183 sayılı Kanunda yer alan sorumluluk düzenlemeleri nedeniyle takibat yapılan mirasçılar, kefiller, şirket ortakları ve kanuni temsilciler gibi amme borçlusu sayılan kişilerin, sorumlu oldukları tutarlar için fıkra hükmünden yararlanmaları mümkün bulunmamaktadır.

Yürürlük

MADDE 12 – (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 13 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.

Eki için tıklayınız.

İçerik 2:

Amaç ve kapsam

MADDE 1 – (1) Bu Tebliğde, Kültür ve Turizm Bakanlığından alınmış yatırım veya işletme belgesi bulunan konaklama tesislerinin yatırımcı veya işletmecisi olan gerçek ve tüzel kişilerin Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazları izinsiz kullanımlarından dolayı ödemeleri gereken ecrimisil borçlarından vergi dairelerine intikal etmiş olanların, 14/4/2016 tarihli ve 6704 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 15 inci maddesiyle 29/6/2001 tarihli ve 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna eklenen geçici 19 uncu maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında yapılandırılmasına dair usul ve esaslar belirlenmiştir.

Dayanak

MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ, 4706 sayılı Kanunun geçici 19 uncu maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 3 – (1) Bu Tebliğde yer alan;

a) Borçlu: Kültür ve Turizm Bakanlığından alınmış yatırım veya işletme belgesi bulunan konaklama tesislerinin yatırımcı veya işletmecisi olan gerçek ve tüzel kişileri,

b) Fıkra: 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun geçici 19 uncu maddesinin üçüncü fıkrasını,

c) Milli emlak birimleri: Ecrimisil alacağını tahakkuk ettiren ve Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğünün taşra birimleri olan milli emlak dairesi başkanlığını, milli emlak müdürlüğünü ve malmüdürlüğü milli emlak servisini,

ç) Turizm belgesi: Konaklama tesisi için Kültür ve Turizm Bakanlığından alınmış turizm yatırımı belgesi, turizm işletmesi belgesi veya kısmi turizm işletmesi belgesini,

ifade eder.

Kapsama giren borçlar

MADDE 4 – (1) Fıkra kapsamındaki borçluların ecrimisil borçlarını yapılandırarak ödeyebilmeleri için bu borcun;

a) 4706 sayılı Kanunun geçici 19 uncu maddesinin yürürlüğe girdiği 26/4/2016 tarihi itibarıyla (bu tarih dahil) vadesi geldiği halde ödenmemiş olması,

b) 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında takip ve tahsil edilmek üzere vergi dairelerine gönderilmiş olması,

gerekmektedir.

(2) Turizm belgesi olmayanlardan aranılan ecrimisil alacaklarının fıkra kapsamında yapılandırılması mümkün bulunmamaktadır.

(3) Borçlular, vergi dairelerine takip için intikal etmiş olan tüm ecrimisil borçları için fıkra hükmünden yararlanmak üzere başvuruda bulunabilirler.

Başvuru süresi ve şekli

MADDE 5 – (1) Fıkra kapsamında ecrimisil borçlarının yapılandırılarak ödenebilmesi için 4706 sayılı Kanunun geçici 19 uncu maddesinin yürürlüğe girdiği 26/4/2016 tarihini takip eden dördüncü ayın sonu olan 31/8/2016 tarihi mesai saati bitimine kadar bağlı bulunulan vergi dairesine bu Tebliğ ekinde yer alan başvuru dilekçesiyle başvurulması gerekmektedir. Başvuru dilekçesine turizm belgesinin noter tasdikli bir örneği eklenir. Bizzat yapılan başvurularda turizm belgesinin aslının ibrazı koşuluyla noter tasdiki bulunmayan örnek de kabul edilecektir. Vergi dairesince örneğin aslına uygunluğu kontrol edildikten sonra belge aslı iade edilir.

(2) Borçluların birden fazla vergi dairesine olan ecrimisil borçları için her bir vergi dairesine ayrı ayrıbaşvurmaları gerekmektedir.

(3) Borçlular, bağlı bulundukları vergi dairesine doğrudan ya da posta yoluyla şahsen veya kanuni temsilcileri aracılığıyla başvurabilirler. Tüzel kişiler ya da tüzel kişiliği haiz olmayan teşekküller için fıkradan yararlanma başvuruları bunlar adına kanuni temsilcileri tarafından yapılacaktır.

(4) Başvuru dilekçesinin taahhütlü posta veya APS ile gönderilmesi halinde postaya verildiği tarih; adi posta ile gönderilmesi halinde ise vergi dairesinin kayıtlarına intikal ettiği tarih başvuru tarihi olarak dikkate alınacaktır. Posta yoluyla yapılacak başvurularda turizm belgesinin noter tasdikli örneğinin başvuru dilekçesi ile birlikte gönderilmesi gerekmektedir.

(5) Borçluların, fıkra kapsamına giren ecrimisil borçlarının tamamının veya bir kısmının yapılandırılmasını talep etmeleri mümkün bulunmaktadır.

(6) Başvuru dilekçesinin alınması üzerine vergi dairelerince, borçlunun fıkra hükmünden yararlanıp yararlanamayacağını tespit ve varsa ihtilafı sona erdirmek üzere başvuru dilekçesi ve eklerinin birer örneği ile ecrimisilborçlarının dönem, vade ve tutarını gösteren bir yazıyla milli emlak birimlerine aktarılarak;

a) Fıkradan yararlanmak isteyenin fıkra kapsamında turizm belgesine sahip olup olmadığı,

b) Ecrimisil ihbarnamesine veya ecrimisil düzeltme ihbarnamesine karşı dava açılıp açılmadığı veya kanun yollarına başvurulup başvurulmadığı,

hususlarının tespiti ve ihtilafın varlığı halinde feragatin sağlanması istenilecektir.

İhtilaflı ecrimisil alacakları

MADDE 6 – (1) Fıkrada, “… Bu fıkra hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların fıkrada belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır…” hükmü yer almaktadır.

(2) Ecrimisil alacaklarının ecrimisil ihbarnamesi veya ecrimisil düzeltme ihbarnamesi ile borçlusuna tebliğ edilmesi üzerine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu kapsamında idare mahkemelerinde dava açılması mümkündür. İhbarnamelere dava açılmış olması, 2577 sayılı Kanunun 27 nci maddesinin birinci fıkrası gereğince idari işlemin yürütmesini kendiliğinden durdurmadığından ve maddenin ikinci fıkrası kapsamında da mahkemece yürütmenin durdurulmasına karar verilmediği müddetçe, bu alacakların takip edilmesi gerekmektedir.

(3) Ecrimisil alacakları, ödeme süresi içerisinde ödenmediği takdirde 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilmek üzere vergi dairesine bildirilmektedir. Bu alacakların takip ve tahsiliyle ilgili olarak vergi dairelerince yapılan işlemler de idari yargı mercilerinde dava konusu yapılabilmektedir.

(4) Fıkradan yararlanmak isteyenlerin dava açmamaları, dava açmış olmaları halinde davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları, başvurmuşlarsa vazgeçmeleri şart olduğundan; borçluların gerek ihbarnamelere gerekse takip işlemlerine karşı açmış oldukları davalardan ve/veya kanun yollarından kayıtsız ve şartsız feragat etmeleri gerekmektedir.

(5) Fıkradan yararlanmak isteyen borçluların ihbarnamelere veya takip işlemlerine açmış oldukları davalardan ve/veya kanun yollarından feragat ettiklerine ilişkin dilekçeyi ilgili mahkemesine vermeleri ve feragatlerine ilişkin belgeyi ilgisine göre milli emlak birimlerine veya vergi dairelerine ibraz etmeleri gerekmektedir.

(6) İhbarnamelere karşı açılmış olan davalardan ve/veya kanun yollarından feragat edilmesi, davacının talebinden vazgeçmesi sonucunu doğurduğundan, borçlular ihbarnamelerde belirtilen tutar üzerinden fıkradan yararlanabileceklerdir.

Milli emlak birimlerince yapılacak işlemler

MADDE 7 – (1) Milli emlak birimleri vergi dairelerinden gelen bilgi ve belgeler üzerine fıkradan yararlanmak için başvuruda bulunan kişilerin, fıkra kapsamında turizm belgesine sahip olup olmadığını tespit edecektir.

(2) Başvuruda bulunan kişilerin fıkra kapsamında turizm belgesine sahip olmadığının tespit edilmesi halinde bu husus ilgili vergi dairesine onbeş gün içerisinde bildirilecektir.

(3) Fıkradan yararlanmak için başvuruda bulunan kişilerin, fıkra kapsamında turizm belgesine sahip olması durumunda;

a) Ecrimisil borçlarına ilişkin ihbarnamelere dava açılıp açılmadığı ile kanun yollarına başvurulup başvurulmadığı tespit edilecek, ihbarnamelere dava açılmış veya kanun yollarına başvurulmuş olması durumunda borçluyla irtibata geçilmesi ve onbeş gün içerisinde feragatte bulunulması sağlanarak yapılan işlemlerin sonuçları,

b) Borçlunun ihbarnamelere dava açmadığının veya kanun yollarına başvurmadığının tespiti halinde fıkra kapsamına giren ecrimisil borçlarına ilişkin bilgiler,

onbeş gün içerisinde vergi dairesine bildirilecektir.

Milli emlak birimlerinden alınan bilgiler üzerine vergi dairelerince yapılacak işlemler

MADDE 8 – (1) Milli emlak birimlerince fıkradan yararlanmak isteyenin fıkra kapsamında;

a) Turizm belgesine sahip olmadığının bildirilmesi halinde fıkradan yararlanamayacağının,

b) Turizm belgesine sahip olduğu halde bu ecrimisil borçlarına ilişkin ihbarnamelere açılan davalardan ya da başvurulan kanun yollarından feragat edilmediğinin bildirilmesi durumunda, feragat edilmeyen ihtilaflara konu ecrimisilborçları için fıkradan yararlanamayacağının,

bildirilmesi üzerine, durum vergi dairesince başvurana bildirilerek başvurusu reddedilecektir.

(2) Milli emlak birimlerince fıkradan yararlanmak isteyenin, fıkra kapsamında turizm belgesine sahip olduğu ve varsa bu ecrimisil borçlarına ilişkin ihtilafıyla ilgili feragatte bulunduğunun bildirilmesi üzerine, yapılandırmaya konu edilecek ecrimisil alacaklarına ilişkin vergi dairesinin takip işlemlerinin mahkemeler nezdinde ihtilafa konu edilip edilmediğinin tespit edilmesi ve bu yönde bir tespitin bulunması halinde borçlu ile irtibata geçilerek onbeş gün içerisinde bu ihtilaflarından feragatte bulunması ve feragate ilişkin belgenin vergi dairesine ibrazı istenecektir. Borçlunun, vergi dairesinin takip işlemlerine ilişkin ihtilaflarından feragat etmemesi durumunda vergi dairesince feragat edilmeyen ihtilaflara konu ecrimisil borçları için fıkradan yararlanamayacağı hususu kendisine bildirilecektir.

