VI– MATRAH/VERGİ ARTIRIMINA İLİŞKİN HÜKÜMLER Kanunun 7, 8 ve 9 uncu maddelerinde yer alan gelir vergisi, kurumlar vergisi ve katma değer vergisinde matrah/vergi artırımı uygulamasına ilişkin açıklamalar aşağıda yer almaktadır. A- MATRAH/VERGİ ARTIRIMINDA BULUNABİLECEK MÜKELLEFLER Yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamesi vermek mecburiyetinde olan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri, 1998, 1999, 2000 ve 2001 takvim yılları için 4811 sayılı Kanunun 7, 8 ve 9 uncu maddelerine göre matrah artırımından yararlanabileceklerdir. Aynı şekilde katma değer vergisi mükellefleri ile hizmet erbabına ödenen ücretlerden gelir vergisi tevkifatı yapmakla sorumlu olanlar da bu yıllarla ilgili olarak matrah artırımında bulunabilirler. Adi ortaklıklar ve kollektif şirketlerde ortaklar, komandit şirketlerde komandite ortaklar, adi komandit şirketlerde komanditer ortaklar, yıllık gelir vergisi beyannamesi vermek zorunda bulunduklarından, bu mükellefler de anılan yıllar için matrah artırımından yararlanabileceklerdir. Sözü edilen yıllara ilişkin vergi matrahlarının takdiri için takdir komisyonlarına sevk edilmiş bulunan mükellefler ile haklarında vergi incelemesine başlanılmış olan mükellefler de matrah artırımından faydalanabileceklerdir. Zarar beyan eden veya hiç beyanname vermemiş olan mükellefler de matrah artırımı yapabileceklerdir. Kurumlar vergisi mükellefleri, anılan yıllarla ilgili olarak vermiş oldukları beyannamelerinde kurum kazancından indirilen ve Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendine göre tevkifata tabi kazanç ve iratlarının bulunması halinde, bu tevkifat matrahlarını da artıracaklardır. Basit usulde vergilendirilen gelir vergisi mükelleflerinden 1999, 2000 ve 2001 takvim yıllarına ilişkin yıllık gelir vergisi beyannamelerini vermemiş olanlar sözü edilen yıllar için matrah artırımından faydalanabileceklerdir. Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi uyarınca hizmet erbabına ödenen ücretlerden vergi tevkifatı yapmaya mecbur olan sorumlular da, 1998, 1999, 2000 ve 2001 yıllarındaki her bir vergilendirme dönemleri için ücret ödemelerine ilişkin olmak üzere matrah artırımı yapabileceklerdir. Öte yandan, 4811 sayılı Kanuna göre matrah artırımında bulunmayan gelir, kurumlar ve katma değer vergisi mükellefleri diledikleri takdirde, aynı Kanunun 6 ncı maddesine göre, Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak pişmanlık hükümlerinden faydalanarak beyanda bulunmaları da mümkündür. Ancak, pişmanlık hükümlerinden faydalanarak beyanda bulunan mükellefler hakkında, pişmanlık hükümlerine göre beyanda bulundukları yıllar için vergi incelemesi ve bu yıllara ilişkin olarak tarhiyat yapılabilecektir. B- MATRAH/VERGİ ARTIRIMINDAN YARARLANABİLMEK İÇİN YAPILACAK YAZILI BAŞVURUNUN SÜRESİ VE ŞEKLİ Kanunun 7, 8 ve 9 uncu maddelerinde başvuru süresi Şubat/2003 ayı olarak belirlenmişse de bu süre Kanunun 21 inci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden 31 Mart 2003 tarihi mesai saati bitimine kadar uzatılmıştır. Matrah artırımında bulunmak isteyen gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri ile katma değer vergisi mükellefleri, Kanunda ve bu Tebliğde belirtilen esaslar dahilinde, 31 Mart 2003 tarihine kadar (bu tarih dahil), gelir, kurumlar ve katma değer vergisi yönünden artırımda bulunabileceklerdir. Matrah artırımına ilişkin başvurular yazılı olarak yapılacaktır. Matrah artırım taleplerini yazılı olarak yapmayan mükelleflerin, matrah artırımı amacına ilişkin olsa dahi, hesapladıkları vergilerini vergi dairesine yatırmaları, bu mükelleflerin bu haktan yararlanmaları sonucunu doğurmayacaktır. Matrah artırımında bulunacak olan mükelleflerin, yıllık gelir vergisi, kurumlar vergisi ve katma değer vergisi beyannameleri ile Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (6) numaralı bentleri uyarınca yapılan gelir vergisi tevkifatına ilişkin muhtasar beyannamelerini vermiş oldukları vergi dairelerine, 31 Mart 2003 günü mesai saati bitimine kadar bu Tebliğ ekinde yer alan durumlarına uygun (EK: 4-12) örneklerdeki bilgileri ihtiva eden dilekçeler ile başvurmaları gerekmektedir. Öte yandan, Kanun kapsamındaki yıllarda değişik vergi dairelerinin mükellefi olanlar, matrah artırımında bulundukları yıl ve dönemlerde hangi vergi dairesinin mükellefi iseler, o vergi dairesine yazılı başvuracaklardır. Mükellefler, en geç 31 Mart 2003 günü mesai saati bitimine kadar ilgili vergi dairesine başvurmadıkları takdirde, 4811 sayılı Kanunla getirilen matrah artırımı hakkından yararlanamazlar. C- GELİR VE KURUMLAR VERGİSİNDE MATRAH/VERGİ ARTIRIMI 4811 sayılı Kanunun 7, 8 ve 9. maddelerine göre 1998, 1999, 2000 ve 2001 yıllarına ilişkin olarak matrah ve vergi artırımından yararlanmak isteyen mükellefler ile bu yıllara ilişkin olarak matrah beyan etmek isteyen mükellefler hakkında, aşağıda belirtilen usul ve esaslar uyarınca işlem yapılacaktır. 1- Yıllık Beyannamelerle Beyanı Gereken Gelirlere İlişkin Matrah Artırımı, Beyanı ve Uygulanacak Vergi Oranları a) Yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde matrah beyan etmiş bulunan mükelleflerin matrah artırımı 1998, 1999, 2000 ve 2001 takvim yıllarına ilişkin olarak verdikleri yıllık gelir vergisi beyannamelerinde vergiye tabi gelir (matrah) beyan eden gelir vergisi mükellefleri ile yine aynı yıllara ilişkin olarak verilen yıllık kurumlar vergisi beyannamelerinde vergiye tabi kurum kazancı (matrah) beyan eden kurumlar vergisi mükelleflerinin, bu yıllara ilişkin vergi matrahlarının asgari; 1998 yılı için ................................................... %30, oranlarında artırılması gerekmektedir. Ancak, anılan yıllara ilişkin olarak artırılan matrahların tutarı; 1998 yılı için .................................................. 2.500.000.000 liradan, Kurumlar vergisi mükelleflerinde: 1998 yılı için ................................................. 7.500.000.000 liradan, az olmayacaktır. Bu mükelleflerin ilgili yıllarda düzeltme beyannamesi vermeleri ve bu düzeltme işlemlerinin Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar sonuçlandırılmış olması halinde, bu beyanlar da dikkate alınacaktır. Beyana tabi geliri sadece gayrimenkul sermaye iradından ibaret olan gelir vergisi mükellefleri için vergilendirmeye esas alınacak matrah, ilgili yıllar için yukarıda belirtilen asgari tutarın 1/5’i olarak dikkate alınacaktır. Bir başka ifadeyle artırılan matrah tutarı; 1998 yılı için 500.000.000 liradan, 1999 yılı için 600.000.000 liradan, 2000 yılı için 750.000.000 liradan, 2001 yılı için 1.000.000.000 liradan az olamayacaktır. Ayrıca, ilgili yıllar için Kanunun 7 nci maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca matrah artırımında bulunan gelir vergisi mükellefleri, mesken olarak kiraya verilen binalardan elde edilen kira gelirlerine ilişkin olmak üzere o yıl için belirlenen istisna tutarlarını matrah artırımı yaparken dikkate almayacaklardır. Öte yandan, 1998 yılında gerçek usulde vergilendirilen ticari ve zirai kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabı, 2000 ve 2001 yıllarında ise ticari kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabı hayat standardı esasına tabi bulunmaktadır. Bu nedenle, hayat