T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı

 

 

Sayı

:

17192610-125[KV-2020/30]-10925

12.01.2023

Konu

:

Almanya mukimi firmalardan alınan gümrükleme, depolama, istifleme, boşaltma, nakliye hizmetlerinin vergilendirilmesi

 

İlgi

:

 

  

İlgide kayıtlı özelge talep formunda ve ek dilekçelerinizde, otomotiv yedek parça imalatı, satışı, ithalatı ve ihracatı faaliyetleri ile iştigal etmekte olduğunuzu, şirketinizin Almanya mukimi ……. şirketine direk otomotiv yedek parça ihracat ve konsinye otomotiv yedek parça ihracatı yaptığını, bu ihracatlarınızla ilgili yine Almanya mukimi …. ve ……… firmalarından gümrükleme, depolama, istifleme, boşaltma, nakliye hizmetleri alındığını belirterek, alınan bu hizmetlerle ilgili kurumlar vergisi kesintisi yapılıp yapılmayacağı ile sorumlu sıfatıyla katma değer vergisi hesaplanıp hesaplanmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

 

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun "Tam ve dar mükellefiyet" başlıklı 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, Kanunun 1 inci maddesinde sayılı kurumlardan kanunî ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye'de bulunmayanların dar mükellefiyet esasında sadece Türkiye'de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirileceği hükmü getirilmiş; aynı maddenin üçüncü fıkrasında, dar mükellefiyette kurum kazancının ticari kazançlar, zirai kazançlar, serbest meslek kazançları, gayrimenkul ve menkul sermaye iratları ile diğer kazanç ve iratlardan oluştuğu belirtilmiştir. Anılan maddenin üçüncü fıkrasının (a) bendinde ise, Türkiye'de Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun iş yeri olan veya daimi temsilci bulunduran yabancı kurumlar tarafından bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyla yapılan işlerden elde edilen ticari kazançların kurum kazancı olarak vergilendirileceği hükme bağlanmıştır.

 

Aynı Kanunun 30 uncu maddesinin birinci fıkrasında, dar mükellefiyete tâbi kurumların anılan fıkrada bentler halinde sayılan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar vergisi kesintisi yapılması öngörülmüş olup, ticari kazanç kapsamındaki (birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili olarak yapılan hakediş ödemeleri hariç) ödemeler üzerinden tevkifat yapılmasına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.

 

ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANTLAŞMALARI YÖNÜNDEN:

 

1 Ocak 2011 tarihi itibarıyla uygulanmakta olan Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi ve Vergi Kaçakçılığını Önleme Anlaşmasının "Ticari Kazançlar" başlıklı 7 nci maddesinin birinci fıkrasında,

 

"Bir Akit Devlet teşebbüsüne ait kazanç, söz konusu teşebbüs diğer Akit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunmadıkça, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir.  Eğer teşebbüs yukarıda bahsedilen şekilde ticari faaliyette bulunursa, teşebbüsün kazançları bu diğer Devlette, yalnızca bu işyerine atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere vergilendirilebilir." hükmüne yer verilmiştir.

 

 Anlaşmanın "İşyeri" başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrasında, bir devlette vergilendirme yapılabilmesi için ölçüt olarak kabul edilen iş yerinin tanımı yapılmış, aynı maddenin üçüncü fıkrasında iş yeri teriminin hangi durumları da kapsamına aldığı hüküm altına alınmıştır.

 

Buna göre, şirketiniz tarafından ihraç edilen mallar için Almanya mukimi firma tarafından Almanya'da verilen gümrükleme, depolama, istifleme, boşaltma, nakliye hizmetleri karşılığında şirketinizce yapılan ödemeler dolayısı ile elde edilen kazançların ticari kazanç olarak değerlendirilmesi gerekmekte olup, söz konusu kazançları vergileme hakkı yalnızca Almanya'ya ait olacaktır.

 

 Ancak, bahse konu hizmetlerin Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi ve Vergi Kaçakçılığını Önleme Anlaşmasının 5 inci maddesi kapsamında Türkiye'de bir iş yeri vasıtasıyla ifa edilmesi durumunda yalnızca bu iş yerine atfedilen gelirle sınırlı olmak üzere Türkiye'nin de vergilendirme hakkı olacak ve vergilendirme iç mevzuat hükümlerimiz çerçevesinde yapılacaktır.

 

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

 

3065 sayılı KDV Kanununun;

 

1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,

 

4 üncü maddesinde, hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği,

 

6/b maddesinde, hizmetin Türkiye'de yapılmasının veya hizmetten Türkiye'de faydalanılmasının işlemlerin Türkiye'de yapıldığını ifade ettiği,

 

9/1 maddesinde, mükellefin Türkiye içinde ikametgahının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Hazine ve Maliye Bakanlığının, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği hükümleri yer almaktadır.

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin (I/C-2.1.2.1) bölümünde ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayanlar tarafından yapılan işlemlere ilişkin tevkifat uygulamasına yönelik düzenlemeler yer almaktadır.

 

60 No.lu KDV Sirkülerinin "(1.1.1) Yurt dışındaki İşlemler" başlıklı bölümünde konu ile ilgili olarak açıklamalara yer verilmiştir.

 

Buna göre, Şirketinizin yaptığı yedek parça ihracatı ile ilgili yurt dışında mukim firmalardan alınan ve yurt dışında yararlanılan gümrükleme, depolama, istifleme, boşaltma, nakliye hizmetleri KDV'nin konusuna girmemektedir. Bu nedenle, Şirketiniz tarafından alınan söz konusu hizmetler nedeniyle sorumlu sıfatıyla KDV beyan edilmeyecektir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

                                                                                         

 

 

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.