Yapılandırılacak borcun tespiti ve ödenmesi

MADDE 9 – (1) Fıkra kapsamında, 26/4/2016 tarihi itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiş olan ecrimisilborçları ile bu tarihe kadar (bu tarih hariç) hesaplanacak gecikme zamları yapılandırılacaktır.

(2) Hesaplanan tutarların toplamının Eylül/2017, Eylül/2018 ve Eylül/2019 aylarında olmak üzere üç eşit taksitte ödenmesi gerekmektedir.

(3) Taksitlere, 26/4/2016 tarihinden taksit ödeme sürelerinin sonuna kadar herhangi bir zam ve faiz uygulanmayacaktır.

Örnek 1- Borçlu, 19/3/2014 vadeli 150.000,00 TL tutarında ecrimisil borcu için fıkra hükmünden yararlanmak üzere vergi dairesine başvurmuştur.

Ecrimisil borcunun vade tarihi olan 19/3/2014 tarihinden 26/4/2016 tarihine kadar (bu tarih hariç) bu borç için hesaplanan gecikme zammı tutarı 52.920,30 TL’dir (Örneklerdeki gecikme zammı hesaplamalarında aylık %1,40 oranı esas alınmıştır.).

Ecrimisil ile gecikme zammının toplamı olan 202.920,30 TL üçe bölünmek suretiyle ödenecek taksit tutarı bulunacaktır.

Borçlunun ödeyeceği taksit tutarları ve vadeleri aşağıdaki gibidir.

 

Süresinde ödenmeyen taksitler

MADDE 10 – (1) Taksitlerin süresinde ödenmemiş veya eksik ödenmiş olması, sonraki taksitlerin fıkra kapsamında ödenmesine engel değildir.

(2) Süresinde ödenmeyen ya da eksik ödenen taksit tutarları, her bir taksidin vade tarihinden ödemenin yapıldığı tarihe kadar (bu tarih dahil) geçen süre için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre hesaplanacak gecikme zammı ile birlikte, bu Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilecektir.

Örnek 2- Örnek 1’deki 30/9/2017 vadeli 67.640,10 TL tutarındaki birinci taksidin 13/2/2018 tarihinde ödendiği varsayıldığında, borçludan taksidin vade tarihinden ödemenin yapıldığı tarihe kadar (bu tarih dahil) geçen süre için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre hesaplanan 4.198,49 TL tutarındaki gecikme zammı ile birlikte toplam 71.838,59 TL’nin tahsil edilmesi gerekmektedir.

Örnek 3- Örnek 1’deki 30/9/2018 vadeli 67.640,10 TL tutarındaki ikinci taksidin 20.000,00 TL’lik kısmı süresinde ödenmiştir. Kalan taksit tutarının 10/4/2019 tarihinde ödendiği varsayıldığında, borçludan taksidin vade tarihinden ödemenin yapıldığı tarihe kadar (bu tarih dahil) geçen süre için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre hesaplanan 4.224,25 TL tutarındaki gecikme zammı ile birlikte toplam 51.864,35 TL’nin tahsil edilmesi gerekmektedir.

Diğer hususlar

MADDE 11 – (1) Fıkra kapsamına 26/4/2016 tarihi itibarıyla (bu tarih dahil) vadesi geldiği halde ödenmemiş olan ecrimisil alacakları girmektedir. Bu nedenle, başvuru süresinin son günü olan 31/8/2016 tarihine kadar milli emlak birimleri tarafından takip için vergi dairelerine bildirilen ve vadesi 26/4/2016 tarihinden önce olan (bu tarih dahil)ecrimisil alacakları da fıkra kapsamında yapılandırılabilecektir.

(2) Fıkra kapsamındaki alacaklara ilişkin olarak 26/4/2016 tarihinden önce yapılmış olan tahsilatlar red ve iade edilmeyecektir.

(3) Borçluların fıkradan yararlanabilmesi için ödeme emirlerine ilişkin ihtilaflarından feragat etmeleri yasal şart olduğundan, feragatte bulunan borçlulardan 6183 sayılı Kanunun 58 inci maddesi kapsamında %10 oranındaki haksız çıkma zammı talep edilmeyecektir.

(4) Fıkradan yararlanan borçluların mal varlığına tatbik edilmiş olan hacizler, bu malların bölünebilir nitelikte olması ve haczin devam edeceği malların amme alacağını karşılayacak değerde olması halinde, ödemeler nispetinde kaldırılacaktır.

(5) Fıkradan, turizm belgesi bulunan borçluların yararlanabileceği düzenlendiğinden, fıkra kapsamına girenecrimisil borçlarından dolayı haklarında 6183 sayılı Kanunda yer alan sorumluluk düzenlemeleri nedeniyle takibat yapılan mirasçılar, kefiller, şirket ortakları ve kanuni temsilciler gibi amme borçlusu sayılan kişilerin, sorumlu oldukları tutarlar için fıkra hükmünden yararlanmaları mümkün bulunmamaktadır.

Yürürlük

MADDE 12 – (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 13 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.

Eki için tıklayınız.

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı

 

 

Sayı   : 65472180-010.06.01[6402-112]-E.66270                                                    20/06/2016

Konu : Katma Değer Vergisinin Tecili

 

 

TAHSİLAT İÇ GENELGESİ

SERİ NO: 2016/2

 

 

İlgi : 10/03/2014 tarihli ve 2014/1 Seri No.lu Tahsilat İç Genelgesi.

 

Bilindiği gibi, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesinin altıncı fıkrasında "Tecil salahiyetini kullanacak ve bu salahiyeti devredecek olan makamlar; tecil edilecek amme alacaklarını tür ve tutar olarak belirlemeye, amme borçlusunun faaliyetine devam edip etmediğini esas alarak tecil edilecek alacakları tespit etmeye, tecilde taksit zamanlarını ve diğer şartları tayin etmeye … yetkilidir." hükmü yer almaktadır.

 

Buna göre, ilgili mevzuat kapsamında belirlenen diğer şartların sağlanması koşuluyla katma değer vergisinin müracaat tarihinden itibaren 6 ayı geçmeyecek şekilde azami 6 taksitte tecil ve taksitlendirilmesi uygun görülmüştür.

 

Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.

 

 

 

 

Ayşe DİLBAY

Başkan a.

Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı

İçerik 1:

T.C.

MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı

 

 

Sayı   : 65472180-010.06.01[6402-112]-E.66270                                                    20/06/2016

Konu : Katma Değer Vergisinin Tecili

 

 

TAHSİLAT İÇ GENELGESİ

SERİ NO: 2016/2

 

 

İlgi : 10/03/2014 tarihli ve 2014/1 Seri No.lu Tahsilat İç Genelgesi.

 

Bilindiği gibi, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesinin altıncı fıkrasında "Tecil salahiyetini kullanacak ve bu salahiyeti devredecek olan makamlar; tecil edilecek amme alacaklarını tür ve tutar olarak belirlemeye, amme borçlusunun faaliyetine devam edip etmediğini esas alarak tecil edilecek alacakları tespit etmeye, tecilde taksit zamanlarını ve diğer şartları tayin etmeye … yetkilidir." hükmü yer almaktadır.

 

Buna göre, ilgili mevzuat kapsamında belirlenen diğer şartların sağlanması koşuluyla katma değer vergisinin müracaat tarihinden itibaren 6 ayı geçmeyecek şekilde azami 6 taksitte tecil ve taksitlendirilmesi uygun görülmüştür.

 

Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.

 

 

 

 

Ayşe DİLBAY

Başkan a.

Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı

İçerik 2:

T.C.

MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı

 

 

Sayı   : 65472180-010.06.01[6402-112]-E.66270                                                    20/06/2016

Konu : Katma Değer Vergisinin Tecili

 

 

TAHSİLAT İÇ GENELGESİ

SERİ NO: 2016/2

 

 

İlgi : 10/03/2014 tarihli ve 2014/1 Seri No.lu Tahsilat İç Genelgesi.

 

Bilindiği gibi, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesinin altıncı fıkrasında "Tecil salahiyetini kullanacak ve bu salahiyeti devredecek olan makamlar; tecil edilecek amme alacaklarını tür ve tutar olarak belirlemeye, amme borçlusunun faaliyetine devam edip etmediğini esas alarak tecil edilecek alacakları tespit etmeye, tecilde taksit zamanlarını ve diğer şartları tayin etmeye … yetkilidir." hükmü yer almaktadır.

 

Buna göre, ilgili mevzuat kapsamında belirlenen diğer şartların sağlanması koşuluyla katma değer vergisinin müracaat tarihinden itibaren 6 ayı geçmeyecek şekilde azami 6 taksitte tecil ve taksitlendirilmesi uygun görülmüştür.

 

Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.

 

 

 

 

Ayşe DİLBAY

Başkan a.

Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı

Resmi Gazete No: Resmi Gazete Tarihi: Adı: UID:
İçerik:

T.C.

MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı

 

Sayı   : 65472180-010.06.01-41399                                                                                                                                                                19/04/2016

Konu : 2016/1 Tahsilat İç Genelgesi

  

TAHSİLAT İÇ GENELGESİ

SERİ NO: 2016/1

 

Bilindiği üzere, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 102 nci ve devamı maddelerinde tahsil zamanaşımına, zamanaşımını durduran ve kesen nedenlere ilişkin hükümlere yer verilmiştir.

6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen ancak tahsil zamanaşımına uğramış amme alacaklarının vergi dairesi kayıtlarından çıkarılması gerekmektedir.

Bu İç Genelgede, 6183 sayılı Kanun ve diğer kanunlarda yer alan hükümler ile Seri:A Sıra No:1 Tahsilat Genel Tebliğinde yapılan düzenlemeler kapsamında zamanaşımına uğramış amme alacaklarının kayıtlardan silinmesine ilişkin usul ve esaslar yer almaktadır.

I-Tahsil Zamanaşımı Süreleri

Bilindiği gibi, 6183 sayılı Kanunun "Tahsil zamanaşımı" başlıklı 102 nci maddesinde "Amme alacağı, vadesinin rasladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar. Para cezalarına ait hususi kanunlarındaki zamanaşımı hükümleri mahfuzdur..." hükmü yer almaktadır.

Bu hüküm ile amme alacakları için genel tahsil zamanaşımı süresi belirlenmiş, para cezalarının zamanaşımına ilişkin hususların ise özel kanunlarda yer alan hükümler esas alınarak belirlenmesi gerektiği düzenlenmiştir.

A-Genel Tahsil Zamanaşımı Süresi ve Başlangıcı

6183 sayılı Kanunun 102 nci maddesi gereğince amme alacaklarının geneli için tahsil zamanaşımı süresi 5 yıl olup bu sürenin hesabında amme alacağının vadesinin esas alınması gerekmektedir.