standardı esasına tabi olan gelir vergisi mükelleflerinin matrah artırımına esas olacak gelirleri, beyan ettikleri gelirler toplamı olmayıp, hayat standardı esası da dikkate alınmak suretiyle bulunan ve verginin hesaplanmasında esas alınan matrahları olacaktır. Hayat standardı esasına tabi olmayan gelir vergisi mükellefleri ise yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan ettikleri matrahlar üzerinden matrah artırımında bulunacaklardır. Verdikleri yıllık gelir vergisi beyannamesinde birden fazla gelir unsuru bulunan mükellefler, matrah artırımlarını yıllık beyannamelerinde yer alan toplam matrah üzerinden yapacaklar ve gelir unsurlarının bir kısmı itibarıyla artırımda bulunmayacaklardır. Söz konusu yıllarla ilgili olarak 4811 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri hakkında ikmalen veya re’sen gelir ve kurumlar vergisi tarhiyatının yapılmış olması halinde, bu tarhiyata esas olan matrah farkları, matrah artırımında dikkate alınmayacaktır. Diğer bir ifade ile mükelleflerin verdikleri yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde yer alan matrahlar, matrah artırımında dikkate alınacaktır. Basit usulde vergilendirilen gelir vergisi mükelleflerinden 1999, 2000 ve 2001 takvim yıllarına ilişkin yıllık gelir vergisi beyannamesini bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce vermiş olanlar hakkında, bu yıllara ilişkin olarak yıllık gelir vergisi incelemesi ve tarhiyat yapılmayacaktır. b) Vergi mükellefiyet kayıtları olup da gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde zarar beyan etmiş veya hiç beyanname vermemiş olan mükelleflerin durumu: ba) Gelir Vergisi Mükelleflerinin Durumu 1998, 1999, 2000 ve 2001 yıllarına ilişkin olarak, Gelir Vergisi Beyannamesi vermek mecburiyeti bulunduğu halde, bu mükellefiyetlerini her ne sebeple olursa olsun yerine getirmeyerek beyanname vermemiş olan mükellefler ile bu yıllara ilişkin olarak verdikleri yıllık gelir vergisi beyannamelerinde matrah beyan etmeyen veya zarar beyan eden mükellefler; 1998 takvim yılı için ........................ 2.500.000.000 liradan, az olmamak üzere, matrah beyanında bulunmaları şartıyla 4811 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanacaklardır. Adi ortaklıklar ve kollektif şirketlerde ortaklar ile komandit şirketlerde komandite ortaklar yıllık gelir vergisi beyannamesi vermek zorunda olduklarından, bu mükellefler, yukarıda açıklanan esaslardan durumlarına uygun matrah artırımında bulunabilirler. Adi komandit şirketlerin, menkul sermaye iradı elde eden komanditer ortakları da bu iratlarla ilgili olarak matrah artırımı hükümlerinden yararlanabilirler. Matrah artırımı talebinde bulunulan yıllarla ilgili olarak gelir vergisi mükelleflerinin ölümü veya gaipliği halinde, bu mükelleflerin varisleri, muris adına matrah artırımında bulunabilirler. Bu taktirde, mirasçıların tamamının matrah artırımının gerektiği tabiidir. Ancak şahsi ticari işletmenin faaliyetinin mirasçılar tarafından sürdürülmesi halinde ise bu faaliyeti devam eden mirasçı veya mirasçıların matrah artırımı yeterli olacaktır. bb) Kurumlar Vergisi Mükelleflerinin Durumu 1998, 1999, 2000 ve 2001 yıllarına ilişkin olarak yıllık kurumlar vergisi beyannamesi vermek mecburiyetinde bulunduğu halde, bu mükellefiyetlerini her ne sebeple olursa olsun yerine getirmeyerek beyanname vermemiş olan mükellefler ile bu yıllara ilişkin olarak verdikleri yıllık kurumlar vergisi beyannamelerinde herhangi bir nedenle matrah beyan etmeyen veya zarar beyan eden mükellefler; 1998 takvim yılı için ........................ 7.500.000.000 liradan, az olmamak üzere, matrah beyanında bulunmaları şartıyla, bu Kanun hükümlerinden yararlanacaklardır.
c) Faaliyette bulunduğu veya gelir elde ettiği halde mükellefiyet tesis ettirmemiş gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri hakkında yapılacak işlemler Yukarıda (ba) ve (bb) bölümlerinde mükellefiyet tesis ettirip de yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesi vermeyenler ile bu yıllara ilişkin olarak verilen yıllık beyannamelerde herhangi bir sebeple matrah beyan etmeyen veya zarar beyan eden mükellefler hakkında yapılan açıklamalar faaliyette bulundukları veya gelir elde ettikleri halde mükellefiyet tesis ettirmemiş olan mükellefler için de geçerlidir. Bu nedenle, ilgili yıllarda faaliyette bulunmuş veya gelir elde etmiş olup da bu faaliyetlerini ve gelirlerini vergi dairesinin bilgisi dışında bırakan mükellefler, yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde matrah beyan etmeleri halinde, matrah artırımı hükümlerinden yararlanabileceklerdir. d) Basit usulde vergilendirilen ve ilgili yıllarda beyanname vermemiş olan gelir vergisi mükelleflerinin durumu: Bu mükelleflerin, 1999, 2000 ve 2001 takvim yıllarına ilişkin yıllık gelir vergisi beyannamesini hiç vermemiş olmaları halinde, 1999 takvim yılı için 600.000.000 liradan, 2000 takvim yılı için 900.000.000 liradan, 2001 takvim yılı için ise 1.200.000.000 liradan az olmamak üzere, matrah beyanında bulunmaları şartıyla, bu Kanun hükümlerinden yararlanmaları mümkündür. Ayrıca, artırıma konu herhangi bir yılda beyanname vermemiş olanlar da bu yıl için matrah artırımı yapabileceklerdir. e) Matrah artırımı ve matrah beyanında uygulanacak vergi oranları: Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince yukarıda (a), (b), (c) ve (d) bölümlerinde belirtilen şekilde artırılan veya beyan edilen matrahlara % 30 vergi oranı uygulanmak suretiyle ödenecek vergi tutarı hesaplanacaktır. 4811 sayılı Kanun hükümlerine göre artırılan veya beyan edilen matrahlar üzerinden hesaplanan gelir ve kurumlar vergisi için ayrıca herhangi bir vergi ya da fon payı ve eğitime katkı payı hesaplanmayacak ve ödenmeyecektir. Artırılan bu matrahlar üzerinden geçici vergi de hesaplanmayacaktır. Öte yandan, matrah artırımında bulunmak istedikleri yıllara ait yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamelerini kanuni süresinde vermiş ve bu beyannameler üzerinden tahakkuk eden vergilerin tamamını süresinde ödemiş bulunan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, bu Kanunun 2 ve 3 üncü maddeleri hükümlerinden yararlanmamış olmaları şartıyla, 7 nci madde hükmüne göre artırdıkları matrahlara % 30 yerine % 25 vergi oranı uygulanmak suretiyle ödenecek vergi tutarı hesaplanacaktır. Bu mükelleflerin süresinde vermiş oldukları yıllık beyannamelerde, ilgili Kanunlarında yer alan istisna uygulaması, indirim ve mahsuplar nedeniyle ödenecek vergi çıkmamış olabilir. Bu mükelleflerce artırılan matrahlara da % 25 vergi oranı uygulanmak suretiyle ödenecek vergi hesaplanacaktır. Bu şekilde indirimli oranda vergi ödeme hakkı bulunan mükelleflerin başvurularında bu hususu başvuruda kullanılan bildirimin ilgili sütununa işaretlemesi gerekmektedir. 2- Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü Maddesinin Birinci Fıkrasının (6) Numaralı Bendine Göre Gelir Vergisi Tevkifatına Tabi Kazanç ve İratları Bulunan Mükellefler Hakkında Yapılacak İşlemler: Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendi ile kurumlar vergisinden istisna edilen, bu nedenle kurumlar vergisi mükelleflerince verilen yıllık beyannamede kurum kazancından indirilen; menkul kıymetler yatırım fonları ile menkul kıymetler yatırım ortaklıklarının portföy işletmeciliğinden doğan kazançları, risk sermayesi yatırım fonları veya ortaklıklarının kazançları, gayrimenkul yatırım fonları veya ortaklıklarının kazançları ve emeklilik yatırım fonlarının kazançları, dağıtılsın dağıtılmasın, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (a) alt bendi ile gelir vergisi tevkifatına tabi tutulmuş bulunmaktadır. Aynı maddenin (6) numaralı bendinin (b/ii) alt bendi ile de dağıtılsın dağıtılmasın, kurumlar vergisine tabi kurumların, kurumlar vergisinden müstesna kazanç ve iratlarından (iştirak kazançları hariç), kurumlar vergisi beyanname verme süresi içinde gelir vergisi tevkifatı yapılmakta ve tevkif edilen bu vergiler izleyen ayın 20 nci günü akşamına kadar muhtasar beyanname ile beyan edilerek aynı süre içerisinde (karın dağıtılmaması halinde 3 eşit taksitte) ödenmektedir. Yukarıda açıklanan şekilde (1. Bölümde) matrah artırımında veya matrah beyanında bulunan kurumlar vergisi mükelleflerinin, aynı zamanda Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (a) ve (b) alt bentlerine göre gelir vergisi tevkifatına tabi kazanç ve iratlarının bulunması halinde, vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olmamaları için, bu kazanç ve iratlar hakkında da aşağıdaki esaslara göre vergi artırımı veya matrah beyanında bulunmaları gerekmektedir. Bir başka ifade ile 1998, 1999, 2000 ve 2001 yıllarında vermiş oldukları kurumlar vergisi beyannamelerinde kurumlar vergisine tabi matrah beyan eden, matrah beyan etmeyen veya zarar beyan eden mükelleflerin, bu dönemlere ilişkin olarak Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (a) ve (b) alt bentlerine göre, gelir vergisi tevkifatına tabi kazançları ile ilgili olarak vergi artırımı veya matrah beyanında bulunabilmeleri için, bu Tebliğin (C/1) bölümünde belirtilen şekilde kurumlar vergisi matrahlarını da artırmaları zorunludur. Buna göre, yukarıda belirtilen her iki duruma uygun artırımda bulunmayan mükelleflerin anılan madde hükmünden yararlanmaları mümkün değildir. Ancak, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının 6 numaralı bendinin (a/ii) alt bendine göre yapılan gelir vergisi tevkifatının oranı, 93/5148 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile portföyünde en az % 25 oranında hisse senedi bulundurmayan (B) tipi menkul kıymetler yatırım fonları ile aynı nitelikteki menkul kıymetler yatırım ortaklıklarının, portföy işletmeciliği kazançlarında % 10, diğer fon ve ortaklıklarının kazançlarından ise sıfır (% 0) olarak belirlenmiş bulunmaktadır. Bu nedenle sadece (B) tipi menkul kıymetler yatırım fonları ve ortaklıkları, portföy işletmeciliği kazançlarına ilişkin olarak vergi artırımı veya matrah artırımı yapabileceklerdir. Ayrıca, anılan (B) tipi fon ve ortaklıkların ilgili yıllarda münhasıran portföy işletmeciliği faaliyetinde bulunmuş olmaları halinde, portföy işletmeciliği kazançlarının tamamı Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendine göre kurumlar vergisinden istisna edilmiş olduğundan yıllık beyannamede kurumlar vergisi matrahı oluşmamaktadır. Bu itibarla anılan fon ve ortaklıklar kurumlar vergisi matrahı artırımında bulunulmaksızın gelir vergisi tevkifatına tabi portföy işletmeciliği kazançları üzerinden yapılan gelir vergisi tevkifatı için matrah artırımında bulunabileceklerdir. Diğer kurumlar vergisi mükellefleri ise kurumlar vergisi ve gelir vergisi tevkifat matrahlarını yukarıda açıklanan esaslara göre birlikte artırmak zorundadırlar. Öte yandan, Kurumlar Vergisi mükelleflerinin verdikleri yıllık beyannamede, kurum kazancından indirilen ve Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendine göre gelir vergisi tevkifatına tabi kazanç ve iratları bulunmakla birlikte bu kazançlardan tevkifat oranı, Bakanlar Kurulu’nca sıfır (%0) olarak belirlenmiş olanlar ile Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 28 ve geçici 29 uncu maddelerine göre, kurumlar vergisinden istisna edilen ancak tevkifata tabi olmayan kazançlar, bu Kanunun 7 nci maddesinin (7) numaralı bendine göre yapılacak gelir (stopaj) vergisi matrah artırımı sırasında matraha dahil edilmeyecek ve üzerinden vergi hesaplanmayacaktır. Dağıtılan kar paylarından yapılan gelir(stopaj) vergisi tevkifatı bu kanun kapsamında artırıma konu edilemez. Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b/i) bendine göre, Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının 1, 2 ve 3 numaralı bendlerinde yazılı kar paylarının dağıtımı sırasında yapılmakta olan gelir vergisi tevkifatına ilişkin olarak kurumların 4811 sayılı Kanuna göre, vergi ve matrah artırımında bulunmaları söz konusu değildir. a) Verdikleri yıllık kurumlar vergisi beyannamelerinde kurum kazancından indirilen Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendine göre gelir vergisi tevkifatına tabi kazanç ve iratları bulunan ve bu gelirlerini muhtasar beyanname ile beyan etmiş olan mükellefler Kurumlar vergisi mükelleflerinin verdikleri yıllık kurumlar vergisi beyannamesinde, istisna uygulaması nedeniyle kurum kazancından indirilen ve Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendine göre gelir vergisi tevkifatına tabi tutulmuş olan kazanç ve iratlarının da bulunması halinde, bu mükellefler anılan kazançlar üzerinden tevkif edilen vergilerini; 1998 yılı için ......................................................................... .%30, nispetlerinde artırarak ödemeleri kaydıyla matrah artırımı hükümlerinden yararlanabileceklerdir. Yukarıda açıklandığı üzere, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (a/ii) ve (b/ii) alt bentlerine göre, gelir vergisi tevkifatına tabi kazanç ve iratların daha önce beyan edilmiş olması kaydıyla bu kazanç ve iratların matrahı artırılmamakta, vergileri artırılmaktadır.
b) Verdikleri yıllık kurumlar vergisi beyannamelerinde istisna uygulaması nedeniyle kurum kazancından indirim konusu yapılan kazanç ve iratları bulunan ve bu gelirlerini muhtasar beyanname ile beyan etmemiş olan mükellefler Verdikleri yıllık kurumlar vergisi beyannamelerinde, kurumlar vergisinden istisna kazancı bulunduğu halde, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendine göre vergi tevkifatına tabi bu kazanç ve iratlarını muhtasar beyanname ile beyan etmemiş olan kurumlar vergisi mükellefleri, bu yıllara ilişkin olarak vergi incelemesine ve tarhiyata muhatap olmamaları için; bu kazanç ve iratlara ilişkin tevkifat matrahlarını; 1998 yılı için ............................................................. 3.750.000.000 liradan, az olmamak üzere artırarak beyan etmeleri ve beyan edilen bu matrahlar üzerinden; 1998 yılı için .........................................................................%19, oranında hesaplanacak vergiyi ödemeleri gerekmektedir. 4811 sayılı Kanun uyarınca beyan edilen tevkifata tabi kazanç ve iratların, yıllık kurumlar vergisi beyannamesinde istisna uygulaması nedeniyle indirilen tutarlara uygun olup olmadığı yönünden araştırılabileceği tabidir. Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendine göre tevkifata tabi olan kazanç ve iratlar için vergi veya matrah artırımı yapılmak suretiyle hesaplanacak gelir vergisi üzerinden fon payı hesaplanmayacaktır.
