T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI EDİRNE VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)
| ||||
|
| |||
Sayı | : | B.07.1.GİB.4.22.15.01-2010/VBK:14-2-7 | 29/04/2011 | |
Konu | : | Ticaret odasında kaydı bulunmayan mükellefin 5811 sayılı kanun kapsamında beyanda bulunduğu tutarları tescil ettirmeksizin ermayeye ilave etmesinin yeterli olup almayacağı |
|
İlgi yazınızda, eczane işletmesi faaliyetinden dolayı eczacılar odası kaydınızın olduğu; ancak, ticaret odasına kaydınızın bulunmadığı ve 1. sınıf tacir olarak sermayenizin tescilinin olmadığı belirtilmiş olup, sadece defter kayıtlarında bankaya yatırdığınız bedelin sermayeye ilave edilmesi işleminin, 5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde mahsup imkanından yararlanılabilmesi için yeterli olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.
5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanunun, 5917 sayılı Kanunla değişik 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; "Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye'de bulunan ancak 01/06/2009 tarihi itibarıyla kanuni defter kayıtlarında işletmenin özkaynakları arasında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar, 30/09/2009 tarihine kadar Türk Lirası cinsinden rayiç bedelle vergi dairelerine beyan edilir. Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, bu Kanun hükümlerine göre 213 sayılı Kanun uyarınca kanuni defterlerine, taşınmazlar dışındaki varlıklarını banka ve aracı kurumlardaki hesaplara yatırmak suretiyle kaydederek pasifte özel fon hesabı açarlar. Bu fon hesabı, sermayenin cüz'ü addolunur ve beyan tarihinden itibaren altı ay içinde sermayeye ilave olunur." hükümleri yer almaktadır.
Anılan maddenin beşinci fıkrasında; "Birinci ve ikinci fıkralar kapsamında bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle 1/1/2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmaz. Ancak, diğer nedenlerle bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra başlayan 1/1/2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin vergi incelemeleri sonucu gelir, kurumlar ve katma değer vergisi yönünden tespit edilen matrah farkından, bu Kanun kapsamında beyan edilen tutarlar, bu tutarlara ilişkin tarh edilen verginin vadesinde ödenmesi koşuluyla mahsup edilerek tarhiyat yapılır. İndirimi reddedilen katma değer vergisine ilişkin mahsup edilecek matrah tutarı, indirimi reddedilen vergiye esas teşkil eden bedeldir. Şu kadar ki, indirimi reddedilen vergiye ilişkin bedelin tespit edilememesi halinde mahsup edilecek matrah tutarı, %18 KDV oranı dikkate alınarak hesaplanır. ise ikinci fıkra uyarınca beyanda bulunulduğu halde bilânço esasına göre defter tutan mükelleflerce süresi içinde sermaye artırımında bulunulmaması halinde beşinci fıkra hükmünden yararlanılamayacağı hüküm altına alınmıştır." hükümlerine yer verilmiştir.
Aynı maddenin yedinci fıkrasında ise ikinci fıkra uyarınca beyanda bulunulduğu halde bilânço esasına göre defter tutan mükelleflerce süresi içinde sermaye artırımında bulunulmaması halinde beşinci fıkra hükmünden yararlanılamayacağı hüküm altına alınmıştır.
Bildirim ve beyan süreleri 30.09.2009 tarih ve 27362 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2009/15456 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 31.12.2009 tarihine kadar (bu tarih dahil) uzatılmıştır.
Konu ile ilgili olarak 1 seri no.lu 5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanuna İlişkin Genel Tebliğin "3.5.2.1. Bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerce yapılacak işlemler" başlıklı bölümünde; Bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin taşınmazlar dışındaki varlıklarını, öncelikle banka veya aracı kurumlardaki hesaplara yatırmaları gerektiği, bu şekilde banka veya aracı kurumlara yatırılarak varlığı ispatlanan varlıkların, bu tutarlar üzerinden yasal defterlere kaydedilmesinin mümkün olacağı, Kanun hükümlerine göre yasal defterlere kaydedilen varlıklar için pasifte özel fon hesabı açılacağı, bu fon hesabının, sermayenin cüz'ü addolunacağı ve beyan tarihinden itibaren altı ay içinde sermayeye ilave edileceği açıklamasına yer verilmiştir. Dolayısıyla fon hesabının altı ay içinde sermayeye ilave edilmemesi halinde Kanunun 3 üncü maddesinin beşinci fıkra hükmünden yararlanılamayacaktır.
Buna göre, 5811 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin beşinci fıkrası hükmü çerçevesinde mahsup imkanından faydalanılabilmesi için, anılan Kanun kapsamında beyan edilen varlıkların yasal defterlere kaydedilip pasifte özel bir fon hesabına alınması ve fon hesabına alınan söz konusu varlık tutarlarının beyan tarihinden itibaren altı ay içinde sermayeye ilave edilmesi gerekmekte olup ticaret sicilinde kaydı olmayan işletmenizin sermaye artış işlemini ticaret siciline tescil ettirmesinin gerekmeyeceği tabiidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
| Vergi Dairesi Başkanı a. Gelir İdaresi Grup Müdürü |
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.