Tahsil zamanaşımı süresinin başlangıç günü olarak alacağın vadesinin rastladığı yılı takip eden takvim yılının birinci günü esas alınacaktır.

B-Para Cezalarında Tahsil Zamanaşımı Süreleri ve Başlangıcı

6183 sayılı Kanunun 102 nci maddesinde para cezalarına ilişkin hususi kanunlardaki zamanaşımı hükümleri mahfuz tutulmuştur.

6183 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde "Para cezaları" teriminin "Adli ve idari para cezalarını" ifade ettiği düzenlenmiş olup Kanun kapsamında takip edilen adli para cezaları ile idari para cezalarına dair özel kanunlarda yer alan hükümlerin bu alacakların tahsil zamanaşımına uğrayıp uğramadıklarının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.

1-İdari Para Cezalarında Tahsil Zamanaşımı Süreleri ve Başlangıcı

Bilindiği gibi, idari para cezaları için genel usul kanunu olan 5326 sayılı Kabahatler Kanununun "Yerine getirme zamanaşımı" başlıklı 21 inci maddesinde, yerine getirme zamanaşımının dolması halinde idari para cezasına ilişkin kararın yerine getirilemeyeceği belirtilmiş ve idari para cezalarının, tutar esas alınarak zamanaşımı süreleri 3, 4, 5 ve 7 yıl olarak belirlenmiştir.

İdari para cezalarında tahsil zamanaşımı sürelerinin hesabında, idari para cezasına ilişkin idari yaptırım kararının kesinleştiği tarihin esas alınması gerekmektedir.

Buna göre, idari para cezalarına ilişkin tahsil zamanaşımı sürelerinin başlangıç günü olarak idari yaptırım kararının kesinleştiği tarihin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılının birinci günü esas alınacaktır.

2-Adli Para Cezalarında Tahsil Zamanaşımı Süreleri ve Başlangıcı

Bilindiği üzere, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun "Ceza zamanaşımı" başlıklı 68 inci maddesinde, cezaların kanunda belli edilen sürelerin geçmesiyle infaz edilmeyeceği ve adli para cezalarında zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu düzenlenmiştir.

Ancak, aynı maddede;

-Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olduğu halde onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, on yıllık sürenin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında on yıllık sürenin üçte ikisinin geçmiş olması halinde cezanın infaz edilmeyeceği,

-Türleri başka başka cezaları içeren hükümlerin, en ağır ceza için konulan sürenin geçmesiyle infaz edilmeyeceği,

düzenlendiğinden, adli para cezalarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığının bu hükümler de dikkate alınmak suretiyle tespiti icap etmektedir.

Adli para cezalarında tahsil zamanaşımı süresinin hesabında, adli para cezasına ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarihin esas alınması ve bu tarihin tahsil zamanaşımı süresinin başlangıç günü olarak kabul edilmesi gerekmektedir.

C-İflas Halinde Zamanaşımı Süresi

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu gereğince iflasına hükmedilen borçlunun, malları tasfiye edilmesine rağmen alacaklıları alacaklarını elde edemedikleri takdirde, elde edilemeyen alacak için aciz vesikası düzenlenmektedir.

Öte yandan, 2004 sayılı Kanunun 143 üncü maddesinin altıncı fıkrasında "Bu borç, borçluya karşı, aciz vesikasının düzenlenmesinden itibaren yirmi yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrar." hükmü yer almaktadır.

Buna göre, iflasına karar verilen amme borçlusu hakkında 2004 sayılı Kanunun ilgili maddeleri uyarınca yapılan tasfiye sonucunda amme alacağının tahsil edilememesi halinde aciz vesikasının düzenlendiği tarihten itibaren yirmi yıl geçtikten sonra bu alacaklar zamanaşımına uğrayacaktır.

Dolayısıyla, iflas etmiş amme borçlularından aranılan amme alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadıkları bu husus da dikkate alınarak tespit edilecektir.

II-Tahsil Zamanaşımı Sürelerinin Kesilmesi ve İşlememesi

Zamanaşımının kesilmesi, kanunda sayılan sebeplerden birinin gerçekleşmesi halinde, zamanaşımı süresinin o ana kadar işlemiş olan kısmının ortadan kalkması ve sürenin yeniden işlemeye başlamasıdır.

Zamanaşımının işlememesi ise kanunda sayılan sebeplerden birinin varlığı halinde, zamanaşımı süresinin başlamaması veya başlamışsa bu sebep ortadan kalkıncaya kadar devam etmemesidir.

Amme alacaklarına ilişkin tahsil zamanaşımı sürelerinin kesilmesi ve işlememesine ilişkin hükümler 6183 sayılı Kanunda ve diğer kanunlarda yer almaktadır.

Adli ve idari para cezalarında zamanaşımının kesilmesi halinde, yeniden işlemeye başlayacak olan süre, alacağın tabi olduğu zamanaşımı süresi olacaktır.

Bu nedenle, alacağın türü, alacağın veya borçlunun hukuki durumu esas alınarak zamanaşımının kesilmesi ve işlememesi ile ilgili aşağıdaki açıklamaların dikkate alınması gerekmektedir.

A-6183 sayılı Kanuna Göre Zamanaşımı Süresinin Kesilmesi ve İşlememesi

6183 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde zamanaşımının kesilmesi, 104 üncü maddesinde de zamanaşımının işlememesi halleri düzenlenmiştir.

Kanunun 103 üncü maddesinde 11 bent halinde sayılan nedenlerin varlığı halinde zamanaşımı kesilmektedir. Bu durumda, 5 yıllık zamanaşımı süresi, kesilmenin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren yeniden işlemeye başlayacaktır.

6183 sayılı Kanunun zamanaşımının işlememesinin düzenlendiği 104 üncü maddesinde, borçlunun yabancı memlekette bulunması, hileli iflas etmesi veya terekesinin tasfiyesi dolayısıyla, borçlu hakkında takibat yapılmasına imkan yoksa bu hallerin devamı müddetince zamanaşımının işlemeyeceği, bu sebeplerin ortadan kalkması halinde zamanaşımının kaldığı yerden devam edeceği düzenlenmiştir.

Bu itibarla, amme alacakları için genel tahsil zamanaşımı süresi olan 5 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde alacağın tahsil edilememesi halinde alacak zamanaşımına uğramakta, zamanaşımı süresinin kesilmesi ve işlememesi hallerinde ise bu süre ilgisine göre ya yeniden başlamakta ya da kaldığı yerden devam etmektedir.

B-İdari Para Cezalarında Zamanaşımı Sürelerinin Kesilmesi ve İşlememesi

5326 sayılı Kabahatler Kanununun 21 inci maddesinin beşinci fıkrasında, kanun hükmü gereği olarak idari yaptırımın yerine getirilmesine başlanamaması veya yerine getirilememesi halinde zamanaşımı süresinin işlemeyeceği düzenlenmiştir.

Öte yandan, idari para cezalarının 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen bir amme alacağı olmasından dolayı bu Kanunun 103 ve 104 üncü maddelerinde düzenlenen tahsil zamanaşımını kesen haller ile tahsil zamanaşımının işlememesi hallerinin ayrıca dikkate alınması gerekmektedir.

Bu nedenle, idari para cezalarına ilişkin zamanaşımı sürelerinin kesilmesi veya işlememesine ilişkin hususların tespitinde 5326 sayılı Kanun ile 6183 sayılı Kanun hükümleri birlikte değerlendirilecektir.

C-Adli Para Cezalarında Zamanaşımı Sürelerinin Kesilmesi ve İşlememesi

5237 sayılı Kanunun 71 inci maddesinde, adli para cezasının infazı için yetkili merciler tarafından bir tebligat yapılması veya üst sınırı iki yıldan fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlenmesi halinde zamanaşımının kesileceği düzenlenmiştir.

Öte yandan, adli para cezalarının 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen bir amme alacağı olmasından dolayı bu Kanunun 103 ve 104 üncü maddelerinde düzenlenen tahsil zamanaşımını kesen haller ile tahsil zamanaşımının işlememesi hallerinin ayrıca dikkate alınması gerekmektedir.

Buna göre, adli para cezalarına ilişkin zamanaşımı sürelerinin kesilmesi veya işlememesine ilişkin hususların tespitinde 5237 sayılı Kanun ile 6183 sayılı Kanun hükümleri birlikte değerlendirilecektir.

Ç-İflas Ertelemesinde Zamanaşımı Süresinin İşlememesi

2004 sayılı Kanunun iflas ertelemesi ile ilgili 179/b maddesinde "Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur; bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez." hükmü yer almaktadır.

Buna göre, iflas erteleme kararı verilen borçlu hakkında vergi dairesi tarafından takip edilen amme alacaklarına ilişkin tahsil zamanaşımı iflas erteleme süresince işlemeyecektir.

III-Tahsil Zamanaşımına Uğramış Amme Alacaklarının Terkin Edilmesine İlişkin İzin Verme Yetkisi

Vergi dairelerince takip edilen ancak 6183 sayılı Kanunun cebren takip ve tahsilata ilişkin bütün hükümlerinin uygulanmasına rağmen tahsil edilemeyerek zamanaşımına uğramış amme alacaklarının kayıtlardan silinmesine izin vermeye (borçlu bazında alacağın zamanaşımına uğradığı tarih itibarıyla tutarı esas alınarak her bir vergi dairesi için);

a)2 milyon TL'ye kadar (bu tutar dahil) Büyük Mükellefler, İstanbul, Ankara ve İzmir Vergi Dairesi Başkanları,

b)1 milyon TL'ye kadar (bu tutar dahil) Diğer Vergi Dairesi Başkanları,

c)500 bin TL'ye kadar (bu tutar dahil) Defterdarlar,

ç)Yukarıda yer verilen tutarları aşan alacaklarda;

-10 milyon TL ve üzeri için Gelir İdaresi Başkanı,

-10 milyon TL'ye kadar (bu tutar dahil) Tahsilat ve İhtilaflı İşler Daire Başkanlığının bağlı olduğu Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı,

-6 milyon TL'ye kadar (bu tutar dahil) Tahsilat ve İhtilaflı İşler Daire Başkanı,

-4 milyon TL'ye kadar (bu tutar dahil) Tahsilat ve İhtilaflı İşler Daire Başkanlığında terkin işlemleriyle ilgili Gelir İdaresi Grup Başkanı,

yetkili kılınmıştır.

IV-Zamanaşımına Uğramış Amme Alacaklarına İlişkin Terkin Cetveli

Tahsil zamanaşımına uğramış amme alacakları Seri:A Sıra No:1 Tahsilat Genel Tebliği ekinde (Ek-10) yer alan "Zamanaşımına Uğramış Amme Alacaklarına İlişkin Terkin Cetveli"nin doldurulması ve onaylanması suretiyle vergi dairesi kayıtlarından silinecektir.