a) Matrah beyanında bulunan mükelleflere Vergi Usul Kanununa göre usulsüzlük cezaları uygulanmayacaktır. Kurumlar vergisi mükelleflerinin 1998, 1999, 2000 ve 2001 yıllarına ilişkin Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendine göre tevkifata tabi kazanç ve iratları olduğu halde, bu kazanç ve iratlar için muhtasar beyanname vermemiş bulunan mükellefler hakkında 4811 sayılı Kanun hükümlerine göre yaptıkları vergi artırımı dolayısıyla Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre usulsüzlük cezası kesilmeyecektir. b) Kıst dönemde faaliyette bulunan mükelleflerde asgari matrah beyanı 4811 sayılı Kanunun 7 nci maddesi hükmüne ve bu Tebliğde yapılan açıklamalara göre matrah artırımında veya beyanında bulunacak mükelleflerin, matrah artırımında veya beyanında bulundukları yıllarda (işe başlama ve işi bırakma gibi nedenlerle) kıst dönemde faaliyette bulunmuş olmaları halinde, ilgili yıllar için belirlenen ve yukarıda açıklanan asgari matrahlar tam olarak dikkate alınacak; kıst dönem itibarıyla bir hesaplama yoluna gidilmeyecektir. Gelir ve Kurumlar vergisi mükelleflerinin 1998, 1999, 2000 ve 2001 yıllarına ilişkin olarak 4811 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle matrah ve vergi artırımında bulunmaları halinde, artırılan bu matrahlar üzerinden hesaplanan veya artırılan vergilerin tamamını ödemeleri gerekmektedir. Mükelleflerin matrah veya vergi artırımında bulundukları yıllara ilişkin olarak daha önce tevkif yoluyla ödemiş oldukları vergileri, matrah artırımı nedeniyle ödeyecekleri vergilerden mahsup etmeleri mümkün değildir. d) Matrah artırımda bulunan mükelleflerin geçmiş yıl zararları 4811 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin 11 numaralı fıkrasında, “Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerinin matrah artırımında bulundukları yıllara ait zararların %50’si, 2002 ve izleyen yıl karlarından mahsup edilmez.” hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre, mükellefler, matrah artırımında bulundukları yıllara ait olup indirim konusu yapılamamış geçmiş yıl zararlarının yarısını, 2002 ve müteakip yıl karlarından mahsup edemeyeceklerdir. Söz konusu zararların diğer yarısı ise, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanununun ilgili maddelerinde yer alan esaslar çerçevesinde mahsup edilmeye devam edilecektir. e) Gelecek yıllarda matrahtan indirim konusu yapılacak istisna ve indirim tutarları ile geçmiş yıl zararlarının artırılan matrahlardan indirilmemesi Kurumlar vergisinden istisna edilen bazı kazançlar, ilgili yıl faaliyet sonucu zararla sonuçlanmış olsa dahi, yıllık kurumlar vergisi beyannamesinde indirim olarak uygulanmakta ve söz konusu istisna kazançlar, müteakip yıl kazançlarından indirilmek üzere zarar olarak müteakip yıllara devredilmektedir. Ancak, 4811 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin 12 numaralı fıkrası gereğince matrah artırımında bulunan mükelleflerin devreden bu zararları, bu Kanuna göre artırdıkları matrahlardan indirmeleri söz konusu değildir. Aynı şekilde mükellefler, yapmış oldukları yatırım harcamaları nedeniyle indirime hak kazandıkları, ancak ilgili yıllarda kazanç yetersizliği dolayısıyla yararlanamadıkları yatırım indirimi istisnası tutarları ile geçmiş yıl zararlarını da 4811 sayılı Kanunun 7 nci maddesine göre artırdıkları veya beyan ettikleri matrahlardan indiremeyeceklerdir. Ancak önceki yıllarda indirilemeyen yatırım indirimi tutarının, Gelir Vergisi Kanununun ilgili hükümleri çerçevesinde mükelleflerce daha sonraki yıllarda beyan ettikleri kazançlardan indirim konusu yapılabileceği tabiidir. f) Senelere sari inşaat ve onarma işi yapan mükelleflerin durumu Yıllara sari taahhüt konusu inşaat ve onarım işi yapan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri, bu faaliyetleri dolayısıyla 1998, 1999, 2000 ve 2001 yılları için matrah artırımı hükümlerinden yararlanabilirler. Birden fazla yıllara sari inşaat işi bulunan mükellefler her bir inşaat itibarıyla işin bittiği yıl esas alınmak suretiyle 4811 sayılı Kanuna göre matrah artırımında bulunabileceklerdir. Öte yandan önceki yıllarda başlayan, ancak 2002 yılında bitmiş veya halen devam etmekte olan yıllara sari inşaat işleri için 2003 ve müteakip yıllarda beyanda bulunulması gerektiğinden 4811 sayılı Kanunun matrah artırımı hükümlerinden yararlanma imkanı bulunmamaktadır. Diğer taraftan, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin 1998, 1999, 2000 ve 2001 yıllarına ilişkin olarak verdikleri yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde beyan ettikleri yıllara sari inşaat ve onarma işine ait istihkaklarından kesilen vergilerin beyannamede mahsubu sonucu vergi iade haklarının doğması ve bu mükelleflerin de anılan yıllarla ilgili olarak matrah artırımı veya matrah beyanında bulunmaları halinde, iadesi gereken bu vergilerin, mükelleflerin matrah artırımı nedeniyle ödeyecekleri vergilerden mahsubu mümkün değildir. g) Matrah artırımında bulunan mükelleflerin tevkif yoluyla ödenmiş bulunan vergilerin mahsup ya da nakden iadesini talep etmeleri Matrah artırımında bulunan mükelleflerin, artırımda bulundukları yıllarla ilgili olarak yıllık gelir veya kurumlar vergisine mahsuben daha önce tevkif yoluyla ödemiş oldukları vergilerin, mahsup veya nakden iadesine ilişkin taleplerinin bulunması halinde; bu talepleri bu konuda yayınlanmış olan genel tebliğlerdeki açıklamalar çerçevesinde sonuçlandırılacaktır. Bu nedenle bu mükellefler hakkında tevkif yoluyla ödenen vergilerin mahsup veya nakden iadesi ile ilgili talepleri ile sınırlı kalmak üzere inceleme ve tarhiyat yapılabilecektir. D- KATMA DEĞER VERGİSİNDE ARTIRIM 4811 sayılı Kanunun 8 inci maddesinde; katma değer vergisi mükelleflerinin 1998, 1999, 2000 ve 2001 yılları için maddede belirtildiği şekilde vergi artırımında bulunmayı kabul etmeleri halinde, artırımda bulundukları dönemler için haklarında vergi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacağı hükme bağlanmıştır. Katma değer vergisinde vergi artırımı aşağıdaki açıklamalar çerçevesinde yürütülecektir. 1- Vergi Artırımında Bulunulan Yıla Ait Vergilendirme Dönemlerinin Tamamında Katma Değer Vergisi Beyannamesini Vermiş Olanlar 1998 yılı için …………….%3, oranında hesaplanacak katma değer vergisini, ödemeyi kabul etmeleri halinde 4811 sayılı Kanunun 8 inci maddesindeki vergi artırımı hükümlerinden faydalanabileceklerdir. İhtirazi kayıtla verilen beyannamelerde hesaplanan katma değer vergisi tutarları yıllık toplama dahil edilir. Artırımda bulunulan yıl içindeki vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak 4811 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılıp kesinleşen katma değer vergisi tarhiyatları ile ilgili “hesaplanan katma değer vergisi” tutarları yıllık toplama dahil edilecektir. 2 No’lu Katma Değer Vergisi Beyannamesi ile sorumlu sıfatıyla beyan edilen vergiler, (Katma Değer Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak kısmi vergi tevkifatı getirilen hurda metal ve atık, kağıt, plastik, cam teslimleri ile fason konfeksiyon ve tekstil işleri gibi işlemler dahil) yıllık toplama dahil edilmeyecektir. Bu beyannameler için madde hükmünden yararlanılması mümkün değildir. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendi ve geçici 17 nci maddelerine göre tecil-terkin uygulaması kapsamında teslimleri bulunan mükelleflerde, tecil edilen vergiler, ilgili dönem beyannamesinde yer alan hesaplanan katma değer vergisinden düşülecek ve yıllık toplama dahil edilmeyecektir. Mükelleflerin, artırıma esas alınan ilgili yılların vergilendirme dönemlerinin tamamı için artırımda bulunmaları gerekmektedir. Ancak, yıl bazında seçimlik hakları mevcuttur. Mükelleflerce verilen katma değer vergisi beyannamelerinde, vergiye tabi işlemleri bulunmaması nedeniyle hiç hesaplanan katma değer vergisi beyan edilmemesi durumunda bu Tebliğin D/2-b bölümündeki açıklamalar çerçevesinde işlem yapılacaktır. 2- Faaliyette Bulundukları Halde, İlgili Takvim Yılı İçinde Katma Değer Vergisi Beyannamelerinin Tamamını Vermeyen Mükellefler a) Bir takvim yılı içinde en az 3 döneme ait beyanname verenlerin durumu Verilmiş olan beyannamelerde yer alan hesaplanan katma değer vergisi tutarları toplanır ve beyanname verilen dönem sayısına bölünerek ortalaması bulunur. Bulunan bu ortalama tutar, 12 ile çarpılmak suretiyle 1 yıla iblağ edilerek vergi artırımına esas olacak “yıllık hesaplanan katma değer vergisi” tutarına ulaşılır. Bulunan bu vergi tutarı üzerinden Tebliğin (VI-D/1) bölümünde belirtilen oranlarda katma değer vergisi ödenmesinin kabul edilmesi halinde, mükellefler bu maddedeki vergi artırımı hükümlerinden faydalanabileceklerdir. b) İlgili takvim yılı içinde hiç beyanname verilmemesi veya en fazla 2 dönemde beyanname verilmiş olması durumu İlgili yıllarda hiç katma değer vergisi beyannamesi verilmemiş ya da takvim yılının 1 veya 2 vergilendirme döneminde beyanname verilmiş olması halinde, katma değer vergisi matrah artırımı hükümlerinden yararlanabilmek için, mükelleflerin ilgili yıl gelir veya kurumlar vergisi yönünden de matrah artırımında bulunmaları zorunludur. Ancak, bu durumda olan adi ortaklık, kollektif ve adi komandit ortaklıklarda ortakların tamamının gelir vergisi yönünden matrah artırımında bulunmaları gerektiği tabiidir. Mükellefler, 4811 sayılı Kanunun 7 nci maddesi ve bu Tebliğdeki açıklamalar çerçevesinde artırdıkları gelir veya kurumlar vergisi matrah tutarı üzerinden %15 oranında hesaplanacak katma değer vergisini ödemeyi kabul etmeleri halinde, bu maddedeki matrah artırımı hükümlerinden yararlanabileceklerdir. Mükellefler ödemeleri gereken %15 oranında katma değer vergisini, gelir veya kurumlar vergisi matrahının artırılan tutarı üzerinden hesaplayacaklardır. ca) 1, 2 veya 3 dönem için beyanname verilmiş olması durumu cb) 3 aylık vergilendirme dönemlerinin hiçbirinde beyanname verilmemesi durumu Bu mükelleflerin katma değer vergisi artırımından yararlanabilmeleri için, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarını bu Kanun kapsamında artırmaları şarttır. Bunların katma değer vergisi artırımı dolayısıyla ödemesi gereken vergi, artırılan gelir veya kurumlar vergisi matrahına %15 oranı uygulanmak suretiyle hesaplanır. 3- İlgili Yıl İşlemlerinin Tamamının Kısmi İstisna Kapsamına Giren Teslim ve Hizmetlerden veya Tecil-Terkin Uygulaması Kapsamındaki Teslimlerden Oluşması Nedeniyle Hesaplanan Katma Değer Vergisi Bulunmaması Durumu İlgili takvim yılı içinde işlemlerinin tamamı kısmi istisna kapsamına giren teslim ve hizmetlerden veya tecil-terkin uygulanan teslimlerden oluşan, bu nedenle beyannamelerinde hesaplanan katma değer vergisi bulunmayan mükellefler, ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunmuş olmaları şartıyla katma değer vergisi artırımından faydalanabilirler. Bu mükelleflerin, katma değer vergisi artırımı talepleri nedeniyle ödeyecekleri vergi, gelir veya kurumlar vergilerinde artırılan matrahlara %15 oranı uygulanmak suretiyle hesaplanır. Ancak, bu mükelleflerin vergi artırımından yararlanmak istedikleri yıl içindeki bazı dönemlere ait beyannamelerinde “Hesaplanan katma değer vergisi” yer alıyorsa, vergi artırımı nedeniyle ödemeleri gereken verginin tespiti için karşılaştırma yapılması gerekir. Buna göre, artırım talebi nedeniyle ödenmesi gereken vergi; önce bu Tebliğin (VI-D/1 ve 2) bölümüne, daha sonra bu bölüme göre hesaplanır. Bu tutarlardan büyük olan, artırım nedeniyle ödenmesi gereken vergi olarak kabul edilir. Bu kapsama giren mükelleflerin, yıllık gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunmaları zorunludur. 4- Yıl İçinde İşe Başlayan veya Bırakan Katma Değer Vergisi Mükelleflerinde Vergi Artırımı Bu mükelleflerin vergi/matrah artırımı nedeniyle ödeyecekleri vergi aşağıdaki açıklamalar çerçevesinde belirlenir. a) Yıl içinde faaliyet gösterilen dönemlerin tamamında katma değer vergisi beyannamelerinin verilmiş olması Bu beyannamelerde yer alan “hesaplanan katma değer vergisi” tutarlarının toplamı, “kıst dönem yıllık hesaplanan katma değer vergisi” toplamı olarak kabul edilir. Bu tutarlara, Tebliğin (VI-D/1) bölümünde ilgili yıllar için belirlenen oranlar uygulanarak ödenmesi gereken katma değer vergisi bulunur. b) Üç veya daha fazla dönemde beyanname verilmiş olması Mükellef faaliyette bulunduğu dönemlerin tamamında beyanname vermemekle birlikte, üç veya daha fazla dönem için beyanname vermişse, bu beyannamelerde yer alan “hesaplanan katma değer vergisi” toplamı, beyanname verilen dönem sayısına bölünerek aylık ortalaması alınır ve yıl içinde faaliyette bulunulan dönem sayısı ile çarpılarak “kıst dönem yıllık hesaplanan katma değer vergisi” toplamı bulunur. Bu tutar üzerinden Kanunun 8 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasında belirtilen oranda katma değer vergisi ödenir. c) Mükellef hiç beyanname vermemiş veya 1 ya da 2 dönem için beyanname vermişse Bu Tebliğin (VI-D/2-b) bölümündeki açıklamalara göre işlem yapılır. 5- Basit usulde vergilendirilen gelir vergisi mükellefleri hakkında yapılacak işlemler 4811 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin (6) numaralı fıkrasında basit usulde vergilendirilen gelir vergisi mükellefleri hakkında 1999, 2000 ve 2001 yıllarındaki vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak katma değer vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacağı hükme bağlandığından, bu mükelleflerin vergi artırımı talebinde bulunmalarına gerek yoktur. 6- Vergi artırımında bulunanlar nezdinde inceleme ve tarhiyat yapılması Vergi artırımından yararlanmak isteyen mükellefler nezdinde, vergi artırımı talebinde bulundukları yıl veya yılların kapsadığı dönemler itibarıyla katma değer vergisi yönünden vergi incelemesi ve tarhiyatı yapılmaz. Ancak; -Artırım talebinde bulunulan yılları izleyen dönemlerde yapılacak vergi incelemelerine ilişkin olarak artırım talebinde bulunulan dönemler için “sonraki dönemlere devreden katma değer vergisi” yönünden vergi incelemesi yapılabilir. Bu incelemelerde artırım talebinde bulunulan dönemler için tarhiyat önerilemez. Ancak, elde edilen bulgular artırım talebinde bulunulmayan dönemlerdeki tarhiyatlar için kullanılabilir. -Artırım talebinde bulunulan dönemler için iade hakkı doğuran işlemlerden ya da ihraç kaydıyla teslimlerden doğan iade ve terkin taleplerine ilişkin olarak vergi incelemesi yapılabilir. İnceleme sonunda artırım talebinde bulunulan dönemler için terkin ve iade işlemleri ile sınırlı olmak üzere tarhiyat yapılabilir.