A-Terkin Cetvelinin Düzenlenmesi

Terkin cetvelinin düzenlenmesinden önce, bu İç Genelgenin ekinde yer alan "Zamanaşımına Uğramış Amme Alacaklarına İlişkin Bilgi Formu" doldurulacaktır. İlgililer tarafından kontrol edilerek imzalanan form, terkin cetveli ekinde yer alacaktır.

Vergi daireleri tarafından 3 nüsha olarak hazırlanan ve her borçlu için ayrı ayrı olmak üzere doldurularak yetkililer tarafından imzalanan terkin cetvelinin bir nüshası vergi dairesinde saklanarak, iki nüshası yetkili makamdan terkin izni alınmak üzere Vergi Dairesi Başkanlığına/Defterdarlığa gönderilecektir.

Tahsil zamanaşımına uğramış amme alacaklarının kayıtlardan silinmesi izni alınmak üzere birden fazla borçluya ait terkin cetvelinin gönderilmesinin gerekmesi halinde, ayrıca bir icmal tablosu düzenlenerek her bir borçlunun kayıtlardan silinecek toplam borç tutarı ile icmal tablosuna dahil borçluların terkine konu genel toplam tutarına icmal cetvelinde yer verilecektir.

Vergi Dairesi Başkanlığı/Defterdarlık, kendisine gönderilen terkin cetvellerinin usulüne uygun şekilde düzenlenip düzenlenmediğini kontrol edecek ve eksiklik ve/veya hataların bulunması halinde terkin cetvellerini yeniden düzenlenmesi için vergi dairesine iade edecektir.

Terkin cetvelinde yer alan alacağın kayıtlardan silinmesine izin verme yetkisinin Vergi Dairesi Başkanında/Defterdarda olması halinde bir yazı ile kayıtlardan silinmesine izin verilerek terkin cetvelinin bir nüshası yazıyla birlikte vergi dairesine gönderecektir.

Alacağın kayıtlardan silinmesine izin verme yetkisinin, Gelir İdaresi Başkanlığına ait olması halinde, terkin cetvelinin iki nüshası ve ekleri Vergi Dairesi Başkanlığı/Defterdarlık görüşünü de içerecek şekilde Gelir İdaresi Başkanlığına gönderilecektir.

B-Terkin Cetvelinin Doldurulması

Tahsil zamanaşımına uğramış amme alacaklarının kayıtlardan silinmesi için düzenlenmesi gereken terkin cetvelinin doldurulmasında aşağıdaki hususlara uyulacaktır.

1)Terkin cetveli bilgisayar ortamında ve her bir borçlu için ayrı ayrı düzenlenecektir.

2)Borç nev'ileri ve tutarları her bir borçlu için tek cetvele sığmaması halinde; nakil toplamları cetvellerin sonuna ve ilave cetvellerin ilk satırına, genel toplamı ise son cetvelde gösterilmek üzere ilave cetveller kullanılacak ve her sayfa imzalanacaktır.

3)Terkin cetvelinin, "Muhasebe Biriminin Adı ve Kodu" başlıklı bölümüne, vergi dairesinin adı ve muhasebe kodu, "Yılı" başlıklı bölümüne ise cetvelin düzenlendiği yıl yazılacaktır.

4)Terkin cetvelinin, "Vergi Türü Kodu ve Adı" başlıklı (1) numaralı sütununa, vergi türünün kodu ile vergi türünün kısa adı yazılacaktır.

5)Terkin cetvelinin, "Vadesi" başlıklı (2) numaralı sütununa, amme alacağının vadesi yazılacaktır.

6)Terkin cetvelinin, "Kesinleşme Tarihi" başlıklı (3) numaralı sütununa, adli ve idari para cezalarının kesinleşme tarihi yazılacaktır. Adli ve idari para cezası haricindeki amme alacaklarında bu sütun boş bırakılacaktır.

7)Terkin cetvelinin, "Zamanaşımı Kesilmiş İse Son Defa Kesildiği Tarih" başlıklı (7) numaralı sütununa, 6183 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde veya alacağın özel kanunlarında yer alan zamanaşımını kesen işlemlerden herhangi biri gerçekleşmiş ise, zamanaşımını kesen en son işlemin tarihi yazılacaktır. Zamanaşımı süresi içerisinde zamanaşımını kesen herhangi bir işlem gerçekleşmemiş ise bu sütun boş bırakılacaktır.

8)Terkin cetvelinin, "Zamanaşımının Başlangıç Tarihi" başlıklı (8) numaralı sütununa;

a)(7) numaralı sütunda bilgi bulunması halinde;

-Adli para cezalarında kesilmeye neden olan halin gerçekleştiği tarih,

-İdari para cezaları ile diğer amme alacaklarında bu sütunda yazılı olan tarihi takip eden takvim yılının başlangıç tarihi,

b)(7) numaralı sütunda bilgi bulunmaması halinde;

-Adli para cezalarında (3) numaralı sütunda yer alan tarih,

-İdari para cezalarında (3) numaralı sütunda, diğer amme alacaklarında ise (2) numaralı sütunda yazılı olan tarihleri takip eden takvim yılının başlangıç tarihi,

yazılacaktır.

9)Terkin cetvelinin, "Zamanaşımına Uğradığı Tarih" başlıklı (9) numaralı sütununa, (8) numaralı sütunda yer alan tarih esas alınmak ve amme alacağının türü dikkate alınmak suretiyle hesaplanacak zamanaşımının son gününü takip eden tarih yazılacaktır (Örneğin, zamanaşımı süresinin son gününün 31 Aralık olması halinde bu sütuna 1 Ocak yazılacaktır). Ancak, zamanaşımının işlemediği durumlarda (9) numaralı sütuna zamanaşımının işlemediği süreler de dikkate alınarak alacağın zamanaşımına uğradığı tarihin yazılması gerekeceği tabiidir.

10)Terkin cetvelinin, "Açıklama" başlıklı (10) numaralı sütununa, zamanaşımının işlemediği hallere bağlı olarak zamanaşımının işlemediği ve yeniden başladığı tarihler ile zamanaşımına ilişkin diğer hususlar yazılacaktır.

V-Diğer Hususlar

1)Genel bütçe geliri olduğu halde vergi dairesi dışındaki kurumlar tarafından takip edilen ancak tahsil zamanaşımına uğramış olan amme alacakları hakkında da Seri:A Sıra No:1 Tahsilat Genel Tebliğinde ve bu İç Genelgede yapılan açıklamalar dikkate alınarak gerekli işlemlerin yapılması gerekmektedir.

Zamanaşımına uğramış olan bu amme alacaklarından (borçlu bazında alacağın zamanaşımına uğradığı tarih itibarıyla tutarı esas alınarak) 2 milyon TL'ye kadar (bu tutar dahil) olanlarının kayıtlardan silinmesine izin vermeye ilgili kurumun üst yöneticisi veya yetki devredeceği kurum yöneticisi yetkilidir. Bu tutarı aşan alacakların kayıtlardan silinebilmesi için terkin cetvelleri ve eklerinin Gelir İdaresi Başkanlığına gönderilerek izin alınması gerekmektedir.

2)Tahsil zamanaşımına uğraması nedeniyle kayıtlardan silinmesine izin verilen amme alacaklarına ilişkin terkin cetvelleri Sayıştay'a gönderilmeyecektir. Ancak, vergi dairelerinin denetiminde talep edildiğinde sunulmak üzere söz konusu cetvellerin muhafaza edilmesi gerekmektedir.

3)6183 sayılı Kanunun 105 ve 106 ncı maddeleri ile çeşitli kanunlar çerçevesinde usulüne uygun şekilde kayıtlardan silinen alacaklara ilişkin bilgi ve belgeler Sayıştay'a gönderilmeyecektir. Ancak, kayıtlardan silinen alacaklara ilişkin vergi dairelerinde bulunan bilgi ve belgeler ileride yapılacak denetimler için muhafaza edilecektir.

4)Disiplin para cezalarının düzenlendiği 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunda tahsil zamanaşımına ilişkin herhangi bir hükme yer verilmediğinden, bu cezalara ilişkin zamanaşımı süresi, zamanaşımının kesilmesi ve işlememesi hususlarında 6183 sayılı Kanunun 102 ve takip eden maddelerinin dikkate alınması gerekmektedir.

5)Mahkeme kararlarında amme alacağının tahsil zamanaşımına uğradığına yönelik bir hükmün bulunması halinde, bu alacaklar hakkında yetkili makamlardan izin alınmaksızın terkin cetveli düzenlenerek gerekli işlemler yapılacaktır.

6)Bu İç Genelgenin yayımlanmasından önce 27/12/2014 tarihli ve 29218 Mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 01/01/2015 tarihinde yürürlüğe giren Merkezi Yönetim Muhasebe Yönetmeliğinin 561 inci maddesi ile yürürlükten kaldırılan Merkezi Yönetim Muhasebe Yönetmeliğine ekli "Bütçe gelirleri tahakkuk artıklarından zamanaşımına uğramış olanlara ilişkin ayrıntı cetveli (Örnek No:47)" kullanılarak hazırlanan ve kayıtlardan silinmesine ilişkin izin alınmamış olan terkin cetvelleri hakkında, bu İç Genelgede belirlenen yetkili makamlar tarafından terkin izni verilebilecektir.

Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.

 

 

Naci AĞBAL       

Maliye Bakanı    

 

EK :

Zamanaşımına Uğramış Amme Alacaklarına İlişkin Bilgi Formu

 

DAĞITIM :

Vergi Dairesi Başkanlıklarına

Defterdarlık Gelir Müdürlüklerine

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İçerik 1:

T.C.

MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı

 

Sayı   : 65472180-010.06.01-41399                                                                                                                                                                19/04/2016

Konu : 2016/1 Tahsilat İç Genelgesi

  

TAHSİLAT İÇ GENELGESİ

SERİ NO: 2016/1

 

Bilindiği üzere, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 102 nci ve devamı maddelerinde tahsil zamanaşımına, zamanaşımını durduran ve kesen nedenlere ilişkin hükümlere yer verilmiştir.

6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen ancak tahsil zamanaşımına uğramış amme alacaklarının vergi dairesi kayıtlarından çıkarılması gerekmektedir.

Bu İç Genelgede, 6183 sayılı Kanun ve diğer kanunlarda yer alan hükümler ile Seri:A Sıra No:1 Tahsilat Genel Tebliğinde yapılan düzenlemeler kapsamında zamanaşımına uğramış amme alacaklarının kayıtlardan silinmesine ilişkin usul ve esaslar yer almaktadır.

I-Tahsil Zamanaşımı Süreleri

Bilindiği gibi, 6183 sayılı Kanunun "Tahsil zamanaşımı" başlıklı 102 nci maddesinde "Amme alacağı, vadesinin rasladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar. Para cezalarına ait hususi kanunlarındaki zamanaşımı hükümleri mahfuzdur..." hükmü yer almaktadır.