7- Ödenen katma değer vergisinin gelir veya kurumlar vergisi matrahından indirilmemesi E- GELİR (STOPAJ) VERGİSİNDE ARTIRIM Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi uyarınca hizmet erbabına ödenen ücretlerden, Kanunun 103 ve 104 üncü maddelerine göre sorumlularca gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir. Vergi tevkifatı yapmakla sorumlu olanlar, 94 üncü maddenin birinci fıkrasında sayılan gerçek ve tüzel kişilerdir. Bunlar, kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerdir. Spor klüpleri de dernek statüsünde olup tevkifat yapmakla sorumludur. Bu klüpler de ücret hükümlerine göre vergilendirilen ödemeleri için vergi artırımından yararlanabileceklerdir. Buna göre, hizmet erbabına ödenen ücretlerden vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanların bu sorumlulukları ile ilgili olarak vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olmamaları için, 4811 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi gereğince aşağıdaki esaslara göre vergi artırımı beyanında bulunmaları gerekmektedir. 1- Muhtasar Beyanname ile Beyanı Gereken Ücret Gelirlerinde Vergi Artırımı a)Vergi artırımında bulunulan yıla ait vergilendirme dönemlerinin tamamında muhtasar beyanname vermiş olan sorumlular Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi uyarınca hizmet erbabına ödenen ücretlerden vergi tevkifatı yapmaya mecbur olan sorumluların; her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri muhtasar beyannamelerinde beyan edilen ücret ödemelerinin gayrisafi tutarlarının yıllık toplamı üzerinden; 1998 yılı için .......................................... .%5, oranında hesaplanan gelir vergisini ödemeyi kabul etmeleri halinde, bu sorumlular nezdinde; vergi artırımı yapılan yıllara ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak ücret yönünden gelir (stopaj) vergisi incelemesi ve tarhiyat yapılmayacaktır. Vergi artırımında bulunmak isteyen mükelleflerin (sorumlular), 31 Mart 2003 tarihi mesai saati bitimine kadar, muhtasar beyannamelerini vermiş oldukları vergi dairesine yazılı başvuruda bulunmaları şarttır. Öte yandan, ilgili yıllarda muhtasar beyanname yönünden değişik vergi daireleri mükellefi olanlar, matrah artırımında bulundukları yıl için hangi vergi dairesinin mükellefi ise o vergi dairesine başvuracaklardır. Matrah artırımı yapılan yılın vergilendirme dönemlerinde değişik vergi dairelerine muhtasar beyanname vermiş olanlar, o yılda en fazla muhtasar beyanname verilen vergi dairesine başvuracaklardır. Başvurularında, o yıl içinde hangi vergi dairelerine muhtasar beyanname verdiklerini belirteceklerdir. Mükelleflerin (sorumlular) ilgili yılların herhangi bir vergilendirme dönemi için vergi artırımında bulunmaları mümkün olmayıp, yılın tamamı için vergi artırımı yapmaları zorunludur. Ancak, yıl bazında seçimlik hakları mevcuttur. Bu durumda vergi artırımı yapılan yıl için ücretler yönünden inceleme ve tarhiyata muhatap olmayacaklardır. b) Vergi artırımında bulunulmak istenilen yıl içinde en az bir dönemde muhtasar beyanname verilmiş olması halinde vergi artırımı Vergi artırımı isteminde bulunulan yılın vergilendirme dönemlerinin en az bir döneminde muhtasar beyanname verilmiş olması halinde, bu beyannamede yer alan ücret ödemelerinin gayrisafi tutarı, 12 ile çarpılmak suretiyle (1) yıla tamamlanarak vergi artırımına esas alınacak olan yıllık ücretler üzerinden hesaplanacak gelir (stopaj) vergisinin matrahı bulunur ve bu matraha Tebliğin (VI-E/1-a) bölümünde belirtilen vergi oranları uygulanmak suretiyle ödenecek vergi bulunur. Öte yandan birden fazla dönemde muhtasar beyanname verilmiş olması halinde verilen beyannamelerde yer alan ücretin gayri safi tutarlarının toplamı verilen beyanname dönemi sayısına bölünmek suretiyle ortalaması bulunur. Bulunan bu ortalama tutar 12 ile çarpılmak suretiyle vergi artırımına esas alınacak gelir (stopaj) vergisi matrahı bulunur ve bu matraha Tebliğin (VI-E/1-a) bölümünde belirtilen vergi oranları uygulanmak suretiyle ödenecek vergi bulunur. c) Vergi artırımında bulunulmak istenilen yılın vergilendirme dönemlerinde hiç beyanname verilmemiş olması durumu Mükellefler (sorumlular) gelir (stopaj) vergisi artırımı isteminde bulundukları yılın vergilendirme dönemlerinin hiç birisinde ücret ödemelerine ilişkin muhtasar beyanname vermemiş iseler bu yılla ilgili olarak aşağıda yapılan açıklamalar çerçevesinde hesaplanan gelir vergisinin ödenmesi halinde, 4811 sayılı Kanunun 9 uncu maddesindeki vergi artırımı hükümlerinden yararlanabileceklerdir. Vergi artırımında bulunulmak istenilen yılın her bir vergilendirme dönemi için; ca) 4811 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce ilgili yıl için verilmiş olan en son dört aylık sigorta prim bordrosunda bildirilen işçi sayısı kadar işçi çalıştırıldığı kabul edilecek ve vergi artırımında bulunulan yılın son vergilendirme döneminde 16 yaşından büyük işçiler için geçerli olan asgari ücret tutarı, bu işçi sayısı ile çarpılmak suretiyle bir vergilendirme dönemine ait gelir (stopaj) vergisi matrahı hesaplanacaktır. Bu tutar 12 ile çarpılmak suretiyle 1 yıla iblağ edilerek 4811 sayılı Kanunun 9 uncu maddesine göre vergi artırımına esas olacak yıllık ücretler üzerinden hesaplanan gelir (stopaj) vergisi matrahı bulunacaktır. Bulunan bu tutar üzerinden ilgili yıl için Tebliğin yukarıda(VI-E/1-a) bölümünde belirlenen oranda gelir vergisi ödenmesi suretiyle, vergi artırımı hükümlerinden yararlanılacaktır. En son dört aylık sigorta prim bordrosunda yer alan ayların en fazla işçi çalıştırıldığı aydaki işçi sayısı hesaplamalarda dikkate alınacaktır. cb) Vergi artırımı yapılmak istenilen yılda sigorta prim bordrosunun hiç verilmemiş olması halinde, 4811 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar vergi artırımı yapılan yılı izleyen vergilendirme dönemlerinde verilen ilk sigorta prim bordrosundaki işçi sayısı kadar işçi çalıştırıldığı kabul edilir ve bu işçi sayısı esas alınarak yukarıda (ca) bölümünde açıklandığı şekilde bu Kanun hükümlerine göre ödenmesi gereken gelir vergisi tutarı hesaplanır. cc) 1998, 1999, 2000 ve 2001 yıllarının tamamında 4811 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar sigorta prim bordrosunun hiç verilmemiş olması halinde, en az iki işçi esas alınmak suretiyle yukarıda (ca) bölümündeki açıklamalar çerçevesinde bu Kanun hükümlerine göre ödenmesi gereken gelir vergisi hesaplanır. 2- Yıl İçinde İşe Başlayan veya İşi Bırakan Mükelleflerin Durumu Gelir (stopaj) vergisi artırımında bulunmak isteyen mükelleflerin (sorumluların) artırımda bulunacakları yıl içinde işe başlamış ya da işi bırakmış olmaları halinde, faaliyette bulunulan vergilendirme dönemleri esas alınarak yukarıdaki bölümlerde yapılan açıklamalar çerçevesinde ilgili yıl için artıracakları vergi tutarları hesaplanacaktır. Bu hesaplamada, faaliyette bulunulan vergilendirme dönemlerine ait gelir (stopaj) vergisinin 1 yıla iblağ edilmesi söz konusu değildir. 3- Vergi Artırımında Bulunulacak Yıl İçin Yapılıp Kesinleşen Tarhiyatların Durumu Mükelleflerin (sorumluların), gelir (stopaj) vergisi artırımında bulunmak istedikleri yıl içinde yer alan vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak, haklarında 4811 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce ikmalen veya re’sen yapılıp kesinleşen gelir (stopaj) vergisi tarhiyatları ile muhtasar beyannamelerindeki beyanlarının vergi matrahları birlikte dikkate alınacak ve bu toplam matraha Tebliğin yukarıda (VI-E/1-a) bölümünde yer alan vergi oranları uygulanmak suretiyle ödenmesi gereken vergi hesaplanacaktır. 4- Vergi Artırımı Sonucu Ödenen Vergilerin Gelir Veya Kurumlar Vergisinden İndirilmemesi 4811 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi hükmüne göre yapılan vergi artırımı sonucu ödenen gelir (stopaj) vergisi, mükelleflerin gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınamaz. 5- Vergi Artırımı Kapsamına Giren Yıllarda Uygulanan Asgari Ücret Tutarları Bu bölümde yapılan açıklamalar çerçevesinde hizmet erbabına ödenen ücretlere ilişkin gelir (stopaj) vergisinde yapılacak vergi artırımında, ilgili yılların son vergilendirme döneminde 16 yaşından büyük işçiler için geçerli olan asgari ücret tutarları aşağıda belirtilmiştir. 1998 yılı için .............................. 47.839.500.-TL ORTAK HÜKÜMLER 1- Matrah ve Vergi Artırımı ile Matrah Beyanı Dolayısıyla Ödenmesi Gereken Vergilerin Ödeme Zamanları: Birinci taksitinin Şubat 2003 ayı, içinde ödenmesi gerekmektedir. Ancak, Kanunun 21 inci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden Şubat/2003 ayı olarak belirlenen ilk taksit ödeme süresi 31 Mart 2003 tarihi mesai saati bitimine kadar uzatılmıştır. 4811 sayılı Kanuna göre tarh ve tahakkuk ettirilen gelir, kurumlar ve katma değer vergilerinin yukarıda belirtilen taksit süreleri içinde ödenmemesi halinde, aynı Kanunun 18 inci maddesi hükmü saklı kalmak kaydıyla 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre gecikme zammı ile birlikte takip ve tahsiline devam olunacaktır. 2- Vergi Matrahlarının Takdiri İçin Takdir Komisyonlarına Sevk Edilmiş Bulunan Mükellefler İle Haklarında Vergi İncelemesine Başlanılmış Mükelleflerin Durumu 4811 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin (4) numaralı fıkrasında bu Kanuna göre matrah artırımında bulunulmasının Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce başlanılmış olan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine engel teşkil etmeyeceği hükmü yer almıştır. Ancak, bu mükellefler hakkında vergi incelemesi ile takdir işlemlerine göre tarhiyat yapılabilmesi için aşağıda belirtilen hususlara uyulması gerekir. a) 4811 sayılı Kanuna göre matrah artırımında bulunan mükellefler hakkında, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce başlanılmış olan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerinin, Kanunun yürürlüğe girdiği ayı izleyen ayın başından itibaren 1 ay içerisinde sonuçlandırılması şarttır. Bu süre içerisinde sonuçlandırılamayan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine devam edilmeyecek, bulunduğu safhada bırakılacaktır. Mükellefler sadece artırılan matrahlar üzerinden hesaplanan vergileri ödeyeceklerdir. b) Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce başlanılmış söz konusu vergi incelemeleri ile takdir işlemlerinin (a) bölümünde belirtilen sürede sonuçlandırılması ve tarhiyata konu matrah farkı tespit edilmesi halinde; ba) Mükellef, inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten önce matrah artırımında bulunmuş ise, inceleme ve takdir sonucu bulunan matrah farkı ile mükelleflerin bu Kanunun 7, 8 ve 9 uncu maddeleri hükümlerine göre artırdıkları matrahlar birlikte değerlendirilir. Bu değerlendirme sonucu mükellefin ilgili yıllarda artırılan matrah tutarlarının, vergi incelemeleri veya takdir komisyonu kararlarına göre o yıl için belirlenen matrah farkından fazla veya bu tutar kadar olması durumunda mükellef hakkında ayrıca vergi incelemeleri ve takdir komisyonu kararlarına göre vergi tarhiyatı yapılmaz ve ceza uygulanmaz. bb) Vergi incelemeleri ve takdir sonucu belirlenen tarhiyata konu matrah farkının, mükellefin ilgili yıl için artırdığı matrah tutarından fazla olması halinde, aradaki fark tutar kadar matrah farkı üzerinden mükellef hakkında gerekli vergi tarhiyatı yapılacak ve ceza uygulanacaktır. Ancak mükellef, bu fark tutarı üzerinden tarh edilen vergiler ile uygulanan gecikme faizi ve cezaları için 4811 sayılı Kanunun 5 inci maddesi hükmünden yararlanarak ödemede bulunabilir. bc) Bir ay içinde sonuçlandırılan ve yukarıda (ba) ve (bb) bölümlerinde belirtilen esaslar çerçevesinde yapılan tarhiyatlar ile ilgili olarak mükelleflerin tarhiyat öncesi uzlaşma talepleri dikkate alınmaz. bd) Bu bendin uygulanmasında, inceleme ve takdir işlemlerinin sonuçlandırılmasından maksat, vergi inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettirilmesidir. c) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce haklarında vergi incelemesi ve takdir işlemlerine başlanmış olan mükelleflerin, söz konusu inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten önce 4811 sayılı Kanuna göre matrah arttırımında bulunmamaları halinde, bu mükellefler yukarıdaki uygulamalardan yararlanamayacak yapılan tarhiyatlar için bu Kanunun 5 inci maddesi hükmünden yararlanabileceklerdir. d) Bu Kanuna göre matrah artırımında bulunan mükelleflerin, yıllık gelir veya kurumlar vergisine mahsuben daha önce tevkif yoluyla ödemiş oldukları vergilerin, mahsup ya da nakden iadesi konusundaki başvuruları, ilgili Kanun hükümleri ve Genel Tebliği esasları çerçevesinde sonuçlandırılacağından, matrah artırımında bulunan mükellefler hakkında mahsup ve iade talebi ile sınırlı olmak üzere vergi incelemesi yapılabilecektir. Bu incelemelerin 1 aylık süre içinde sonuçlandırılması şartı aranmayacaktır. İnceleme sonucuna göre mükellefin mahsup ve iade talebi yerine getirilecek veya reddedilecektir. İade talebinin reddi halinde söz konusu vergiler, ister teminat karşılığı isterse teminat alınmadan daha önce iade edilmiş ise gerekli vergi ve ceza tarhiyatı yapılacaktır. Teminat karşılığı veya teminat alınmaksızın (Örneğin, yıllara sari inşaat işlerinde iadesi talep edilen verginin 2 milyar lirasının tamamı ile fazlasının % 30’unun iade edilmesi gibi) yapılan iadeler ile ilgili inceleme raporunda, tespit edilen matrah farkı nedeniyle talep edilen iadeyi aşan bir vergi farkı bulunması halinde; iadesi talep edilen tutarı aşan kısım için tarhiyat yapılabilmesi incelemenin 1 ay içinde sonuçlandırılmasına bağlıdır. Bu takdirde de mükellefin matrah artırımının dikkate alınacağı tabiidir. Ancak, iade tutarı ile ilgili olarak incelemenin 1 ay içinde sonuçlandırılması şartı aranılmadığından, iade tutarı ile sınırlı olmak üzere inceleme devam edebilecek ve yukarıda açıklandığı şekilde işlem yapılacaktır. e. Bu Kanunun 8 inci maddesinin (7) numaralı bendinde, katma değer vergisi artırımında bulunulan yıllarla ilgili olarak mükellefler hakkında sonraki dönemlere devreden indirilebilir katma değer vergileri ve ihraç kaydıyla teslimlerden veya iade hakkı doğuran işlemlerden doğan tecil-terkin ve nakden ya da mahsuben iade işlemleri ile sınırlı olmak üzere 1 aylık inceleme şartı aranmaksızın bu Tebliğin (VI-D/6) bülümündeki açıklamalar çerçevesinde inceleme ve tarhiyat yapılabilecektir. 