Bu hüküm ile amme alacakları için genel tahsil zamanaşımı süresi belirlenmiş, para cezalarının zamanaşımına ilişkin hususların ise özel kanunlarda yer alan hükümler esas alınarak belirlenmesi gerektiği düzenlenmiştir.

A-Genel Tahsil Zamanaşımı Süresi ve Başlangıcı

6183 sayılı Kanunun 102 nci maddesi gereğince amme alacaklarının geneli için tahsil zamanaşımı süresi 5 yıl olup bu sürenin hesabında amme alacağının vadesinin esas alınması gerekmektedir.

Tahsil zamanaşımı süresinin başlangıç günü olarak alacağın vadesinin rastladığı yılı takip eden takvim yılının birinci günü esas alınacaktır.

B-Para Cezalarında Tahsil Zamanaşımı Süreleri ve Başlangıcı

6183 sayılı Kanunun 102 nci maddesinde para cezalarına ilişkin hususi kanunlardaki zamanaşımı hükümleri mahfuz tutulmuştur.

6183 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde "Para cezaları" teriminin "Adli ve idari para cezalarını" ifade ettiği düzenlenmiş olup Kanun kapsamında takip edilen adli para cezaları ile idari para cezalarına dair özel kanunlarda yer alan hükümlerin bu alacakların tahsil zamanaşımına uğrayıp uğramadıklarının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.

1-İdari Para Cezalarında Tahsil Zamanaşımı Süreleri ve Başlangıcı

Bilindiği gibi, idari para cezaları için genel usul kanunu olan 5326 sayılı Kabahatler Kanununun "Yerine getirme zamanaşımı" başlıklı 21 inci maddesinde, yerine getirme zamanaşımının dolması halinde idari para cezasına ilişkin kararın yerine getirilemeyeceği belirtilmiş ve idari para cezalarının, tutar esas alınarak zamanaşımı süreleri 3, 4, 5 ve 7 yıl olarak belirlenmiştir.

İdari para cezalarında tahsil zamanaşımı sürelerinin hesabında, idari para cezasına ilişkin idari yaptırım kararının kesinleştiği tarihin esas alınması gerekmektedir.

Buna göre, idari para cezalarına ilişkin tahsil zamanaşımı sürelerinin başlangıç günü olarak idari yaptırım kararının kesinleştiği tarihin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılının birinci günü esas alınacaktır.

2-Adli Para Cezalarında Tahsil Zamanaşımı Süreleri ve Başlangıcı

Bilindiği üzere, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun "Ceza zamanaşımı" başlıklı 68 inci maddesinde, cezaların kanunda belli edilen sürelerin geçmesiyle infaz edilmeyeceği ve adli para cezalarında zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu düzenlenmiştir.

Ancak, aynı maddede;

-Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olduğu halde onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, on yıllık sürenin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında on yıllık sürenin üçte ikisinin geçmiş olması halinde cezanın infaz edilmeyeceği,

-Türleri başka başka cezaları içeren hükümlerin, en ağır ceza için konulan sürenin geçmesiyle infaz edilmeyeceği,

düzenlendiğinden, adli para cezalarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığının bu hükümler de dikkate alınmak suretiyle tespiti icap etmektedir.

Adli para cezalarında tahsil zamanaşımı süresinin hesabında, adli para cezasına ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarihin esas alınması ve bu tarihin tahsil zamanaşımı süresinin başlangıç günü olarak kabul edilmesi gerekmektedir.

C-İflas Halinde Zamanaşımı Süresi

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu gereğince iflasına hükmedilen borçlunun, malları tasfiye edilmesine rağmen alacaklıları alacaklarını elde edemedikleri takdirde, elde edilemeyen alacak için aciz vesikası düzenlenmektedir.

Öte yandan, 2004 sayılı Kanunun 143 üncü maddesinin altıncı fıkrasında "Bu borç, borçluya karşı, aciz vesikasının düzenlenmesinden itibaren yirmi yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrar." hükmü yer almaktadır.

Buna göre, iflasına karar verilen amme borçlusu hakkında 2004 sayılı Kanunun ilgili maddeleri uyarınca yapılan tasfiye sonucunda amme alacağının tahsil edilememesi halinde aciz vesikasının düzenlendiği tarihten itibaren yirmi yıl geçtikten sonra bu alacaklar zamanaşımına uğrayacaktır.

Dolayısıyla, iflas etmiş amme borçlularından aranılan amme alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadıkları bu husus da dikkate alınarak tespit edilecektir.

II-Tahsil Zamanaşımı Sürelerinin Kesilmesi ve İşlememesi

Zamanaşımının kesilmesi, kanunda sayılan sebeplerden birinin gerçekleşmesi halinde, zamanaşımı süresinin o ana kadar işlemiş olan kısmının ortadan kalkması ve sürenin yeniden işlemeye başlamasıdır.

Zamanaşımının işlememesi ise kanunda sayılan sebeplerden birinin varlığı halinde, zamanaşımı süresinin başlamaması veya başlamışsa bu sebep ortadan kalkıncaya kadar devam etmemesidir.

Amme alacaklarına ilişkin tahsil zamanaşımı sürelerinin kesilmesi ve işlememesine ilişkin hükümler 6183 sayılı Kanunda ve diğer kanunlarda yer almaktadır.

Adli ve idari para cezalarında zamanaşımının kesilmesi halinde, yeniden işlemeye başlayacak olan süre, alacağın tabi olduğu zamanaşımı süresi olacaktır.

Bu nedenle, alacağın türü, alacağın veya borçlunun hukuki durumu esas alınarak zamanaşımının kesilmesi ve işlememesi ile ilgili aşağıdaki açıklamaların dikkate alınması gerekmektedir.

A-6183 sayılı Kanuna Göre Zamanaşımı Süresinin Kesilmesi ve İşlememesi

6183 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde zamanaşımının kesilmesi, 104 üncü maddesinde de zamanaşımının işlememesi halleri düzenlenmiştir.

Kanunun 103 üncü maddesinde 11 bent halinde sayılan nedenlerin varlığı halinde zamanaşımı kesilmektedir. Bu durumda, 5 yıllık zamanaşımı süresi, kesilmenin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren yeniden işlemeye başlayacaktır.

6183 sayılı Kanunun zamanaşımının işlememesinin düzenlendiği 104 üncü maddesinde, borçlunun yabancı memlekette bulunması, hileli iflas etmesi veya terekesinin tasfiyesi dolayısıyla, borçlu hakkında takibat yapılmasına imkan yoksa bu hallerin devamı müddetince zamanaşımının işlemeyeceği, bu sebeplerin ortadan kalkması halinde zamanaşımının kaldığı yerden devam edeceği düzenlenmiştir.

Bu itibarla, amme alacakları için genel tahsil zamanaşımı süresi olan 5 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde alacağın tahsil edilememesi halinde alacak zamanaşımına uğramakta, zamanaşımı süresinin kesilmesi ve işlememesi hallerinde ise bu süre ilgisine göre ya yeniden başlamakta ya da kaldığı yerden devam etmektedir.

B-İdari Para Cezalarında Zamanaşımı Sürelerinin Kesilmesi ve İşlememesi

5326 sayılı Kabahatler Kanununun 21 inci maddesinin beşinci fıkrasında, kanun hükmü gereği olarak idari yaptırımın yerine getirilmesine başlanamaması veya yerine getirilememesi halinde zamanaşımı süresinin işlemeyeceği düzenlenmiştir.

Öte yandan, idari para cezalarının 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen bir amme alacağı olmasından dolayı bu Kanunun 103 ve 104 üncü maddelerinde düzenlenen tahsil zamanaşımını kesen haller ile tahsil zamanaşımının işlememesi hallerinin ayrıca dikkate alınması gerekmektedir.

Bu nedenle, idari para cezalarına ilişkin zamanaşımı sürelerinin kesilmesi veya işlememesine ilişkin hususların tespitinde 5326 sayılı Kanun ile 6183 sayılı Kanun hükümleri birlikte değerlendirilecektir.

C-Adli Para Cezalarında Zamanaşımı Sürelerinin Kesilmesi ve İşlememesi

5237 sayılı Kanunun 71 inci maddesinde, adli para cezasının infazı için yetkili merciler tarafından bir tebligat yapılması veya üst sınırı iki yıldan fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlenmesi halinde zamanaşımının kesileceği düzenlenmiştir.

Öte yandan, adli para cezalarının 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen bir amme alacağı olmasından dolayı bu Kanunun 103 ve 104 üncü maddelerinde düzenlenen tahsil zamanaşımını kesen haller ile tahsil zamanaşımının işlememesi hallerinin ayrıca dikkate alınması gerekmektedir.

Buna göre, adli para cezalarına ilişkin zamanaşımı sürelerinin kesilmesi veya işlememesine ilişkin hususların tespitinde 5237 sayılı Kanun ile 6183 sayılı Kanun hükümleri birlikte değerlendirilecektir.

Ç-İflas Ertelemesinde Zamanaşımı Süresinin İşlememesi

2004 sayılı Kanunun iflas ertelemesi ile ilgili 179/b maddesinde "Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur; bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez." hükmü yer almaktadır.

Buna göre, iflas erteleme kararı verilen borçlu hakkında vergi dairesi tarafından takip edilen amme alacaklarına ilişkin tahsil zamanaşımı iflas erteleme süresince işlemeyecektir.

III-Tahsil Zamanaşımına Uğramış Amme Alacaklarının Terkin Edilmesine İlişkin İzin Verme Yetkisi

Vergi dairelerince takip edilen ancak 6183 sayılı Kanunun cebren takip ve tahsilata ilişkin bütün hükümlerinin uygulanmasına rağmen tahsil edilemeyerek zamanaşımına uğramış amme alacaklarının kayıtlardan silinmesine izin vermeye (borçlu bazında alacağın zamanaşımına uğradığı tarih itibarıyla tutarı esas alınarak her bir vergi dairesi için);

a)2 milyon TL'ye kadar (bu tutar dahil) Büyük Mükellefler, İstanbul, Ankara ve İzmir Vergi Dairesi Başkanları,

b)1 milyon TL'ye kadar (bu tutar dahil) Diğer Vergi Dairesi Başkanları,

c)500 bin TL'ye kadar (bu tutar dahil) Defterdarlar,

ç)Yukarıda yer verilen tutarları aşan alacaklarda;

-10 milyon TL ve üzeri için Gelir İdaresi Başkanı,

-10 milyon TL'ye kadar (bu tutar dahil) Tahsilat ve İhtilaflı İşler Daire Başkanlığının bağlı olduğu Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı,

-6 milyon TL'ye kadar (bu tutar dahil) Tahsilat ve İhtilaflı İşler Daire Başkanı,

-4 milyon TL'ye kadar (bu tutar dahil) Tahsilat ve İhtilaflı İşler Daire Başkanlığında terkin işlemleriyle ilgili Gelir İdaresi Grup Başkanı,

yetkili kılınmıştır.

IV-Zamanaşımına Uğramış Amme Alacaklarına İlişkin Terkin Cetveli

Tahsil zamanaşımına uğramış amme alacakları Seri:A Sıra No:1 Tahsilat Genel Tebliği ekinde (Ek-10) yer alan "Zamanaşımına Uğramış Amme Alacaklarına İlişkin Terkin Cetveli"nin doldurulması ve onaylanması suretiyle vergi dairesi kayıtlarından silinecektir.

A-Terkin Cetvelinin Düzenlenmesi

Terkin cetvelinin düzenlenmesinden önce, bu İç Genelgenin ekinde yer alan "Zamanaşımına Uğramış Amme Alacaklarına İlişkin Bilgi Formu" doldurulacaktır. İlgililer tarafından kontrol edilerek imzalanan form, terkin cetveli ekinde yer alacaktır.

Vergi daireleri tarafından 3 nüsha olarak hazırlanan ve her borçlu için ayrı ayrı olmak üzere doldurularak yetkililer tarafından imzalanan terkin cetvelinin bir nüshası vergi dairesinde saklanarak, iki nüshası yetkili makamdan terkin izni alınmak üzere Vergi Dairesi Başkanlığına/Defterdarlığa gönderilecektir.

Tahsil zamanaşımına uğramış amme alacaklarının kayıtlardan silinmesi izni alınmak üzere birden fazla borçluya ait terkin cetvelinin gönderilmesinin gerekmesi halinde, ayrıca bir icmal tablosu düzenlenerek her bir borçlunun kayıtlardan silinecek toplam borç tutarı ile icmal tablosuna dahil borçluların terkine konu genel toplam tutarına icmal cetvelinde yer verilecektir.

Vergi Dairesi Başkanlığı/Defterdarlık, kendisine gönderilen terkin cetvellerinin usulüne uygun şekilde düzenlenip düzenlenmediğini kontrol edecek ve eksiklik ve/veya hataların bulunması halinde terkin cetvellerini yeniden düzenlenmesi için vergi dairesine iade edecektir.

Terkin cetvelinde yer alan alacağın kayıtlardan silinmesine izin verme yetkisinin Vergi Dairesi Başkanında/Defterdarda olması halinde bir yazı ile kayıtlardan silinmesine izin verilerek terkin cetvelinin bir nüshası yazıyla birlikte vergi dairesine gönderecektir.

Alacağın kayıtlardan silinmesine izin verme yetkisinin, Gelir İdaresi Başkanlığına ait olması halinde, terkin cetvelinin iki nüshası ve ekleri Vergi Dairesi Başkanlığı/Defterdarlık görüşünü de içerecek şekilde Gelir İdaresi Başkanlığına gönderilecektir.

B-Terkin Cetvelinin Doldurulması

Tahsil zamanaşımına uğramış amme alacaklarının kayıtlardan silinmesi için düzenlenmesi gereken terkin cetvelinin doldurulmasında aşağıdaki hususlara uyulacaktır.

1)Terkin cetveli bilgisayar ortamında ve her bir borçlu için ayrı ayrı düzenlenecektir.

2)Borç nev'ileri ve tutarları her bir borçlu için tek cetvele sığmaması halinde; nakil toplamları cetvellerin sonuna ve ilave cetvellerin ilk satırına, genel toplamı ise son cetvelde gösterilmek üzere ilave cetveller kullanılacak ve her sayfa imzalanacaktır.

3)Terkin cetvelinin, "Muhasebe Biriminin Adı ve Kodu" başlıklı bölümüne, vergi dairesinin adı ve muhasebe kodu, "Yılı" başlıklı bölümüne ise cetvelin düzenlendiği yıl yazılacaktır.

4)Terkin cetvelinin, "Vergi Türü Kodu ve Adı" başlıklı (1) numaralı sütununa, vergi türünün kodu ile vergi türünün kısa adı yazılacaktır.

5)Terkin cetvelinin, "Vadesi" başlıklı (2) numaralı sütununa, amme alacağının vadesi yazılacaktır.

6)Terkin cetvelinin, "Kesinleşme Tarihi" başlıklı (3) numaralı sütununa, adli ve idari para cezalarının kesinleşme tarihi yazılacaktır. Adli ve idari para cezası haricindeki amme alacaklarında bu sütun boş bırakılacaktır.

7)Terkin cetvelinin, "Zamanaşımı Kesilmiş İse Son Defa Kesildiği Tarih" başlıklı (7) numaralı sütununa, 6183 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde veya alacağın özel kanunlarında yer alan zamanaşımını kesen işlemlerden herhangi biri gerçekleşmiş ise, zamanaşımını kesen en son işlemin tarihi yazılacaktır. Zamanaşımı süresi içerisinde zamanaşımını kesen herhangi bir işlem gerçekleşmemiş ise bu sütun boş bırakılacaktır.

8)Terkin cetvelinin, "Zamanaşımının Başlangıç Tarihi" başlıklı (8) numaralı sütununa;

a)(7) numaralı sütunda bilgi bulunması halinde;

-Adli para cezalarında kesilmeye neden olan halin gerçekleştiği tarih,

-İdari para cezaları ile diğer amme alacaklarında bu sütunda yazılı olan tarihi takip eden takvim yılının başlangıç tarihi,

b)(7) numaralı sütunda bilgi bulunmaması halinde;

-Adli para cezalarında (3) numaralı sütunda yer alan tarih,

-İdari para cezalarında (3) numaralı sütunda, diğer amme alacaklarında ise (2) numaralı sütunda yazılı olan tarihleri takip eden takvim yılının başlangıç tarihi,

yazılacaktır.

9)Terkin cetvelinin, "Zamanaşımına Uğradığı Tarih" başlıklı (9) numaralı sütununa, (8) numaralı sütunda yer alan tarih esas alınmak ve amme alacağının türü dikkate alınmak suretiyle hesaplanacak zamanaşımının son gününü takip eden tarih yazılacaktır (Örneğin, zamanaşımı süresinin son gününün 31 Aralık olması halinde bu sütuna 1 Ocak yazılacaktır). Ancak, zamanaşımının işlemediği durumlarda (9) numaralı sütuna zamanaşımının işlemediği süreler de dikkate alınarak alacağın zamanaşımına uğradığı tarihin yazılması gerekeceği tabiidir.

10)Terkin cetvelinin, "Açıklama" başlıklı (10) numaralı sütununa, zamanaşımının işlemediği hallere bağlı olarak zamanaşımının işlemediği ve yeniden başladığı tarihler ile zamanaşımına ilişkin diğer hususlar yazılacaktır.

V-Diğer Hususlar

1)Genel bütçe geliri olduğu halde vergi dairesi dışındaki kurumlar tarafından takip edilen ancak tahsil zamanaşımına uğramış olan amme alacakları hakkında da Seri:A Sıra No:1 Tahsilat Genel Tebliğinde ve bu İç Genelgede yapılan açıklamalar dikkate alınarak gerekli işlemlerin yapılması gerekmektedir.

Zamanaşımına uğramış olan bu amme alacaklarından (borçlu bazında alacağın zamanaşımına uğradığı tarih itibarıyla tutarı esas alınarak) 2 milyon TL'ye kadar (bu tutar dahil) olanlarının kayıtlardan silinmesine izin vermeye ilgili kurumun üst yöneticisi veya yetki devredeceği kurum yöneticisi yetkilidir. Bu tutarı aşan alacakların kayıtlardan silinebilmesi için terkin cetvelleri ve eklerinin Gelir İdaresi Başkanlığına gönderilerek izin alınması gerekmektedir.

2)Tahsil zamanaşımına uğraması nedeniyle kayıtlardan silinmesine izin verilen amme alacaklarına ilişkin terkin cetvelleri Sayıştay'a gönderilmeyecektir. Ancak, vergi dairelerinin denetiminde talep edildiğinde sunulmak üzere söz konusu cetvellerin muhafaza edilmesi gerekmektedir.

3)6183 sayılı Kanunun 105 ve 106 ncı maddeleri ile çeşitli kanunlar çerçevesinde usulüne uygun şekilde kayıtlardan silinen alacaklara ilişkin bilgi ve belgeler Sayıştay'a gönderilmeyecektir. Ancak, kayıtlardan silinen alacaklara ilişkin vergi dairelerinde bulunan bilgi ve belgeler ileride yapılacak denetimler için muhafaza edilecektir.

4)Disiplin para cezalarının düzenlendiği 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunda tahsil zamanaşımına ilişkin herhangi bir hükme yer verilmediğinden, bu cezalara ilişkin zamanaşımı süresi, zamanaşımının kesilmesi ve işlememesi hususlarında 6183 sayılı Kanunun 102 ve takip eden maddelerinin dikkate alınması gerekmektedir.

5)Mahkeme kararlarında amme alacağının tahsil zamanaşımına uğradığına yönelik bir hükmün bulunması halinde, bu alacaklar hakkında yetkili makamlardan izin alınmaksızın terkin cetveli düzenlenerek gerekli işlemler yapılacaktır.

6)Bu İç Genelgenin yayımlanmasından önce 27/12/2014 tarihli ve 29218 Mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 01/01/2015 tarihinde yürürlüğe giren Merkezi Yönetim Muhasebe Yönetmeliğinin 561 inci maddesi ile yürürlükten kaldırılan Merkezi Yönetim Muhasebe Yönetmeliğine ekli "Bütçe gelirleri tahakkuk artıklarından zamanaşımına uğramış olanlara ilişkin ayrıntı cetveli (Örnek No:47)" kullanılarak hazırlanan ve kayıtlardan silinmesine ilişkin izin alınmamış olan terkin cetvelleri hakkında, bu İç Genelgede belirlenen yetkili makamlar tarafından terkin izni verilebilecektir.

Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.

 

 

Naci AĞBAL       

Maliye Bakanı    

 

EK :

Zamanaşımına Uğramış Amme Alacaklarına İlişkin Bilgi Formu

 

DAĞITIM :

Vergi Dairesi Başkanlıklarına

Defterdarlık Gelir Müdürlüklerine

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İçerik 2:

T.C.

MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı

 

Sayı   : 65472180-010.06.01-41399                                                                                                                                                                19/04/2016

Konu : 2016/1 Tahsilat İç Genelgesi

  

TAHSİLAT İÇ GENELGESİ

SERİ NO: 2016/1

 

Bilindiği üzere, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 102 nci ve devamı maddelerinde tahsil zamanaşımına, zamanaşımını durduran ve kesen nedenlere ilişkin hükümlere yer verilmiştir.

6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen ancak tahsil zamanaşımına uğramış amme alacaklarının vergi dairesi kayıtlarından çıkarılması gerekmektedir.