3- Diğer Hususlar a) Matrah/vergi artırımında bulunan ve bu konudaki şartları yerine getiren mükelleflerin defter ve belgeleri artırıma konu vergi türleri için kendileri adına tarhiyat yapılmak amacıyla incelenmemesine rağmen, defter ve belgelere, diğer vergi türleri için inceleme yapılması, üçüncü kişilerle ilgili olarak karşıt incelemeler yapılması, mahkemelerce belli konulara bakılması veya bilirkişilerce ihtiyaç duyulması gibi nedenlerle müracaat edilebilecektir. Bu nedenle, matrah/vergi artırımından yararlanan mükelleflerin, defter ve belgelerini Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca saklayacakları ve ibraz edecekleri tabiidir. b) Matrah/vergi artırımında bulunan mükelleflerin, matrah/vergi artırımlarının doğruluğu vergi dairelerince araştırılacaktır. Kanun hükümlerine göre, doğru beyan edilmeyen matrah/vergi artırımları ile ilgili olarak eksik tahakkuk eden vergiler, ilk taksit ödeme süresinin sonunda tahakkuk etmiş sayılacak, bu Kanunda açıklandığı şekilde tahsil edilecektir. c) Artırılan matrahlar nedeniyle geçici vergi hesaplanmaz ve tahsil olunmaz. e) 4811 sayılı Kanununun 7, 8 ve 9 uncu maddelerine göre matrah/vergi artırımları, bu Tebliğe ekli bildirim formları ile yapılacaktır. Bu bildirimler nedeniyle mükelleflerden yıllık, muhtasar ve katma değer vergisi beyannameleri için alınmakta olan vergiler (damga vergisi, eğitime katkı payı gibi) alınmayacaktır. Öte yandan Kanunun 7 nci maddesinin (7) numaralı bendine göre, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde yer alan vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratların muhtasar beyanname ile beyan edilmemiş olması durumunda yapılacak vergi artırımlarının da Kanunun 21 inci maddesinin Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye istinaden bu Tebliğe ekli bildirim formu ile bildirilmesi uygun bulunmuştur. Bu mükellefler hakkında Vergi Usul Kanununun usulsüzlük cezalarına ilişkin hükümleri uygulanmayacaktır. f) Matrah ve vergi artırımı yapılmayan yıllar ve dönemler için idare vergi incelemesi yapabilecektir. g) Bu Kanunun 7,8 ve 9 uncu maddelerine göre yapılan matrah ve vergi artırımı sonucu ödenen vergiler, gelir ve kurumlar vergisi matrahlarından hiçbir şekilde gider veya indirim konusu yapılamaz. h) Bu kanuna göre matrah arttırımında bulunan mükellefler hakkında kanunun yürülüğe girdiği tariheten önce başlanılmış incelmeler sonucu düzenlenen ve 31 Mart 2003 tarihi mesai saati bitimine kadar vergi dairesinin kayıtlarına intikal ettirilen incelem raporlarında; ilave tarhiyat olmaksızın sadece zarar azaltılması öngörülmesi halinde, belirlenen bu zarar tutarı öncelikle ilgili döneminde beyan edilen zarar tutarına indirilmesi, bu işlem sonucu kalan zarar tutarının %50’nin 2002 ve müteakip yıl kazançlarından Kurumlar Vergisi Kanunun 14/7 nci maddesi hükmü çerçevesinde mahsup konusu yapılması gerekir. Diğer yarısının ise indirim konusu yapılamayacağı tabiidir. ÖRNEK: (B) Anonim Şirketi hakkında 2001 yılına ilişkin olarak bu Kanunun yayımı tarihinden önce başlanılmış bir vergi incelemesi bulunmaktadır. Mükellef 25 Mart 2003 tarihinde 4811 sayılı Kanuna uygun olarak incelemenin yapıldığı yıla ait kurumlar vergisi ve gelir (stopaj) vergisi matrah/vergi artırımında bulunmuştur. 30 Mart 2003 tarihinde vergi dairesi kayıtlarına intikal ettrilen vergi inceleme raporunda; mükellefin 2001 yılında beyan ettiği 120 milyar lira zarar tutarının 80 milyar lirası kabul edilmemiştir. Bu durumda matrah artırımında bulunan mükellefin, anılan yıla ilişkin olarak beyan ettiği zarar tutarından raporda kabıl edilmeyen zararın mahsup edilmesi ve kalan (120 milyar lira- 80 milyar lira= ) 40 milyar liranın yarısı olan 20 milyar liranın 2002 ve müteakip yıl kazançlarına Kurumlar Vergisi Kanunun ilgili hükmü çerçevesinde indirilmesi gerekir. Kalan 20 milyar TL zarar tutarı ise hiçbir şekilde indirim konusu yapılmayacaktır. Bu bölümde açıklanan matrah/vergi artırımına ilişkin örnekler aşağıda sıralanmıştır. ÖRNEK:1- Gelir vergisi mükellefi olan (A)’nın yıllık beyannamede beyan ettiği gelir vergisi matrahı, 1998 yılı için 18.500.000.000 lira, 1999 yılı için 24.000.000.000 lira, 2000 yılı için 36.000.000.000 lira ve 2001 yılı için ise 50.000.000.000 liradır. Bu mükellef, 1998, 1999, 2000 ve 2001 yıllarına ilişkin gelir vergisi matrahını 4811 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanarak artırmak için 14/3/2003 tarihinde bağlı olduğu vergi dairesine başvurmuştur. Bu mükellefin 4811 sayılı Kanuna göre ödeyeceği gelir ve katma değer vergisi tutarları aşağıda açıklanan şekilde hesaplanacaktır. Gelir Vergisinin Hesabı
Katma Değer Vergisinin Hesabı İLGİLİ YILDA MÜKELLEFİN VERDİĞİ BEYANNAMELERDE
Artırılan Vergilerin Taksit Tutarları ve Ödeme Zamanı Yukarıda hesaplanan vergiler, 9 eşit taksitte ödenecektir.
ÖRNEK:2- (B) Anonim Şirketinin 2001 yılına ilişkin olarak vermiş olduğu kurumlar vergisi beyannamesinde beyan ettiği ticari kar 800.000.000.000 liradır. Bu kurum aynı yılda, 400.000.000.000 lira yatırım indirimi uygulamış olduğundan kurumlar vergisi matrahı 400.000.000.000 lira olarak beyan edilmiştir. Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendine göre, tevkif ettiği vergi olan (400.000.000.000 x % 18=) 72.000.000.000 lira gelir vergisini muhtasar beyanname ile beyan ederek ödemiştir. Anonim şirket anılan yıl vergilendirme dönemlerinin hiçbirisinde katma değer vergisi beyannamesi vermemiştir. Bu şirketin 2001 yılına ilişkin kurumlar vergisi, gelir (stopaj) vergisi ve katma değer vergisi yönünden matrah artırımında bulunmak istemesi halinde, artırım dolayısıyla ödeyeceği vergiler aşağıdaki gibi hesaplanacaktır. Kurumlar Vergisinin Hesabı
Gelir (Stopaj) Vergisinin Hesabı
Bu mükellef, kurumlar vergisi matrahı ile tevkif edilen gelir vergisini birlikte artırmak zorundadır. Aksi takdirde 4811 sayılı Kanunun matrah artırımı hükümlerinden yararlanması söz konusu olmayacaktır. Katma Değer Vergisinin Hesabı Örnekte yer alan (B) A.Ş. katma değer vergisi yönünden de vergi artırımında bulunmak istemesi halinde, ödeyeceği katma değer vergi tutarı; artırılan kurumlar vergisi matrahı tutarı olan 60.000.000.000 liranın % 15’i olan 9.000.000.000 lira olacaktır. Ödenecek Taksit Tutarları
Bu kurumun matrah artırımında bulunması halinde ödeyeceği vergiler aşağıdaki gibi hesaplanacaktır. Kurumlar Vergisinin Hesabı
(*) Mükellef 11.250.000.000.-TL’ndan aşağı olmamak üzere, matrah artırımında bulunmak zorundadır. Bu nedenle, 11.250.000.000.- TL tutarında matrah beyan etmiştir. Gelir Vergisinin Hesabı
(**) Mükellef, artırılan kurumlar vergisi matrahı olan 11.250.000.000.TL’nın yarısından aşağı olmamak üzere, matrah artırımında bulunmak zorunda olduğundan 5.625.000.000.-TL tutarında matrah beyan etmiştir. Mükellef her iki matrah artırımını birlikte yapmak zorundadır. Katma Değer Vergisinin Hesabı Bu mükellefin 4811 sayılı Kanuna göre katma değer vergisi artırımında bulunması halinde, ödeyeceği asgari katma değer vergisi tutarı; artırılan kurumlar vergisi matrahı tutarı olan 11.250.000.000 liranın % 15’i olan, 1.687.500.000 TL. olacaktır. Bu vergi 9 eşit taksitte (1 taksit tutarı 187.500.000 TL.) ödenecektir. ÖRNEK:4- (Y) Derneği, 2001 yılı vergilendirme dönemlerinin hiçbirisinde hizmet erbabına ödemiş olduğu ücretler üzerinden kesilen vergilere ilişkin muhtasar beyannameyi vermemiştir. Aynı şekilde anılan yılda SSK’na da bildirimde bulunulmamıştır. Dernek, 2002 yılının ilk vergilendirme dönemi olan Ocak ayında SSK’na vermiş olduğu sigorta prim bordrosunda 10 işçi için prim ödemesinde bulunmuştur. Bu durumda, 2001 yılında ödenen ücretlere ilişkin vergi artırımı aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır. (2001 yılının son vergilendirme dönemi olan Aralık ayında 16 yaşından büyük işçiler için geçerli olan asgari ücret tutarı 167.940.000 TL’dır.) -Bir vergilendirme dönemi ücretlere ilişkin gelir (stopaj) vergisi matrahı (167.940.000 x 10=) 1.679.400.000 TL -2001 yılı toplam gelir (stp) vergisi matrahı (1.679.400.000x12=) 20.152.800.000 TL -Gelir (stp) Vergisi …………………….. (20.152.800.000 x % 2=) 403.056.000 TL |