Bu İç Genelgede, 6183 sayılı Kanun ve diğer kanunlarda yer alan hükümler ile Seri:A Sıra No:1 Tahsilat Genel Tebliğinde yapılan düzenlemeler kapsamında zamanaşımına uğramış amme alacaklarının kayıtlardan silinmesine ilişkin usul ve esaslar yer almaktadır.

I-Tahsil Zamanaşımı Süreleri

Bilindiği gibi, 6183 sayılı Kanunun "Tahsil zamanaşımı" başlıklı 102 nci maddesinde "Amme alacağı, vadesinin rasladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar. Para cezalarına ait hususi kanunlarındaki zamanaşımı hükümleri mahfuzdur..." hükmü yer almaktadır.

Bu hüküm ile amme alacakları için genel tahsil zamanaşımı süresi belirlenmiş, para cezalarının zamanaşımına ilişkin hususların ise özel kanunlarda yer alan hükümler esas alınarak belirlenmesi gerektiği düzenlenmiştir.

A-Genel Tahsil Zamanaşımı Süresi ve Başlangıcı

6183 sayılı Kanunun 102 nci maddesi gereğince amme alacaklarının geneli için tahsil zamanaşımı süresi 5 yıl olup bu sürenin hesabında amme alacağının vadesinin esas alınması gerekmektedir.

Tahsil zamanaşımı süresinin başlangıç günü olarak alacağın vadesinin rastladığı yılı takip eden takvim yılının birinci günü esas alınacaktır.

B-Para Cezalarında Tahsil Zamanaşımı Süreleri ve Başlangıcı

6183 sayılı Kanunun 102 nci maddesinde para cezalarına ilişkin hususi kanunlardaki zamanaşımı hükümleri mahfuz tutulmuştur.

6183 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde "Para cezaları" teriminin "Adli ve idari para cezalarını" ifade ettiği düzenlenmiş olup Kanun kapsamında takip edilen adli para cezaları ile idari para cezalarına dair özel kanunlarda yer alan hükümlerin bu alacakların tahsil zamanaşımına uğrayıp uğramadıklarının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.

1-İdari Para Cezalarında Tahsil Zamanaşımı Süreleri ve Başlangıcı

Bilindiği gibi, idari para cezaları için genel usul kanunu olan 5326 sayılı Kabahatler Kanununun "Yerine getirme zamanaşımı" başlıklı 21 inci maddesinde, yerine getirme zamanaşımının dolması halinde idari para cezasına ilişkin kararın yerine getirilemeyeceği belirtilmiş ve idari para cezalarının, tutar esas alınarak zamanaşımı süreleri 3, 4, 5 ve 7 yıl olarak belirlenmiştir.

İdari para cezalarında tahsil zamanaşımı sürelerinin hesabında, idari para cezasına ilişkin idari yaptırım kararının kesinleştiği tarihin esas alınması gerekmektedir.

Buna göre, idari para cezalarına ilişkin tahsil zamanaşımı sürelerinin başlangıç günü olarak idari yaptırım kararının kesinleştiği tarihin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılının birinci günü esas alınacaktır.

2-Adli Para Cezalarında Tahsil Zamanaşımı Süreleri ve Başlangıcı

Bilindiği üzere, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun "Ceza zamanaşımı" başlıklı 68 inci maddesinde, cezaların kanunda belli edilen sürelerin geçmesiyle infaz edilmeyeceği ve adli para cezalarında zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu düzenlenmiştir.

Ancak, aynı maddede;

-Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olduğu halde onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, on yıllık sürenin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında on yıllık sürenin üçte ikisinin geçmiş olması halinde cezanın infaz edilmeyeceği,

-Türleri başka başka cezaları içeren hükümlerin, en ağır ceza için konulan sürenin geçmesiyle infaz edilmeyeceği,

düzenlendiğinden, adli para cezalarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığının bu hükümler de dikkate alınmak suretiyle tespiti icap etmektedir.

Adli para cezalarında tahsil zamanaşımı süresinin hesabında, adli para cezasına ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarihin esas alınması ve bu tarihin tahsil zamanaşımı süresinin başlangıç günü olarak kabul edilmesi gerekmektedir.

C-İflas Halinde Zamanaşımı Süresi

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu gereğince iflasına hükmedilen borçlunun, malları tasfiye edilmesine rağmen alacaklıları alacaklarını elde edemedikleri takdirde, elde edilemeyen alacak için aciz vesikası düzenlenmektedir.

Öte yandan, 2004 sayılı Kanunun 143 üncü maddesinin altıncı fıkrasında "Bu borç, borçluya karşı, aciz vesikasının düzenlenmesinden itibaren yirmi yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrar." hükmü yer almaktadır.

Buna göre, iflasına karar verilen amme borçlusu hakkında 2004 sayılı Kanunun ilgili maddeleri uyarınca yapılan tasfiye sonucunda amme alacağının tahsil edilememesi halinde aciz vesikasının düzenlendiği tarihten itibaren yirmi yıl geçtikten sonra bu alacaklar zamanaşımına uğrayacaktır.

Dolayısıyla, iflas etmiş amme borçlularından aranılan amme alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadıkları bu husus da dikkate alınarak tespit edilecektir.

II-Tahsil Zamanaşımı Sürelerinin Kesilmesi ve İşlememesi

Zamanaşımının kesilmesi, kanunda sayılan sebeplerden birinin gerçekleşmesi halinde, zamanaşımı süresinin o ana kadar işlemiş olan kısmının ortadan kalkması ve sürenin yeniden işlemeye başlamasıdır.

Zamanaşımının işlememesi ise kanunda sayılan sebeplerden birinin varlığı halinde, zamanaşımı süresinin başlamaması veya başlamışsa bu sebep ortadan kalkıncaya kadar devam etmemesidir.

Amme alacaklarına ilişkin tahsil zamanaşımı sürelerinin kesilmesi ve işlememesine ilişkin hükümler 6183 sayılı Kanunda ve diğer kanunlarda yer almaktadır.

Adli ve idari para cezalarında zamanaşımının kesilmesi halinde, yeniden işlemeye başlayacak olan süre, alacağın tabi olduğu zamanaşımı süresi olacaktır.

Bu nedenle, alacağın türü, alacağın veya borçlunun hukuki durumu esas alınarak zamanaşımının kesilmesi ve işlememesi ile ilgili aşağıdaki açıklamaların dikkate alınması gerekmektedir.

A-6183 sayılı Kanuna Göre Zamanaşımı Süresinin Kesilmesi ve İşlememesi

6183 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde zamanaşımının kesilmesi, 104 üncü maddesinde de zamanaşımının işlememesi halleri düzenlenmiştir.

Kanunun 103 üncü maddesinde 11 bent halinde sayılan nedenlerin varlığı halinde zamanaşımı kesilmektedir. Bu durumda, 5 yıllık zamanaşımı süresi, kesilmenin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren yeniden işlemeye başlayacaktır.

6183 sayılı Kanunun zamanaşımının işlememesinin düzenlendiği 104 üncü maddesinde, borçlunun yabancı memlekette bulunması, hileli iflas etmesi veya terekesinin tasfiyesi dolayısıyla, borçlu hakkında takibat yapılmasına imkan yoksa bu hallerin devamı müddetince zamanaşımının işlemeyeceği, bu sebeplerin ortadan kalkması halinde zamanaşımının kaldığı yerden devam edeceği düzenlenmiştir.

Bu itibarla, amme alacakları için genel tahsil zamanaşımı süresi olan 5 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde alacağın tahsil edilememesi halinde alacak zamanaşımına uğramakta, zamanaşımı süresinin kesilmesi ve işlememesi hallerinde ise bu süre ilgisine göre ya yeniden başlamakta ya da kaldığı yerden devam etmektedir.

B-İdari Para Cezalarında Zamanaşımı Sürelerinin Kesilmesi ve İşlememesi

5326 sayılı Kabahatler Kanununun 21 inci maddesinin beşinci fıkrasında, kanun hükmü gereği olarak idari yaptırımın yerine getirilmesine başlanamaması veya yerine getirilememesi halinde zamanaşımı süresinin işlemeyeceği düzenlenmiştir.

Öte yandan, idari para cezalarının 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen bir amme alacağı olmasından dolayı bu Kanunun 103 ve 104 üncü maddelerinde düzenlenen tahsil zamanaşımını kesen haller ile tahsil zamanaşımının işlememesi hallerinin ayrıca dikkate alınması gerekmektedir.

Bu nedenle, idari para cezalarına ilişkin zamanaşımı sürelerinin kesilmesi veya işlememesine ilişkin hususların tespitinde 5326 sayılı Kanun ile 6183 sayılı Kanun hükümleri birlikte değerlendirilecektir.

C-Adli Para Cezalarında Zamanaşımı Sürelerinin Kesilmesi ve İşlememesi

5237 sayılı Kanunun 71 inci maddesinde, adli para cezasının infazı için yetkili merciler tarafından bir tebligat yapılması veya üst sınırı iki yıldan fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlenmesi halinde zamanaşımının kesileceği düzenlenmiştir.

Öte yandan, adli para cezalarının 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen bir amme alacağı olmasından dolayı bu Kanunun 103 ve 104 üncü maddelerinde düzenlenen tahsil zamanaşımını kesen haller ile tahsil zamanaşımının işlememesi hallerinin ayrıca dikkate alınması gerekmektedir.

Buna göre, adli para cezalarına ilişkin zamanaşımı sürelerinin kesilmesi veya işlememesine ilişkin hususların tespitinde 5237 sayılı Kanun ile 6183 sayılı Kanun hükümleri birlikte değerlendirilecektir.

Ç-İflas Ertelemesinde Zamanaşımı Süresinin İşlememesi

2004 sayılı Kanunun iflas ertelemesi ile ilgili 179/b maddesinde "Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur; bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez." hükmü yer almaktadır.

Buna göre, iflas erteleme kararı verilen borçlu hakkında vergi dairesi tarafından takip edilen amme alacaklarına ilişkin tahsil zamanaşımı iflas erteleme süresince işlemeyecektir.

III-Tahsil Zamanaşımına Uğramış Amme Alacaklarının Terkin Edilmesine İlişkin İzin Verme Yetkisi

Vergi dairelerince takip edilen ancak 6183 sayılı Kanunun cebren takip ve tahsilata ilişkin bütün hükümlerinin uygulanmasına rağmen tahsil edilemeyerek zamanaşımına uğramış amme alacaklarının kayıtlardan silinmesine izin vermeye (borçlu bazında alacağın zamanaşımına uğradığı tarih itibarıyla tutarı esas alınarak her bir vergi dairesi için);

a)2 milyon TL'ye kadar (bu tutar dahil) Büyük Mükellefler, İstanbul, Ankara ve İzmir Vergi Dairesi Başkanları,

b)1 milyon TL'ye kadar (bu tutar dahil) Diğer Vergi Dairesi Başkanları,

c)500 bin TL'ye kadar (bu tutar dahil) Defterdarlar,

ç)Yukarıda yer verilen tutarları aşan alacaklarda;

-10 milyon TL ve üzeri için Gelir İdaresi Başkanı,

-10 milyon TL'ye kadar (bu tutar dahil) Tahsilat ve İhtilaflı İşler Daire Başkanlığının bağlı olduğu Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı,

-6 milyon TL'ye kadar (bu tutar dahil) Tahsilat ve İhtilaflı İşler Daire Başkanı,

-4 milyon TL'ye kadar (bu tutar dahil) Tahsilat ve İhtilaflı İşler Daire Başkanlığında terkin işlemleriyle ilgili Gelir İdaresi Grup Başkanı,

yetkili kılınmıştır.

IV-Zamanaşımına Uğramış Amme Alacaklarına İlişkin Terkin Cetveli

Tahsil zamanaşımına uğramış amme alacakları Seri:A Sıra No:1 Tahsilat Genel Tebliği ekinde (Ek-10) yer alan "Zamanaşımına Uğramış Amme Alacaklarına İlişkin Terkin Cetveli"nin doldurulması ve onaylanması suretiyle vergi dairesi kayıtlarından silinecektir.

A-Terkin Cetvelinin Düzenlenmesi

Terkin cetvelinin düzenlenmesinden önce, bu İç Genelgenin ekinde yer alan "Zamanaşımına Uğramış Amme Alacaklarına İlişkin Bilgi Formu" doldurulacaktır. İlgililer tarafından kontrol edilerek imzalanan form, terkin cetveli ekinde yer alacaktır.

Vergi daireleri tarafından 3 nüsha olarak hazırlanan ve her borçlu için ayrı ayrı olmak üzere doldurularak yetkililer tarafından imzalanan terkin cetvelinin bir nüshası vergi dairesinde saklanarak, iki nüshası yetkili makamdan terkin izni alınmak üzere Vergi Dairesi Başkanlığına/Defterdarlığa gönderilecektir.

Tahsil zamanaşımına uğramış amme alacaklarının kayıtlardan silinmesi izni alınmak üzere birden fazla borçluya ait terkin cetvelinin gönderilmesinin gerekmesi halinde, ayrıca bir icmal tablosu düzenlenerek her bir borçlunun kayıtlardan silinecek toplam borç tutarı ile icmal tablosuna dahil borçluların terkine konu genel toplam tutarına icmal cetvelinde yer verilecektir.

Vergi Dairesi Başkanlığı/Defterdarlık, kendisine gönderilen terkin cetvellerinin usulüne uygun şekilde düzenlenip düzenlenmediğini kontrol edecek ve eksiklik ve/veya hataların bulunması halinde terkin cetvellerini yeniden düzenlenmesi için vergi dairesine iade edecektir.

Terkin cetvelinde yer alan alacağın kayıtlardan silinmesine izin verme yetkisinin Vergi Dairesi Başkanında/Defterdarda olması halinde bir yazı ile kayıtlardan silinmesine izin verilerek terkin cetvelinin bir nüshası yazıyla birlikte vergi dairesine gönderecektir.

Alacağın kayıtlardan silinmesine izin verme yetkisinin, Gelir İdaresi Başkanlığına ait olması halinde, terkin cetvelinin iki nüshası ve ekleri Vergi Dairesi Başkanlığı/Defterdarlık görüşünü de içerecek şekilde Gelir İdaresi Başkanlığına gönderilecektir.

B-Terkin Cetvelinin Doldurulması

Tahsil zamanaşımına uğramış amme alacaklarının kayıtlardan silinmesi için düzenlenmesi gereken terkin cetvelinin doldurulmasında aşağıdaki hususlara uyulacaktır.

1)Terkin cetveli bilgisayar ortamında ve her bir borçlu için ayrı ayrı düzenlenecektir.

2)Borç nev'ileri ve tutarları her bir borçlu için tek cetvele sığmaması halinde; nakil toplamları cetvellerin sonuna ve ilave cetvellerin ilk satırına, genel toplamı ise son cetvelde gösterilmek üzere ilave cetveller kullanılacak ve her sayfa imzalanacaktır.

3)Terkin cetvelinin, "Muhasebe Biriminin Adı ve Kodu" başlıklı bölümüne, vergi dairesinin adı ve muhasebe kodu, "Yılı" başlıklı bölümüne ise cetvelin düzenlendiği yıl yazılacaktır.

4)Terkin cetvelinin, "Vergi Türü Kodu ve Adı" başlıklı (1) numaralı sütununa, vergi türünün kodu ile vergi türünün kısa adı yazılacaktır.

5)Terkin cetvelinin, "Vadesi" başlıklı (2) numaralı sütununa, amme alacağının vadesi yazılacaktır.

6)Terkin cetvelinin, "Kesinleşme Tarihi" başlıklı (3) numaralı sütununa, adli ve idari para cezalarının kesinleşme tarihi yazılacaktır. Adli ve idari para cezası haricindeki amme alacaklarında bu sütun boş bırakılacaktır.

7)Terkin cetvelinin, "Zamanaşımı Kesilmiş İse Son Defa Kesildiği Tarih" başlıklı (7) numaralı sütununa, 6183 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinde veya alacağın özel kanunlarında yer alan zamanaşımını kesen işlemlerden herhangi biri gerçekleşmiş ise, zamanaşımını kesen en son işlemin tarihi yazılacaktır. Zamanaşımı süresi içerisinde zamanaşımını kesen herhangi bir işlem gerçekleşmemiş ise bu sütun boş bırakılacaktır.

8)Terkin cetvelinin, "Zamanaşımının Başlangıç Tarihi" başlıklı (8) numaralı sütununa;

a)(7) numaralı sütunda bilgi bulunması halinde;

-Adli para cezalarında kesilmeye neden olan halin gerçekleştiği tarih,

-İdari para cezaları ile diğer amme alacaklarında bu sütunda yazılı olan tarihi takip eden takvim yılının başlangıç tarihi,

b)(7) numaralı sütunda bilgi bulunmaması halinde;

-Adli para cezalarında (3) numaralı sütunda yer alan tarih,

-İdari para cezalarında (3) numaralı sütunda, diğer amme alacaklarında ise (2) numaralı sütunda yazılı olan tarihleri takip eden takvim yılının başlangıç tarihi,

yazılacaktır.

9)Terkin cetvelinin, "Zamanaşımına Uğradığı Tarih" başlıklı (9) numaralı sütununa, (8) numaralı sütunda yer alan tarih esas alınmak ve amme alacağının türü dikkate alınmak suretiyle hesaplanacak zamanaşımının son gününü takip eden tarih yazılacaktır (Örneğin, zamanaşımı süresinin son gününün 31 Aralık olması halinde bu sütuna 1 Ocak yazılacaktır). Ancak, zamanaşımının işlemediği durumlarda (9) numaralı sütuna zamanaşımının işlemediği süreler de dikkate alınarak alacağın zamanaşımına uğradığı tarihin yazılması gerekeceği tabiidir.

10)Terkin cetvelinin, "Açıklama" başlıklı (10) numaralı sütununa, zamanaşımının işlemediği hallere bağlı olarak zamanaşımının işlemediği ve yeniden başladığı tarihler ile zamanaşımına ilişkin diğer hususlar yazılacaktır.

V-Diğer Hususlar

1)Genel bütçe geliri olduğu halde vergi dairesi dışındaki kurumlar tarafından takip edilen ancak tahsil zamanaşımına uğramış olan amme alacakları hakkında da Seri:A Sıra No:1 Tahsilat Genel Tebliğinde ve bu İç Genelgede yapılan açıklamalar dikkate alınarak gerekli işlemlerin yapılması gerekmektedir.

Zamanaşımına uğramış olan bu amme alacaklarından (borçlu bazında alacağın zamanaşımına uğradığı tarih itibarıyla tutarı esas alınarak) 2 milyon TL'ye kadar (bu tutar dahil) olanlarının kayıtlardan silinmesine izin vermeye ilgili kurumun üst yöneticisi veya yetki devredeceği kurum yöneticisi yetkilidir. Bu tutarı aşan alacakların kayıtlardan silinebilmesi için terkin cetvelleri ve eklerinin Gelir İdaresi Başkanlığına gönderilerek izin alınması gerekmektedir.

2)Tahsil zamanaşımına uğraması nedeniyle kayıtlardan silinmesine izin verilen amme alacaklarına ilişkin terkin cetvelleri Sayıştay'a gönderilmeyecektir. Ancak, vergi dairelerinin denetiminde talep edildiğinde sunulmak üzere söz konusu cetvellerin muhafaza edilmesi gerekmektedir.

3)6183 sayılı Kanunun 105 ve 106 ncı maddeleri ile çeşitli kanunlar çerçevesinde usulüne uygun şekilde kayıtlardan silinen alacaklara ilişkin bilgi ve belgeler Sayıştay'a gönderilmeyecektir. Ancak, kayıtlardan silinen alacaklara ilişkin vergi dairelerinde bulunan bilgi ve belgeler ileride yapılacak denetimler için muhafaza edilecektir.

4)Disiplin para cezalarının düzenlendiği 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunda tahsil zamanaşımına ilişkin herhangi bir hükme yer verilmediğinden, bu cezalara ilişkin zamanaşımı süresi, zamanaşımının kesilmesi ve işlememesi hususlarında 6183 sayılı Kanunun 102 ve takip eden maddelerinin dikkate alınması gerekmektedir.

5)Mahkeme kararlarında amme alacağının tahsil zamanaşımına uğradığına yönelik bir hükmün bulunması halinde, bu alacaklar hakkında yetkili makamlardan izin alınmaksızın terkin cetveli düzenlenerek gerekli işlemler yapılacaktır.

6)Bu İç Genelgenin yayımlanmasından önce 27/12/2014 tarihli ve 29218 Mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 01/01/2015 tarihinde yürürlüğe giren Merkezi Yönetim Muhasebe Yönetmeliğinin 561 inci maddesi ile yürürlükten kaldırılan Merkezi Yönetim Muhasebe Yönetmeliğine ekli "Bütçe gelirleri tahakkuk artıklarından zamanaşımına uğramış olanlara ilişkin ayrıntı cetveli (Örnek No:47)" kullanılarak hazırlanan ve kayıtlardan silinmesine ilişkin izin alınmamış olan terkin cetvelleri hakkında, bu İç Genelgede belirlenen yetkili makamlar tarafından terkin izni verilebilecektir.

Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.

 

 

Naci AĞBAL       

Maliye Bakanı    

 

EK :

Zamanaşımına Uğramış Amme Alacaklarına İlişkin Bilgi Formu

 

DAĞITIM :

Vergi Dairesi Başkanlıklarına

Defterdarlık Gelir Müdürlüklerine

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sayfalar